Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Yüzde 40 faizle yatırım yapılmaz - İş-Yaşam Haberleri

        Bursa'da iş dünyası ile bir araya gelen Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, 2024'te yüzde 40'ın altında kredi faizinin görülmeyeceğini belirterek bu faiz oranı ile yatırım yapılamayacağını kaydetti. Her şeyin istenildiği gibi gitmesi halinde 2025 yılı ortalarında daha sağlıklı, yatınım yapılabilir bir yapıya ulaşılacağını ifade eden Baştuğ, özellikle bu dönemde Merkez Bankası'nın ucuz faizli yatırım kredisinin kullanılmasının iş dünyası için önemli olduğunu söyledi.

        EN UCUZ FİNANSMAN ARACI KREDİ KARTI

        Kredi kartlarının şu anda en ucuz finansman aracı olduğunun altını çizen Baştuğ, eğer enflasyonla mücadele edilecekse bu tür kılcal damarlara dokunulması gerektiğini belirterek kredi kartlarında caydırıcılığı sağlamak için kart faizlerinin artırılmasının önemine vurgu yaptı.

        REKLAM

        Bankacıların enflasyonun atında para kazanmaya devam ettiğini belirten Baştuğ, ortalama mevduat faizinin yüzde 40-45 olduğunu hatırlatarak negatif marjla çalıştıklarını anlattı. Bankaların sermayelerinin çok güçlü olduğunu hatırlatan Baştuğ, ancak bugüne kadar düşük faiz yüksek enflasyon döneminde gerileyen ödenemeyen kredilerde faiz artışı ile birlikte sorunluların beraberinde geldiğini söyledi.

        ENFLASYON KURDAKİ ARTIŞIN ÜSTÜNDE OLACAK

        Türkiye'nin son dönemde sağlıklı bir şekilde sadeleşmeye başladığını vurgulayan Baştuğ, bu doğrultuda iç piyasada tüketimin azaltılması kaynaklı büyümede fren yapılmasının beklendiğini belirtti. Enflasyonun nisan mayıs gibi tepe noktasına geldikten sonra yılı yüzde 40-45 aralığında bitireceğini düşündüğünü kaydeden Baştuğ, "Enflasyona karşı asıl mücadele bu aşamadan sonra başlayacak. Bütçe kontrol altında, deprem harcamaları nedeniyle yüzde 6'lık bir açık olacak. Bu da enflasyonu negatif etkileyecek. Diğer yandan 2023'ü 47 milyar dolar açıkla kapatan cari denge 30-35 milyar dolar olacak. Kur beklentimiz ise OVP'deki beklenti olan yüzde 42'lik bir artış. Enflasyon tabi ki kurdaki artışın üstünde olacak. Bu yıl döviz kuru istikrarlı ve sakin olacak."

        REKLAM

        Yabancı yatırımda pozitif beklentilerin olduğunu hatırlatan Baştuğ, yabancı yatırımın gelmeye başladığını belirterek şimdiye kadar 8 milyar dolar bono piyasasına ve 3 milyar dolar da hisse piyasalarına gelen yabancı sermayenin gelmeye devam edeceğini kaydederek "Para ve maliye politikaları bunu hak ediyor. Eğer para ve maliye politikaları birbirine uyumlu olursa ciddi girişler bekliyorum* diye konuştu.

        Baştuğ uzun süredir böyle sağlıklı bir reel sektör görmediğini belirterek faizin düşük olduğu geçtiğimiz dönemde reel sektörün ciddi sermaye birikimi yaptığını dile getirerek "Kredi faizleri yüzde 14-15'ken enflasyon yüzde 60'tı. Reel sektör hiçbir şey yapmayıp sadece stoğa mal alsa bu birikimi sağlardı. Ancak bu süreç bitti. Büyüme yüzde 3.5 olacak. Herkes daralmaya hazırlıklı olmalı.

        Baştuğ bankanın sürdürülebilirliğe önem verdiğini belirterek "Örneğin yatırım yapılan yer 5-10 yıl sonra sorun olacaksa kredi vermiyoruz. 2023'de en fazla kredi verdiğimiz alan çatı GES'leri rüzgar santralleri oldu" diye konuştu.

        ENFLASYONDA ASIL KAVGA YÜZDE 40-45’TEN SONRA VERİLECEK

        Enflasyonda tepe noktayı nisan, mayıs gibi görmeyi beklediklerini temmuz ağustostan sonra ise baz etkisiyle enflasyonda ciddi kırılma yaşanacağını kaydeden Baştuğ, “Yılı yüzde 40-45 aralığında bir noktada bitireceğimizi düşünüyorum. Enflasyonla asıl mücadele bundan sonra başlayacak. Çünkü kalıcı enflasyon o, yüzde 45 ve sonrası… Kurun etkisi, vergi artış etkisiyle oluşan balon gidecek. Biz asıl büyük kavgaya, o yüzde 40’lardan yüzde 45 sonra başlayacağız. Bu da sene sonu gibi olacak” diye konuştu.

        Enflasyonla mücadelede bütçenin de önemli olduğunu kontrol altında olan bütçenin deprem nedeniyle 2023’te etkilendiğini belirterek bu yıl eğer petrolde çok ciddi bir dalgalanma olmazsa 30-35 milyar dolarlık bir cari açık olacağını kaydetti. OVP’de söylenen kurun gerçekleşecek kur olduğunu düşündüklerini söyleyen Baştuğ, Yani yıllık 42, yüzde 42’ye yakın bir develüasyon ama her şekilde enflasyon bunun üstünde olacak. Yani TL nominal olarak sizin hoşunuza gitmeyecek bir şekilde enflasyonun altında değerlenecek. Çok ciddi bir dalgalanma beklemiyoruz. Kur istikrarına kimseye rahatsız etmeden bugüne kadar olduğu gibi sakin devam edecek” diye konuştu.

        Baştuğ, seçimlerden sonra 2023 yabancı girişi olduğunu bundan sonra da bu şekilde devam etmesini beklediklerini kaydederek ekonomi ve maliye politikasının bunu hak ettiğini dile getirdi. Baştuğ, para ve maliye politikasının eşgüdümlü harekete devam etmesi gerektiğini de söyledi.

        PARASAL SIKILAŞMANIN DOZU SEÇİMDEN SONRA ARTACAK

        Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, bankacılık sektörünün zor zamanlardan geçtiğini ifade ederek şöyle devam etti: “Bu nedir? 2023’ün ortalama enflasyonu yüzde 54, 2024 ortalama enflasyonu yüzde 50 olacak. Bankacılık enteresan bir şekilde enflasyonun altında para kazanmaya devam edecek. Parasal sıkılaştırma, bankacılık üstünde bir baskı yarattı. Doğal olarak bir parasal sıkılaştırmalar devam eder. Enflasyonla mücadelede başka bir yöntem yok. Bunun seçimden sonra dozunun biraz artacağını da bekliyoruz açıkçası, bu da bizi şaşırtmayacaktır. Şu an biz ortalama mevduatı yüzde 45- 50 arasında fiyatlıyoruz. Kredilerimiz henüz oralara gelmedi çünkü stoğu yönetiyoruz. Öyle olunca da bankacılık şu an hemen hemen tamamı negatif marja çalışıyor. Pozitif marja geçeceğimiz günleri de bekliyoruz ama şu an negatif marj biz bunu şu an yaşıyoruz.”

        Enflasyonla mücadele nedeniyle krediler üzerine koyulan kısıtlamaların sektörü sınırladığını ifade eden Baştuğ, sınırlamanın karşılığı olarak da Türkiye’de nominal olarak en fazla parayı kazanan kurumlar olan bankaların sermayelerinin karşılığını alıp alamadıklarını sordu. Baştuğ şu değerlendirmeyi yaptı: “Peki sermayelerin karşılığını alabiliyor mu bankalar? Hayır. 2021’de enflasyon yüzde 20’yken yüzde 14 kazanmış bankacılık. 2022’de enflasyon yüzde 72, bankacılık yüzde 42 kazanmış, 2023’te enflasyon ortalaması yüzde 54, öz kaynakkarlığı bankacılıkta yüzde 34. Özkaynak karlılığında bankacılık Türkiye’de sektörelerde 15. sırada.”

        ENFLASYONUN ALTINDA KALDIĞIMIZ HER DÖNEMDE SERMAYE ERİYOR

        Bankaların sermayesinin para olduğunu enflasyona karşı kendilerini koruyabilecek varlıklara reel sektör gibi yatırım yapamadığını dile getiren Baştuğ, “Paranın maliyeti de enflasyon. Enflasyonun altında kaldığımız her dönemde bizim sermayemiz eriyor. Enflasyonun düşüşü bankalara da daha pozitif bir çalışma ortamı sağlayacak. Bankaların sermayeleri çok güçlü; bunların hepsini absorbe edebiliyor ama bir sermayedarın isteme hakkı var banka sermayedarlarının da bu konudaki haklı şikayetlerini dile getirmek isterim” dedi.

        TL MEVDUAT FAİZLERİ 2024 YILI BOYUNCA CAZİP OLMAYA DEVAM EDECEK

        Baştuğ, bankaların KKM’yi TL’ye döndürmekle alakalı çok net bir görevi olduğunu ve düşüşün devam ettiğini kaydederek bu düşüşün de bankaların cazip TL faiz vermesiyle oluştuğunu dile getirdi. Bankaların burada duramayacaklarını geçerli olan regülasyonların KKM’den kurtulana kadar bankaları cazip TL faiz vermeye zorunlu kıldığını söyleyerek, “Bundan bir kaçış yok. Altını çok net çizebilirim verdiğimiz kredinin üzerinde mevduat faizi verdiğimiz anlar var. TL faizler 2024 boyunca cazip olmaya devam edecek. Dövizi cazip kılmayacak TL yatırımı cazip kılac ak politika devam edecek, bankalar da bunu bilerek isteyerek severek destekleyecekler bunda bir sıkıntı görmüyorum” dedi. KKM’de aylık yüzde 5 ile başlayan dönüşümün bankasında yüzde 15’e kadar çıktığını çözülmenin hızlandığını dile getiren Baştuğ, bankaların TL mevduat faizini vermeye devam ettikçe yılın ikinci yarısına doğru ciddi şekilde KKM yükünü azaltmış olarak işin içinden çıkılabileceğini düşündüğünü vurguladı.

        BİZ DE BU ÜLKENİN BANKASIYIZ

        Merkez Bankası’nın YTAK kredilerinin henüz ayrıntılarının belli olmadığını ancak kamu bankaları kadar özel sektörün de Türk sanayisine ciddi penetrasyonu olduğunu vurgulayarak “Eğer sistemde adil kullandırım sağlanacaksa kamu özel ayrımı yapılmadan bir bankanın kaldırabileceği risk miktarı ne kadarsa o kadarını vermesi lazım. Biz de bu ülkenin bankası olarak çalıştığımız sanayiciye biz de kullandırmak isteriz” dedi.

        İHRACATTA SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK BULUŞMALARININ DÖRDÜNCÜSÜ BURSA'DA

        Sürdürülebilirlik ve kapsayıcı büyümeyi ana stratejilerinden biri olarak gören Garanti BBVA, ülkemizi Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) uyum sürecinde desteklemek, sürdürülebilir yatırımların önünü açmak amacıyla başlattığı ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ etkinliklerine devam ediyor. İstanbul, Gaziantep ve İzmir’de düzenlenen buluşmaların dördüncü durağı Bursa oldu. Türkiye’nin ihracat hacmi en yüksek üçüncü şehri olan Bursa’da faaliyet gösteren şirketlerin önde gelenlerini bir araya getiren etkinlikte AYM ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’yla (SKDM) ilgili bilgiler verildi. Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ’un ev sahipliğine gerçekleşen buluşmada Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Etem Karakaya, AYM ve SKDM’nin ekonomik boyutları hakkında bilgi verdi.

        İhracatta Sürdürülebilir Gelecek buluşmasında AYM ve SKDM kapsamında Bursa’nın bu dönüşüme ne kadar hazır olduğunu ve bu süreçte yapması gerekenleri değerlendiren Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, “Garanti BBVA olarak, 17 yılı aşkın süredir sürdürülebilirlik konusunda çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. İklim krizi beklediğimizin ötesinde bir şiddetle geliyor ve etkilerini her tarafta göstermeye başladı. Dünya çapında 1,5 derece olan ısınma limitini 2025-2026’da yakalamış olacağız. Bu da artık geri dönülemez bir seviyeye gelmemiz demek. Dolayısıyla hepimizin mücadelesi, durum daha da kötüleşmeden tedbir almak, bir an evvel dünyayı yaşanabilir haline getirmek yönünde olacak. Bu yüzden iklim kriziyle mücadeledeki kararlılığın su yönetimi konusunda da sürdürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bugün kişi başına düşen temiz su miktarı 1.500 litre iken 2030’a geldiğimizde 1.100 litreye düşecek ve Türkiye su konusunda kıtlık yaşayan ülkelerden biri olacak. İklim krizinin kısa vadeli şokları kadar uzun vadeli şokları da olacak. Kısa vadede, karşı karşıya kalacağımız etkilerden bir tanesi ihracatçımız açısından Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın finansal boyutunun 1 Ocak 2026’da başlaması olacak. Bursa da Türkiye’nin pek çok ilinde olduğu gibi bunu hissedecek illerden bir tanesi. Ancak Bursa bu konuda çok bilinçli bir şehir, sanayicimiz tedbir de alıyor.” dedi.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ