Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan operasyonlar hakkında flaş açıklama: Gerekirse tamamen boşaltılması gerekirse binaların uzaktan yıkılması yoluna gidilebilir

        HABERTURK.COM

        Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu hakkındaki sözleri için, "Muhalefet cinsi sapıklara bel bağlamış durumda... Bakınız ana muhalefet partisinin genel başkanı dün bir konuşma yapıyor. Ben konuşmayı onun şahsına değil partinin mensubu hanımefendilere ve milletime çağrıyı yapıyorum. Terbiyemin elvermediği galiz ifadelerle saldırıyor. Dün televizyon kanalında bu sözler biplenerek veriliyor. Bakan Hanım hakkında çok çirkin ifadeler anamuhalefet üzerinden siyaset yapmaya çalıştığı cinsi sapık şu anda cezaevinde peki bu siyasi sapıkları ne yapacağız? Bu kişi başında bulunduğu partinin de yüz karası" dedi.

        Erdoğan, doğu ve güneydoğuda yürütülen operasyonlar hakkında da, "Biz sivil vatandaşlarımızın zarar görmememsi konusunda hassasiyet gösterdiğimiz için böyle sorunlarla karşılaşıyoruz. Gerekiyorsa operasyon yürütülen yerlerin tamamen boşaltılması gerekirse binaların uzaktan yıkılması yoluna gidilebilir" diye konuştu.

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, 23. Muhtarlar Toplantısı'nda muhtarlara seslendi. CumhurbaşkanıErdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

        "ZİYA PAŞA GÜZEL SÖYLEMİŞ BE..."

        "Allah güç kuvvet verdiği müddetçe gece gündüz çalışmaya devam edeceğim. Bizim milletimizle özellikle siz muhtarlarımızla muhabbetimiz karşılıklı sevgiye dayalı ilişkimiz birilerini fevkalade rahatsız etti. Muhtarlarımızı, tahkir etmeye kadar vardırıyorlar. Bir konsolosun casusluk davasıyla yargılanan gazeteciyle yanak yanağa fotoğraf çektirmesini eleştirmiştim. Bir mizah dergisi benim bir muhtarla yanak yanağa fotoğraf çektirmemizi yayınlamıştı. Güya biz sadece muhtarlarla fotoğraf çektirirmişiz. İşte ben de tam bunu söylüyorum. Benim yerim milletimin yanı. Sizin yeriniz kimin yanı? Biz bu kafayı çok iyi biliriz.

        Yaptıkları işin adını halkçılık koyarak tam bir karamizah sergiliyorlar. Dün ayağındaki çarığı, başındaki kasketi yüzünden Aşık Veysel'i Ankara'ya sokmayan kafayla milleti aşağılamak için benim muhtarla resmimi kapağa basan kafa aynı kafadır. Bunların demokrasi milletsiz bir demokrasi.

        Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Ziya Paşa güzel söylemiş be... Eşekten yadigar kalan semer. Mesele bu. Bunların böyle bir şeyi var mı? Bunları teker teker anlatmaya kalksam değil saatler, günler gerekir. Ülkenin hayrına projelerini işitmedik. Sizler muhtarlar olarak bu konulara ilgi duyarsınız. Siz hatırlamıyorsanız diğer vatandaşlarımız hiç hatırlamaz.

        KEMAL KILIÇDAROĞLU'NA ÇOK SERT TEPKİ

        Muhalefet cinsi sapıklara bel bağlamış durumda...Bakınız ana muhalefet partisinin genel başkanı dün bir konuşma yapıyor. Ben konuşmayı onun şahsına değil partinin mensubu hanımefendilere ve milletime çağrıyı yapıyorum. Terbiyemin elvermediği galiz ifadelerle saldırıyor. Dün televizyon kanalında bu sözler biplenerek veriliyor. Bakan Hanım hakkında çok çirkin ifadeler anamuhalefet üzerinden siyaset yapmaya çalıştığı cinsi sapık şu anda cezaevinde peki bu siyasi sapıkları ne yapacağız? Bu kişi başında bulunduğu partinin de yüz karası. Bir kasetle partinin başına gelmedi mi? Kaset olmasa partinin başına gelecek hali mi var? Yalanın, takiyenin her türlüsü var. Kendi genel başkanının yanından ayrılıyor, aday değilim diyor. Ertesi gün aday oluyor. Bunlardan siysetçi olmaz. Benim milletim siyasette düzgün olanın, adam gibi adam olana prim verir. Bunlara benim milletim ülkeyi teslim etmez. Muhalefet partilerinin iktidar olup rahatlarını bozma gibi bir niyeti de yok. Ekonomi ile terör ile sağlık ile eğitim ile ilgileneceksin. İş çok... Bu kadar sorumluluk bizim muhalefeti bozar. Bunlar sadece lafla peynir gemisi yürütmeye alışıklar. 7 Haziran'dan sonra yaşananları gördünüz. Normal şartlarda siyasi partiler iktidar olmak için çalışır. Bizdeki partiler iktidar sorumluluğundan kaçmak için çalışır.

        "OPERASYON YÜRÜTÜLEN YERLERİN TAMAMEN BOŞALTILMASI..."

        Güneydoğu bölgemizdeki kimi ilçelerimizde yaşanan terör olayları hem vatandaşlarımızın hayatını olumsuz etkiliyor. Hem de verdiğimiz şehitler yüzünden bizleri acıya gark ediyor. Güvenlik güçlerimiz ağır darbe vuruyor. Verdiğimiz kayıplar çatışmalardan ziyadet patlayıcılarla hazırlanan bombalardan kaynaklanıyor. Biz sivil vatandaşlarımızın zarar görmememsi konusunda hassasiyet gösterdiğimiz için böyle sorunlarla karşılaşıyoruz. Gerekiyorsa operasyon yürütülen yerlerin tamamen boşaltılması gerekirse binaların uzaktan yıkılması yoluna gidilebilir.

        Hiçbir polisimizin değil canını, serçe parmağını dahi oradaki beton yığınlarına değişmeyiz. Son zamanlarda çoğunlukla bu sebepten şehit verdiğimizi görüyoruz. Güvenlik güçlerimizin ihtiyaçları konusunda çok daha hassasiyet gösterilmesini bekliyoruz.

        "PAÇAVRALARI ANCAK KEFENLERİ OLUR"

        Birilerinin başka vatanları olabilir. Ama bizim gidecek başka bir yerimiz de yok. Bu toprakları bırakmaya niyetimiz de yok. Bu böyle bilinmeli. Milletimizin birliğini hedef alara bizi köşeye sıkıştıracağını sananlar üzerine bastığı toprakların bir de altına baksınlar. Orada aynı niyetle yola çıkmış kendileri gibi nice gafiller göreceklerdir. Kendi paçavralarını bayrağımızın yerine dikmeyi düşünenler onları ancak kefenleri olarak kullanabilir.

        "OYUNLARIN FARKINDAYIZ"

        Basit bir terörle mücadele meselesi değil. Coğrafyamızdaki varlığımız bakımından bin yıllık mücadelenin son ve kritik aşamasıdır. Modern dünya düzeninin resterasyonu ve tahkimi çalışmasıdır. Suriye meselesi bir zalimin iktidarını sürdürme mücadelesi olarak görmek yanlıştır. Irak'ı sadece mezhep çekişmesi olarak görmek değildir. Karadeniz'in kuzeyinde yaşananlar, Kafkasya'da alevlenen çatışmalar birbirinden bağımsız değildir. Yaşanan sürecin, oynanan oyunların farkındayız.

        "BM DAİMİ ÜYESİ BİR TEK MÜSLÜMAN ÜLKE YOK"

        Bunun için dünya beşten büyüktür diyorum. Uluslararası kuruluşların yeniden yapılandırılmasını istiyorum. BM'nin kaderi beş ülkenin ağızında. Biri hayır diyorsa karar çıkaramazsınız. Böyle daimi üye olur mu? İçlerinde bir tane Müslüman ülke yok. Hani dünyada inanç özgürlüğü. Olaya kıtalar olarak bakıyorsunuz. Sadece Avrupa, Asya ve Amerika var... Diğerleri yok. Böyle adil olmayan bir dünyadan biz nasıl bir karar bekleyeceğiz. Rusya, Suriye için tek başına hayır diyor iş bitiyor. 20 ülkeden mi oluşacak BM Güvenlik Konseyi, daimisi, geçicisi olmaz... Hem kıtaları temsil etmeli, hem de inançları temsil etmeli. Bunları söyleyince Tayyip Erdoğan için 'diktatör' diyorlar.

        "ESAD'IN LAHEY'E SEVK EDİLMESİ GEREKMEZ Mİ?"

        Kimyasal silahlar ne kadar insan öldürdü? Peki konvensiyonel silahlarla ölenlerin sayısı ne kadar? Kimyasal ile ölenler beş bin, konvensiyonel silahlarla 500 bin... Sonucu ölüm olan, kullanılan silah ne olursa olsun ne fark eder? Bu zalimi bizim Lahey'e sevk etmemiz gerekmez mi? (Esad) Elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor. Gittiği yer bir tek Rusya ama...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ