Erzurum'da, sözde "avukatların il imamı"nın FETÖ davası

ERZURUM (AA) - Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik aralarında sözde "avukatların il imamı" olduğu iddia edilen öğretmen Hasan Aslan'ın da bulunduğu 3 avukat ve 3 öğretmenin yargılanmasına başlandı.

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Bayram Candan Elazığ T Tipi Cezaevinden, Hasan Aslan ise Rize L Tipi Cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlandı.

Duruşmaya, tutuksuz sanıklar Halil Timurhan Gür, Lokman Pirim, Mehmet Salih Bayoğlu ve Serhat Akbulut ile sanık avukatları da katıldı.

Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin okunmasının ardından sanık savunmalarına geçildi.

Sanık Candan, savunmasında, Erzurum'da öğretmenlik yapmaya başlayınca eşinin görev yaptığı dershanede görevli Hasan Aslan'la tanıştığını ve tanışmasının özel bir sebebi olmadığını söyledi.

Maddi durumundan dolayı ek gelir amaçlı proje yapmaya başladığını belirten Candan, "Projeyle ilgili Hasan Aslan, Lokman Pirim'i tanıdığını söyledi. Onun bu konu hakkında bilgisi olduğunu söylemesi üzerine Pirim ile tanıştık. Bana yardımcı oldu." dedi.

Aslan'ın bir sohbette kendisini daha sonra evine davet ettiğini belirten Candan, "Evinde Salih ve Serhat'la karşılaştım. Sanıklardan Salih'le, Cihan isimli arkadaşımın sıkıntısına yardımcı olması ve benim de birkaç kere hukuki konuda danışmam dışında görüşmem olmadı. Diyaloğum bunlarla sınırlı. İddianamede belirtilen Serhat ve Salih'in 'ByLock' programını yüklediğim, onlara abilik yaptığım, sohbetleri yönettiğim iddiaları gerçek dışıdır. Hakkımda 'ByLock' tespiti yapılmışsa da ben bunu yüklemedim, kullanmadım. Görev yaptığım okulda Wi-Fi üzerinden internete girdiğimiz gibi öğrencilerle internet paylaşımımız olmuştur." diye konuştu.

- "Avukatlardan sorumlu olma iddiasını kabul etmiyorum"

Sanık Aslan, önceden kimya öğretmenliğini yaptığını, Erzurum'da da özellikle eğitim koordinatörü olarak çalıştığını ifade etti.

Görev icabı velilerle öğrencilerin eğitimleriyle ilgili görüşmelerinin olduğunu anlatan Aslan, şu savunmayı yaptı:

"Mehmet Güzel, Şerafettin Yaşar Laloğlu ve Celal Çelik kurumsal alarak çalıştığımız avukatlardır. Sanıklarla, çocuklarının eğitim kurumunda okumaları, ihtiyaç giderme amacıyla karşıdan gelen teklif üzerine görüşmelerimiz oldu. Bunlar ev ziyareti veya ofiste oldu. Bunun dışında kesinlikle bir görüşmemiz olmadı. Erzurum'daki avukatlardan sorumlu olmayı kesinlikle kabul etmiyorum. Belirttiğim amaç dışında bir görüşmemiz olmadı. Sanıkların beni suçlama sebebi olarak kendilerini kurtarma ve cezaevlerinden kurtulma olarak algılıyorum. Sanıklarla iletişim için program yüklemedim. Kendim de kullanmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Ayrıca ben Salih Bayoğlu'nu dava takibi için yönlendirmedim."

- "Cemaat karşıtı pek çok dava aldım"

Sanık Akbulut da cemaatle herhangi bir bağının olmadığını ileri sürdü.

Sadece dini hassasiyet ve sosyalleşme adına 2013 yılında sohbetlere iştirak ettiğini öne süren Akbulut, "İlk başlarda sohbetlere 3 kişi olarak başladık. İlk toplantılarda Hasan Aslan, diğerlerinde Bayram Candan ders anlattı, liderlik etti." diye konuştu.

Akbulut, Bayram Candan'ı "Yıldırım" olarak bildiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Salih Bayoğlu ve Bayram ofisime geldiğinde Aziziye Tabyalarına yürüyüşe katılma teklifleri oldu. Olumlu cevap verince Bayram'dan birlikte katılma amacıyla telefon istedim. Kendisi telefonunu veremeyeceğini, Whatsapp benzeri programdan konuşabileceğini söyleyerek kendi telefonumu alıp 'ByLock' programını yükledi. Yürüyüş günü sadece 'Neredesiniz?' diye mesaj atım. Başka bir şey yapmadım. Sohbet toplantılarına son verme sebebim cemaat ile hükümetin karşı karşıya gelmesi. Bu sebepten bir daha katılmayacağımı söyleyerek 2014 sonrası katılmadım. Hasan Aslan'ın himmet talebi oldu ama bir şey ödemedim. Bu şekilde yargılanmaktan hicap duyuyorum. Ayrıca ben 2014 ve sonrasında gerçekleşen cemaat karşıtı pek çok dava aldım. Bundan dolayı da çeşitli taleplere maruz kaldım."

- "Kendimi aldatılmış hissettim"

Sanık Bayoğlu ise avukat Mehmet Güzel'in talebi üzerine sohbetlere katılmaya başladığını anlatarak, "Sanıklardan Hasan sohbetlere katılıyor ve öğretmenlik yapıyordu. Akabinde Bayram öğretmenlik yaptı. Bunu da Hasan getirdi. Ondan sonra da Lokman gelerek öğretmenlik yapmaya başladı." ifadesini kullandı.

Aslan'ın yanına gelerek mavi renkli olduğunu hatırladığı bir program yüklediğini belirten Bayoğlu, şöyle konuştu:

"Aslan, programı yükleme sebebi olarak 'Sohbet zamanlarını söylemek' olduğunu dile getirdi. Program yüklendikten sonra bir kez sildim. Sonra Hasan gelerek tekrardan yükledi. Programları laptop üzerinden USB bağlantısı ile yüklüyordu. Akabinde telefona Tango ve Gmail görünümlü programları yüklediler. Söz konusu programları numara ve şifreyi girerek karşı tarafa gönderiyordum. Karşı tarafta numara, şifre yazıyor ve online bağlantı kuruluyordu. Darbe girişimi günü durumu televizyondan izlerken sinir krizi geçirdim. Kendimi aldatılmış hissettim. Söz konusu programdan 'Neler oluyor, neden böyle yaptınız?' mesajını yazdım. İlk başta 'Biz de bilmiyoruz', sonrasında 'TRT'yi izleyin' diye mesaj geldi. Daha sonra anlamlandırdığım kadarıyla bildirinin yayınlanacağını başkalarından duyarak bana söylediklerini düşünüyorum."

Cumhuriyet savcısı, 23 Şubat'ta yargılanmalarına başlanılan 4 avukatın dosyasıyla, bu dosyanın birleştirilmesi yönünde talepte bulundu.

Mahkeme heyeti, bu dosyayla diğer avukatların yargılandığı dosyanın birleştirilmesine ve tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamında karar vererek duruşmayı erteledi.

- İddianameden

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Hasan Aslan hakkında "avukat ünitesinden sorumlu imam" olduğu, Bank Asya'da hesabının bulunduğu, avukatlarla yapılan toplantıyı organize ettiği belirtildi. İddianamede, terör örgütünün kriptolu haberleşme uygulaması ByLock kullanıcısı olduğu ve bu programı başkalarına da yüklediği belirlenen Aslan'ın, toplantıya gelen avukatlara himmet hedefi koyduğu, terör örgütünün yöneticiliğini yaptığı ve terör örgütüne üye kazandırmaya yönelik faaliyetler yürüttüğü anlatıldı.

Sanık Bayram Candan hakkında ise, Bank Asya'da hesabının bulunduğu, avukatlara yönelik sohbetlerde bulunduğu, terör örgütüyle bağlantılı kişilerin davalarının takibini sağladığı aktarılan iddianamede, kullanıcısı olduğu ByLock'u başkalarına da yüklediği, terör örgütünün yöneticiliğini yaptığı ve terör örgütüne üye kazandırmaya yönelik faaliyetlerinin olduğu belirtildi.

İddianamede, diğer sanıklar Halil Timurhan Gür ve Mehmet Salih Bayoğlu'nun, ByLock kullanıcısı olduğu, sosyal medya üzerinden paylaşımlar yaptıkları ve etkin pişmanlık kapsamındaki silahlı terör örgütü üyesi olarak değerlendirildi aktarıldı.

ByLock kullanıcısı olduğunu anlaşılan sanık Lokman Pirim'in de Bank Asya'da hesabının bulunduğu ve sohbetlerde bulunduğu vurgulanan iddianamede, diğer sanık Serhat Akbulut'un da ByLock kullanıcısı olduğu ve sohbetlere katıldığına dikkat çekili.

İddianamede, sanıklardan Aslan ve Candan'ın "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar, diğer sanıkların ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.