Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Ömer Çelik: Süreci sabote eden, en büyük Kürt düşmanı olarak tarihe geçer Bakan Ömer Çelik çözüm sürecine ilişkin konuştu

        Bülent AYDEMİR/HABERTÜRK

        Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Türk sinemasını dünyaya açabilmek için strateji oluşturmak, Türk sineması ile sektörün küresel aktörleri arasında bağ kurabilmek amacıyla ilk kez sinemaya özel bir gezi düzenledi. Amerikan film sektörünün kalbi Hollywood ve dünya yıldızlarının yaşadığı Beverly Hills’teki temasları öncesinde Bakan Çelik’le Türkiye gündemindeki sıcak konuları konuştuk.

        Melekler Şehri Los Angeles’a giderken uçakta sorularımızı yanıtlayan Çelik; çözüm süreci, güvenlikle ilgili düzenlemeler ve paralel yapıyla mücadeleye ilişkin şu mesajları verdi:

        BÜYÜK RİSK: Çözüm süreci, büyük bir meselemizi kendimizin çözmesi bakımından belki de Cumhuriyet tarihi boyunca ortaya koyduğumuz en büyük inisiyatif. Çözüm süreci, siyaseten de çok büyük bir risk. Bu işi çözmeye kim yaklaşmışsa başına bir iş gelmiştir; hükümetler tasfiye edilmiştir. Bir hükümet silahlı unsurların ülke dışına çıkmasına karar vermişse; demek ki o zaman ret, inkâr ve asimilasyon politikalarının bitmesi için kafasında bir süreç var.

        TAKVİME UYULMADI: Çok iniş- çıkışları olan, pek çok etkiye açık bir süreç. Çözüm süreci başladığında çok hızlı ilerledi, ondan sonra işin ilk akamete uğradığı yer; ülke toprakları dışına silahlı unsurların çıkarılmasına ilişkin takvime bu silahlı unsurların uymamasıdır. BÜYÜK DARBE ALDI: Süreç 6-7 Ekim olaylarında büyük bir darbe almıştır. 6-7 Ekim’de Kamboçya’daki Pol Pot’un retoriğine benzer bir retorik kullanıldı: “Biz ‘Sokağa çıkın’ dedik ama ‘Yakın, yıkın’ demedik” dediler. Bir siyasi parti böyle bir çağrının sonuçlarının ne olacağını bilir. Bunlar öngörülmüş sonuçlardır.

        HALK ÖZNE OLDU: 6-7 Ekim olaylarında, örgüt kendi mevzi kazanımlarına bakıp vatandaşın kazanımlarını önemsemediğini bir kez daha göstermiş oldu. Aynı yerde değiliz şu anda. Bu büyük Kürt kitlesi daha önce Kürt meselesinde nesne haline gelmişti, çözüm süreciyle birlikte özne oldu. Burada artık sadece tek tek oylarıyla kendini belli eden değil, bu sürecin en başat aktörü ve öznesi olmuş bir yapıdan bahsediyoruz. Bundan sonra nasıl yürünmesi gerektiği konusunda herkese mesaj veriyor. O yüzden çözüm sürecini sabote eden, tahrip eden, en büyük Kürt düşmanı olarak tarihe geçer. Çözüm sürecine darbe vuran tarafın oyu düşer.

        BATI’DA MHP, DOĞU’DA HÜDA PAR: Cumhurbaşkanı’mızın bahsettiği üst akıl, Batı’da MHP’yi, Doğu’da HÜDA PAR’ı sokağa çekmeye çalıştı. MHP’nin ya da HÜDA PAR’ın örgütsel yapısını kastetmiyorum. Çok provokatif saldırılar yapıldı.

        ‘Asimetrik tehdit ortaya çıktı’

        Çelik, Türk sinemasını dünyaya

        açabilmek için strateji oluşturmak,

        Türk sineması ile sektörün küresel aktörleri

        arasında bağ kurabilmek amacıyla ilk kez

        sinemaya özel bir gezi düzenledi.

        Amerikan film sektörünün kalbi

        Hollywood ve dünya yıldızlarının yaşadığı

        Beverly Hills’teki temasları öncesinde

        Bakan Çelik’le Türkiye gündemindeki

        sıcak konuları konuştuk. Melekler Şehri

        Los Angeles’a giderken uçakta sorularımızı

        yanıtlayan Çelik; çözüm süreci, güvenlikle

        ilgili düzenlemeler ve paralel yapıyla

        mücadeleye ilişkin şu mesajları verdi:

        BÜYÜK RİSK: Çözüm süreci, büyük bir

        meselemizi kendimizin çözmesi bakımından

        belki de Cumhuriyet tarihi boyunca

        ortaya koyduğumuz en büyük inisiyatif.

        Çözüm süreci, siyaseten de çok büyük bir

        risk. Bu işi çözmeye kim yaklaşmışsa başına

        bir iş gelmiştir; hükümetler tasfiye edilmiştir.

        Bir hükümet silahlı unsurların ülke

        dışına çıkmasına karar vermişse; demek ki

        o zaman ret, inkâr ve asimilasyon politikalarının

        bitmesi için kafasında bir süreç var.

        TAKVİME UYULMADI:

        Çok iniş- çıkışları

        olan, pek çok etkiye

        açık bir süreç. Çözüm

        süreci başladığında

        çok hızlı ilerledi,

        ondan sonra işin ilk

        akamete uğradığı yer;

        ülke toprakları dışına

        silahlı unsurların

        çıkarılmasına ilişkin

        takvime bu silahlı

        unsurların

        uymamasıdır.

        BÜYÜK DARBE ALDI:

        Süreç 6-7 Ekim olaylarında

        büyük bir darbe

        almıştır. 6-7 Ekim’de Kamboçya’daki Pol

        Pot’un retoriğine benzer bir retorik kullanıldı:

        “Biz ‘Sokağa çıkın’ dedik ama ‘Yakın,

        yıkın’ demedik” dediler. Bir siyasi parti

        böyle bir çağrının sonuçlarının ne olacağını

        bilir. Bunlar öngörülmüş sonuçlardır.

        HALK ÖZNE OLDU: 6-7 Ekim olaylarında,

        örgüt kendi mevzi kazanımlarına bakıp

        vatandaşın kazanımlarını önemsemediğini

        bir kez daha göstermiş oldu. Aynı yerde

        değiliz şu anda. Bu büyük Kürt kitlesi

        daha önce Kürt meselesinde nesne

        haline gelmişti, çözüm süreciyle birlikte

        özne oldu. Burada artık sadece tek tek

        oylarıyla kendini belli eden değil, bu

        sürecin en başat aktörü ve öznesi olmuş

        bir yapıdan bahsediyoruz. Bundan sonra

        nasıl yürünmesi gerektiği konusunda

        herkese mesaj veriyor. O yüzden çözüm

        sürecini sabote eden, tahrip eden, en büyük

        Kürt düşmanı olarak tarihe geçer. Çözüm

        sürecine darbe vuran tarafın oyu düşer.

        BATI’DA MHP, DOĞU’DA HÜDA PAR:

        Cumhurbaşkanı’mızın bahsettiği üst akıl,

        Batı’da MHP’yi, Doğu’da HÜDA PAR’ı

        sokağa çekmeye çalıştı. MHP’nin ya da

        HÜDA PAR’ın örgütsel yapısını kastetmiyorum.

        Çok provokatif saldırılar yapıldı

        Bakan Çelik, son yapılan düzenlemelerle güvenlikçi politikalara dönüldüğü eleştirilerine yanıt verirken, şunları söyledi: “Buradaki asıl mesele halkın güvenliği meselesidir. Sokağı işgal eden vandallar, yeni bir asimetrik grupla karşı karşıyayız. Artık devletlerle devletlerin savaşma ihtimali ortadan kalktı. Asimetrik gruplar ortaya çıktı. Devleti tehdit eden yabancı ordulara ya da asimetrik gruplara karşı elimizde yeterli deneyim var ama halkın gündelik hayat güvenliğini tehdit eden asimetrik gruplara karşı güvenlik anlayışını yenilemek gerekir.”

        ‘17 Aralık darbe ötesi’

        MGK’da alınan karar ve paralel yapıyla mücadele konusunda net mesajlar veren Çelik, şöyle konuştu: “17-25 Aralık, darbe ötesi bir süreçtir. Türkiye Cumhuriyeti’nin mülkiyet haklarının bu milletten alınıp başka bir iradeye teslim edilmesi isteğidir. ”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ