Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargı Kırşehir'de yakılan Gül Kitabevi davası başladı

        Aykut AKTAŞ / KIRŞEHİR

        8 Eylül tarihinde 'Teröre Lanet Bayrağa Saygı' yürüyüşü sonrası meydana gelen olaylarda yakılan Gül Kitabevi'nin ilk duruşması Kırşehir Adliye Sarayı'nda başladı. Kırşehir'de Gül Kitabevi'nin yakılması ve HDP binasına saldırı davasının sanıkları kendilerini takım elbiseli kişilerin yönlendirdiğini söyledi. Bazı sanıklar alkollü olduklarını ve ne yaptıklarını hatırlayamadıklarını ileri sürdü.

        Kırşehir'de 8 Eylül'de düzenlenen "teröre lanet yürüyüşü" sonrasında çıkan olaylarda Gül Kitapevi'nin yakılması ve HDP'ye saldırı sonrası "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, mala zarar verme, iş yeri ve mülk dokunulmazlığını ihlal etme, siyasi parti binasına zarar verme, kanuna aykırı gösteri ve yürüyüş düzenleme" suçlamalarıyla haklarında dava açılan 16 sanığın yargılanmasına başlandı. 3 sanık ayrıca "öldürmeye teşebbüs"ten yargılanıyor.

        Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmayı HDP Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman ile bazı parti yöneticileri de takip etti.

        'YÖNLENDİRME OLDU'

        Duruşmada savunması alınan sanıklardan Ramazan Akçakaya, kitabevine yanan çanta attığını kabul etti. Doğan "Olayların başladığı saatte işyerindeydim. Dışarı çıktığımda kalabalık HADEP (HDP) binasını taşlıyordu. Oraya geldiğimde kitabevine yönelik başkaları tarafından yönlendirme oldu. O sırada arbede oldu. Ben o sırada uzaktaydım. Gül Kitapevi'nin önüne geldim.

        HADEP binasındaki kalabalık oraya yönlendi. Gül Kitabevi çalışanları ile kalabalık arasında küfürleşme oldu. Ben de taşlamaya başladım. Kimin yaktığını bilmiyorum Kitabevi yanmaya başladı. Yanan bir çanta üstüme geldi. O an öfkeyle yanan çantayı işyerine doğru attım" dedi.

        ‘TAKIM ELBİSELİLERDİ'

        Gökhan Hergül ise bir fabrikada işçi olduğunu ve sabah saat 11.00'de alkol aldığını iddia etti. Hergül, "Terme Caddesi'nde kalabalığa katıldım. Lise Caddesi'ne geldiğimizde ön tarafta takım elbiseli tanımadığım kişiler, HDP binasına yönelttiler. Birisi Gül Kitabevi'nin teröristlere yardım ettiğini söyledi.

        Ben de kalabalık ile oraya yöneldim. Orada galeyana gelerek kapıdaki çantaları yere attım. İçerideki kitabevi sahipleri el hareketleri ile bizi tahrik etti. Sonra küfrettiler. Ben de kendimi kaybederek içeri girdim. İçeride ne yaptığımı hatırlamıyorum. Alkolün etkisindeydim" şeklinde savunma yaptı.

        'HÜCUM HDP BİNASINA DİYENLER OLDU'

        Tutuklu Sanıklardan Mehmet Şimşek ise, "Kalabalık şehir meydanına doğru yürüyüşe geçti. Hücum HDP binasına diye bağıranlar oldu. HDP binasını taşlamaya başladılar. Ben de şehitlerin üzüntüsüyle taş atmaya başladım. Kalabalığın içinden birileri 'Gül Kitapevi'ne saldırılıyor' diye bağırmaya başladı.

        Bunun üzerine kitapevini taşlamaya başladılar. Ben de 3-4 tane taş attım. O an kitapevinin içinde kimse yoktu. Polisler bizi doğalgaz patlayacak diye ordan uzaklaştırdılar" dedi.

        'GÖRÜNTÜLERLE OYNANMIŞ'

        Öner Aslan ise şu ifadeyi verdi: "HDP binasını taşlayanlar oldu. Burdaki taşlardan bize gelmesin diye karşı kaldırımda bulunan Gül Kitapevi'nin önüne geldik. Kitapevi içinde sakallı bir erkek ve bir bayan vardı. Erkek bizi el kol hareketleriyle tahrik etti.

        Emniyette izlediğim görüntülerle, şuan sizdeki görüntülerle oynamış. Daha sonra kartpostalların bulunduğu standı düşürdüm. O sırada kitapevi içinden biri çıkıp bize ve arkadaşlara keserle saldırdı. Kitapevi içinde 5-6 kişi vardı. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ