Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, ABD Başkanı Donald Trump döneminde Feto'nun iade edilmesiyle ilgili taleplerini tekrarlayacaklarını belirterek, "Yeni Amerikan yönetimi, üç beş tane eşkıyayı yöneten bir eşkıyabaşını mı tercih edecek, yoksa 80 milyonluk bir Türkiye Cumhuriyeti'ni mi tercih edecek? Dolayısıyla biz burada dostluk, müttefiklik ilişkilerimiz çerçevesinde ısrarla Feto'nun iadesi ile ilgili taleplerimizi her platformda dile getiriyoruz. Sonuç alacağımız ümidindeyiz." dedi.

        Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını cevapladı.

        Trump döneminde Feto'nun iade edilmesiyle ilgili taleplerini tekrarlayacaklarını ifade eden Kurtulmuş, buna ilişkin hukuki sürecin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın ilgili muhattaplarına dosyaları sunmasıyla başladığını hatırlattı.

        Kurtulmuş, "Buradaki mahkemeler geliştikçe yeni deliller, bulgular ortaya çıkacak. Bunlar da tabii ki Amerikalı makamlarla paylaşılacaktır. Dolayısıyla burada asıl olan orada devam eden hukuki bir sürece müdahale etmekten daha çok yeni Amerikan yönetiminin niyetini ortaya koymasıdır. Yeni Amerikan yönetimi, üç beş tane eşkıyayı yöneten bir eşkıyabaşını mı tercih edecek, yoksa 80 milyonluk bir Türkiye Cumhuriyeti'ni mi tercih edecek? Dolayısıyla biz burada dostluk, müttefiklik ilişkilerimiz çerçevesinde ısrarla Feto'nun iadesi ile ilgili taleplerimizi her platformda dile getiriyoruz. Sonuç alacağımız ümidindeyiz. Yeni bir dönem, yeni bir sayfa açıldı, inşallah sonuç alacağımızı düşünüyoruz." diye konuştu.

        İsrail'in Doğu Kudüs'teki yerleşimleriyle ilgili olarak görüşlerinin çok net olduğunu aktaran Kurtulmuş, Doğu Kudüs başta olmak üzere Batı Şeria'daki bazı yerlerin 1967 sınırlarıyla kıyaslandığında işgal edilmiş topraklar olduğunu bildirdi.

        İsrail'in bu işgalin bir an önce sona erdirilmesinin ve Birleşmiş Milletler tarafından alınan kararlara uyarak işgal ettiği topraklardan çekilmesinin zorunlu olduğunu dile getiren Kurtulmuş, ayrıca Doğu Kudüs'teki yerleşimlerin her bakımdan Birleşmiş Milletlerin kararlarına, uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurgulandı.

        Kurtulmuş, şunları kaydetti:

        "Dolayısıyla Doğu Kudüs'ün Müslümanların ve Yahudilerin ortak bir şehri olması ve bu arada orada oluşmuş olan uluslararası hukuka riayet ederek yeni yerleşim yerleri açılmaması asıl olandır. Her yeni yerleşim yeri uluslararası hukukun, Birleşmiş Milletler kararlarının ihlalidir ve kabul edilemez bir işgaldir. İşgalin kabul edilemez ileri bir adımıdır."

        - "Dört kişi Başbakanlık tarafından atanacak"

        Kurtulmuş, "Emeklilere promosyon verilmesi için devlet bankalarıyla anlaşma sağlandı, özel bankalarla ilgili bir sıkıntı olduğu söyleniyor. Bu konu bir çözüme kavuşturuldu mu?" sorusunu, "Özel bankalarla ilgili alanda da gerekli çalışmalar yapılıyor." diye yanıtladı.

        "Taşeron işçilerin kamuya alınması konusunda beklentiler var. Referandum öncesi böyle bir kamuya alım yapılacak mı" sorusu üzerine Kurtulmuş, taşeron konusuna ilişkin ilgili bakanlıkların çalıştığını, konu netleştiğinde kamuoyuyla paylaşacaklarını vurguladı.

        Kurtulmuş, "Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu KHK kararıyla oluşturuldu. Bu komisyonun yedi kişilik olduğunu söylediniz ama başkanı kim olacak, üyeler kimlerden seçilecek?" sorusuna, "Dört kişi Başbakanlık tarafından atanacak. Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından tespit edilecek kişiler var. Ayrıca HSYK tarafından tespit edilecek kişiler bu komisyonda yer alacak." yanıtını verdi.

        - "Bırakın Suriye, geleceklerinin kararını kendileri versin"

        Suriye'deki çatışmaların durdurulması için Türkiye ve Rusya'nın öncülüğünde Kazakistan'ın başkenti Astana'da düzenlenen toplantının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

        "Suriye Suriyelilerindir derken, kastettiğimiz şu, şu anda sahada neredeyse dünyanın bütün devletlerinin, önemli ülkelerin fiili varlıkları var. Destekledikleri gruplar, maşa olarak kullandıkları gruplar var. Artık 'Yeter, altı sene bu halk çok büyük acılar çekti' diyoruz. Bu halk kendi kendini yönetebilecek beceriye sahip olan bir millettir. Bırakın Suriye, geleceklerinin kararını kendileri versin. Araplarla, Türkmenlerle, Nusayrilerle, Sunnilerle, Kürtlerle bütün farklı etnik yapılarıyla ve mezhep meşrepleriyle, dinleriyle, diyanetleriyle beraber hepsi bir araya gelsinler ve kendilerini nasıl yöneteceklerine onlar karar versinler. Dolayısıyla bu, Suriye'deki bütün yabancı unsurların Suriye'den çekilmesini de zorunlu kılan bir bakış açısıdır.

        Eğer Suriye'de halk kendi kendini yönetecekse uluslararası camianın burada yapacağı en önemli katkı orada herhangi şekilde askeri varlığını sürdürmek değil, orada o halkın demokrasiye geçiş sürecine katkıda bulunmak ve demokrasiye geçiş birikimlerini artırmaya gayret etmektir. Bu çerçevede biz Kürtlerin de Arapların da Türkmenlerin de ve diğer unsurların da eşit ve adil şekilde işin içerisinde yer alacağı bir barış sürecinin doğru olduğu kanaatindeyiz. Bu sürece dışarıdan zorlamalarla, baskılarla yön vermek yerine bu sürecin demokratik usulleri kullanılarak önünün açılmasının daha doğru olduğu kanaatindeyiz."

        - "Suriyeli kardeşlerimize her türlü desteği vermeye hazırız"

        Kurtulmuş, Cerablus'taki normalleşme sürecine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, Cerablus'taki operasyonun çok kısa sürede başarıyla sonuçlandığına dikkati çekti.

        Yaklaşık 50 bine yakın Cerabluslunun kendi topraklarına döndüğünü hatırlatan Kurtulmuş, Türkiye olarak Cerablusluların ihtiyaçlarının karşılanması için ellerinden gelen her türlü desteği verdiklerini belirtti.

        İnsani yardım malzemeleri, gıda ve sağlık hizmetleri bakımından desteklerin sürdüğünü dile getiren Kurtulmuş, diğer alanlarda da Türkiye'den istenen destekleri vermeye devam edeceklerine işaret etti.

        Kurtulmuş, Cerablus'taki özgürlük ortamının Suriye'nin bütün şehirlerinde sağlanmasını arzu ettiklerine değinerek, şunları kaydetti:

        "Onun için de Suriye'nin diğer bütün şehirlerinde önce ateşkes ve arkasından normalleşme sürecinin hızla gerçekleştirilmesi için de elimizden ne geliyorsa yapıyoruz. Halep'te bir ateşkes sağlanması için sahadaki birçok provokasyona rağmen Türkiye gözlemci ve garantör olarak o süreçte Rusya ile birlikte yer aldı. Cerablus güzel bir örnek. Bu Cerablus örneğinin diğer bütün Suriye şehirleri, uluslararası camia için örnek olması, şehirlerin terör örgütlerinden kurtarılarak o şehirlerin yerel halklarına verilmesi ve onların kendilerini yönetebilecekleri imkanın sağlanmasını arzu ederiz. Türkiye olarak da sonuna kadar hem Cerablus halkına hem Halep hem Şam halkına bütün Suriyeli kardeşlerimize her türlü desteği vermeye hazırız."

        (Bitti)

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler