Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Erzincan'da önemli mesajlar

Başkanlık sistemine değinen Erdoğan, "Yeni Anayasayı istiyor mu Erzincan? Evet. Yeni Türkiye? Evet. Başkanlık sistemi? Evet. Erzincan geleceğine sahip çıkıyor mu? Allah sizlerden razı olsun. Bu ses, dalga dalga bütün Türkiye'ye dağılacaktır" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Beni susturamazsınız

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Miraç Kandilinizi kutluyorum, Miraç denilince aklımıza Kudüs geliyor, yüreğimiz sızlıyor. KMüslümanlar olarak maalesef Kudüs'e olan ayarımızı kaybettik. Buz tutmuş gözlerimiz görmüyor. Kudüs için birlikte çarpması gereken yürekler birbirleriyle mücadele, hatta savaş halinde. Miraç Kandili'nin, bu mübarek gecede yapacağımız ibadetlerin ve edeceğimiz duaların, bizi yeniden Kudüs'e ayarlanmaya, gözlerimizdeki buzun çözülüşüne vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum.

Bizim yüreğimiz sızlarken birileri Kudüs'ü Yahudilere armağan etme peşinde, bunlar Kabe'mize de saldırıyor.

Bunları iyi tanıyın, bunlar şimdi de Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kaldırmak istiyorlar. Ana muhalefet imam hatip okullarını kapatmanın peşine düşüyor.

Önce kendine gel, Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz, bunlar geçmişte kaldı.

"GEL DEDİK, GELMEDİ ÇÜNKÜ SİNSİ PLANLAR PEŞİNDEYMİŞ"

Pensilvanya'daki malum zat, Kestane pazarında 'Baş açılamaz' diyordu, sonra ayarı bozuldu, 'füruattandır' dedi.99'da kaçıp gitti. Nereye? Pensilvanya'ya. Biz de tabi samimiyiz dedik ki 'gel bak sen ağlıyorsun, burada da ağlayanlar var. Buradakileri de fazla ağlatma, gel'. Gelemedi. Dedi ki 'sizleri daha da zorda bırakmam'. 'Gel ya gel, madem suçun yok, gel, niye gelmiyorsun? Gelemedi. Niye? Çünkü sinsi planlar, çalışıyordu. Şimdi her şey meydana çıkıyor.

Bu milletin mescidi, camisi, cemaatiyle uğraşıp iflah olan kimse yoktur.

Muhalefet sonunuz Adnan Menderes gibi olur diyor, bölücü örgütün güdümündeki parti de sokakla tehdit ediyor.

Bölücü örgütle Paralel örgüt bir olmuşlar şimdi milletin iradesini hiçe saymanın, seçim sonuçlarını da değersiz hale getirmenin gayreti içindeler. Anlaşılan bu seçimden de ümitlerini kestiler. Milletin kendilerine bu defa da yüz vermeyeceğini, destek vermeyeceğini gördükleri için eski yöntemleri devreye sokmaya çalışıyorlar. Tehdit, tehdit, tehdit.Eski Türkiye'yi hatırlatmanın gayreti içindeler, ana muhalefetin başındaki zat zaten iktidarı düşünmüyor.

"O ZAMAN BUNLAR BAS BAS BAĞIRMIYOR MUYDU?"

Bunlar millet için siyaset yapmıyorlar. Bunlar işi gücü bırakmışlar, millete ihanet eden bir çetenin mensuplarını savunuyorlar. Siyasetçi, kendisine kumpas kuran çeteyi, onun mensuplarını savunur mu? Daha dün bu çete, bunların mahremine giriyordu, mahremine saldırıyordu. O zaman bunlar bas bas bağırmıyor muydu? 'Yargı siyasallaştı' demiyorlar mıydı? Neymiş? 'Yargıya müdahaleymiş'. Burada müdahale edilen yargı değil. Ülkeye ve millete karşı tuzak kuran, darbe girişiminde bulunan bir çetedir, onun üyeleridir. Hiç kimsenin sıfatı, terör örgütü üyesi olduğu gerçeğini değiştirmez. Hiç kimsenin unvanı yaptığı ihaneti meşru kılmaz. Terörist sadece silahlı olmaz. Teröristin silahlısı da var, silahsızı da var. Türkiye, nice cübbeli teröristler gördü. Bunu da bilesiniz.

"BUNLAR PARALEL ÖRGÜTÜN SAVCILAR VE HAKİMLERİ"

Burada müdahale edilen yargı değil, millete tuzak kuran çetenin üyeleridir. Türkiye nice cübbeli teröristler gördü.Yaptığınız iş ülkeye ihanetse, sırtınızda cübbe olması fark etmez. Bunlar milletin değil, paralel örgütün savcıları.

Bölücü terör örgütü, paralel örgüt, ana muhalefet, diğer muhalefet bir olmuş, Türkiye'nin kazanımlarına saldırıyorlar.

"BAŞKANLIK SİSTEMİNİN ÖNÜNÜ BU MİLLET KENDİSİ AÇTI"

İstikrar ve güven iklimini zehirleyerek bu ülkeyi yeniden ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerin pençesine düşüremeyeceksiniz. 12 yıldır buna müsaade etmeyen milletimiz, bu defa da krize, kaosa ve eski Türkiye'ye dönüşe izin vermeyecek. 2002 Kasım'da bu millet geleceğine sahip çıktı, 2007 referandumunda cumhurbaşkanını halkın seçmesine yüzde 69'la destek verdi. Başkanlık sisteminin önünü bu millet kendisi açtı. 2010 referandumunda anayasa değişikliğine yüzde 58'le 'evet' dedi. 10 Ağustos 2014, bu kardeşinizi yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı seçtiniz. Ben milletimin tevdi ettiği vazifeyi yerine getiriyorum. Bunlar kimin taşeronluğunu yapıyor bilemem. Ama ben sizin hizmetkarınızım. Milletimin hizmetkarıyım.

Türkiye'nin milli geliri 800 milyar, nereden geldik buraya? 230 milyar dolardan. IMF'ye borcumuz neydi? 23 milyar dolar, sıfırladık. IMF şimdi bizden borç istiyor. 'Verebiliriz' dedik. Merkez Bankamızın döviz rezervi neydi? 27,5 milyar dolar, şimdi 122 milyar dolar. Nereden nereye geldik. İhracatımız 36 milyar dolar, şimdi 158 milyar dolar. Biz geldiğimizde Türkiye'nin borcunun 2002'de milli gelire oranı yüzde 73'tü, şimdi yüzde 35. Artık büyüyen bir Türkiye var.

"SEÇİM BEYANNAMELERİ BİRBİRİNİN KOPYASI"

Seçim beyannameleri birbirinin kopyası, meydanlarda söyledikleri aynı, hedefleri aynı. Kur'an mealinin Kürtçesini hazırladı veya hazırlayacak. Şimdi bunlar, bundan da rahatsız olurlar. Niye? 'Kur'an'ın mealinin Kürtçesini yaptı' diye. Bunların yapısı belli, dışarı sızan bunlarsa o testinin içindekinin ne olduğu belli demektir.

Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.Peki tek millet nedir? Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle Boşnak'ıyla, Roman'ıyla ülkemde kim varsa hepsi bu tek millet kavramının içindedir. Çünkü biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Ayrım yok. Hiçbir etnik unsur, bir diğerine üstün değildir. Üstünlük, Allah'a yakınlık ölçüsündedir. İki, tek bayrak. Rengi, şehidimizin kanı. Hilal bağımsızlığımızın ifadesi. Yıldız, şehitlerimizin ta kendisi. Tek vatan. Evet, bu vatan şehitlerimizin kanlarıyla sulandı. 780 bin kilometrekarelik vatan toprakları üzerinde kimse operasyon düşünmesin. Bu toprakların neresini eşeleseniz oradan şehitlerimiz çıkar. Ve dört, tek devlet. Devlet içinde devlet yok. Neymiş o ya? 'Paralel devlet'. Nereden çıktı bu? Bunun bedelini ödeyecekler. Eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşanlar, bundan rahatsız.

BAŞKANLIK SİSTEMİ