Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu fotoğraf Boston vahşeti ve dehşetinden.

        2 patlama, 3 ölü, 130 yaralı.

        117 yıllık, dünyanın (halihazırdaki) en eski maratonu”nu, tam finiş çizgisinde, çifte bombayla parçalayan, çocukları da kana bulayan bir hainlikten.

        Tüm dünya, Taliban ve benzerlerinin üstlenmediği, belki “kökü ABD’de” olabilecek, belki mikro-11 Eylül denebilecek bu seri bombaları konuşuyor.

        Haberlere göre, “ABD ve Batı dünyası alarmda”.

        Maraton çok milletli olduğu için, her ülke kendi vatandaşlarının peşinde bir yandan.

        Kaç Fransız, kaç Türk… iyiler mi?

        Buralar medeni dünyanın orta yeri.

        Boston’a bakan New York’u, Paris’i, Londra’yı, Roma’yı, Berlin’i, belki İstanbul’u tahayyül edebiliyor.

        O yüzden, Batı medyasının da gücüyle, ama bu bakış açısıyla ve “sürpriz” vahşetin telaşıyla da Boston, yani bir bakıma ABD Bağımsızlığı’nın depar çizgisi, bir zamanlar İngiliz sömürgecilerin “çayları denize atan isyancı Amerikalılar”a “terörist” dediği kent dünyanın gündemi.

        ***

        Hemen hemen aynı gün dilimi içinde, bu kez başka bir B: Bağdat.

        Boston daha bostan bile değilken belki, medeniyet beşiği kadim kent.

        8’i Bağdat, gerisi çevrede 30 bomba. 50 ölü, 300 yaralı.

        Paramparça araçlar, yapılar, yine böyle çocuklar.

        Gündelik hale gelmiş tuzaklar, pusular, bombalar, kıyımlar.

        19 Mart’ta Şii bölgesinde 34 can alan patlamalardan sonraki en büyük seri katliam.

        Bir yandan da, Boston’da irkilen dünyanın artık hiç ama hiç umursamadığı kıyım.

        Birbirini katleden, ötekini yok etmek için bilenen “Müslümanlar”!

        ***

        Burası daha da ötesi.

        Yerin daha da dibi.

        Yerkürenin en çukuru. Afganistan. De ki Pakistan, Yemen.

        Fox gazetecisi” sıfatıyla, ama “siyah- Afro-Amerikalı” kimliğini bile çiğneyip Boston bombaları üzerine, “Müslümanlar kötüdür. Hepsini öldürmek lazım” diye kusabilen şahsın tam dediği zaviyeden “ölü çocuklar”.

        Askerlere bir şey olmasın diye azdırılan “İnsansız ve insanlıksız” hava araçlarının seri saldırıları, NATO ve ABD misillemeleri sonucu “yanlışlıkla” öldürülen 10’u çocuk, 11 sivil daha.

        ABD istatistiklerinde “İnsansız hava araçları yüzde 98 terörist, yüzde 2 sivil öldürdü” denirken; ABD’nin içinden, California, Stanford ve New York üniversitelerinden araştırmalarla, “1 şüpheli teröriste karşı 50 sivil öldürüyorlar” denen vahşet.

        422 saldırıdaki 3 bin kadar ölüden, saptanabilen, kesin sayısı belirlenmiş 176 ölü çocuk.

        ***

        Ve haklı Boston acısını ve öfkesini ifade ederken; İsrail’e 9 yıl için, ABD halkının cebinden 40 milyar dolarlık silah daha sunmaya hazırlanan Siyah Başkan!

        Boston Bağdat’ı, Bağdat Boston’u, Bağdat kendi kendini bilebilseydi…

        Ve her acı kardeş; insana, çocuklara her hainlik kalleş sayılabilseydi…

        Ve biz hepsini bir ve bir arada sayabilseydik; dilimizde, aklımızda, manşetimizde bir olabilseydi…

        Di, di, di… dik!

        Not: Maratonda bombalar patladığı esnada da, bu yazıyı böyle üç fotoyla yazdığım sırada da, bir çocuğum ne Bağdat’ta, ne Kabil’deydi; tam tersine Boston’a epey yakın bir yerdeydi. Ama diğer ikisinde de çocuklar vardı.

        Diğer Yazılar