Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sistem krizlerini bizzat yaşayarak gördüm

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ASEM tarafından Bilkent Üniversitesi'nde düzenlenen 'Türkiye'de Hükümet Sistemi Tartışmaları ve Başkanlık Modeli Sempozyumu'nda hitap etti.

        Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

        - Demokrasinin yerleştirilmesine ve istikrara ilişkin uygulamalar değişik coğrafyalara göre de farklılıklar içeriyor. BAşkanlık sistemi toplumun tamamının istikrarı için etkili bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor.

        'TÜRKİYE'DE BAŞKANLIK SİSTEMİ TALEBİ HİÇ EKSİK OLMADI'

        - Doğru olan her ülkenin özgün sistemler oluşturmasıdır. Güncellenmeyen sistemle kriz yaşamaya mahkumdur. Yaşanan her kriz bir reformun da kapısını açıyor. Türkiye'de her ne kadar çok uzun bir parlamenter sistem geçmişi bulunsa da başkanlık sistemi talepleri hiç eksik olmamıştır. Son 20 yıldır telaffuz edilir oldu.

        - Rahmetli Özal'dan sonra geri plana düşse de başkanlık sistemi gündemden hiç eksik olmadı. Buna karşı çıkanların da rahmetli olan liderleri de bunu çok açık konuşmuşlar, kitaplarını da yazmışlar. Orda bunlar delilli olarak duruyor.

        'ATAMALARDAKİ SIKINTILARI BİZZAT YAŞADIM'

        - Türkiye sık sık siyasi istikrarsızlık krizlerine girdi. 13 yıllık iktidarımızın iki sihirli kavramı istikrar ve güvendir. Koalisyon dönemlerinde karar mekanizmalarında atanmışların seçilmişlerden daha etkili olduğu kanaati sıkça dile getirilmiştir. Bizzat yaşadığım için teoride değil pratikte bizzat yaşayarak gördüm.

        'İLKELER DEĞİL KİŞİLER ÜZERİNDEN TARTIŞILIYOR'

        - Tanzimat arayışların ilk tezahürü olarak ortaya çıktı. Cumhuriyetin kurulmasının ardından da arayışlar devam etti. Çok partili sistem bütün sıkıntılarına rağmen bugüne kadar devam etti. İlkeler ve veriler değil

        kişiler üzerinden yürüyen başkanlık sistemi tartışmasından gerçekçi sonuçlar çıkmaz.

        - Şu tespiti yapmamız gerekiyor. Türkiye'nin şekil olarak Anglosakson, ruh olarak Fransız kökenli demokrasisi bulunuyor. Türkiye'de bürokratik oligarşiye dayalı bir anlayışla sistem tahkim edilmeye çalışılırken halkın katılımına önem verilmemiştir.

        İNÖNÜ DE DEMİREL DE OYLARI DÜŞMESİNE RAĞMEN GİTMEDİ'

        - İsmet İnönü'nün başında bulunduğu CHP 1950'de yüzde 39.9, 1954'te yüzde 34.8, 1961'de yüzde 36.7 oy almıştır. Partisinin aldığı oylar bir seçim hariç sürekli düşmesine rağmen İsmet İnönü genel başkanlığı bırakmamıştır. Sonunda Ecevit'e kaybederek siyaset sahnesinden çekilmek zorunda kalmıştır. Demirel de oyları düşmesine rağmen parti lideri başbakan ve cumhurbaşkanı olarak ülkenin kaderine hükmetmiştir.

        'SİYASAL SİSTEMİN DEĞİŞMESİNDE RADİKAL ADIM'

        - Biz başkanlık sistemini kaybedenin sahneden çekilmesini zorunlu kılması açısından çıkış yolu olarak görüyoruz. Değişim siyasal sistemden başlamalı. Başkanlık sistemini siyasal sistemin değişmesinde radikal bir adım olarak görüyoruz.

        'HER ÇİÇEKTEN ALACAK ÇOK FARKLI BALI TATTIRACAK'

        - 70 yılımıza bakalım 40 yılı koalisyonlarla geçti ve bu dönem başarısızlıklarla dolu. Biz yaşanmış gerçekler varken neyi farklı şekilde tartışma gayreti içine giriyoruz. Türkiye daha önce hiç olmadığı kadar uyun bir iklime sahiptir. Bu sistem Türkiye'ye özgü ama adeta bir arının balı oluşturması gibi her çiçekten alacak ve bize çok farklı bir balı tattıracak.

        'SİSTEM 10 AĞUOSTOS 2014 TARİHİNDE ÇÖKTÜ'

        - Parlamenter sistem üç değil iki ayak üzerine oturur. Halbuki başkanlık sisteminde yasama yürütme ve yargı keskin hatlarla ayrılmıştır. Rejimin muhafızı olarak tasarlanan hükümeti yola getirmekle konumlandıılan cumhurbaşkanlığı sistemi 10 Ağustos 2014 tarihi itibariyle çöktü. Eski sistemde ısrar edenler sadece mevcut pozisyonlarını koruma çabası içinde olanlardır.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ