Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52 sanığın yargılandığı davanın görülmesine müşteki beyanlarıyla devam edildi.

        Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülen duruşmada müşteki olarak beyanı alınan Yarbay İsmail Suvay, darbeci eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in karargah toplantı salonunda sözde darbe bildirisini okuduğunu belirterek, bu andan sonra birlikteki herkesin darbe girişiminden haberdar olduğunu ifade etti.

        Olay tarihinde binbaşı rütbesiyle Lojistik Destek Tabur komutanı olarak görev yaptığını belirten Suvay, 15 Temmuz akşamı terör saldırısı olduğu gerekçesiyle personelin karargaha çağrıldığını söyledi.

        Askerlerin karargaha gelmeye başladıkları sırada olay tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığından görevli sanık eski albay Faruk Yaman'ın kendisine, kurmay başkanı olarak atandığını söylediğini aktaran Suvay, bu sırada sanık eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in yanında bir grup asker gördüğünü anlattı.

        Kırker'in yeni tümen komutanı olarak atandığına ilişkin Yaman'ın kendisine sözde atama listesini gösterdiğini belirten Suvay, atama kararında ismini hatırlayamadığı bir tuğgeneralin imzasının yer aldığını ifade etti.

        Böyle bir atama emrinin söz konusu olamayacağını söyleyerek listeyi Yaman'a verdiğini kaydeden Suvay, "Bana 'darbe olup olmadığını anlamadın mı?' diye sorular. Anlamadım ama emirden kuşkulandım. Bu emri yerine getirmeyeceğimi söyledim, Kırker'e 'Sizi tanımıyorum, burada iki komutanım var. Onlar varken sizin emrinizi almam' dedim. Yaman da bunun üzerine 'İstiyorsan seni izinli sayalım' dedi." ifadelerini kullandı.

        - "Kırker, darbe bildirisini okudu"

        Bir zaman sonra Kırker'in karargahın rütbelileriyle toplantı yapacağı bilgisini aldığını belirten Suvay, toplantıya Kırker, Yaman, Sancaklı, Fatih Çubukçu, Cem Tuğçe ve kendisini katıldığını ifade etti.

        Toplantı başlangıcında Kırker'in, Yaman'ın uzattığı bir metni okumaya başladığını aktaran Suvay, "Kırker'in okuduğu metin darbe bildirisiydi. O zaman anladık ki darbe girişimiydi. Saat 01.00 sıralarıydı. Bu saatten sonra kimse darbeden habersiz olduğunu söyleyemez. Hepimiz bunu duyduk. Az buçuk Türkçesi olan bunun bir darbe bildirisi olduğunu anlardı. Aksi mümkün değildi." diye konuştu.

        Kırker'in ısrarla okul komutanın albay Sefa Alkan'ın gelip gelmeyeceği sorduğunu ifade eden Suvay, daha sonra albay Tuğçe'nin konuşmalarıyla darbe girişimine karşı bir üslup kullanmaya başladığını, Kırker'i sorularıyla sıkıştırmaya başladığını kaydetti.

        - "Seksen iki buçuk darbe girişimi"

        Daha sonra söz alarak Kırker'e bu girişimin 1960 ihtilaline mi yoksa 1980 darbesine mi benzediğini sorduğunu aktaran Suvay, "Çünkü 1960 bir cunta girişimiydi, 1980 ise malum bütün ordunun katıldığı bir darbeydi. Cunta olduğu belliydi. Çünkü böyle bir faaliyeti yapmışlar, bizim haberimiz yoktu. Bunun üzerine Kırker, 'Bu ne 60 ne 80'ne benziyor. Bu seksen iki buçuk. Birilerinin televizyona çıkmasını bekliyorsan çok beklersin' karşılığını verdi." dedi.

        Bu sırada kışladan ayrılan iki tankın birliğe döndüğü haberini alınca gelişmeleri yerinde takip etmek için toplantıdan ayrılarak nizamiye bölgesine geldiğini anlatan Suvay, şöyle devam etti:

        "Burada 5 tank gördüm, iki tane de giriş yapmıştı. Ambulans da vardı. İçeriye baktığımda sivil yaralı vatandaşı gördüm. Ateşli silahla yaralanmış denilince direkt hastaneye götürmelerini istedim. Tanklar arka tarafa götürüldü. Nizamiyedekilere darbe girişimi olduğunu, adamların darbe yapmaya çalıştıklarını söyledim. Kendi önlemimizi alacağımızı söyledim. Bu sırada birkaç iş makinesi ile yaklaşık 150 vatandaş nizamiyeye geldi. Onlarla konuşup ikna etmeye çalıştım. Çünkü ön kısımda durmaları tehlike arz ediyordu. Onlara tank çıkmaması için gerekeni yapacağımızı söyledim. İkna olup nizamiye karşısındaki köprüye gittiler."

        - "Tanklar ateş ede ede gidecek"

        Vatandaşlarla görüştükten sonra nizamiye bölgesine geri geldiğinde sanık eski albay Sancaklı'nın "Kardeşim tanklar çıkacak, ateş ateş ede çıkacak" şeklinde tank komutanlarına emir verdiğini duyduğunu aktaran Suvay, yüzbaşı Levent Doğan ile üsteğmen Koray Korkmaz'ın ise tankların çıkarmayacaklarını, emirleri dinlemeyeceklerini ifade ettiklerini bildirdi.

        Sancaklı'ya, söz konusu subayların emirlerini dinlemeyeceklerini söyleyerek halka ateş edilmesi emrinin hiçbir şekilde uygulanmayacağını bildirdiğini vurgulayan Suvay, şunları ifade etti:

        "Sancaklı bana da nizamiyeyi açmamı istedi, ben de açmayacağımı söyledim. 'Askerin silah kullanma yetkisi açık, siz vatandaşa bu şekilde silah sıkamazsınız' dedim. Kışla kontrolü falan deyip bu bahaneye sığınmasınlar. Vatandaş köprüye çıkmış sadece bekliyor. Burada kahramanlık yaptığımız söz konusu değil, bu zaten bizim yapmamız gereken bir şeydi. Doğan ve Korkmaz, Sancaklı'nın üzerine yürümeye başladı. Sancaklı benden rahatsız oldu, bana 'Git, yeni tümen komutanına tekmil ver' dedi. Ben de tankların çıkmayacağını bir kez daha söyleyerek tümen karargahına gittim."

        Tümendeki harekat merkezine gittiğinde Kırker ile bir gurup subayın burada bulunduğunu, masanın üzerine ise haritaların olduğunu anlatan Suvay, sanık Kırker'e tankların dışarı çıkmayacağını söylediğini bildirdi.

        Kırker'in kendisini tutuklaması için yanındaki silahlı koruma teğmenlere emir verdiğini, bu duruma karşı çıkarak odadan çıkmak istediğini, bunun üzerine kimsenin kendisine müdahalede bulunmadığını belirten Suvay, karargahtaki odasına geçtiğini ifade etti.

        Bu gelişmelerden sonra karargahtaki herkesin darbe girişiminden haberdar olduğunu vurgulayan Suvay, "O gece, 'Ben bilmiyordum, internetim yoktu' diyen herkes darbe girişiminin olduğunu biliyordu. Darbe lafı her yere yayıldı, karargahta bu konuşuluyordu." dedi.

        Nizamiyede bulunduğu sırada Kırker'in yanındaki silahlı teğmenlerle nizamiyeye gelerek tankların halka ateş ederek çıkması için emir verdiğini ancak bu duruma bir kez daha karşı çıktığını anlatan Suvay, bu sırada içeri giren emekli Binbaşı Barış Dedebağı'n Sancaklı tarafından engellendiğini kaydetti.

        Sancaklı'nın silahını ve kimliğini istediği Dedebağı'n bu duruma karşı çıkarak silahını havaya doğru çektiğini dile getiren Suvay, daha sonra Dedebağı’n nizamiye dışına çıkarıldığını aktardı.

        Bu sırada dışarıdan yaklaşık 10 el ateş sesi geldiğini, bunun üzerine Kırker'in yanındaki teğmenlere ateş etmeleri için emir verdiğini anlatan Suvay, "Dışarıdan ateş sesi gelince ilk ateş emrini Kırker verdi. Bu emri veren Kırker kulübenin arkasına geçerek saklandı. 'Erkeğe bakar mısınız?' Hem ateş emri veriyor hem de ilk saklanan o oluyor. Bu sırada Kırker'in yanındaki teğmenlerin hepsi kovboy gibi 45 derecelik bir açıyla üzerimize ateş ede ede geldiler. Ben araya girdim, 'ateş kes' diye bağırdım. Bunun üzerine bunlar geri çekilmeye başladı. İki teğmen Kırker'i olay yerinde uzaklaştırdı." diye konuştu.

        Suvay, darbecilerin püskürtülmesiyle dost kuvvetlerin karargahta kontrolü sağlandığını sözlerine ekledi.

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler