Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA (AA) - Memur-Sen tarafından düzenlenen, "Uluslararası İlkeler ve Toplu Sözleşme Uygulamaları Bakımından Türkiye'de Kamu Görevlileri Sendikacılığı Sempozyumu" başladı.

        Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, her biri kendi alanının öncüsü olan akademisyen, bürokrat ve sendikacıların 2 gün sürecek sempozyumda yer alacağını bildirdi.

        Sempozyuma Sudan, Azerbaycan, Hırvatistan, Cezayir, Malezya ve Senagal'den sendikacıların katıldığını belirten Yalçın, katılımcılara teşekkürlerini iletti.

        Sendikaları, "Adil dünya, evrensel barış ve küresel refah mücadelesinin vazgeçilmezleri" olarak tanımlamak gerektiğine dikkati çeken Yalçın, sendikacılığın bir muhaliflik zemini olduğunu belirtti.

        Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:

        "Ancak sendikalar ve sendikacılar, işverenlerin, sermayenin düşmanı, işveren sıfatına sahip olması üzerinden devlet karşıtı olmamalıdır. Bu muhalifliğin temelinde sermaye, işveren veya devletin soyut kimlikleri değil somut eylemleri veya bu eylemlere yön veren ideolojileri yer almalıdır. Nitekim sendikacılık, birlikte yaşamanın, adil paylaşım esaslı demokratik, özgür bir düzende, bir arada olmanın mücadelesini vermektir."

        - "Dünya 5'ten büyük, emek sermayeden değerlidir"

        "Dünya, 5'ten büyüktür" söylemi gibi evrensel düzeyde bir mesajı sendikal örgütlerin de üretmesi gerektiğini vurgulayan Yalçın, "Dünya 5'ten büyük, emek sermayeden değerlidir." sloganını önerdiğini dile getirdi.

        Memur-Sen'in toplu sözleşme hakkının mimarı, çözüm odaklı sendikacılığın tek temsilcisi olduğunu belirten Yalçın, "Toplu sözleşme hakkına ilişkin Anayasa değişikliği sonrasında 4688 sayılı Kanun'da daha kapsamlı ve daha tutarlı değişiklikler yapma fırsatı kullanılamadı. Toplu sözleşmenin kapsamında sınırlama yapmak, toplu sözleşme masasına fazla sandalye koymak pazarlık hakkına müdahaledir." değerlendirmesinde bulundu.

        Toplu sözleşme sürecine yönelik sıkıntıların kapsam ve yetki alanlarıyla sınırlı olmadığını söyleyen Yalçın, toplu sözleşme takvimi, süreci ile toplu sözleşme masasının yönetiminde de sorunlar olduğunu ifade etti.

        Yalçın, toplu sözleşme masasının gündemini oluşturacak teklifler noktasında açık bir eşitsizlik ve adaletsizlik olduğunu da aktararak, "Emek tarafı, tekliflerini toplu sözleşme görüşmelerinden önce kamu işverenine teslim etmek durumunda. Kamu işvereni ise teklif sunma yükümlülüğünden istisna tutulmuş durumda. Emek örgütünün verdiği tekliflere evet ya da hayır demek ya da o teklifte eksiltme yapmak suretiyle bir karşı teklif sunma keyfiyetini kullanıyor. Eşitler arası pazarlık açısından bu anlaşılabilir ya da kabul edilebilir bir durum değil." diye konuştu.

        - "Grev hakkı ana gündem maddesi olmalıdır"

        Toplu sözleşme süreci ve takvim ile eşitler arası pazarlık noktasında da sıkıntılı bir durum olduğunu ifade eden Yalçın, şöyle konuştu:

        "Toplamda 12 tüzel kişilikle pazarlık yapmayı gerektiren ve 12 toplu sözleşme metni oluşturulması anlamına gelen bir süreç için pazarlık noktasında 21-23 gün arası, itiraz noktasında ise 5 günlük bir takvim öngörülüyor. Yine mevcut yasa, yetkili konfederasyon ve sendikaların toplu sözleşme görüşmelerinden çekilmesi ya da görüşmelere katılmaması halinde, yetkiyi sahanın yetki vermediği örgütlere devrediyor.

        Böylece kamu görevlilerinin iradesi de onların yetki verdiği emek örgütlerinin yetkisi de kanunla gasp ediliyor. Diğer bir mesele de, pazarlık sürecinde emek tarafına büyük koz sağlayan grev hakkının ne anayasal ne de yasal zeminde kamu görevlileri sendikalarına tanınmaması. Grev hakkı mutlak bir hak olarak ve sınırsız bir kapsam olarak kamu görevlileri sendikacılığında olmalı mı tartışmalarına da ışık tutacak şekilde 4688 sayılı Kanun'a yönelik değişiklik çalışmalarında mutlaka grev hakkı ana gündem maddesi olmalıdır."

        Yeni Türkiye'nin sivil alana yönelik yapacağı en büyük hamlelerden birinin, kamu görevlileri sendikaları alanındaki sınırları ve yasakları kaldırmak olduğunu aktaran Yalçın, sempozyumun kamu görevlileri sendikacılığının mevzuat yönüyle sıkıntılarını, boşluklarını gidermede önemli bir işlev göreceğine inandığını söyledi.

        Sempozyuma, Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, Hak-İş Genel Sekreteri Osman Yıldız ve davetliler katıldı.

        Öte yandan Doç. Dr. Erdinç Yazıcı'nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen sempozyumun birinci oturumunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, çalışma hayatı uzmanı Tarkan Zengin, Hak-İş Genel Sekreteri Yıldız ve Hırvatistan'dan Sanja Sprem konuşmacı olarak yer aldı.

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler