Arsız Kumpanya: Çok cesur, çok yaratıcı, ziyadesiyle gerçek...
Tiyatroseverler, Arsız Kumpanya ismini ilk defa 2019 yılında duydu. Pandeminin henüz hayatlarımızın kıyısından köşesinden geçmediği günlerde, tiyatro yapmanın heyecanıyla ellerini taşın altına koymaktan çekinmeyen 7 genç oyuncunun kurduğu "Arsız Kumpanya", bu yıl oyunlarını kendilerine ait ilk sahnede, Arsız Mekan'da oynuyor...
2019 yılında, Genç Günler Festivali'nde bir mezuniyet oyunu olarak izlediğim Faust, birkaç ay sonra "Arsız Kumpanya" adlı bir ekiple çeşitli sahnelerde karşıma çıkınca neler olduğunu anlamam çok zor olmadı.
Alışılmışın dışında bir reji, kolaylıkla etkisi altına girebileceğimiz müzikler ve etkileyici oyuncu performanslarıyla Faust, bir mezuniyet oyunu olarak kalmaması gerektiğini daha ilk temsilde kanıtlamıştı. Video Editörü arkadaşım Yiğit Karaduman ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nden 7 genç oyuncunun kurduğu Arsız Kumpanya'yı, kendi sahneleri Arsız Mekan'da ziyaret ettik ve sahneye koydukları 3 iddialı oyunu uzun uzun konuştuk.
BİR DELİ BİR KUYUYA TAŞ ATMIŞ...
Öykü Naz Altay, İbrahim Arıcı, İrem Alnıaçık, Alara Turan, Mekin Sezer, Tuğra Can Bıçak ve Cihan Durmaz ile Şişli'de, Şişli Camii'nin hemen arkasında açtıkları çiçeği burnunda sahneleri Arsız Mekan'da buluştuk. "Az anlaşılır, çok uydurma, bir damlacık da gerçek" sloganıyla Faust, 2022 yılında arka arkaya prömiyer yapan Barazek ve Hoop Gitti Kafa'nın önünü açıp Arsız Kumpanya'nın kurulmasına neden olsa da bu genç oyuncuların niyeti en başta bu değilmiş.
Okulda derslerine giren ve Faust'un da yönetmeni olan Yiğit Sertdemir'in laf arasında sorduğu "Tiyatro kurmayı düşündünüz mü?" sorusuna İbrahim Arıcı'nın verdiği "Düşünüyoruz hocam" yanıtıyla kendilerini bir anda bir tiyatro sahibi olarak bulmuşlar. İbrahim Arıcı'nın deyimiyle bir deli bir kuyuya taş atmış ve diğer deliler de peşinden koşmuş...
İrem Alnıaçık'la beraber Faust'un müziklerini yapan Mekin Sezer, konuşmaya Faust'un onları bir arada tutan şey olduğunun altını çizerek başlıyor.
7 yakın arkadaşın çıktığı bu yolda en büyük destekçileri de Yiğit Sertdemir ve Gülhan Kadim başta olmak üzere Kumbaracı 50 ekibi olmuş. Faust ve Hoop Gitti Kafa'yla bir fiziksel tiyatro örneği gibi dursa da Arsız Kumpanya kendilerine herhangi bir gömlek dikmemekte ısrarcı.
"NE KADAR SIKICISINIZ, ŞEYTANLA EMPATİ KURUN!"
"Bu oyunu konservatuarda çalıştığımız için herkesin bütün yeteneklerini ortaya serebileceği bir oyun olarak çıktı ortaya Faust. Grotesk olması, kuklalar, maskeler, müzik... Her şeyin bir arada olduğu bir şey çıktı" diyor Mekin Sezer.
Öykü Naz Altay ise fiziksel bir şeyler yapalım diyerek yola çıkmadıklarını tekrarlıyor: Biz Yiğit hocaya gidip Faust derin bir metin falan diyorduk. Yiğit hoca bizi dinledi ve "Ne kadar sıkıcınız" dedi ve Tiger Lillies'i referans verdi. Sonra buna dönüştü oyun.
Cihan Durmaz, oyunun büyüsünün şeytanla empati yapmaktan geçtiğinin altını çiziyor. Durmaz, "İki ay kadar egzersiz yaptık ama Yiğit hoca "Şeytanla empati yapın" deyince son 10 günde değişti oyun. Sizin izlediğiniz hali son 10 günde netleşti" sözleriyle arkadaşlarını destekliyor.
Ana akım seyirciden yer yer "anlaşılmaz" eleştirileri gelse de Arsız Kumpanya oyunun durduğu yerden memnun. Seçtikleri yol biraz da alışılmış kalıpları kırmaya hizmet ettiği için keyifleri yerinde. İnandıkları tiyatronun onları heyecanlandıran oyunlardan ve beklenmedik olanı denemekten geçtiğini düşündürüyorlar bana. Hoop Gitti Kafa ve onu sahneleme biçimleri de destekliyor bu düşüncemi.
"BİZ HİÇBİR ŞEYİ DÜŞÜNMEDİK, YOLDA BAŞIMIZA GELENLERİ İYİ DEĞERLENDİRDİK"
Arsız Mekan, kapılarını 2022'nin son günlerinde açtı. İbrahim Arıcı'nın öylesine sorulmuş bir soruya verdiği bir cevapla bir kumpanya kuran bu yedi arkadaş, Beyti Engin'in "Ne dersiniz, size kalsın mı burası?" sorusuyla da kendi sahnelerini açmış bulunmuş! "Açıkçası biz hiçbir şeyi düşünmedik" diyor Öykü Naz Altay gülerek.
İrem Alnıaçık da onu"Biz yolda başımıza gelenleri iyi değerlendirmeye çalışarak, fırsatları görerek geldik buraya kadar" diyerek destekliyor.
Beyti Engin, eski atölyesini dekorlarını koymak ve Arsız Atölye eğitimlerini vermek için bir yer arayan Arsız Kumpanya'ya açmış. Atölyeden çıkmaya karar verince de Arsız Kumpanya'ya bırakıvermiş mekanı.
Çiçeği burnunda kumpanyanın kendilerine ait bir sahnesi olmuş böylece.
"SEYİRCİ HOOP GİTTİ KAFA'YA, BİR EVE MİSAFİR OLMAYA GELİYOR"
Arsız Kumpanya, Berkun Oya’nın yazdığı ve 2010 yılında da sahneye koyduğu Hoop Gitti Kafa oyunuyla çıkıyor karşımıza bu kez. Arsız Mekan’da sahnelenen oyunu izlemek için girdiğim salonda kendimi bir anda dekorun ortasında buluveriyorum.
Cihan Durmaz bunu özellikle böyle yaptıklarını söylüyor: Önce perdenin önünde mi oynasak diye düşündük ama sonra bu mekanın dokusunu kullanmak istedik. Seyirciye de bir çizgi çizmedik. Seyirci Şişli'de bir eve geliyor, misafir olarak. Onlar buraya bir şeye şahit olmaya geliyor...
Karakterlerle birlikte yaşıyormuşçasına içine daldığımız bu oyun, travmatik bir gerçeğin ağırlığı ile karşı karşıya bırakıyor bizi. Mekin Sezer ile Cihan Durmaz'ın oynadığı, Tuğra Can Bıçak'ın yönettiği bu oyun, sözün anlatamayacağı duygulardan bahsediyor bize. Mekin Sezer'in finalde çöktüğü o kapıya seyirci olarak biz de dayıyoruz sırtımızı onunla birlikte. Elimizde olsa kalkıp sarılacağız ona, bu duygularla dolup taşarken neon ışıklarla karanlık bir odada buluyoruz kendimizi...
"BİRİMİZ BİR HAYAL KURUYOR VE HEPİMİZ ONU NASIL GERÇEKLEŞTİRECEĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUZ"
Hiçbiri 30 yaşına varmamış bu genç oyuncuların tiyatroyla kurduğu ilişkiyi çıplak gözle görmek mümkün desem abartmış olmam. Mekin Sezer'in "Biz ne yapıyorsak birlikte yapıyoruz. Bir arada olmak bizi güçlendiriyor" derken ne demek istediğini biraz da Barazek ile anlıyorum.
İbrahim Arıcı'nın kaleme aldığı Barazek, Faust'tan da Hoop Gitti Kafa'dan da çok farklı.
Yeni bir tiyatro ekibinin kendi yazdığı bir oyunu, yolun henüz başındayken sahneye koyması çok cesur geliyor bana ve ekibin buna nasıl onay verdiğini soruyorum. Öykü Naz Altay, aralarındaki ilişkiyi anlatması gerektiğini hissediyor böyle olunca.
"Onay almak çok sevdiğimiz bir şey değil" diyor Altay.
"Birimiz bir hayal kuruyor ve biz hep birlikte bu hayali nasıl geliştireceğimizi konuşuyoruz. Herkes bu hayalin neresinde durmak istediğin söylüyor ve birlikte çalışmaya başlıyoruz" diye devam eden Altay'ı Cihan Durmaz da "Biz burada 7 kişiyiz. Hepimizin kafası ayrı, yapmak istediğimiz şeyler var. Ama biz birbirimizle konuşurken hep şunu söylüyoruz: Birbirimizin hayalini gerçekleştirmek için buradayız" diyerek destekliyor...
BARAZEK İLE TANIŞTIĞIMIZ YENİ BİR OYUN YAZARI: İBRAHİM ARICI
İbrahim Arıcı, ilk şiirini 9 yaşında yazanlardan... Çocukluktan beri yazıyla yakından ilişkisi olduğunu ama konservatuara girince onun deyimiyle bu 'yazma içgüdüsünü' oyun yazmaya yönlendirdiğini söylüyor.
Dramaturji hocaları Aydın Alıveren, Selen Korat Birkiye ve Berkun Oya'nın, oyun yazarlığına yönelmesindeki etkisinin özellikle altını çiziyor. Tek kişilik bu oyunda sahnede sadece İbrahim Arıcı ve hatıralarını sığdırmaya çalıştığı bir bavul var. Diğer oyunlar gibi performatif değil ancak duygular bu oyunda da su üzerinde dolaşıyor.
YENİ OYUN FOBOS, 4 ŞUBAT'TA PRÖMİYER YAPIYOR
Barazek, İbrahim Arıcı'nın yazıp attıkları arasından görücüye çıkan ilk oyunu ancak kesinlikle son değil.
Arsız Kumpanya olarak yine Arıcı'nın kaleme aldığı yeni bir oyun daha seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor...
Arsız Kumpanya; Faust, Barazek, Hoop Gitti Kafa ile başladıkları bu sezonda bir prömiyere daha yer bulmuş. Yine İbrahim Arıcı tarafından kaleme alınan Fobos, 4 Şubat'ta seyirciyle buluşacak.
Tuğra Can Bıçak ve Öykü Naz Altay'ın oynayacağı oyunu İbrahim Arıcı yönetecek. Üstelik dekoru bile hazır!
