Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bunları şahsen dünyanın en önemli değeri, insanlığın ölçüsü, küresel bir dayanışmanın sacayakları, barış, hak ve özgürlük ufkunun ta kendisi filan saymam da, siz çok önemsiyordunuz.

        ***

        ABD ile ilişkilerinizin çok iyi olmasıyla gurur duyuyordunuz.

        Şimdi limoni galiba.

        Moody’s ve benzerleri iyi not verdiğinde, dünyadaki, komşulardaki krize bakıp lacileri çekiyordunuz.

        Şimdi nakıs galiba.

        Avrupa Birliği”nde“Yes”diye pankartlar kalktığında, Avrupa’nın yıldızı olmuş gibi seviniyordunuz.

        Şimdi“Pes”galiba.

        Hersh, Fiskgibi uluslararası, saygın gazeteciler“tezkere reddi”ni önemsediğinde, gurur duyuyordunuz.

        Şimdi“gaz “yaptı galiba.

        “Komşularla sıfır sorun”diye böbürlenen sizdiniz; bizim komşular değil.

        Şimdi hakikaten“çift sıfır”galiba.

        ***

        Yunanistan’ı ve Bulganistan’ı bir kenara, zaten AB’nin içine koyalım; geri kalan“komşular”da komşu kaldı mı?

        Yani altın-para takasında İran’a koşuluyor da, İran ile Batı arasındaki yeni iklimde bir mevsimlik bile yer var mı?

        Hadi Kuzey Irak bir yana, ki onun adı da bildiğin ama bilmezden geldiğin Kürdistan; elindeki boş kabı uzatıp annem biraz şeker istiyor, bizde kalmamış da desen, ne Şam’ın şekeri ne…

        Rusya ile ne yapacağını bile bilemiyorsun; Suriye’de, Kırım’da ev sahibi oldu zaten!

        İyi komşu diye, Türkiye’de konuşlanmış Suriye muhalifleri, El Kaide türevleri, bir de her işi parasıyla yaptıran, esasında itibar gösterir gibi yapıp aşağılayan sinsi Suudi, Katar sarayları var!

        Mısır’la birlikte“Arap baharı modeli”ihtimalini de yitirmişsin; idamlar karşısındaki kekemelikle mazlumlar için bir umut olmayı da bitirmişsin.

        Filistin, Gazze bile heyecanını kaybetmiş.

        Çünkü bir de şu var:

        İnsanlar, mertlik, yiğitlik, efelik seviyor ama Ortadoğu’nun“kirli, paslı, paracı”rejimlerinden, hanedanlarından, diktatörlüklerinden bıkmış yoksul halkı, nasıl basacak bağrına bunca kutuyu, kasayı, fısfısı, fiskosu!

        ***

        Aynı günlerde olanlara bak.

        İster“komplo”de, ister“lobi”!

        Fakat çok önemsiyordunuz pohpohladıklarında,“beyendiklerinde”, “örnek, model”saydıklarında, övdüklerinde, sırt sıvazladıklarında.

        ABD’de Ermeni tasarısı…

        AB’den yanıltılmışlık ve pişmanlık beyanları…

        Moody’s’den eksi not…

        Batı medyasında Sarin bulutu…

        Her köşedeki haberlerde Twitter vb. yasaklar…

        Her yerde tape sesleri.

        ***

        Başbakan henüz başbakan değilken, istedikleri halde, serbest kalan AKP Grubu ve CHP oylarıyla“ABD yapımı tezkere”geçmediğinde…

        Hükümetin oyu yüzde 37 idi, desteği ise yüzde 80 oldu.

        Şimdi oyu yüzde 45, desteği de yüzde 45.

        Sadece nicelik değil, esas aradaki nitelik farkı budur.

        O günün kibirli, küstah darbecilerini esas durduran; ABD’nin çılgın, şahin, kindar, mağrur neo-con yönetimini bastıran; sadece Ortadoğu halklarının değil, Avrupa’da sokaktaki insanların da saygısını kazanan öyle bir şeydi.

        Çünkü demokratik bir tavır, öyle böyle haysiyetli bir duruştu nihayetinde.

        Demokratikleşme umudunun bir nevi ilanıydı.

        O yüzden çok çalınan AB kapıları da ilk kez öyle aralandı…

        Hepsinden önemlisi, başta Avrupa’nın sol ve Yeşil partileri, Avrupa Parlamentosu’nda havaya“Yes”diye eller; pankartlar kalktı.

        Oysa şimdi Ortadoğu’da kibirli hamilik rollerine; sinsi kışkırtıcılık oyunlarına; gazına maçlara soyunan; içeride baskı düzeni inşa eden takımın öyle bir küresel itibarı yok.

        Mesele bu Hocam!

        Büyük ölçüde kendi ellerinizle de yarattığınız bir ufku, kendi tamahkârlıklarınız, kendi ihtiraslarınız, kendi kibirleriniz ve korkularınızla gömdünüz.

        Elimizde en değerli, bir barış umudu kaldı…

        Onu da sermaye yapacağız diye harcayıp duruyorsunuz!

        ***

        Durmak yok yola devam ama…

        Artık o günlerdeki gibi bir ufuk yok.

        Bu günlerdeki acı fren ve yoğun patinaj var!

        Bu öfke, bu kızgınlık, bu yasak ve günah cumhuriyeti; bu istihbarat ve kuşatma devleti o yüzden.

        Bu mudur yani!

        Bu muydu yani!

        Diğer Yazılar