AK Parti Osmaniye İl Danışma Meclisi Toplantısı

Türkiye'de geçmişte yaşanan koalisyonların milletin geleneği, değerleri, sahip olduğu sosyal kimliklerle kavgalı olduğunun görüldüğünü, kılık kıyafetlerine, dillerine, yaşam biçimlerine karıştıklarını ifade eden Çelik, yeni getirilen sistemle bir daha koalisyon çıkmayacağını ve yüzde 51 oy alanın hükümeti kuracağını dile getirdi.

Yüzde 51 alabilmesi için de kişinin milletin değerleriyle kavga etmemesi gerektiğini, çok geniş bir mutabakatta milleti kucaklaması, değerlerine saygılı olması gerektiğini anlatan Çelik, "O sebeple bu değişikliğin en önemli özelliklerinden birisi, sosyal olarak, toplumsal olarak, vatandaşlarımızı çok kapsayacak iktidar tablosunun çıkması şeklinde olacaktır." dedi.

Çelik, bu durumun seçilen kişiye, seçildikten sonra halka verdiği sözleri yerine getirmesi için hiçbir bahanesinin olmamasını getirdiğini aktardı.

Türkiye'de öteden beri 2 vesayet makamı olduğunu söyleyen Çelik, şöyle devam etti:

"Bunlardan birisi halkın seçtiği iktidarı kısıtlayacak üste konulmuş bir cumhurbaşkanılığı makamı, ikincisi de milli güvenlik siyaset belgesi denilen vatandaşın kırmızı kitap dediği belge. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilirken verdiği vaatleri yerine getirmek için yetkisi olmazsa o zaman cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin bir manası kalmayacak. Bugün cumhurbaşkanı ve başbakanın aynı siyasi anlayışa sahip olmasından dolayı sorun çıkmıyor. Geçmişte iki irade arasındaki çatışma, ülkenin büyük bir ekonomik krize sürüklenmesine, bedel ödemesine yol açtı."

Çelik, ne zaman ciddi bir ilerleme kaydetse, ekonomi ve demokrasisini güçlendirecek ciddi bir ilerleme sağlasa ülkenin önüne her zaman sistem krizleri çıktığını vurguladı.

- Cumhuriyet Halk Fırkası tüzüğü

İktidarları döneminde yapılan anayasa değişikliği çalışmalarını anlatan Çelik, şunları söyledi:

"Partimiz tüm tekliflerini hızlı bir şekilde zamanında verirken CHP yeni bir anayasa yapılmaması için elinden geleni yaptı. CHP, Cumhuriyet Halk Fırkası iken tüzüğünde 'Egemenlik kayıtsız, şarttır millete aittir. Ama millet bu egemenliği Cumhuriyet Halk Fırkası eliyle kullanır' yazıyordu. Yani size ait olan egemenliği kendisine devretmiş ama sizin haberiniz yok. Biz de diyoruz ki egemenlik kayıtsız, şartsız sokaktaki vatandaşımıza aittir. Bu egemenlik bölünemez devredilemez bu egemenliği hiç kimse gasp edemez, hiç kimse el koyamaz. Bu ülkenin sahibi sizsiniz. Sizden başka bu ülkenin sahibi yok ve siz kimi isterseniz bu ülkeyi onlar yönetir."

Çelik, muhalefetin tartışmaları yanlış yere çekerek vatandaştan sandığı kaçırmaya çalıştığını ifade ederek muhalefetin vatandaşın sandıktan nasıl bir tablo ortaya çıkartacağını ve o tabloda kendilerine yer olmadığını bildiklerini belirtti.

- "AK Parti'nin en sevdiği şey, vatandaşın sandığa gitmesidir"

Türk milletinin tüm meselelerini sağduyulu şekilde sandık yoluyla çözdüğüne işaret eden Çelik, şöyle konuştu:

"Etrafımızdaki yakın coğrafyaya bakın. İnsanlar sandığa sahip olmak için çok büyük bedeller ödüyorlar. Bu ülkeler çok büyük sıkıntıların içinde sürükleniyor. Niye, sandık yok. İstediği kişiyi iktidara getiremiyor, istediği kişiyi seçemiyor. Başına birisi gelmiş bir türlü gitmiyor. Halbuki her zaman için AK Parti'nin en sevdiği şey, vatandaşın sandığa gitmesidir çünkü biz iktidarı kurarken vatandaşı dinlediğimiz gibi hükümet döneminde de vatandaşı dinlemeyi severiz."

Çelik, yapılacak değişiklikle tabanda koalisyonu sağlayan, tabanı birleştiren kişilere siyasi iktidar yolu açıldığına dikkati çekti. Anamuhalefet partisin sürekli işi mahkemelerde çözmeye çalıştığını, sürekli askeri ve yargı vesayetin arkasına saklanmaya çalıştığını bildiren Çelik, aslında en çok anamuhalefet partisinin en fazla "Sandığa gidelim, millete başvuralım" demesi gerekirken sürekli olarak milletten sandığa kaçırmanın peşinde koştuğunu söyledi.

- "Kriz ortaya çıkaran alanları izole etmemiz gerekiyor"

Avrupa'ya gittiğinde kendisine "Bu kadar terör gibi büyük problemlerle uğraşıyorsunuz, bir de bu sistem değişikliği gibi anayasa gibi konuları niçin gündeme getiriyorsunuz?" diye sorulduğunu aktaran Çelik, şunları kaydetti:

"Bizim de söylediğimiz çok nettir. Bakın dünya çok zor bir döneme giriyor. Bizim sadece bin 295 kilometre sınırımızda Irak ve Suriye'de bir ulusal ordu, bir ulusal polis gücü yok ve biz buralarda terör ile mücadele ediyoruz. Yakın zamanda FETÖ darbe girişimine karşı mücadele verdik ve bunlardan çok önemli yerlerdekileri devlet sisteminden ayıkladık. Tüm bu tabloya baktığımız zaman bizim gördüğümüz şey şudur, hem teröre karşı etkili bir mücadele verebilmek için, geçmişteki sıkıntıları yaşamamak hem de demokrasimizi daha çok güçlendirmek, ekonomimizi daha çok güçlendirmek, Türkiye'nin dış politikadaki bölgesel rolünü daha çok güçlendirmek için bizim kendi devlet yapımız, hükümet sistemimiz içindeki bu krizleri aşmamız gerekiyor. Kriz ortaya çıkaran alanları izole etmemiz gerekiyor. Düzeltmemiz gerekiyor."

Çelik, daha sonra Osmaniye Valiliğini ziyaret ederek Vali Kerem Al ile görüştü ve ziyaret defterini imzaladı.

(Bitti)