Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Davutoğlu, Şah Fırat operasyonunun B planını anlattı

        Selçuk TEPELİ / HT GAZETE

        Bir gün, acemi erler ağır sırt çantasıyla yapılan uzunca yürüyüşten sonra kışlaya dönüp sırt çantalarını indirdiklerinde hemen dengelerini bulamaz, bir süre oraya buraya sendelerler. O zaman astsubay, “Gördünüz mü?” der, “İnsan sırtındaki yüke yaslanır”. Alman sosyolog Georg Simmel’in (1858-1918) “Öncesizliğin ve Sonrasızlığın Işığında An Resimleri” kitabındaki bu anekdot, çözüm süreci için de mükemmel bir örnek. Çözümle birlikte Türkiye ağır yüklerden kurtulabilir, ama onlarsız yaşamaya hazır olmak da gerek. Ve belki de en zoru budur...

        Başbakan Ahmet Davutoğlu ile beraberindeki bakan, bürokrat ve gazetecileri taşıyan Türkiye uçağı Lizbon’dan New York’a doğru havalandığında, gündemin ilk sırasında yine çözüm süreci vardı. Musul’da koalisyon güçlerinin IŞİD’e karşı bir harekâta başlama planları ve ekonomide yaşanan hararetli günler, onu takip eden konulardı. Uçak soğuk bir New York gecesine inmeye hazırlanırken Davutoğlu gazetecilerle sohbetine, buradaki temaslarının çerçevesini belirleyen ekonomiyle başladı...

        -ABD programınızda neler var?

        Bugün görüştüğümüz Portekiz Başbakanı “Ekonomiyi toparladık” diyor ve sadece % 1 kalkınma bekliyor. Avrupa ekonomisi ciddi bir durgunluk içinde. İşte böyle bir ortamda yabancı yatırımcılara Türkiye’deki ekonomik dinamizmi anlatacağız. Hem finans sektörüne hem reel ekonomiye yatırım bekliyoruz. Gelip fabrika kurmalarını destekliyoruz. Açıkladığımız teşvik paketleri hep bu direkt yatırımı almak için.

        -Cumhurbaşkanı faiz indiriminde ısrar ediyor. Bu konudaki görüş ayrılığı aşılabildi mi?

        G20’de; Almanya’nın enflasyona duyarlı ekonomik modeli ile ABD’nin kalkınma ve yatırım odaklı ekonomik modeli arasında ciddi bir fark var. Türkiye’de de bu konular tartışılıyor. Enflasyonla mücadele ederken kalkınma hedefleyen bir ülkeyiz. Bu faiz konusundaki tartışmayı iki farklı kutup gibi görmek doğru değil. Enflasyonla mücadele eden Merkez Bankası’nın enflasyon öngörüsü mesela tutmadı. Bunun sebebi, tarım sektöründeki problemler. Hedeflerin tutmamasını veya tutmasını tek bir değişkene bağlayamayız. Faiz tek parametre olarak görülmemeli. Para politikaları çok dikkatli belirlenmeli ama bu konuları dünya da tartışıyor, Türkiye de tartışmalı. Her şeyden önemlisi siyasi istikrar.

        -Ekonominin gidişatını yabancılara nasıl anlatacaksınız?

        Dünyada en cazip yatırım imkânını araştıran bir sermaye var. İşte biz Türkiye olarak yatırımcılara cazip bir ülke olduğumuzu anlatıyoruz. Ekonomide birbiri ile çelişkili gibi görünen hedeflerin optimizasyonu çok önemli. Siyasiler bunun için var.

        -Suriye’de rejimle Özgür Suriye Ordusu arasındaki mücadelede son durum nedir?

        Uluslararası toplum dediğimize 3 yıl sonra geldi ve bu 3 yıl içinde DEAŞ bölgede yerleşti. 3 yıl önce Suriyeli ılımlı muhalifleri eğit-donatla destekleseydik DEAŞ bugün bu noktaya gelemezdi. Biz “Suriye’de üçüncü seçenek mümkün” diyoruz. “Suriye halkını rejim barbarlığı ile DEAŞ barbarlığı arasında bir seçim yapmaya zorlamayın. Ilımlı muhalifler ile Suriye yeniden inşa edilmeli” tezini savunuyoruz.

        -Musul’u IŞİD’den almak için operasyon hazırlığı var, Türkiye’nin bu konudaki politikası nedir?

        Irak’ta 4 temel politikamız var. Merkezi hükümet ile çok sıkı bir şekilde görüşüyoruz. Onları çeşitli yardımlarla destekliyoruz. İkinci olarak Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nin istikrarını önemsiyoruz. TSK, peşmergeyi eğitiyor. Üçüncü olarak Türkmenlerin güvenliğini temin edecek şekilde onlara destek veriyoruz ve son olarak Musul’da Sünni-Şii çatışmasını engellemeye yönelik bir politika yürütüyoruz.

        -Türkiye Musul’da sıcak çatışmaya girer mi?

        Türkiye, Irak ya da Suriye’de sıcak bir çatışmanın tarafı olmaz. Musul’a desteğimiz olur ama doğrudan çatışmayız. Musul’da bir tehlike var. Burada da Sünni ordu birlikleri olmalı. Türkiye’nin Suriye’ye ilişkin kaygıları koalisyondan farklı. Bizim için “DEAŞ çıkınca ne olacak?” sorusu önemli. DEAŞ’ın boşalttığı yere Suriye’de rejim girmemeli, Irak’ta da Şii milisler girmemeli. Koalisyon ise “DEAŞ’ı temizleyelim, sonrasına bakarız” diyor. Bu yanlış bir strateji. Ateş bizim sınırımızda yanıyor ve en çok da bizi yakıyor. Bazı istihbarat örgütleri de bu çatışma ve kaos ortamının devamını istiyor. Onları da takip ediyoruz. Bir tarafta Rusya’dan silah destekli rejim var, diğer tarafta ise yani DEAŞ’ın elinde ABD ve Irak’tan ele geçirilmiş silahlar var. Ilımlı muhalefetin elinde sadece hafif silahlar var.

        -Süleyman Şah operasyonundan sonra Türkiye’nin bölgedeki hareket kabiliyeti arttı mı?

        Ordumuza 1 ay önce Süleyman Şah operasyonuyla ilgili yazılı talimatı verdik. Plan aynen çalıştı. Ve herkese şu mesaj verildi: “Türkiye isterse Suriye’de 40 kilometre içeriye anında girer.” Eğer bize bir tek saldırı olsaydı, o bölgeyi sınırdan Süleyman Şah Karakolu’na kadar askeri kontrol alanı yapacak, o bölgenin tamamını kontrolümüz altına alacaktık. Bu bizim B planımızdı. Eğer Suriye rejimi o esnada bizi tehdit etse ve bir tek kurşun sıksa idi, Suriye rejimi hedefimiz olurdu. Simdi Eşme bizim toprağımız. Süleyman Şah neredeyse bizim toprağımız orasıdır. Suriye’de sular durulunca Caber Kalesi’nin yakınına Süleyman Şah’ı tekrar taşıyabiliriz.

        "ÇÖZÜM SÜRECİNDEN HER PARTİ KAZANIR"

        -Çözüm sürecini seçim yatırımı olarak kullandığınız söyleniyor.

        Çözüm sürecinden her parti kazanır. Seçim yatırımı düşünsek başka alanlarda yapardık. Çevredeki ülkelerde seçim yapılamadığı için sorun var. Kazancımız ne bizim burada? İstikrar! Kılıçdaroğlu vahim hata yapıyor, sandığa değil sokağa çağırıyor. Basiretsiz devlet adamının tipik bir yaklaşımı bu. Siz muhalefetsiniz, “Bir an önce sandığa gidelim” demeniz lazım. Kılıçdaroğlu “Yüzde 35 oy oranı hedefliyorum” demiş. Türk siyasi hayatında böyle zillet görmedim. Paralel yapı “AK Parti 35’e düşecek” diyordu. Paralelcilerin bizi en fazla düşürdüğü yer CHP’nin nihai hedefi olmuş. CHP’nin 11 ilde aday adayı yok. Çünkü vatandaşların CHP’den umudu yok. CHP halkın gündeminden çok uzak. Baasçı zihniyet. Bakın sadece iki parti gitti Esad’a; CHP ve Vatan Partisi. Belki de Perinçek CHP liderliğine oynuyor. O zaman tam taşlar yerine oturur, Baasçılar CHP’ye el koymuş olur.

        ‘DAĞDAN İNEN ÇOCUĞUNU EVLENDİRİYOR’

        -İmralı ile Kandil arasında bir kopukluk var. Çözüm süreciyle ilgili Nevruz’da daha ileri bir adım bekliyor musunuz?

        Demokratik siyaset yapmanın önemine inanıyoruz. Silahlı yöntem pek çok acıya sebebiyet verdi. Sorunun çözümünde silahlı yöntemler artık terk edilmeli. Çatışma ortamı ekonomik sektör oluşturuyor ve bunun değişmesi ihtimali pek çok çevreyi rahatsız ediyor. Sadece içeride değil, yabancı istihbarat ve bazı dış odaklar da rahatsız oluyor bir barış ortamının başlamasından. Elinde silah olanlar “Barış olursa ben ne yapacağım?” diyor. Bundan başka Kürt ve Türk ulusalcılar rahatsız oluyor. Baasçı ulusalcılardan bahsediyorum. Bu durumun düzelmesi bu Baasçıların elindeki argümanları aldı.

        -Selahattin Demirtaş, “Neden çağrı 7 ay önce yapılmadı?” diye sordu.

        Biz siyasiler güçlü olsun isteriz. Ama siyasiler de “siyasi” olmalı. Demirtaş “Neden 7 ay önce bu çağrı yapılmadı?” diyor. Çünkü sen bir twit attın, halkı sokağa döktün. 6-7 Ekim’de provokasyon ile yapılan şey, bu işin 7 ay önce yapılmasını engelledi. Ama halk artık bu olaylarda devlete döndü. Çünkü artık eski devlet yok. “Senin hakların gasp ediliyor” denilince halk buna prim vermiyor. Herkesin nihai sonucu düşünmesi ve provokasyondan kaçınması lazım. Tüm dünya etnik, linguistik, mezhep temelli bölünürken Türkiye 30 yıllık bir sorunu çözüyor. Çevre istikrarsızken bu sorun çözülüyor. Diyarbakırlı anne dağdan inen çocuğunu evlendiriyor, düğününe beni de davet etti. Bu düğüne katılmayı cok isterdim. Ne zaman dağda öleceği belli olmayan bir çocuk dağdan indi ve bir düğünle evleniyor. İnşallah bir dönem kapanır.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ