Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Filistin, İsrail’in “kontra-ırkçılık”a varan şiddet, gasp ve ayrımcılığının av sahası olduğu kadar…

        “İslam Dünyası”nın ikiyüzlülüğünün de aynası!

        Ve 2014 Gazze kıyamında, İsrail’in o yüzü kadar o “dünya”nın yüzsüzlüğü de kana karıştı!

        ***

        Filistin; kirli para, mezhep nefreti, emperyalizm kuklalığı, despotluk, hanedanlık; bırak ötekini, kendinden saydığını dahi sınıf, statü yüzünden aşağılama, insana temel saygı ve temel insan hakları ölçülerinden azadelikle muzdarip bir kısım“İslam Dünyası”nın vicdan temizliği merkezi.

        Küçücük bir toprağa sıkıştırılmış…

        Öyle böyle değil, yarım asrı geçen bir süredir toprağı, kökü, canı, haysiyeti çalınmış bir halk; S. Arabistan despotları başta, kendi halklarını ezen, başka Müslüman halkların kanıyla oynayan, mezhep savaşı kışkırtan, kendi çocuklarını katleden kim varsa…

        İster krallık, ister çakma cumhuriyet, ister suni demokrasi…

        Hepsinin çamaşır makinesi sanki!

        ***

        Filistin’in mazlumluğu ortadan kalksa…

        Bir boşluğa düşecekler.

        Filistinlilere yapılan kadim haksızlık ve zulmün bir çeşidi hepsinin kendi topraklarındaki veya başka İslam topraklarındaki zulmünün, katliamlarının perdesi çünkü.

        Bir yandan kendi çocuklarını yutuyorlar…

        Bir yandan da parmaklarıyla Filistin’in ölü çocuklarını gösteriyorlar.

        Bir yandan nefret hükümdarlıklarına sahipler…

        Bir yandan Filistinli çocukları boğan nefrete karşı söyleniyorlar.

        ***

        Sıra istifledikleri dolarlara, avrolara, altınlara, kara ve kirli paralara gelince…

        Koşuyorlar Filistin’in acısına, gözyaşına, kanına…

        Aklanıyorlar!

        Mal boykot edeceklermiş!

        Yahu Filistinli bir çocuk bile, bir yandan mermisini yediği, bombasıyla paramparça olduğu İsrail’in “malları”na muhtaçlığın içine doğmuş zaten.

        ***

        Bu adaletsizliği, zulmü Filistin’de değil; önce kendi ülkende, önce kendi halkın için, önce dünyanın her yerinde yenecek bir haysiyetin, hakkaniyetin ve mücadelen olacak…

        Sonra nefes alabilecek Filistinli çocuk.

        Onların üzerine yıkılmış acıyı önce kendi topraklarında haksızlık, zulüm, insana ve inanca ihanet sayacaksın ki…

        Diyecek bir lafın…

        Gediğine koyacak bir taşın olsun hakikaten!

        ***

        Soma da öyle bağrımızda bir Filistin oluverdi bir bakıma.

        Sermayenin hükümranlığı; senede bin işçinin işyerlerindeki ihtirasın, tamahın, açgözlülük, köleleştirme, örgütsüzleştirme ve işsizlikle tehdidin; insanın temel hakları ve haysiyetini hiçe saymanın komuta kademesinde oturacak…

        En temel haklar için son çare olan grev ertelenecek…

        İşçi tekmeleyen eleman Başbakanlıkta ikamete devam edecek…

        “Yersin tokadı” Çankaya’ya uzanacak…

        TÜSİAD’ı da MÜSİAD’ı da demokrasi diye atıp tutarken; çÇalışanların temel hakları için, plazalardan madenlere, tersanelerden şantiyelere, medyadan askeriyeye kadar ücretlilerin, köleleştirilmişlerin insan onuruna, temel hak ve özgürlüklere, sendikal-sosyal haklara sahip olabilmesi için tek kelime etmeyecek…

        Tam tersine; işsiz ordusu sayesinde işçi-memur-ücretli ordusunu köleleştirecek…

        Din, mezhep, etnisite üzerine yoğun kimlik lisanı ve politikaları insanlara sınıfını da safını da şaşırtacak…

        Sonra paketini alan Soma’ya koşacak!

        Soma’nın ölü işçi sınıfının hakları için bir kanun hazırlanırken dahi, torbaya patronlara kıyak, İsrailli Ofer’inden Havuzum Memedim’e, Havuz medyasına kadar kıyak doldurulacak…

        Sonra Soma’da vicdan temizleyecek Cüzdan!

        Her yıl Gazze’dekinin de iki katı insanın sadece işyerlerinde öldüğü, öldürüldüğü bu piyasada!

        ***

        Ezilenler, horlananlar, vurulanlar bu dünyaya baş aşağı bakmaya devam ettikçe…

        Sözde merhamet ve sadaka sahiplerini hak ve hakkaniyet mücahidi sandıkça…

        Bir yanda tamah ve günah…

        Bir yanda katliam sürüp gidiyor işte!

        Cüzdan İstanbul’dan, Ankara’dan kalkıp Soma’ya gidiyor yıkanmaya…

        Riyad’dan, Kahire’den, Ankara’dan, Şam’dan, Dubai’den, Doha’dan, Bağdat’tan Filistin’e koşuyor günahsızmış gibi.

        Bir yandan kendi çocuklarını gırtlaklarken…

        Bir yandan kanlı paraları istiflerken!

        Diğer Yazılar