Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Pınar Gültekin'i öldüren Cemal Metin Avcı'ya verilen haksız tahrik indirimi, tepkiye neden olmuş ve yasal anlamda tahrik indirimi konusunda düzenleme yapılması gündeme gelmişti. Gültekin’i öldüren Avcı’ya haksız tahrik indirimi uygulayarak 23 yıl hapis cezası veren mahkemenin gerekçeli kararında yer alan, “Avcı'nın Gültekin'i yakmasının eziyet suçu değil, cesedi ortadan kaldırmaya yönelik bir eylem olduğu" cümlesi yürekleri yeniden dağladı.

        Pınar Gültekin cinayetine ilişkin verilen kararın hemen ardından Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Özgecan Aslan cinayetine ilişkin kararını verdi.

        Mersin’in Tarsus ilçesinde bindiği minibüste tecavüz girişiminde bulunulup direnince öldürülüp, elleri kesilen ve daha sonra da diri diri yakılarak öldürülen 20 yaşındaki Özgecan Aslan’ın katil zanlıları minibüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış ve daha sonra cezaevinde öldürülmüştü.

        Özgecan Aslan’ı öldürürken yanında olan arkadaşı Fatih Gökçe ile ilgili Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi 24 yıl hapis cezası vermişti.

        Fatih Gökçe ile ilgili verilen kararı Yargıtay 1. Ceza Dairesi bozmuştu. Bozma gerekçesinde Fatih Gökçe’nin atılı suçlamayı reddettiğine dikkat çekilerek, Özgecan Aslan’ın yanan cesedi üzerinde herhangi bir delile rastlanmaması vurgulanmıştı. Bozma gerekçesinde şu görüşler savunulmuştu: “Sanıgın, üzerine atılı bulunan suçlamayı inkar ettiği, diğer sanık Ahmet Suphi'nin soruşturma aşamasında kollukta, Cumhuriyet savcılığında ve Sulh Ceza Hakimliğinde alınan ifade ve savunmalarında, sanık Fatih'in maktüleye cinsel saldırıda bulunduğuna ilişkin herhangi bir iddia ve beyanda bulunmadığı, maktülenin cesedi üzerinde yapılan otopsi ve inceleme sonuçları ile dosyada mevcut delillere göre sanık Fatih'in savunmasının aksine maktuleye cinsel saldırıda bulunduğuna ilişkin mahkûmiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla; bu suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sanık Ahmet Suphi'nin kovuşturma aşamasında geliştirdiği savunmasına itibar edilerek varsayıma dayalı olarak yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir”

        Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Özgecan Aslan’ın öldürülmesine göz yuman ve öldürülmeden önce tecavüz ettiği iddiası bizzat Ahmet Suphi tarafından dile getirilen Fatih Gökçe’nin tecavüz suçundan beraat etmesine karar verdi.

        Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın verdiği karara direndi. Mahkeme, cinsel saldırı suçunu işlememiş bir sanığın böylesi bir olaya dahil olmasının mümkün olmayacağına vurgu yaparak şu ifadelerle bozma kararına direndi: ...Kendisi cinsel saldırı suçu işlememiş birisinin bu şekilde bir olaya dahil olmasının mümkün olmadığı, ayrıca sanığın cep telefonundaki verilerden olayın gerçekleştiği güne ait cinsel içerikli mesajlaşmaların yoğunluğu ile cep telefonunda silinmiş bulunan porno videolar ile mevcut bulunan çok sayıda pornografik fotoğraf ve videoların elde edildiği, yine sanığın ölü sanık Ahmet Suphi'nin gerçekleştirdiği cinsel saldırı eyleminden sonra sanık Fatih'i aradığı ve sanık Fatih'in de gün içerisinde yaptığı cinsel içerikli mesajlardan da anlaşılan cinsel açlığını tatmin için maktule karsı nitelikli cinsel saldırı eylemini gerçekleştirdiği sabittir.”

        Yerel Mahkeme’nin direnme kararının ardından dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na geldi. Genel Kurul, oybirliğiyle yerel mahkemenin kararının onanmasına hükmetti.

        Yargıtay Ceza Genel Kurulu, gerekçeli kararında suça iştirak etmeyen sanığın delillerin gizlenmesi için özel gayret sarf etme ve Özgecan’ın eziyet çektirilerek öldürülmesinde öncü rol üstelenemeyeceğini vurgulayarak şu görüşleri dile getirdi: “Genel hayat deneyimlerine göre suça iştirak etmeyen sanığın, delillerin gizlenmesi için özel gayret sarf etme ve maktulenin eziyet çektirilerek öldürülmesinde öncü rol üstlenmeyeceği gibi, sanıkları yargılayan ve delillerle yüzlesen Ilk Derece Mahkemesinde oluşan vicdani kanaatin akıl, mantık ve bilimsel kurallara aykırılığı da ortaya konulamadığından maktulün bedeninden nitelikli cinsel saldırıyı kanıtlayacak bir biyolojik bulguya rastlanmadığından bahisle sanığın beraatine karar verilmesi gerekçesiyle Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesinin isabet olmadığı, Yerel Mahkemece sanık Fatih Gökçe’nin nitelikli cinsel saldırı suçundan mahkûmiyetine ilişkin direnme gerekçesinin isabetli olduğu kabul edilmelidir. Bu itibarla Yerel Mahkemenin usul ve yasaya uygun bulunan hükmünün onanmasına karar verilmelidir.”

        Bu kararın ardından Fatih Gökçe 24 yıl hapis yatacak. Eğer Yargıtay Fatih Gökçe'nin cinsel saldırı suçundan beraatine ilişkin verilmiş kararı onasaydı Gökçe kısa sürede tahliye olacaktı.

        Yasalarda değişiklik yapıp ceza miktarını artırmanın çözüm yolu olmadığı, yasaları doğru uygulamanın ise vicdanları rahatlatacağını bu karar da gözler önüne sermiş oldu.

        Sakal kararı...

        Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun sakal uzatmayla ilgili vermiş olduğu nihai kararı geçtiğimiz haftalarda kaleme almıştım. Bu yönde çok sayıda mail aldım. İlgili kararın esas ve karar numarasını talep edenler için bilgiler şöyle:

        Esas No: 2020/624

        Karar No: 2021/628

        Diğer Yazılar