Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Fiskos "Aşk güven gerektirir"

        HT MASA ekibi bu hafta, çapkınlık turunda görüntülenince eşine 150 bin dolarlık yüzük hediye eden Selçuk İnan’ı, Alper PotukTuvana Türkay ilişkisindeki kıskançlık savaşlarını, Engin Günaydın’ın “Rol için kilo almam” açıklamasını, ‘Cingöz Recai’nin gişe şansını ve Zafer Algöz’ün ‘Kadın komedyen yetişmiyor’ sözlerini masaya yatırdı.

        "PAHALI HEDİYELER KABAHATİ ÖRTMEZ"

        Selçuk İnan hakkında çıkan çapkınlık haberleri ünlü futbolcuya pahalıya patladı. İnan gönlünü almak için eşine 150 bin dolarlık pırlanta yüzük hediye etti. Bu hikâye ‘Kabahat ne kadar büyükse hediye de o kadar büyük olur’ sözünü doğruluyor mu?

        REKLAM

        Kadir Kaymakçı: Ben bu olaydan şunu anlı- yorum: 150 bin dolarlık bir hediyeye eşimden habersiz bir kadınla eğlenip tam otelin önünden dönebiliyorsam, 300 bin dolarlık hediyeye aldatabilirim de!

        Oben Budak: Kadınların bu tip büyük hediyelere kavuşabilmek için bazı olayları büyüttüğü kulağıma geliyor. Kavganın hasarını azaltmak için pahalı hediyelere başvuran erkek modeli var çünkü. Suni gündem yaratıp pahalı işi hediyelere bağlıyorlar. Burada durum böyle mi bilmiyorum ama ilk ve son pahalı hediye olmayacağı kesin gibi.

        Reşat Balcıoğlu: Hediyenin büyüklüğü kabahati örtmez ancak Selçuk İnan’ın eşini aldattığını düşünmüyorum. Zaten ortada aldatma fotoları yok, gece gezmesi var. Selçuk eşinin gönlünü almak için yapmıştır bu jesti. Aldatılan kadını hiçbir pahalı hediye durduramaz, istisnalar var elbette.

        Esin Övet: Demek ki neymiş bir kadının güzel ve güçlü olması aldatılmasına engel değilmiş. Şahsen beni Selçuk İnan’ın çapkınlık yapması çok şaşırttı nedense. Karısına acayip âşık gibi görünüyordu. O kadının bir yüzüğe tav olacağına da inanmak istemiyorum. Yazık eder kendine. Unutmayın bir kez yapan bir daha yapar. Bir yüzük alınca bir dahaki sefere başka şey alarak suçlarını kapatmaya çalışır.

        REKLAM

        Bülent İpek: Profesyonel futbolcu Selçuk’un parası var, kabahat işleyebiliyor. Amatör takımda oynayan kabahatini imitasyon pırlantayla mı affettirecek? Bence kabahatin karşılığı maddiyat değil, olmamalı.

        "KISKANÇLIK GÜVENSİZLİĞİN KANITI"

        Alper Potuk-Tuvana Türkay ilişkisinde kıskançlık savaşları yaşanıyor. Türkay’ın sevgilisinin sosyal medyada kadınları takip etmesini yasaklamasının ardından, Potuk’un karşı hamle olarak sevgilisine yeni bir telefon ve hat aldığı ve eski arkadaş- larıyla görüşmesine sınırlama getirdiği ortaya çıktı. Bu karşılıklı hamleler bu ilişki hakkında neler anlatıyor?

        K.K.: Bu tür ilişkiler bence ilişki değil ‘gönüllü mahkûmiyet!’ Adamı ya da kadını seviyorsun, adam ya da kadın seni esir alıyor... Senin bir kişiliğin yok mu arkadaşım, “Sil” dediğinde “Ne münasebet” diyemiyor musun! Sevdiğine güvenmeyip yeni hat alan kardeşim, eğer bir halt edecekse yeni hatla da edemez mi sanıyorsun... Olmaz olsun böyle aşk!

        O.B.: Kıskançlık kendine güvensizliğin kanıtı, başka bir şey değil. Erkekler kadınlar üzerinde bu kadar baskı kurmayı kendilerine nasıl yedirebiliyor? Sevgilinin bazı arkadaşlarını sevmezsin ve görüşmek hoşuna gitmeyebilir de sosyal medyada sadece kadınları takip ettirmek falan, bunlar biraz aşırı değil mi?

        R.B.: Eğer daha yolun başında böyle şeyler yaşanıyorsa geçmiş olsun, bu ilişki uzun vadeli olmaz. Aşk, fedakârlık ve güven gerektirir. Sevgiline güvenmiyorsan ve her şeyden kıskanıyorsan o ilişki sağlıklı yürümez. Bu ilişkinin Fenerbahçe’nin başarılı futbolcusu Alper Potuk’a zarar vereceğini düşünüyorum. Önümüzdeki maçlarda görürürüz, spor basınını takip edelim..

        E.Ö.: Komik geliyor bana artık sosyal medyada bir şeyleri engellemek, bu mevzu yüzünden kıskançlık krizlerine girmek. Bu tip önlemler alarak gerçekten engellemek zor.

        B.İ.: “Birbirine ne kadar âşıklar, ne kadar seviyorlar” diye sempatik ve eğlenceli bulunabilir ilk bakışta ama bence hiç normal değil. Karşı cinsten herkesi potansiyel sevgili gören zihniyetin sağlıklı bir ilişki yürüteceğini düşünmek çok zor. Bunlar bizim bildiklerimiz üstelik. Aşırı kıskançlık ilişkileri zehirler ve ömrünü bitirir.

        İ.D.: Geçenlerde ilk kez el ele görüntü verdiler değil mi? Birbirlerini kısıtlamayı-kıskançlığı aşkın ispatı olarak gören çiftlerden biri olarak bence iki kişilik dünyalarında gayet mutlular.

        "ROL NE GEREKTİRİYORSA OYUNCU ONU YAPMALI"

        ‘Aile Arasında’ filmiyle seyirci karşısına çıkmaya hazırlanan Engin Günaydın’ın “Rol için 20 kilo almam. Vallahi ölür giderim. Saçlarımı kestirip bıyık bırakırım ama sağlığımla oynamam” sözlerini nasıl değerlendirirsiniz?

        K.K.: “Sağlığımla oynamam” diyorsa ne diyeceğim, zorla yedirip kilo aldıracak değiliz! Herkes Robert de Niro, Christan Bale, Daniel Day Lewis falan olacak değil... Rolünü iyi ‘oynasın’ yeter; gerisi teferruat...

        O.B.: Engin Günaydın o kadar karakteristik bir oyuncu ki kilo almadan da o değişimi yaşatabilir bence. Zaten Türkiye’de pek rastlanan bir şey değil bu tür değişimler. Kadınlar en fazla saç modelini değiştiriyor, erkekler peruk takıyor. Film için alınan-verilen kilo sayısı öyle fazla değil.

        R.B.: Bir oyuncu bazı şeyleri sadece para için değil sanat için de yapmalı. Oyuncu rol aldığı filmde canlandırdığı karakter neyi gerektiriyorsa yapmalı. Her sanatçı Engin Bey gibi davranırsa o zaman nerede kaldı profesyonellik? Kimisi saçlarını kazıtır, kimisi kilo alır, kilo verir, sanat için bunları yapmak kimseye bir şey kaybettirmez. Engin Günaydın yanlış düşünüyor bence.

        E.Ö.: Engin Günaydın bu konularda acayip takıntılı bir insan. Hatta öyle ki “Oscar alacaksın” deseler yine de sallamaz. O kadar takıntılı.

        B.İ.: Bazı oyuncuların ‘Her rolü oynarım’ sözlerine pek inanmam zaten. Kimse her rolü oynayamaz ve her rolü de oynamayıversin. Zayıf role ya da kilolu role uygun oyuncu mu yok? 3-5 kilo alınıp verilebilir rol için, yapılmalı da. Ancak zayıfken şişman birini oynamayı ve bunun için 20 kilo filan almayı saçma buluyorum. Bu, sağlığı bozmaktır. Ne para aşkı ne sanat aşkıyla açıklanabilir.

        İ.D.: Hollywood’daki yıldızlar bunu yapıyor ama orada çalışan oyuncuların kazandığı paralarla burada kazanılanlar arasında dağ- lar kadar fark var. Bunun dışında mesela Gupse Özay da rolü için kilo alıp veren isimlerden biri. Günaydın bunu uygun bulmuyor olabilir ama pek çok oyuncu rol için kilo alıp veriyor.

        "ALGÖZ'ÜN SÖZLERİ SIĞ BİR DÜŞÜNCENİN ÜRÜNÜ"

        Zafer Algöz’ün “Türkiye’de Demet Akbağ ve Yasemin Yalçın dışında komedi oynayabilecek kadın oyuncu göremiyorum” sözleri tartışma yarattı. Algöz, Büşra Pekin, İrem Sak, Gupse Özay ve Gülse Birsel gibi isimlerin hakkını mı yedi yoksa?

        K.K.: Kimsenin hakkını yememiş! Her komedi filminde oynayan ‘komedyen’ olsaydı Türkiye komedyenden geçilmezdi... Bizde ‘komiklik’ yapan, komik olmaya çalışanlar var. ‘Komedyen’ ise bir elin parmakları kadar maalesef...

        O.B.: Bence hakkını yemiş evet. Hatta Büşra Pekin ve Gupse Özay’a Zafer Algöz’den daha çok güldüğümü söyleyebilirim.

        R.B.: Zafer Abi’ye katılmıyorum. Yeni nesilde o kadar başarılı, o kadar güldüren komik oyuncu var ki henüz yolun başındalar üstelik. Demet Akbağ ve Yasemin Yalçın 40 yıldır bu sektörün içerisindeler. Başarıları ortada. Yeni nesil tiyatro ve sinema oyuncuları gelecek 50 yıla damga vurmaya hazırlanıyor, bunu görmek için televizyonlara değil tiyatro salonlarına bakmak lazım.

        E.Ö.: Korkunç bir düşünce. Bu konuyla alakalı önceki gün köşemde yazı yazdım ve bazı oyunculara fikirlerini sordum. Hiçbiri bu düşünceye katılmı- yor. Bu sığ ve kötü bir erkek düşüncesinden başka bir şey değil.

        B.İ.: Zafer Algöz birlikte çalıştığı Demet Akbağ ve Cem Yılmaz gibi oyuncuların dışında kimseyi tanımıyor. Demek ki başka kimseyi izlemiyor. Tam tersine son dönemde çok iyi kadın komedyenler geldi, geliyor. Yanındaki Demet Akbağ’a sorsa Büşra Pekin’i, Gupse Özay’ı, Seda Bakan’ı bir çırpıda söyleyiverirdi kendisine.

        İ.D.: Algöz kendi fikrini dile getirmiş, yoksa Türkiye’de bizi güldüren pek çok kadın oyuncu var. Hem eski nesilden hem yeni nesilden...

        "CİNGÖZ RECAİ'NİN GİŞEDE İŞİ ÇOK ZOR"

        Sezonun iddialı yerli filmlerinden ‘Cingöz Recai’ gösterime girdi. Filmin gişedeki performansı nasıl olacak sizce? Kenan İmirzalıoğlu, Meryem Uzerli ikilisi seyirciyi salonlara çekebilecek mi?

        K.K.: Ben beklentilerin altında kalacağını düşünüyorum. Gişede işi çok zor...

        O.B.: Galaya gidenlerden duyduğum kadarıyla Kenan İmirzalıoğlu odaklı hayli sıkıcı bir filmmiş. Galada seyircilerle birlikte izlenen filmde seyirci gaza gelir, normalden daha çok etkilenir aslında. Buna rağ- men beğenilmediyse bir hayal kırıklığı yaratır bu durum.

        R.B.: Sinema yazarlarımız Mehmet Açar filme 10 üzerinden 5.5 not vermiş. Çok düşük tabii, filmde üç ünlü ismin başrol oynaması filmin çok iyi olduğunu ya da çok izleneceğini göstermiyor. Cem Yılmaz da çok başarılı, çok ünlü, çok sevilen birisi ancak filmleri gişede istediği gibi iş yapmıyor. Meryem Uzerli son 2 yıldır dizi sektöründe düşüşte, reyting alamıyor. Umarım sinemada şansı döner.

        E.Ö.: Bence iyi olur çünkü Kenan İmirzalioğlu özlendi ve şimdiye kadar oynadığı tüm sinema filmlerinde gayet iyiydi. Ayhan Işık’tan devraldığı rolde oldukça dikkat çekecek Kenan İmirzalioğlu.

        B.İ.: Filmi Kanyon’daki galasında izledim, eğlendim ve beğendiğimi söyleyebilirim. Kenan ve Meryem iyi bir ikili olmuşlar. İkisinin de oyunculukları iyi. Müzik ve görüntülerdeki bazı teknik aksaklıkları görmezsek gişede umduğunu bulabilir. Türk sinemasını en iyi gözlemleyen gazetecilerden Mehmet Çalışkan, “Filmlerimizin vizyon tarihiyle TV’de gösterilme tarihleri artık birbirine çok yakın ve seyirci nasıl olsa yakında televizyonda yayınlanır düşüncesiyle filmlere eskisi kadar hevesle gitmiyor” diyor. Bence yapımcılar bu uyarıya kulak versin, zira bu durumdaki tüm filmlerin gişesi etkilenebilir.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ