Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İktidar beylerinin kafasını bozan dosyaların kapatıldığı, polislerin toplandığı sırada…

        Bir gencin kafasına sıkan polisin mümkün en az cezayla kurtulması mıdır?

        ***

        Bir babanın; kendisinin, oğlunun, çevresinin tapeleri yüzünden memleketin tüm kurum ve kanunlarını altüst edebildiği bir zamanda…

        Bir annenin; oğlunun bir de yargıda bir kez daha vurulduğuna tanık hale getirilmesi midir?

        ***

        Kimimizin para sıfırlama meselesi yüzünden intikam, misilleme yapabilecek kudrete sahip olduğu bir zamanda…

        Kimimizin sıfırlanan evlat hayatlarının hesabını sorabilecek bir hukuka bile sahip olmaması mıdır?

        ***

        Yükseklerdeki kimi sesleri dinleyen, duyan polislerin “hain” ilan edilebildiği bir zamanda…

        Yerdeki gençleri vuran polislerin “kahraman” diye kutsanıp “Nasıl sabrediyorlar anlamıyorum” diye tütsülenmiş olması mıdır?

        ***

        Bir gencin kafasına göz göre göre sıkan bir polisin devlet ve yargı tarafından olabildiğince kollanabildiği bir zamanda…

        Çeşme’de “Umarım arkadaşlarım hak ettikleri özlük ve insan haklarına kavuşur” diyerek kendi kafasına sıkan minik bir çocuk babası polis Erol Benzer’in ve benzerlerinin zerre umursanmaması mıdır?

        ***

        Ve şu mudur Adalet?

        Polisi şiddete teşvik eden amirlerin, hükümet ve devlet yetkililerinin, gaz veren beylerin, efendilerin, zerre kadar sorumlu tutulmadığı, her türlü dokunulmazlığa sahip olduğu bir zamanda…

        Sıradan bir polisin bir gencin kafasına sıkacak cesareti onlar sayesinde bulup sonra da bir tetikçiden ibaret kalması mıdır?

        ***

        Eğer buysa hakikaten…

        Hakikaten bununla gurur duyuyorsanız…

        Hakikaten kendinize batırılan iğneleri büyük hukuksuzluk, sıradan insanların evlatlarına sıkılan kurşunları normal sayıyorsanız…

        Hakikaten seçimleri kazanmanın, polise, yargıya, bürokrasiye hakim olmanın bu adaletsizlikleri meşru kıldığını düşünüyorsanız…

        Hakikaten vicdan denen şey böyle kendine yontma bir taş gibiyse…

        Elbette Adalet de budur!

        Fakat bu acımasız çelişkiler karşısında ve ortasında, hiç mi acımıyor içiniz…

        Vicdansız bir karanlıkta mı kayboldunuz hepiniz!

        Diğer Yazılar