Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        1. Oda hapsi cezasıyla, astsubaylığımın 24’üncü yılında emekli olmak zorunda kaldım.

        2. Askeri yasaların silsile yolunu kullanıp hak arama maksadıyla, amirim albayı, yasalara aykırı davrandığı için şikayet etmiştim.

        3. Bana, üst makam onayıyla, oda hapsi olarak geri döndü.

        4. Çocuklarıma yalan söyleyip hapiste kaldım.

        5. Cezaevi şartları iyi değildi ama rütbelilerden ayrı bölümde hapis erbaş ve erler acınacak haldeydi. Daltonlar gibi giydirilip yüksek sesle marş söyletilerek ağır işte çalıştırılıyordu.

        6. Gardiyan erler, benim gibi amirlerince cezalandırılan erlere kötü davranıyordu.

        7. Yasal şikayette bulunmuş ama yasada yer almayan gerekçeyle cezalandırılmıştım.

        8. Emeklilik şart oldu; çünkü sürgün bekliyordu. Eşini, çocuklarını götüremezsin; izin alıp çocuklarını görmeye gidemezsin.

        9. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sürecini incelemeye başladım. Çünkü iç hukukta, oda hapsine tek itiraz bir üst amire; yargı yolu kapalı.

        10. AİHM başvurumu tek başıma yaptım çünkü avukatlar yüksek ücret istedi.

        11. Şikayetçi olduğum albayın “mobbing”ine maruz kalıyordum; hakkımda tahkikat süreci başladı.

        12. Anayasal “adil yargılama hakkı”na güvenip Askeri yargıya başvurdum.

        13. Askeri mahkeme, dilekçemi işleme koymak yerine, onu delil sayıp usulsüz müracaat suçlamasıyla bana dava açtı.

        14. AİHM için adli yardımdan faydalanabileceğime, başvurumun kabul edildiğine dair yazı geldi.

        15. Devletten savunma istendi.

        16. Adalet Bakanlığına avukat talebinde bulundum. Karşı tarafım diye reddedildi.

        17. AİHM, il barosuna başvurmam için yazı gönderdi.

        18. Başvurdum; bir sürü devlet dairesine, bankalara imzalatmam için form verdiler. İmzalattım.

        19. Ama bir maaşım ve bir aracım var diye avukat vermeyi reddettiler.

        20. Avukatın istediği ücretle 6 ay evi geçindiriyorum oysa.

        21. Avukat tutamadım; AİHM’e, savunmayı kendim yapacağımı yazdım.

        22. Bunları yazıyorum çünkü astlarda dayanışma yok gibi. Korkutulmuş olduklarından oda hapsine büyük kısmı itiraz edemiyor.

        23. İtiraz eden, AİHM’e nasıl başvuracağını bilemiyor, ordudan atılıp çoluk çocukla perişan edileceği telkinleri altında kalıyor.

        24. Oda hapsi TSK’da, özellikle Jandarma’da çok yaygın.

        25. AİHM’de Türkiye’nin kaybettiği davalar amirlere rücu ettirilmediği için, teğmen dahil, yetkisi olan herkes bu cezaları bol bol veriyor.

        26. Oda hapsi alan herkes, AİHM’in yargısız infaz diye mahkum ettiği bu ceza için başvuru yapmalı.

        27. Oda hapsi dosyada saklanıyor ve personeli yeni cezalar için de kovalıyor.

        28. Oda hapsi alanların dörtte biri başvurmuş olsa, yüzde 90’ı kazanır, bu ceza kalkardı.

        29. Benim gibi avukat tutamayanlara yol göstermeye de hazırım.

        30. Kaleminize ve yüreğinize sağlık!

        Fakat bu hainlik!

        1. Öfke dolu firari subayım.

        2. 13 yaşında bir çocukken aile kararıyla askeri liseye yerleştirildim.

        3. Alışamadım, sevemedim. Ayrılmak istedim.

        4. Ailemin durumu belli. Yıllar önce bile 40 milyar lira tazminat istendi. Ayrılamadım.

        5. Mezun oldum nihayetinde. Çalıştım.

        6. Yine olmadı. Tazminata bile kapalı 15 yıl mecburi hizmet köleliliği yüzünden firar ettim. Hapse mahkumum.

        7. 13’üme kadar çocuktum. Sonraki 15 yılın içinde psikiyatri kliniği, kaçak hayat, vatan haini damgası, yalnız yaşam. Maddi, manevi tükenmişlik.

        8. Tek suçum, ailem tarafından 13 yaşımda askeri liseye gönderilmek.

        9. Ne devletin, ne paşaların malıyım. Sadece insanım. Devlet niye insandan önemli?

        10. Şaka gibi: Darbelerle öldürülmüş solcular cellatlarına alkış tutar olmuş; darbelerin büyüttüğü sağcılar darbe karşıtı!

        11. Sırf düşünceleri için canı acıyan, içi kanayan insan sayısı kaçtır?

        ***

        Not: Her çocuğun bir “insan” olarak doğduğuna ve öyle var olması gerektiğine inanılmayan “toplu eserler”de, trajedi hakim oyun türüdür!

        Not:Mecburi hizmet, vicdani ret, emir-komuta, sevk ve idare ötesi otorite, ağalıma, dışlama; militer kültür ve örgütlenmenin tüm sivil hayatta, aileden okula, cemiyetten cemaate, en ilkelinden en modernine işyerine ve erkek şiddetine kesif nüfuzu… toplumun militer dil üstünden konuşması; askeri vesayeti geriletme iddiasındakilerin, gerek toplum karşısında gerek yurtta ve cihanda militer bir zihniyete saplanması hep aynı trajedinin sahneleri!

        Diğer Yazılar