Murat Karahan, ‘Herkes Zeki Müren’den bir şey bulacak’

Eylülün en sıcak akşamında arkadaşlarla toplandık dertleşiyoruz. Fonda Sanat Güneşi’miz Zeki Müren, “Elbet Bir Gün Buluşacağız”ı söylüyor. Ara ara şarkıyı mırıldanırken haberi alıyorum: Rengim Gökmen yönetimindeki Limak Filarmoni Orkestrası, tenor Murat Karahan ile Zeki Müren şarkılarına ses verecek. 4 Ekim Çarşamba günü Ankara Congresium’da, 11 Ekim Çarşamba ise İstanbul Zorlu PSM’de... HT Cumartesi'nden Arda Aşık'ın haberi...

Sabırsızlıkla beklediğim Zeki Müren Şarkıları konseri öncesi Bolşoy’dan Arena di Verona’ya dünyanın birçok sahnesinde başrol alan, Ankara Devlet Opera ve Balesi solisti Murat Karahan’la buluştum.

Operaya ilgimiz az gibi görünüyor ama hayranınız çok.

Sokakta rahat yürüyebiliyorum ancak bir iş için müşterisi olduğum bir yeri aradığımda “Siz o Murat mısınız, çok memnun oldum!” gibi tepkiler alıyorum. Buzdağının görünen kısmının altında ciddi bir hayran kitlem var. Ülkeyi temsil ettiğim için zaten tanındığım opera camiası bir yana dursun içinde Türkçe şarkıların da bulunduğu geniş bir skalamız olduğu için 70-80 yaşında teyzelere de 18 yaşındaki gençlere de hitap ediyorum. Zaten doktora tezimde var, kendi yerel müziğimizi dokuyu bozmadan çok sesli hale getirmek.

Show Must Go On’u da seslendirdiniz Nazende Sevgilim’i de. Farklı farklı tarzları seslendirmeyi nasıl başarıyorsunuz?

Uçlarda olmayı sevmem. Kulağa güzel gelen her ses güzel. Nice türküleri çokseslendirdim, Zeki Müren Şarkıları, bu yolun son noktası. En kritik nokta ise icra kısmı. O türküleri operacı gibi söylerseniz o insanların tüylerini diken diken edemezsiniz. Ben bu yola sanatı halkla, halkı sanatla buluşturmak için çıktım. Dünyada herkesin ezberindeki “O Sole Mio”, Napoli’de vatandaşların mandolin ve akordeonla çaldığı bir köy şarkısı. Kompleks yapmaktansa çok sesli hale getirip dünyanın diline dolamışlar. Bizde ne türküler var, biz neden yapmayalım? Domingo, Yalgızam türküsünü söyledi, ben de bizim türkümüzü söyleteceğim. Çok eleştiri alacağız. Kimseye yaranamayacağız. Ama sonuçta sanat kazanacak, önyargılı herkes hakkımızı verecek.

Her türlü müziğe açıksınız. Peki gündelik hayatta neler dinliyorsunuz?

Asla müzik ayrımı yapmam. Afrika’dan bir kabile müziği duyarım, onu da sever dinlerim. Konserimizle bağlantılı bir örnek vereyim. Pulp Fiction’ın müziği 1900’lerin başında yapılmış Mısır izleri taşıyan bir Yunan bestesi (Misirlou). Mısırlı bir kızı anlatır. Zeki Müren daha Tarantino’lar uyanmadan 1950’lerde, bu parçayı “Yaralı Gönül” diye yapıyor. Biz bunun senfonik versiyonunu yaptık. Zorlu PSM’de bu parçayı 70 kişinin canlı olarak çaldığını düşünün. İşte bu büyüyü yakalamak istiyoruz!

‘SÜPER GÜÇ OLMAK İÇİN OPERA ŞART’

Bolşoy Tiyatrosu’nda, Arena di Verona’da sahne almak nasıl bir histi?

Bu anlatılabilecek bir his değil. 1’inci yüzyıldan kalma yani 2 bin yıllık Arena di Verona’da dünyanın gelmiş geçmiş en büyük opera festivali. 15 bin kişinin karşısında bir Türk olarak başrolde, Pavarotti’nin kostümüyle şarkı söylüyorsun. Sahne bitince kıyamet koptu. Bireysel değil, bir Türk olarak gurur duydum.

Yurtdışında operalarda bulundunuz. Türkiye’yle bir kıyas yapacak olsanız neler söylersiniz?

Şu anda kıyaslamıyorum. Ancak bizim çok ciddi bir potansiyelimiz var. Opera sistemi atalete itilmiş, yaratıcı unsur kaybedilmiş, rekabet kalmamış. Ben yılda 5 başrol söylüyorum, operaya uğramayan adamla aynı maaşı alıyoruz. Avrupa ‘da arka arkaya oturan iki kemancı bile farklı parayı alıyor. Alınan riske, harcanan zamana göre bir denge olması gerekiyor. Memur sanatçı olur mu diyecekler, olur! Dünyanın hiçbir yerinde, kapalı gişeyle bile opera gideri karşılanamaz. Neden? Minimum rakam veriyorum. Bir opera temsili için bir gecede 50-60 orkestra, 40-50 koro, 10 solist, 30-40 teknik, dekor yani 150 kişi. Kostümü sahnesi var. Opera, büyük devletlerin prestijidir. Almanya’da 67 opera var. Çin “Süper güç olacağız” dedi, Pekin Operası’na ağırlık verdi.

Orkestrayla neler yapacaksınız?

Çok başarılı ve yetenekli uzman sanatçılardan kuruluyuz. Rengim Gökmen şefimiz. Biz her şeyimizle hazırız, şimdi seyircimizle buluşma vakti. En az 15 parça seslendireceğiz. Zorlu PSM’nin akustiği muazzam ancak Ankara’daki kongre salonu olarak kurulduğu için o kadar iyi değil.

Zeki Müren fikri nasıl ortaya çıktı?

Benim fikrimdi. Aslında kafamda çok isim var. Gün gelecek Domingo’yu getireceğiz hatta belki Barenboim’u. Avrupalıların yaptığı gibi, bilindik tınıları çoksesli hale getirip halkla buluşturacağız. Şimdi temelleri atıp, birkaç nesil sonra Wagner dinleyeceğiz. Mesleklerini icra edemeyen sanatçıları konserlere çıkaracağız, gençlere istihdam yaratacağız.

Zeki Müren’in sizde anısı olan bir şarkısı var mı?

Aşkı yaşayan herkesin Zeki Müren’le bir anısı vardır. Zeki Müren Şarkıları’nda herkes kendinden bir şey bulacak.