Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BIRAKIN onca yıllık hoca ve siyasetçi olmayı... Bırakın Meclis’te “milletvekili”, partide “lider” olmayı... İnsan, sadece insan olarak... İnsan, sadece vicdan olarak... İnsan, sadece pişman olarak bile bakmaz mı o fotoğraflara.

        “Siyasetçi, medya, patron, gazeteci” tehdit edip nefret, şiddet yüküyle hedef gösteren Bahçeli ve “yakın çalışma” arkadaşları dedi ki: “Milliyetçi, ülkücü irade asla unutmayacak... Türk milliyetçileri hesabını mutlaka soracak... Göstereceğimiz müsamahanın sınırları daralmakta... MHP asla affetmeyecek, tek tek not edecek.” İnsanlık, vicdan, pişmanlık o an kurumuş bile olsa, o fotoğraflara bakınca, hatırası, hafızası; beyin kıvrımlarını acıtarak, kalbinde sıkıntı yaratarak, onca yılın ıstıraplarını bir an bile olsa hissederek canlanmaz mı hiç!

        Devlet Bey; Bakın fotoğraflara. Orada el ele vermiş kadınlar, acıları asla küçülmeden büyümüş evlatlar göreceksiniz. Bir kısmı, “Milliyetçileri hesap soracak” türünden cinayet kurbanlarının yakını. İyi baksanız, yüzlerinde, öldürülenlerin yüz hatlarını seçeceksiniz. Bırakın “iktidar yanlısı” dediğiniz medyayı; dünkü Cumhuriyet’e bakın mesela. Bazı kendi hatırasını kaybeden, onca mensup ve okurunu “darbe döşeyici cinayetler”e verdiği halde; darbeciyle, işkenceciyle yan yana gelişi anlayamadığım Cumhuriyet’e: Sekiz sütun, yan yana “vesikalık”lar. Özellikle “1980 öncesi” öldürülenlere bakın: Doğan Öz, Abdi İpekçi, Cavit Orhan Tütengil, Ümit Kaftancıoğlu, Kemal Türkler... Daha yüzlercesi. Her bir kurbanın ardında, Ağca, Çiftçi, Çelik, Çatlı, Özbey, Kırcı, Armağan gibi “bildik” isimler göreceksiniz. Tabii sırf o yana bakmayın; hâlâ acılarla inleyen tarihin içinde, Darendeliler, Sazak gibi dostlarınızı, Ayşe Çetinkaya, Abdullah Gülbahar, Ahmet Adil Okur, Adem Tomay, Cemal Gülbay, Erhan Cengiz, Bülent Alp, Cemil Çöllü gibi partinizden, ocaklarınızdan veya sadece sokaktan geçip öldürülmüş onca insanı hatırlayın. Onca cinayet, suikast, katliamla; “hesap sorma” ve kullanılma ile kanlı yolu döşenen şantiyeleri iyi bildiğiniz 12 Eylül’de, ölümler içinde yuvarlanıp idam edilen Duracık, Esendağ, Arıkan, Karataş, Orkan gibi “gençleriniz”i hatırlayın. Öldürme, ölme, hesap sorma, müsamaha daraltma, affetmeme, irade cehennemini; öldürmeye ve ölmeye yollanan onca genci hatırlayın!

        Tehdit savurup tehlikeli mesajlar verirken; İnsan sadece insan olarak, bunları bile hatırlamaz mı? İnsan sadece vicdan olarak, bunlarla sızlamaz mı? İnsan sadece pişman olarak, bin düşünüp bir konuşmaz mı, ağzından çıkandan utanmaz mı?

        Hedef gösterme!

        HEDEF olan köpürüyor ama bir yandan da harıl harıl hedef gösteriyor. Vakit Gazetesi, MHP tarafından gösterildi, köpürüyor; tamam, haklı. Ama hedefe koyduğu bürokrattan kapattırdıkları tiyatroya kadar, her vakit hedef göstermekten utanmıyor mu? Listelenen, fişlenen, hedef yapılan birçok odak, mahfil, cemiyet, cemaat, şahsiyet... Bir yandan harıl harıl “hedef, fiş, liste, çarpı, intihar” imal ediyor. Herkesi fişlemiş orduda, hedef haline gelip aşağılandıkları için intihar eden subaylar. O fişlerden yakınırken bir subayı intihara sürükleyen kafalar öte yanda. Güneydoğu’da PKK uzantılarının fişlediği AKP’liler, “Fethullahçılar” ve fişlenenlerin çarşaf çarşaf fişleri. Her gün birilerinin hayatına saldırırken, “Beni hedef gösteriyorlar” diye ağlayabilen gazetecilerin ülkesi burası!

        Diğer Yazılar