Cansız mankenlerin hayat bulma serüveni
Mütevazı dükkânlarda da ışıltılı caddelerdeki mağazaların vitrinlerinde de karşımıza çıkıyorlar. En pahalı markaları da sıradan elbiseleri de taşıyorlar... Gazete Habertürk'ten Sinan Bilgenoğlu, Rafet Meriç'in sahibi olduğu atölyede cansız mankenlerin hayat bulmasına tanıklık etti
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü mezunu Rafet Meriç, Oğuz Aral, Çolpan İlhan, Erkan Yolaç gibi tanınmış isimlerin sınıf arkadaşı. 1959’da mezun olduktan sonra Çorum’da resim öğretmenliği yapan Meriç, kentteki tüm okullara Atatürk büstü yaptı.
O yıllarda, kendi deyimiyle “ecnebi” dergilerde gördüğü vitrin mankenlerini yapmayı kafasına koyan Meriç, bunun için epey uğraştı. Makyajına varana kadar yapsa da kirpikler, annesinin dokuma tezgâhından çıktı. Eserlerinin fotoğraflarını gönderince Alman bir manken fabrikası Meriç’i fabrikalarına davet etti. 3 yıl süren Almanya macerasının ardından Çorum’a dönen Meriç, ilk atölyesini de kendisi gibi öğretmen olan eşi Tülin Hanım’la açtı.
İstanbul’a taşınan çift emekli olduktan sonra bayrağı çocukları Hülya Meriç Korkmaz ve Hakan Meriç devraldı. İki kardeş, bu işi bir adım öteye taşıyıp “Meriç Manken” adıyla markalaştı. Heykel bölümü mezunu Hakan Meriç, çalıştığı yabancı modellerin birer kopyası olan heykellerini yaptı. Meriç, mankenlerin tekne gövdelerinde kullanılan malzemenin aynısıyla yapıldığını söyledi.
Kalıplara polyesterin koyulaştırılmış hali olan jelkot sürülüyor. Bu malzeme mankenin dış yüzeyini oluşturuyor. Cam elyafla desteklenen polyester kalıplardan çıkartıldıktan sonra zımpara ve taşlama ile düzeltiliyor. Son olarak işin sanat kısmına geliniyor; yani makyaja... Rafet Meriç’in 4 yıllık makyaj eğitiminden geçen Balabey Coşkun, 34 yıldır mankenlere makyaj yapıyor. Yağlı boyayla yapılan makyajlar mankenlere bakış, ifade, bir nevi can katıyor.
Meriç ailesi, atölyelerinde ayda yaklaşık 700 manken üretiyor. Yıllık üretim 9 bine yaklaşıyor. Türkiye’de ise toplam üretimin 30-35 bin olduğu tahmin ediliyor. Bir tam boy vitrin mankeninin fiyatı 600 ile 1000 lira arasında değişiyor. Aile, dünyanın birçok ülkesine vitrin mankeni ihraç ediyor. Hakan Meriç, yurtdışı müşterilerinin çoğunluğunu Fransa, İspanya, İngiltere gibi Batı Avrupa ülkelerinden oluştuğunu belirtiyor. Japonya ve Yeni Zelanda’ya da ürün gönderiyor. Ürünlerini Paris’te Şanzelize’de bir mağazanın vitrininde görmek mümkün.
80’LERDE HÜLYA AVŞAR
Mankenlerin biçimleri de tıpkı moda gibi yıldan yıla değişiyor. Hülya Meriç, “Avrupa’da 60’larda daha çok podyum modellerinden ilham alınarak ince belli, zayıf, göğüsleri yok denecek kadar küçük modeller üretildi. Türkiye’de 70’lerde Emel Sayın 80’lerde Hülya Avşar modeli ön plandaydı. 90’larda mankenler uzadı, belleri kalınlaştı. 2000’lerde ise sıfır beden oldu. Silikonlu memeler de revaçtaydı. 2010’dan sonra biraz daha normal insan ölçülerine yaklaşıldı. Günümüzde mankenlerin en belirleyici özelliği ise uzun olmaları. Erkeklerde ise şimdi fit, kaslı ama ince” diye konuştu.
