Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump görüşmesine ilişkin, "Mayıs ayı içinde bir ara zirve yapılacak, NATO Liderler Zirvesi, oraya Sayın Cumhurbaşkanımız katılacaklar. Orada mutlaka bir görüşme olacak, planlanacak ama öncesinde de bir görüşme yapılması için hazırlıklarımız devam ediyor." dedi.

        Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

        Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın "Amerika Münbiç'den PYD'yi temizlemezse biz yapacağız" sözlerine ilişkin bir soru sözlerine Kalın, bütün opsiyonların masada olduğunu belirterek, yeni Amerikan yönetiminin de bu konuda çalışmalar yaptığını ifade etti.

        Obama yönetiminin, Türk-Amerikan ilişkilerinde ortaya iki sorun bırakarak, gittiğini kaydeden Kalın, "Biri bu PYD'ye verilen destek, ikincisi FETO konusu. Bu iki konuda maalesef Obama yönetimiyle bir mesafe almamız söz konusu olmadı. Bu iki konuyu çözdüğümüz zaman Türk-Amerikan ilişkileri daha doğru bir istikamette ilerleyecek, daha doğru bir raya oturacaktır. Bunu çözmek için istişarelerimiz devam ediyor. Münbiç konusu da bizim için hassasiyetini koruyor." diye konuştu.

        Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump arasındaki yüz yüze görüşmenin ne zaman olacağına ilişkin bir soruya, "Mayıs ayı içinde bir ara zirve yapılacak, NATO Liderler Zirvesi, oraya Sayın Cumhurbaşkanımız katılacaklar. Orada mutlaka bir görüşme olacak, planlanacak ama öncesinde de bir görüşme yapılması için hazırlıklarımız devam ediyor." yanıtını verdi.

        İbrahim Kalın, telefon görüşmesinin de önemli olduğunu ancak yüz yüze yapacakları görüşmelerde Türk-Amerikan ilişkilerinin bütün boyutlarıyla ele alma imkanlarının bulunacağını kaydetti.

        Bir gazetecinin, "Türkiye'nin füze savunma sistemiyle alakalı Rusya ile görüşmeleri devam ediyor. Önümüzdeki ay yapılacak ÜDİK toplantısında S 400'lerin alımıyla ilgili bir adım atılacak mı? Atılırsa, bu Türkiye'nin NATO ilişkilerini nasıl etkileyecektir?" sorularına ilişkin Kalın, S 400'lerle ilgili görüşmelerin Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın uhdesinde devam ettiğini anlattı.

        Kalın, bu konunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bilgisi dahilinde yakından takip edildiğine işaret ederek, müzakerelerin bir çok teknik boyutunun olduğunu ve konunun, Rusya'da yapılacak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) toplantısında liderler düzeyinde ele alınacağını bildirdi.

        Bu konunun NATO ile telifi mümkün olup olmadığı meselesinin birçok defa konuşulduğunu aktaran Kalın, şunları söyledi:

        "Biz burada bir uyumsuzluk, bir aykırılık görmüyoruz. Bunun örnekleri var. Daha öncede bildiğiniz gibi bir kaç NATO üyesi ülkenin bu tür savunma sistemlerini kullandığını biliyoruz. Bu iş teknik açıdan uyumlu olur mu, olmaz mı meselesi, bu da teknik düzeyde çok rahatlıkla çözülebilecek bir konudur. Dahası bu bir savunma sistemidir. Türkiye'nin güvenliğine dönük bir sistemden bahsediyoruz. Burada şunu sorgulamak lazım. Geçtiğimiz yıllarda füze savunma sistemi konusunu biz çok detaylı bir şekilde tartıştık. O zaman da 'NATO sistemi dışında Türkiye bir alternatife yönelirse, bu sorunlar çıkartır' diye konuşuluyordu. Biz de 'neden?' sorusunu sorduk. Çünkü, burada 3 kriter var. Bir fiyat, iki teslim tarihi, üç ortak üretim. Yani teknoloji transferi."

        Kalın, bu üç kriterde Türkiye'ye en iyi teklifi getiren ülkeyle bu çalışmayı yapacaklarını vurgulayarak, Türkiye'nin bağımsız bir ülke olduğunu ve kendi savunması ve ulusal güvenliğiyle ilgili konuda kararları verirken de kendi önceliklerini benimseyeceğine işaret etti.

        - "Dengeleri ve hassasiyetleri dikkate alarak bu görüşmeyi gerçekleştiriyoruz"

        "Hafta sonu Türkiye'ye gelecek Mesut Barzani ile Cumhurbaşkanı arasında bir görüşme olacak mı?" sorusuna ilişkin Kalın, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında bir görüşmenin olacağını bildirdi.

        Kalın, Başbakan Binali Yıldırım'ın da son Irak ziyaretinde, Barzani ile terör örgütleriyle mücadele, Musul ve Sincar gibi bölgesel konularda görüş alışverişinde bulunduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

        "Konuşacağımız çok konu var. Irak bizim için her yönden önemli. Ekonomik açıdan, sınır güvenliği noktasında, insani açıdan, kültürel açıdan. Bu trafiğin devam ettirilmesi çok önemli. Çünkü sayın Barzani'nin şahsında Erbil yönetimi de hem DEAŞ'la hem de PKK ile mücadele konusunda Türkiye ile aynı noktada durmaktadır. Bu konudaki işbirliğimizi ne kadar güçlendirirsek, bu iki ülke içinde o kadar faydalı olacaktır. Eş zamanlı olarak Bağdat-Erbil gerginliklerini geçmişe doğru düşündüğünüz zaman bu hassasiyeti biz her zaman dikkate alarak hareket ettik. Dengeleri, hassasiyetleri dikkate alarak, bu görüşmeyi gerçekleştiriyoruz."

        Erbil-Bağdat dengelerinin dikkate alınarak, bu görüşmeyi gerçekleştireceklerini vurgulayan Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Barzani'yi kabulünde DEAŞ ve PKK ile mücadele, Musul'da devam eden operasyon, Telafer ve Sincar gibi bölgesel konuların ele alınacağını anlattı.

        Kalın, bir gazetecinin, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın, 15 Temmuz darbe girişimindeki tüm şüphelilerle ilgili bir suç duyurusunda bulunduğu haberini aldık. Bu konuyla ilgili detay verebilir misiniz?" sorusu üzerine, konunun detaylarını hukuk birimiyle istişare edeceğini ve toplantı sonrası bilgileri yazılı bir şekilde paylaşabileceğini belirtti.

        - "Adım atması gereken taraf Rum tarafıdır"

        Kıbrıs'ta devam eden müzakerelerde Rum tarafında kabul edilen 'Enosis' kararına ilişkin bir soru üzerine Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2004'te gündeme gelen "Anna Planı" ile ilgili çok önemli ilke ortaya koyduğunu ifade ederek, şunları değerlendirmelerde bulundu:

        "O ilke de şuydu,; 'Biz her zaman Kıbrıs meselesinin çözümünde bir adım önde olacağız. Türkiye geçtiğimiz bu 13-14 yıllık süre içerisinde her zaman bir adım önde oldu. Fakat Rum tarafının tavrına baktığınız zaman ki, 2004 yılında yapılan referandumunda da bunu açıkça gördük. Referanduma 'hayır' demek suretiyle adanın birleşmesini de böylece bir kriz ortamına sürüklemiş oldular. 13 yıl sonra yine aynı noktaya geldik. Bu arada şartlar değişti. Bu süre içerisinde gerek Kıbrıs Türk tarafı gerek Türkiye olarak biz hep yapıcı bir tutum içerisinde olduk. Adanın iki toplumlu, iki kesimli adil, sürdürülebilir bir siyasi yönetim modeline kavuşturulabilmesi için çok yoğun bir çaba sarf ettik."

        Kalın,"Enosis" kararının Kıbrıs Rum tarafının Yunanistan'a bağlanması idealini ifade ettiğine dikkati çekerek, bu kararla tekrar bu fikir ve bu hayalin canlandırılmaya çalışıldığına anlattı.

        Bu fikrin kabul edilebilir hiçbir yanının bulunmadığını vurgulayan Kalın, kararın Rum tarafının niyetlerini göstermesi bakımından önemli olduğunu kaydetti.

        Kalın, bu durumun, Kıbrıs Türklerinin, Türkiye'nin güvenlik ve garantilerine ilişkin kaygılarını ve ısrarının ne kadar haklı olduğunu bir kez daha teyit ettiğine işaret ederek, "Biz hep baştan beri söyledik. Türkiye'nin oradaki güvenlik ve garantilerle ilgili statüsü, garantör bir ülke olarak asla Rum tarafına dönük değildir, oradaki Kıbrıs Türklerini ve Doğu Akdeniz'deki barış ve istikrarı korumaya dönüktür. Umarız Rum tarafı bu kararından vazgeçer. Hele müzakerelerin kritik bir aşamaya girdiği böyle bir dönemde bu kararın gündeme getirilmiş olması elbette müzakereleri bundan sonra çok olumsuz yönde etkileyecektir. Adım atması gereken taraf Rum tarafıdır." değerlendirmesinde bulundu.

        (Bitti)

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler