Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MİLLİYETÇİLİK ve muhafazakârlık ilişkileri üzerinde dururken aslında bir anlamda muhafazakârlığın sorunlarının üzerinde durmuş olmaktayız.

        Toplumsal muhafazakârlık her toplumun tarihsel tecrübesine göre şekillenir. Bu tarihselliğin içerisinde toplumların kültürel nitelikleri din, siyaset vb. toplumsal kurumların birbirleriyle olan ilişkileri, toplumsal tabakalaşma biçimi gibi birçok faktör önemli rol oynar.

        Batılı toplumların, özellikle aristokratik geleneğe sahip olan toplumların muhafazakârlığı ile bu geleneğe sahip olmayan toplumların muhafazakârlıklarının nasıl ayrıştığı hatırlanabilir.

        GRUP MUHAFAZAKÂRLIĞI

        Muhafazakârlığın sadece toplumsal ölçekle şekillenmediği, daha dar ideolojik ve politik akımlarda, küçük grup yapılarında da ortaya çıkabilecek tavır olduğuna birçok örnekte rastlayabiliriz. Mesela komünist partilerin belli bir dönemden sonra “muhafazakârlaşması”, sosyalist, sol ya da sağ partilerin muhafazakârlaşması gibi.

        Bizde “Kemalizm”in giderek muhafazakâr bir anlayışa dönüşmesi, bizatihi Gazi‘nin “tarihsel rolü”nü inkâr eden bir tavır olarak şekillenmesinin ifade ettiği çelişkiyi bir an için unutsak bile, ilginç bir örnek değil midir?

        Kısaca muhafazakâr tutumun sorunlarının iki noktada toplandığını söyleyebiliriz. Bunlardan birincisi; “toplumsal muhafazakârlığın” kendisini üretmesi, toplumunun sürekliğine katkı yapıp yapmamasıyla ilgilidir. İkincisi ise; toplumsal duyarlılıkların yerini dar, politik, ideolojik ve grupsal önceliklere bırakmasıyla ilgilidir.

        Bu ikinci tür muhafazakâr tutumların, “muhafazakârlık”tan “gericiliğe” kayması an meselesidir. Eğer politik, ideolojik ve grupsal tutumlar, toplumun değişme eğilimlerine karşıt bir konuma düşmüş ve oradan da çatışma pozisyonuna yönelmiş iseler artık bu yapıların muhafazakârlığından değil “gericiliği”nden söz edilebilir.

        Türkiye’de uzun yıllar muhafazakârlık meselesi dar, egemen söylemin sahipleri olan ya da o söyleme katkı yaparak, paylaşarak elde ettikleri konumları sürdürmek isteyen “siyasal elit”lerin bakış açılarıyla yetersiz ve yanlış ifadelerle seslendirilmiştir. Bir anlamda resmi ideolojik söylem içinde muhafazakârlık gericilikle eşit olarak görülmüştür. Bunlara göre burada bir başka eşitlik daha vardır: Gericilik ise halka eşittir.

        TOPLUMSAL MERKEZ

        Resmi söylemin sosyal bilimlerin analitik kavramlarıyla konuşma gereğini duymamasının veya ondan habersizliğinin bahsettiğimiz bu anlayış üzerinde etkisi açıktır. Bununla birlikte muhafazakâr çevrelerin, aydınların, bu meseleler üzerinde yeterli bir cevap üretememesinin de bu yaygın anlayışın, yerleşik bir cehalete dönüşmesinde payı olduğunu belirtmek gerekir.

        Muhafazakârlığın bir tavır olarak, toplumun kendisini süreklileştirmesine katkı yapacak bir işlevi bulunmaktadır.

        Sanırım burada müracaat edilmesi gereken kavram “toplumsal merkez” kavramıdır. Eğer muhafazakâr tutum sahipleri Edward Shils‘ın üzerinde durduğu anlamıyla toplumsal merkezin duyarlılıklarını yansıtan bir muhafazakârlık anlayışına sahiplerse, muhafazakârlık sadece toplumsal entegrasyona katkı yapmakla kalmaz, toplumun kendisini yenileyerek devam ettirmesine, değişim içinde süreklilik kazanmasına katkı yapacaktır.

        Günümüzde milliyetçiliğin muhafazakâr tutumla ilişkisini bu bağlam içinde ele almak mümkündür. Milliyetçilik, toplumun kendisini süreklileştiren bir ideoloji olarak muhafazakâr bir tutuma sahip olabilir, buna her zaman açıktır. Bununla birlikte milliyetçilik aynı zamanda başta demokrasi, siyasal entegrasyon fonksiyonlarıyla devlet ve toplum arasındaki ilişkileri dinamik hale getirerek bu sürekliliği siyasal olarak da üretir.

        Bir başka yönüyle de milliyetçiliğin uluslararası sistemde toplumun varoluşunu temsil eden bir misyonu olduğu düşünüldüğünde milliyetçiliğin uluslararası ilişkiler bağlamında kendi halkının kimliğini aynı zamanda muhafaza eden bir rolü de görülecektir.

        Diğer Yazılar