Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Iraz Toros SUMAN Uzman Psikolog, 6 yaşındaki Rüzgar’ın ve henüz karındaki bir oğlanın annesi

        Eve gelen yeni bebek (özellikle ilk bebekse) şimdiye kadar alıştığınız her şeyin tepetaklak olması demektir. Ne kadar hazır olduğunuzu düşünseniz de ailenize eklenen minikle yeni yaşamınız daha önce hakkında hiçbir şey duymadığınız, dilini anlamadığınız yeni bir ülkeye taşınmaya benzer… Annenin bebeğe, bebeğin dünyaya, babanın her ikisine alışması zorlu bir süreç olsa da çabuk geçer ve buna değer… Bu hafta tecrübeli annelerden yeni annelere tavsiye vermelerini istedim. Bir de şunu sordum: “Bebeğinizin ilk yılında en çok zorlandığınız şey neydi?”, “Neyi bilseydiniz bu zorluğu daha kolay aşardınız?” Buyurun cevapları:

        ‘ANNELiK bazen zordur’

        İLK anne olduğumda beni en çok zorlayan şey bunun ne büyük bir değişiklik yaratacağını önceden idrak etmemiş olmam idi; ki bu ilk defa bebeği olanların öngörebileceği bir şey de değil. Psikolojik olarak anneliğe hazırlayan bir destek grubunda yer almış olmayı çok isterdim, böylece içimden zaman zaman yükselen "Bu mevkiden istifa imkânı yok mu?" sorusunun doğal olduğunu sadece teoride değil pratikte de fark ederdim.

        YENİ ANNELERE TAVSİYELERİM ŞUNLAR:

        İçinizden bebeğinize duyduğunuz aşkın dışında farklı ve negatif birtakım duygular da yükselebilir; özellikle uykusuzluk ve yorgunluk dolu zamanlarda. Bu duygu ile savaşıp, sürekli suçluluk duyarak kendinize anneliğin kutsal bir şey olduğunu hatırlatmaktansa anneliğin zaman zaman da çok zor olduğunu unutmayın. Tek taraflı hiçbir ilişki yürümez, bu anne bebek ilişkisi dahi olsa. O yüzden kendinizle kalabilmek için tüm insan kaynaklarınızı seferber edin ve "Tuvalete bile gidemedim" cümlesini mümkün olduğunca az kullandığınız zamanlara terfi edin. Bebeğinizin de negatif hisler yaşayıp ağlayabileceğini kabul edin. Bu bazen o günün sorunu, bazen de doğum hatta doğum öncesinin meselesi olabilir. Ağlamalarına izin verin ki arınsınlar. Tek hedefiniz onu susturmak olmasın. Bir hedef koyacaksanız bu; ona sakince eşlik etmek ve varlığınızı hissettirmek olsun.

        ‘Eşinizi sürece dahil edin’

        Perihan GÜRER (HTHayat yazarı, Ayda (4) ve Melisa’nın (9 aylık) annesi)

        İKİ bebeğimde de, sezaryen sonrasında bebeğimi kucağıma alamamam ve ağrılarım çok zordu. Hem sezaryen acısı hem göğüs ucu yarası sıkıntısı çektim. Neyse ki bu 20 gün sürdü. 2. bebeğim Melisa ilk 4 ay kucağımda sallanarak uyumak istedi. Akşam ağlama krizleri oluyordu. 5. aydan sonra o da geçti. Şu anda ise en zorlandığım konu gece beslenmeleri yüzünden sıkça uyanması. Bana, özellikle geceleri destek olabilecek, ailemden birisi yanımda olsa daha kolay geçerdi bu dönem. Zorluğa ve uykusuzluğa rağmen biliyorum ki bu bir süreç ve geçecek. Yeni annelere tavsiyem eşinizi her şeye dahil etmeniz. Bebekli hayata alışmaya çalışacağınız ilk aylarda, yardıma ve ilgiye ihtiyacınız olacağını anlatın. Asli görevinin size iyi bakmak olduğunu anlamasını sağlayın… Sizin yaptıklarınıza, tercihlerinize karışmayacak, sütünüzü, bebeğinizi, ağlamaları eleştirmeyecek, negatif konuşmayacak kişilerden bol bol destek alın; destek isteyin. Aksi şekilde davrananları uzaklaştırın. Ya da görmezden gelip tadını çıkarın, inanın çok çabuk geçiyor. Ayrıca “Ben yanlış mı yapıyorum? Nerde hata yaptım?” endişelerini bir kenara koyup tadını çıkarın. Siz mutlu oldukça bebeğiniz de mutlu ve huzurlu olacaktır.

        ‘Uyku eğitimi candır’ ‘Uyku eğitimi candır’

        Müge Demirözü ÖZTÜRK HTHayat yazarı, 4 yaşındaki Gökçe’nin ve henüz karındaki bir oğlanın annesi

        Gökçe’nin ilk yılında beni zorlayan iki konu oldu: 1Emzirme dolayısı ile geceleri uykusuz kalmak. 2Emzirme dolayısı ile katı gıda ile geç tanıştırmak. Bugünkü aklım olsa uyku eğitimine 4. en geç 5. ayda başlardım. Ayrıca katı gıda ile tanışma sürecini daha öne çekerdim. Bu tanışma 6. aydan sonraya kalırsa, bebek katı gıdayı çok uzun süre reddedebiliyor.

        YENİ ANNELERİN KULAĞINA KÜPE OLSUN:

        Uyku eğitimi candır, çünkü annenin uyuması şarttır ama bunu Aletha Solter ekolünden yapıyor olmanın Ferber'e açık üstünlüğünü savunuyorum. Ferber bebeğe uykuyla beraber çaresizliği öğretiyor. İlk yılında bebeğiniz şımarır diye korkmayın, her ağladığında yanında olun ve ihtiyacını giderin. Bu onu uzun vadede daha bağımsız bir birey haline getirecek. Bebeğinizle konuşun ve onun gözlerine bakın. Bunun zekâsına olumlu katkılarını 2. yılından itibaren açıkça göreceksiniz. Uzmanları takip eden blogger ve köşe yazarlarını okuyun.

        ‘Bütün anneler ve bütün bebekler aynı yoldan geçer’ ‘Bütün anneler ve bütün bebekler aynı yoldan geçer’

        SEDEN’İN ilk yılında özellikle diş çıkarma zamanındaki gece uykusuzlukları çok zordu. Diş çıkarmalar benim işe geri dönüşüme ve Seden’in ayrılık kaygısı yaşamasına denk gelmişti. Homeopatiyi bilsem daha az zorlanırdım. Diş çıkarmalar için olan remediyi verirdim. Ayrıca bunun geçici bir dönem olduğunu idrak etmek dayanma gücümü artırırdı. Yeni annelere rahat olmalarını, bebekleriyle mümkün olduğu kadar baş başa, göz göze zaman geçirmelerini öneririm. Yaşanan çoğu zorluğun gelişim dönemlerine denk geldiğini ayrıca bütün anneler ve bütün bebeklerin bu süreçten geçtiğini bilirlerse kendilerini iyi hissedebilirler.

        ‘Bırakın dağınık kalsın’ ‘Bırakın dağınık kalsın’

        BENİM yaşadığım zorluklar tavsiyelerimin içinde gizli… Yeni anneler: aile büyükleri ve sokaktaki teyzelerin söyledikleri yüzünden kendinizden şüphe etmeyin. Her bebek ve anne farklıdır, bebeğinizi en iyi siz tanırsınız, içgüdülerinize güvenin. Kucağa alıştırma diyenleri özellikle dinlemeyin. Bebekler kucağa alınmak için tasarlanmıştır. Bol bol kucağınıza alın, temas edin. Hem bebeğin hem sizin ruhunuza iyi gelir. Kucağımıza alamayacaksak niye doğurduk ki? Ev düzenli olsun bebeği üstü başı pırıl pırıl olsun diye kendinizi hırpalamayın. Tertemiz bir ev, yorgun asık suratlı bir anne ve hırçın bir bebek mi yoksa biraz dağınık bir ev, güler yüzlü bir anne ve mutlu bir bebek mi tercih edersiniz? Bebek uyuyunca ev işi yapmayın; dinlenin. Bilin ki yorgunluk insanın asabını bozuyor. Eşinize kızmaya başlıyorsunuz: “O bütün gün işte rahat, ben evde uğraşıyorum” gibi garip fikirlere kapılıyorsunuz. Bunun yerine, bırakın dağınık kalsın.

        Diğer Yazılar