Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Habertürk Cerattepe dosyasını açıyor: 20 yıldır çeşitli aralıklarla gündeme gelen maden projeleri bu sıralar Artvinlilerin tek gündemi

        ARİF BALKAN GAZETE HABERTÜRK

        FOTOĞRAF: ERDEM ŞAHİN

        Doğu Karadeniz’in çetin coğrafyalarından Artvin, bu sıralar adı maden projeleriyle anılan Cerattepe ve Genya’nın eteklerine kurulu. Kente hâkim butepeler, Artvinliler için aynı zamanda yayla. Ama en çok şehri besleyen su kaynağı, bir diğer ifadeyle yaşam kaynağı. 20 yıldır çeşitli aralıklarla gündeme gelen maden projeleri bu sıralar Artvinlilerin tek gündemi. Artvin’deki bu projeye yönelik halkın itirazlarını, kent sakinlerinin taleplerini, 20 günü aşkın süredir maden sahasında tutulan nöbetin sembollerinden “Artvin’de bir daha kimse çocuğunun adını Cengiz koymaz” diyen 75’lik Hasan Amca, maden direnişini gün gün kaleme alan 84’lük Hilmi Amca ve diğerlerinin öyküsünü kaleme aldık...

        Yemyeşil tepeleri, çağlayan dereleri ve serin yaylalarıyla Artvin, doğanın nimetlerini esirgemediği bir şehir. Artvin’e ulaşmak için keskin virajları, uçurum kenarlarından aşmak gerekir. Artvin’in geleceği, bu sıralar, tıpkı keskin virajlı yolları gibi, keskin bir dönemeçte. Kente ulaşan yol boyunca hemen her dere, ırmak HES şantiyesiyle dolu. Bugün ise Artvinlilerin en büyük problemi, 25 bin kişinin içme suyu kaynaklarının bulunduğu Cerattepe ve Genya bölgesinde kurulmak istenen bakır madeni... Uzmanlara göre, eğer hayata geçerse bir kent tümden topraklarını terk etmek zorunda kalabilir.

        Şehrin mücadelesi 20 yıl öncesine uzanıyor. Artvin Barosu avukatlarından Bedrettin Kalın da önceki gün Türkiye’nin en büyük çevre davasının açılmasına öncülük eden hukukçulardan. Kalın, Artvin için her şeyin 20 yıl önce başladığını söylüyor ve ekliyor: “Maden kurumundan 2 mühendis, 1980’li yılların sonunda bölgede bazı incelemeler yaptı. Hazırladıkları rapor, bölgede maden rezervinin yatırım yapmaya ‘gerek’ olmayacak kadar az olduğunu ortaya koydu. Artvin için her şey o süreçten sonra başladı. 2 yıl sonra alan, bu raporu kaleme alan mühendislerden birinin yakın bir akrabasına ruhsatlandırıldı. Ardından Kanadalı maden şirketine devredildi.”

        Bölgede ilk sondaj 1992’de yapıldı. Kalın’a göre bu sondaj Artvin halkının itirazlarının da fitilini ateşledi. Kalın, 1994- 1995 arasında yaşananları şöyle anlatıyor: “Sondajı takip eden yıllarda hayvan ölümlerindeki artış, bölgede başlayan kirliliğin fark edilmesini sağladı. Bazı tahliller yapıldı. Bilim adamları konferanslar verip halkın dikkatini çekti. Dönemin valisinin girişimiyle 1995’te, bugün madene itiraz eden Yeşil Artvin Derneği kuruldu.”

        Kanadalı maden şirketine karşı art arda alınan mahkeme kararları, Artvinlileri bir süre rahatlatsa da maden şirketleri bölgeden hiç vazgeçmedi. Yöre halkının talebi ise şehrin su kaynaklarını barındıran bölgenin kendi haline bırakılması. Avukat Kalın, 2009’da maden işletme ruhsatının iptal edilmesine rağmen sürdürülen ısrarı şöyle değerlendirdi: “2012’de bölge yeniden maden alanı ilan edilip Özaltın şirketine ihale edildi, o şirket de madencilik tecrübesi olmadığı gerekçesiyle bölgeyi Cengiz İnşaat’a devretti. Özaltın, Cengiz İnşaat’ın ortağı... Dava açtık, Rize İdare Mahkemesi 35 sayfalık bilirkişi raporuna dayanarak ruhsatı iptal etti. Mahkeme kararında, Artvinlilerin neden bu denli ‘inatçı’ olduklarını doğrular nitelikte şu cümleleri yazdı: ‘...Maden ocağı faaliyete geçerse Artvin şehir merkezi yaşam alanı olmaktan çıkacaktır...’ Dosya Danıştay’da. Ancak şirket, geçtiğimiz ay yeni bir ÇED raporunu bakanlığa sundu. Bakanlık onayladı ve bugüne gelindi. Direniş o günden sonra başladı, şu anda şirketin çalışmaları durmuş durumda.”

        YAYLADA NÖBET VAR

        Artvinliler adeta uyumuyor. Cerattepe’de 22 gündür 7/24 nöbet tutuluyor. Herkes gönüllü. Maden sahasına çıkan yemyeşil yayla yolunda bir baraka, birkaç çadır, yakılan ateşler ve yüreğini ortaya koyan Artvinliler... Nöbet dönüşümlü 3 vardiya halinde tutuluyor. İsteyen Yeşil Artvin Derneği aracılığıyla nöbete talip olabiliyor. Şehirden bölgeye çıkan yolda araç hareketliliği hiç eksik olmuyor. Bölgede tutulan en çetin nöbet elbette gece olanı. Biz de bir gece nöbetinde Artvinlilerle kalıyoruz. Ateşin etrafına toplanan kalabalık iftar saati yemeklerini yiyor. Sonra sahada devriye başlıyor. Şirket çalışanları ve jandarmanın gelmesi en büyük endişe.

        DİRENİŞİN SEMBOLÜ HİLMİ DEDE

        "ASIL ALTIN BU SU, DAĞ, TEPE"

        84 yaşındaki Artvinli Hilmi Algın, Artvin’in 20 yıldır sürdürdüğü maden direnişinin sembol ismi. Cerattepe ve Genya tepelerinin karşısındaki evinde yaşayan Algın, “Asıl altın yer altında değil. Asıl altın bu su, dağ, tepe, hayvanlar... Burada gezmediğim yer yok. Maden sahasını adım adım bilirim. Kıymayın bu doğaya” diyor. 20 yıllık doğa mücadelesini kaleme alan Algın, Habertürk için mücadelesini defterine not ettiği şu dörtlükle anlatıyor: “Yer üstünde ben, yer altında kemiklerim, üstünde biten otlarım, yine Artvin’i koruyacağım.”

        ÇEVRECİLERİN CERATTEPE KOROSU

        Gün boyunca Cerattepe’de nöbet tutan Artvinliler, bu sırada da zaman geçirmek için ilginç yöntemlere başvuruyor. Kitap okuyan, tavla ve iskambil oynayan çevrecilerin oluşturdukları koro da büyük ilgi çekti. Ormanlık alanda ağaçların altında toplanan çevreciler, bir arkadaşları cümbüş çalarken, müzik öğretmeni bir arkadaşlarının hazırladığı şarkıları seslendirerek de maden şirketine göndermede bulundu. Çektikleri videoları paylaşan çevreciler, sosyal medyayı da adeta salladı.

        Muhabirimiz, Artvinlilerlebir gece nöbetine katıldı.

        PROJEDE NE VAR?

        Artvinlileri kızdıran projede ne var? Cerattepe’de yapılması öngörülen maden projesi için hazırlanan bilirkişi raporuna göre, 50 bin 300 ağacın kesileceği, madenden sızacak gazların da çevredeki ağaçları olumsuz etkileyeceği belirtildi. 31.8 hektarlık proje sahasının tamamının ve tüm çevresinin verimli devlet ormanları ile kaplı olduğu kaydedildi. 600 metre uzağında Hatila Vadisi Milli Parkı ve 14 kilometre doğusunda arkeolojik sit alanı bulunduğu vurgulanırken, şunlar kaydedildi: “Ağaç kesilmesinin ve faaliyet sırasında ağaç yaralanmalarının daha da önemlisi oluşacak tozlar ile madenden sızacak zararlı gazların çevredeki ağaçların zayıf düşmelerine, bunun sonucunda böcek tahribatında önlenemez artışlara neden olacak. Maden cevheri çıkarılması ve atık malzeme yığılması faaliyetinin orman içindeki kaynak suları ve yeraltı sularının kirlenmesine sebep olacağı değerlendirilmiştir.”

        YARIN: MADEN FİRMASI NE DİYOR?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ