Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - Oğlunuz Mazlum ölmüştür!

        - Pekiyi.

        - Oğlunuz Mazlum kendini vurmuştur!

        - Tamam.

        - Oğlunuz Mazlum kendini sol şakağından vurmuştur!

        - Nasıl münasip görürseniz.

        - Oğlunuz Mazlum kendini sol şakağından G 3 tüfeğiyle vurmuştur!

        - Emriniz olsun.

        - Oğlunuz Mazlum kendini sol şakağından G 3 tüfeğiyle psikolojik sorunları yüzünden vurmuştur.

        - Psikolojiniz sağolsun.

        - Oğlunuz Mazlum kendini sol şakağından G 3 tüfeğiyle psikolojik sorunları yüzünden terhisine 5 ay kala vurmuştur.

        - Kalan aylar sağolsun.

        - Oğlunuz Mazlum kendini sol şakağından G 3 tüfeğiyle psikolojik sorunları yüzünden Jandarma’nın kazan dairesinde vurmuştur.

        - Kazan sağolsun!

        ***

        Devletin vatandaşından beklediği bu.

        Oğlunun adını Mazlum koyacaksın ki…

        Bir gün, beklerken teskere, şakağı kan dolduğunda, sormayacaksın askere.

        Çünkü daha bebekken yazılmıştır mazlum olmaya!

        ***

        Camianın ezilmeye, aşağılanmaya, hor görülmeye, hak gaspına itirazı yüzünden “Zanlı” çıkan TEMAD Başkanı Ahmet Keser, 5N1K’da Cüneyt Özdemir’e, “10 yılda şehitten çok intihar eden asker var” dediğinde, bin askere vurmuş istatistikte Mazlum var mıydı, yok muydu…

        İnan onca sıvasız hane çocuğu arasında şaşırmışımdır.

        Ama ne fark eder…

        Bir Mazlum eksik bir Mazlum fazla, bir varmış bir yokmuş, kime keder!

        ***

        Evladının tabutunu öylece alacaksın; üstüne şüpheden bir bayrak saracaksın.

        Sıvasız hanelerin sayısız tabutları yanına; kimi tabutsuz ve sadece hafızadan, hatıradan mezarların toprağına koyacaksın.

        Birbirlerine soracaklar, tertip kaç; memleket nere; kimlerdensin; beni sen mi vurdun, seni ben mi vurdum, şakağıma koyar mısın elini, şu kopmuş elimi tutar mısın diye!

        ***

        Ama sırf o değil.

        Mazlum, EMEP üyesi bir genç.

        Bir de Kürt.

        Tamam, intihar eden, intihar denen, kazadır, zayiattır diye kefenlenen nice çocuğun kimliği böyle değil.

        Tamam, o kimlikten nicesi askerde ne intihar ediyor, ne öldürülüyor; kimi zaman şehit olup da Türkçe bilmeyen bir ananın Kürtçe ağıtının kucağına bile düşüyor.

        Ama intihar eden çocukların ve intihar denen, kaza denenlerin arasında epey mevcutları da mevcut!

        İstanbul’dan Ermeni kimlikli “her Türk asker doğar üst kimlikli” Sevag Şahin tertibinin “kaza” kurşunuyla…

        Darıca’dan Kürt ve sosyalist kimlikli “Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır üst kimlikli” Mazlum, solak olmadan sol şakaktan “kendini vurmak” suretiyle…

        Adana’da 21 yaşında, genç Türk kimlikli, “Üstün astını muaheze etmesi suç değildir üst kimlikli” Sercan Astsubay, komutan hakareti ardından “ters elle” başına sıkarak…

        Şırnak’ta 42 yaşında, alttaki ast kimlikli, “Biz başız siz köle üst kimlikli” Atakan Astsubay, şakağa dayadığı silahı ateşleyerek…

        Kıbrıs’ta “Sizi sayıyla mı verdiler üst kimlikli” er Uğur, “disko” tabir edilen eza-eziyet merkezinde, başka kölelerin işkencesine dayanamamak marifetiyle…

        Yurdun her köşesinden “Hem canını, hem onurunu ver üst kimlikli”lerden Caner Uzman Çavuş, aşağılanıp hakaretle atıldığı yargısız oda hapsinden alınıp fırlatıldığı çatışmada düşerek…

        ***

        Böyle gidiyor.

        Ve cumhuriyetçi paşalar, muhafazakâr ağalar bu gidişatın üstüne basıveriyor.

        Lakin en acısı şu:

        Mazlum’un intiharında, intiharsa bile, onu ölüme sürüklemiş baskı, aşağılama, kimlik kurcalama ve tehditte…

        Üstlerin durmadan aşağıladığı alttakilerden birinin de ayak izleri, parmak izleri, nefret izleri mevcut.

        İşte en acısı ve aşağılayan, hor gören, esir-köle çıkaran düzenin sırrı da bu:

        Kuşu kurda yem ederken; kuşlardan da, başka kuşları parçalayacak bir kurt sureti yaratmak!

        Aşağılanmak istemesen bile başkasını aşağılama histerisi.

        Acıların bile bir ötekine düşman edilmesi.

        Kardeşlik yerine kalleşlik.

        Bilinç yerine linç.

        Dayanışma yerine dayatma, ayrışma.

        Boyun eğmemek yerine boyun eğdirmek.

        Başını dikleştirmek yerine ezecek bir baş peşine düşmek.

        Mağdurken bile, bir mazlum bulup zalimler sofrasından bir pay kapmak!

        Diğer Yazılar