YALAN RÜZGARI

Daum, karşılaşmaya son maçtan farklı olarak ileride Güiza'nın yerine Semih'le başladı. Ama istediğini ve beklediğini alamadı. Zaten dünkü oyunla bunun gerçekleşmesi de mümkün değildi. Fenerbahçe son dönemde Kezman, Güiza, Semih gibi Avrupa çapındaki forvet oyuncularından faydalanamadı. Bir sakatlık var bu durumda. Bu oyuncuların hepsi mi kötü? Yoksa problem başka yede mi? Eskişehir'e karşı Semih'in yerinde Drogba, Torres ya da İbrahimovic'den biri olsa da sonuç farklı olmazdı. Fizik gücü bitmiş, birbirinin yardımına koşmayan ve maç berabere bitse de gitsek havasında olan bir takım dünyanın en iyi forveti ile sahaya çıksa da bir şey değişmez. Takımın kaderi sadece Alex'in keyfine kalmış. Günündeyse, istiyorsa oynuyor. Dün olduğu gibi değilse de takım kaybediyor. Fenerbahçe'nin artık bu keyfilikten kurtulması lazım. Son maçlarda sahada adeta geziyor. Peki Daum ne yapıyor o da kenardan bu durumu izliyor. Gerektiğinde Anelka ve Carlos gibi dünyanın önemli futbolcularını yedek kulübesinde oturtmaktan çekinmeyen Daum'un Alex karşısında bu kadar cesaretsiz olmasını anlamak mümkün değil. Ayrıca Daum'un oyuncu tercihleri bir anlamda bitirdi takım. Santos dökülüyor. Cristian sahada yok. Ama bununu yerine Daum'un elinde Uğur ve Deniz gibi iki oyuncu var. Bunları neden ve nasıl düşünmez ya da bu oyuncuları niye hazır tutmaz. Dünkü karşılaşma gollere kadar keyifsizdi. Eskişehir'in golleri maça heyecan ve hız kattı. Eskişehir Fenerbahçe'yi yenerek büyük iş yaptı ama sakın bu galibiyete kanmasın. Çünkü dün sahaya kazanmak için çıkan bir Fenerbahçe yoktu. Olsaydı durum çok daha farklı olurdu. Takımda göz dolduran tek isim Bilica'ydı. Hataları oldu ama istek ve arzu üst seviyedeydi. Tek başına bir şeyler yapmaya çalıştı ama yetmedi. Fenerbahçe'de ilk 8 haftada alınan galibiyetler herkesi yanılttı. Bizde çok abarttık galiba. Daum dahi, Santos müthiş futbolcu, bu takım kesin şampiyon olur diye cümleler kurduk. Ama yanılmışız. Dünkü takımı izleyince görebildiğim tek şey sadece Yalan Rüzgarıydı...