Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım Türkiye'nin yakaladığı dalga
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Küresel piyasalar da Türkiye piyasaları da yaşayabilecekleri en iyi mayıs ayını yaşıyor.

        ➔Küresel piyasaların önü geçen hafta ABD enflasyonunun 2024 yılında ilk kez düşüş yönünde eğilim göstermesiyle açıldı. Aynı gün perakende satışlar beklenin altında gelince piyasalarda güçlü bir toparlanma başladı.

        ➔ABD merkez bankası Fed’in bu yıl içinde faiz indirim ihtimali sıfıra kadar düşmüşken geçen hafta açıklanan veriler eşliğinde 1-2 artırım gündeme yeniden girdi.

        ➔Dünya dayanak faizi olarak alınan ABD 10 yıllıkları yüzde 4.70’lere kadar çıkmışken 4.30’lara kadar geriledi.

        ➔Faizlerin gevşemesi ve Fed’in bu yıl faiz indirimine gitme ihtimalinin yeniden canlanmasıyla ABD’nin para birimi dolar değer kaybediyor.

        DÜŞEN DOLAR ARTAN RİSK İŞTAHI

        ➔Büyük paralar karşısında doların değerini ölçen DXY geçen hafta 104.370’e inerek yüzde 0.76 geriledi. Nisan sonunda 106.100 değerindeki dolar endeksi DXY’nin mayıs ayı düşüşü yüzde 1.6’ya vardı.

        ➔Euro ise ECB’nin haziran toplantısında faiz indirimine başlayacağı beklentisiyle yükseldi. Euro/dolar paritesi 1.0869’a çıkarak bir haftada yüzde 0.92 primlendi.

        ➔Dolar değer kaybedip ABD faizleri gevşeyince küresel risk iştahı yükseldi. Gelişmekte olan ülkelere sermaye akımları hızlandı.

        ➔Piyasalardaki korku azaldı. Nisan ayında 20’nin üzerine sıçrayan korku endeksi VIX geçen haftayı 12 değerinin altına inerek 2019 sonrasının en düşüğünden kapattı. Endeksin mayıs ayı içindeki düşüşü yüzde 23.4’ü buldu.

        ➔Borsalar mayısta yüzde 5’in üzerinde prim yaptı. MSCI Tüm Ülkeler Dünya Endeksi 794.957 puanla rekor düzeyine yükseldi. Mayıs ayı primi de yüzde 5.1’i buldu. ABD ve Avrupa borsaları rekor kırıyor.

        ➔Gelişmekte olan ülke borsaları MSCI endeksiyle mayısta yüzde 5.1 prim yaparak uzun bir adana sonra 1.100 puana tırmandı.

        ALTIN, GÜMÜŞ, BAKIR SIRALI YÜKSELİYOR

        ➔Faiz oranları yüksek ama altın, gümüş ve bakır hızla prim yapıyor.

        ➔En hızlısı haftalık yüzde 11.8 artışla gümüş çıktı. Mayıs ayında ise yüzde 20 artan gümüşün ons fiyatı 31.4915 dolara yükseldi.

        ➔Altının onsu da geçen hafta yüzde 2.3 artışla 2.414.70 dolara çıktı. Altının primi mayıs ayında yüzde 5.7’ye, 2024’te yüzde 17’ye vardı. Altının Türkiye içindeki gram fiyatı da 2.500 lirayı buldu.

        ➔Bakır fiyatları Çin’in alımları ve arz yönlü etkilerin altında geçen hafta yüzde 6.6 yükselerek 10.668 dolara vardı. Bakır fiyatları küresel kriz sonrasının en yüksek düzeyine çıktı.

        ➔Normalde yaz sezonunun eşiğine gelindiğinden ve genelde geride kalan aylar primli ise dünya piyasalarında “Mayısta sat, git tatile yat” eğilimi klasikleşmiştir.

        ➔Üstelik dünya borsaları da, bazı emtia fiyatları da rekor düzeylerinde seyrediyor.

        ➔Ancak bunca jeopolitik riske, küresel ekonomide parçalanmaya ve bloklara ayrılmaya, faizlerin yüksekliğine ve dünya büyümesinin yüzde 3.2 ile ortalamanın altında kalmasına karşılık yakalanmış bir momentum bu. Beklenmeyen ve sıra dışı bir durum.

        ➔Güçlü ve şok edici bir gelişme meydana gelmezse sürdürülebilir bir eğilim de.

        ➔Bir şok gündeme gelirse de elbette kar satışlarına yol açabilir.

        RASYONELLEŞMEYLE BAŞLADI, DÜNYADAN BESLENDİ

        ➔Türkiye ise seçim öncesi yaptığı oyun değiştirici faiz artırımı ve seçimin geride kalmasıyla dünya piyasalarından pozitif ayrışıyor.

        ➔Kredi notu yükselen Türkiye’nin risk primini ifade eden CDS oranı da 266 baz puanla son 4 yılın en düşüğüne geriledi.

        ➔Yabancı sermaye girişleri ve yurtiçi yerleşiklerin dövizden TL’ye geçişi hızlandı.

        ➔Mayısın ilk haftasında yabancılar hisse senedi ve tahvile 1.1 milyar dolar net alım yaparken ikinci haftada bunu 2.9 milyar dolara çıkardılar. Mayısın iki haftasında iki enstrümana gelen yabancı sermaye yatırımı 4 milyar doları buldu.

        ➔Yurtiçi yerleşiklerin seçim sonrası döviz hesaplarından çözülme ise 13.2 milyar dolara vardı. DTH tutarı 172.4 milyar dolara geriledi.

        ➔Sonuçta Merkez Bankası rezervleri hızlı bir şekilde artıyor. Uluslararası brüt rezervler 134.4 milyar dolara yükseldi.

        BORSA 13 YIL ÖNCESİNİN YARISINDA

        ➔Döviz fazlasını Merkez Bankası aldığı için de kurlar düşmüyor, yerinde sayıyor. TL karşısında son 1 ayda dolar gerilemesine karşılık euro arttı. Ancak iki para biriminin eşit ağırlıkta oluşturdukları kur sepeti 33.56 TL’den 33.62’ye çıkabildi. Bir aylık artış yüzde 0.17 düzeyinde.

        Borsa ise dolar bazında geçen hafta yüzde 5.5, mayıs ayında yüzde 7.7, yıl başına göre de yüzde 38 prim yaptı.

        ➔MSCI endeksiyle Türkiye borsası 368.764 puan düzeyine yükseldi. Endeks en son 26 Nisan 2018’de bu düzeydeydi. Yani borsa yüksele yüksele ancak 6 yıl öncesi düzeyine yükselebilmiş.

        ➔Borsa aynı MSCI endeksiyle 8 Mayıs 2013’te 736.515 puanla rekor kırmıştı. 17 Mayıs 2024 itibariyle 368.764 puana çıkan borsa yüksele yüksele 11 yıl önceki düzeyinin ancak yarısına varabildi.

        NORMALLEŞMEYE DEVAM BORSAYA GERÇEK REKORA TAŞIR MI?

        ➔Ya da BİST 100’ün aynı günkü kura bölünmesiyle bulanan dolar bazlı borsa endeksi henüz 330’da. Yani 3 dolar 30 sent düzeyinde. 22 Mayıs 2013’te gördüğü zirve ise 5 dolar 10 sentti.

        Bu durumda borsa 11 önceki düzeyinin ancak yüzde 65’ine varmış.

        Rasyonel politikalar yürürlükte kalacak, ekonomi normalleşecek ve Türkiye rayından çıkmayacaksa yerlisi de yabancısı da gelmeye devam edecek, borsanın yolu da açık olacak demektir.

        ➔Çünkü mevcut politikaların devamını getirmek demek, enflasyonu düşürmek, beraberinde faizi indirmek, Türkiye’yi gri listeden çıkarmak, swap piyasasını yeniden yabancılara açmak, ihracatçılara döviz satış zorunluğunu kaldırmak, yapısal reformlarla yeni bir sanayi yapısı oluşturmak demek.

        ➔Bu durumda piyasanın ilk hedefi 11 yıl önceki düzeye çıkmak olur. Daha sonrasında devam mı tamam mı elbette o zamanki şartlara bağlı olacak.

        Seçim sonrası geçen haziran ayında başlayan ekonomide rasyonele dönüş iyi bir dalga yarattı. Şimdi küresel konjonktür de bu dalgayı besliyor ve büyütüyor. İyi bir şans ve iyi bir dalga yakaladık. Bu kez de siyasete kurban vermesek bari.