Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Başbakan Ahmet Davutoğlu konuşuyor

        Davutoğlu, Kanal 7'de katıldığı "İskele Sancak" isimli programda gündeme dair soruları yanıtladı.

        Yurt dışı seyahatleri sonrasında jetlag olup olmadığı sorusuna Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığından beri tempolu bir hayatın içinde bulunduğunu, vücudunun da zaten o duruma intibak ettiğini söyledi.

        Amerika'da 6 gün boyunca yoğun bir tempoda 40 ikili görüşme, 20 çok taraflı zirve ve toplantıya katıldıklarını, günde takriben 10 zirve ve ikili görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Davutoğlu, Türkiye'ye geldikten sonra da Meclis oturumuna katıldığını, AK Parti seçim beyannamesiyle ilgili çalışmalar yaptıklarını ve jetlag olmaya dahi vaktinin bulunmadığını ifade etti.

        Pazar günü açıklanacak AK Parti seçim beyannamesinde 7 Haziran öncesine göre daha somut vaatlerin bulunup, bulunmadığı sorusuna ilişkin Davutoğlu, Pazar günü açıklayacağı beyannameyi şimdi paylaşırsa bunun doğru olmadığını vurguladı.

        Davutoğlu, yarın Almanya'ya gideceğini bildirerek, döndükten sonra da verdiği talimatlar doğrultusunda seçim beyannamesinin son halini alacağını dile getirdi.

        "Şimdiden söylersek Pazar gününü şimdiden öne almış oluruz, anlamı kalmaz" diyen Davutoğlu, "Başlık olarak yeni unsurlar olacak. Zaten dikkat ederseniz 7 Haziran'dan itibaren en çok önem verdiğim husus, AK Parti içinde istişareye önem verdik. 7 Haziran mesajını almaya çalıştık. Bu seçim beyannamesini biz yapmayacağız, halkla yazacağız. O sebeple halk nezdinde de çok kapsamlı anketler yaptık. Bizden beklenti nedir? Nerelerde beklentileri karşılayamadık ya da algı bozukluğu varsa bunu düzeltmek için neler yapmalıyız? Halkı dinleyen, halka kulak veren, halkın içinden gelen, halkla kopmayan hareketler başarılı olur. O bakımdan halka sorduk, halkla beraber bu anlamda fikir oluşturma süreci yaşadık. Eminim halkımızın değişik kesimlerini tatmin eden unsurlar olacak" ifadesini kullandı.

        Başbakan Davutoğlu, 2 Kasım sabahı iktidar olması neredeyse kesin olan partinin AK Parti olduğunun altını çizdi.

        Bugünkü siyasi tabloya ve anketlere bakıldığında AK Parti'nin olmadığı bir hükümetin imkansız olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "İnşallah tek başına hükümet olacağız ama başka bir ihtimal olsa da AK Parti mutlaka lokomotif olacak. Şu andaki bütün veriler tek başına iktidarımıza işaret ediyor. Tabii rehavet göstermemiz mümkün değil. Dolayısıyla bizim vadederken diğerlerinden farkımız şu: Diğerleri sorumluluk taşımadıkları bir gün için vadediyorlar. Biz ise 2 Kasım'da yapacağımız şeyi vaat etmek zorundayız. Biz yapmadığımız zaman bizden hesap sorulur ama iktidar olamayacak birine, olmamış olan birine 'niye bu vaadi verdin' diye hesap sorulmaz" diye konuştu.

        "BİRAZ FAZLA ABARTILMIŞ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

        Bu seferki CHP ve HDP'nin seçim vaatlerini nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine Davutoğlu, şunları söyledi:

        "Biraz fazla abartılmış olduğunu düşünüyorum. Eğer bir etkisi olmuş olsaydı Cumhuriyet Halk Partisi herhalde yüzde 25'lerde daha önceki bulunduğu oranlara takriben kalmazdı. Yani çok büyük bir etkisi kitlesel düzeyde olmuş olsaydı, vaatler önemlidir ama halkımız oy verirken sadece vaatlere bakmaz, güven ve istikrara bakar.

        Burada bizim de eksiklerimiz varsa zaten onu telafi etmeye çalışıyoruz. Fakat tek başına vaatler üzerinden bir sonuç alındığı doğru olmuş olsaydı Cumhuriyet Halk Partisi'nin oylarının çok daha yukarılarda olması gerekirdi. Geçmiş seçimlerde aldığı seviyenin üstüne çıkamadı. Halkı tatmin etmek için vaatler kadar o vaatlerin samimiliği, o vaatlere ulaşabilme iradesi ve gücü önem taşıyor. Bizim farkımız şu: Biz ne dersek hesap ederek söylemişizdir, dediğimiz şeyi de yapmışızdır. Eski beyannamelerin hepsini çıkartıyorum, Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde de söz verdik, gözardı edilen bir vaat yok. Seçim beyannamemizde vaatler başlı başına bir bölüm olacak, reformlar, vaatler, projeler anlamında ayrı bölümler olacak."

        "GENÇLERİN HIZINA YETİŞMEK LAZIM"

        Davutoğlu, "Artık eskisi kadar gençlerden oy alamıyorsunuz. Neden böyle bir noktaya geldi?" sorusunu yanıtlarken "Bunu biz de etüt ediyoruz. Açıkçası 7 Haziran seçimleri sonrasında en önemli sorulardan biri olarak bütün toplantılarda, MKYK, MYK toplantılarında gençlerle iletişim bağlamında yeni yöntemler ve yeni bir kanal oluşturmak gerektiği ve bu istatistiklerin gösterdiği hususun bu olduğunu hep vurguladım" dedi.

        Seçim beyannamesinde gençlere dönük güzel bir çalışma yaptıklarını belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:

        "Şu gün 'genç' dediğimiz kesim, bugün itibarıyla 18 yaşı ölçü alırsak, AK Parti iktidar olduğunda 4-5 yaşındaydı. Alternatifini görmedikleri, AK Parti'de sürekli yükselen bir çıta ile taleplerin karşılandığı bir dünyada yaşadı bu gençlik. 80-100 kişilik sınıflarda okumadı, 30-40 kişilik sınıflarda okudu. Bu sefer 30 kişilik sınıf ister ya da bursların, kredilerin komik düzeyde olduğu dönemleri görmedi. 330 lira lisans bursu, 660 lira yüksek lisans bursu, 990 lira doktora bursu olduğu dönemde yaşadı bu gençler. Eskiden koğuş sistemiyle yurtlar vardı. Şimdi 2, 3, 4 kişilik yurtlarda kalıyor gençler. Dolayısıyla AK Parti döneminde yetişen gençlerin beklenti ve çıtası yükseldi.

        Özgürlük alanları itibariyle 12 Eylül'ün hemen öncesindeki ve sonrasındaki acıları yaşamadı ya da 28 Şubat'taki baskıcı dönemi yaşamadı. Aynı zamanda gençlerin bu talepkar ve yüksek taleplere dayalı beklentilerini AK Parti iktidarının başarısı olarak görüyorum. Eğer AK Parti iktidarı başarısız olmuş olsaydı, şu anda gençlere verdiğimizin çok gerisindeki talepler gençleri tatmin eder, bize daha yoğun bir desteğe yönelebilirdi ama gençlerin dünyayla açılımını sağladık. Dünyayı tanıdıkça gençlerin talepleri yükseldi. Bu da bizim için yanlış bir şey değil, burada gençleri suçluyor değilim. Aksine gençlerin hızına yetişmek lazım. Onun için bu kampanya döneminde gençlerle sık sık bir araya geleceğim."

        Üniversitede ders verdiği dönemde bir gün derse girmeyen bir öğrenciyi telefonla aradığını ve nerede olduğunu sorduğunu anlatan Davutoğlu, öğrencinin önce kendisini tanımadığını söyledi. Davutoğlu, "Arkadaşı zannetti önce. Sonra 'Seni özledik. Gelirsen beraber oturup sohbet edeceğiz. Gelmeyeceksen onu da bileyim de. Merak ettim, başına bir iş mi geldi' dedim. Bir sonraki derse büyük bir telaşla yetişti. Bunu şunun için zikrediyorum, gençlerle beraber yol yürünür" diye konuştu.

        Birçok dersi dışarıda yürürken verdiğini aktaran Davutoğlu, eğitimin sınıfların ya da kapalı salonların içine hapsedilmemesi, gençlerle kütüphanelerde, müzelerde ders yapılması gerektiğini dile getirdi.

        "Eğer ikna etmeye veya empoze etmeye kalkarsanız gençlerin ruhunda direniş vardır" diyen Davutoğlu, daha önce bir toplantıda gençlere "Türkiye'de yanlış gördüğünüz şeyler varsa sesinizi yükseltin. Adaletsizliğe karşı hiçbir zaman sizin sesinizin kısılmasını istemem. Biz de kısmadık sesimizi. Bugün buralardaysak gençlik yıllarında adaletsizliğe, eşitsizliğe, baskıya karşı susmadığımız için. Adaletsizliğe karşı dünyada isyan gerekiyorsa edeceksiniz" dediğini ama ertesi gün bir gazetenin "Gerekirse bize de isyan edin" diye manşet attığını hatırlattı.

        "GENÇLERE 'HADİ BERABER YÜRÜYORUZ' DEMEK LAZIM"

        Gençlikteki enerjinin biraz da hafif muhalif olmasından kaynaklandığına işaret eden Davutoğlu, şunları söyledi:

        "İktidarla olan ilişkisinde gençler biraz daha şüpheci. Bunu da doğru okumak, doğru anlamak lazım ve gençlerin o iradesini, enerjisini durdurmak, engellemek, frenlemek yerine, o enerjinin sizinle birlikte doğru yere kanalize edilmesini sağlamak lazım. Hepimiz gençlikte neler yaşamadık ki? Bu anlamda ben gençlere doğru yaklaşımın, onlarla birlikte hikaye yazmak, onlarla birlikte yol yürümek, onlarla birlikte sürecin içinde akmak olduğunu düşünüyorum. Yoksa 'ben gidiyorum arkamdan siz de gelin' değil de 'hadi hep beraber gidiyoruz.'"

        Dışişleri Bakanlığı görevini yürütürken katıldığı bir televizyon programının ardından bir gencin kendisine "Ahmet Hoca öyle konuşuyor ki şu anda televizyondan çıksa da 'hadi gidiyoruz' dese, 'nereye?' dersem..." diye tweet attığını aktaran Davutoğlu, o genci aradığını ve konuştuğunu belirtti. Davutoğlu, "Gençlere 'Hadi beraber yürüyoruz' demek lazım. Hatta bazen 'Siz öne geçin, daha iyi yapacağınızı düşünüyorsanız, biz sizi dinlemeye hazırız' demek lazım" görüşünü kaydetti.

        "BU SEÇİMDE YAPAMAYACAKLAR'

        Başbakan Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

        Siyasi bedeli ne olursa olsun halkımızın huzuru için gerekeni yaparız. Bizim operasyonlarımız bu yönde. Bunun yüzünden rahatsız oluyorlar. Örtülü tehdit yapıyorlardı. Bunları yapamayacaklar bu seçimde. Savaş deklarasyonunda bulunursanız karşılığını alırsınız. Türkiye'nin ordusu milli bir ordudur her kentten asker vardır.

        Ben bayramda Diyarbakır'a geçtim Ulu Cami'de Bayram namazı kıldım o kadar coşkulu şekilde millet beni bağrına bastı ki. Kulağıma eğilip bir çoğu 'Allah razı olsun devam edin bunlardan çektiğimiz yetti' dedi.

        (Silah depolamaya niye göz yumuldu) Bunu söyleyenler çok yanlış bir yerden eleştiri üretiyorlar. Bize dendi ki 2013'te; 'biz silahlı mücadeleyi bırakıyoruz.' Bu olaylar çözüm sürecini baltalamak için yapıldı. Tamam artık bu iş burada tamamlamalı iradesiyle bütün her şeyi yaptık. 6-7 Ekim olaylarında daha yeni görevi almıştım o zaman biz farkettik ki mesele başka. Biz son bir şansla geçen nevruza kadar ısrarlı bir takiple oradan kalkmamak için çaba sarf ettik. Biz bunların Esed ile hangi şehirlerde neler konuştuklarını biliyoruz.

        'MHP, HDP İLE BİRLİKTE YASALARA KARŞI ÇIKTI'

        Gezi provokasyonu çözüm sürecini baltalamak için yapıldı. Biz bunları biliyoruz.

        Bizi eleştiren MHP, HDP'yle birlikte yasalara karşı çıktı. CHP çıktı onlarla birlikte eylem yaptı. Bizi yalnızlaştırma çabalarına rağmen BM'de 55 görüşme talebi geldi.

        BM'deki tek konu neredeyse sadece Suriye'ydi. Bize bu kadar çok sayıda görüşme talebinin gelmesinde Türkiye'nin geçmişte söylediklerinin hepsinin birebir çıkmasıydı.

        BASINA YAPILAN SALDIRILAR

        Basına yönelik her saldırı lanetlenmelidir, kınanmalıdır. Gereğini de yaptık sorumluları yakalandı.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ