Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem CHP'li Sezgin Tanrıkulu'ndan dokunulmazlık yorumu

        Kübra PAR / GAZETE HABERTÜRK

        Fotoğraflar: Hasan ÖRNEKOĞLU

        CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu AK Parti’nin dokunulmazlıkların kaldırılması teklifine “Evet” oyu kullanacaklarını ilan etti ama CHP içinde bu duruma itirazlar yükseldi. İtiraz edenler arasında eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da var. Buluşup “Neden karşı çıkıyorsunuz? CHP içinde görüş ayrılığı mı var?” diye sordum...

        -Kılıçdaroğlu AK Parti’nin dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili yasa teklifine destek vereceğini açıkladı ama sizin ve CHP’den bazı başka vekillerin itirazı var. Neden istemiyorsunuz?

        Dokunulmazlıkların kaldırılmasına itiraz etmiyoruz. AKP’nin getirdiği önerinin içeriğine karşıyız. Dokunulmazlık tartışmasını kendi siyasi çıkarları doğrultusunda yürütüyorlar. Aynı tartışmayı 2012 yılında yapmıştık. O zaman da çatışmalar yoğundu. Hakkâri’de kucaklaşma olayı olmuştu. Erdoğan, sokak sokak dolaşıp dokunulmazlıkları kaldıracağını söyledi. 28 Kasım’da fezlekeler Meclis’e geldi ama Erdoğan 20 gün sonra genişletilmiş il başkanlık divanı toplantısında bu konunun soğutulmasını istedi. Çünkü amaç dokunulmazlıkları kaldırmak değil, Kürt sorununu, çatışmayı örtmek için gündemi meşgul etmekti.

        • “KÜRSÜ dokunulmazlığı mutlak olmalıdır. Seçilmiş bir milletvekili olarak düşüncelerimi soruşturma kaygısıyla ifade edemiyorsam nasıl işimi yapacağım? En aykırı görüşleri bile korkmadan ifade edebilmeliyim. Bir milletvekili ağır eleştirilerinden dolayı yargılanma korkusu yaşıyorsa demokrasi gelişemez.”

        Normal dönemde neden bunu tartışmadılar? Türkiye’nin en kanlı saldırıları, geçtiğimiz 6-7 ay içinde yaşandı. Suruç’ta, Ankara’da, İstiklal Caddesi’nde, 300’den fazla sivil, 400’ye yakın asker ve polis şehit edildi. Kentler yok oldu. Bu dönemde hükümetin vermesi gereken hesaplar var. Biz bu hesapları soramıyoruz. Varsa yoksa dokunulmazlığa takıldık. Tam bir algı operasyonu...

        -Bir milletvekili suç işliyorsa, teröre açıkça destek veriyorsa dokunulmazlığının kaldırılması gerekmez mi?

        2 ay önceki taziyeden sonra bu tartışma yeniden gündeme geldi. AKP’nin parlamentoda ve karma komisyonda çoğunluğu var. 40 milletvekilinden 25’i onlara ait. Parlamentoda dokunulmazlığın kaldırılması için 276 oy gerekiyor. 317 milletvekili var. Muhalefetle işbirliği yapmak zorunda değiller. Amaçları CHP ve MHP’yi de işin içine katarak tartışmayı genişletmek ve uzatmak.

        -Kılıçdaroğlu destek vereceğini açıkladı. CHP içinde görüş ayrılığı mı var?

        Görüş ayrılığı yok. 10 yıldır her dönem dokunulmazlığın kaldırılması gerektiğini söylüyoruz. Parti programımızda nasıl bir dokunulmazlık istediğimizi yazdık. Milletvekili kürsüde söylediklerinden yargılanmaz. Onun dışında normal bir vatandaş gibi yargılanabilir. Ama AKP’nin gündem odaklı dokunulmazlık anlayışını doğru bulmuyoruz.

        -Başbakan Davutoğlu, “Çok fazla birikmiş dosya var. Bizimkileri de işin içine koyup hepsini temizleyelim” diyor. Bu iyi bir şey değil mi?

        Getirdikleri düzenleme dokunulmazlık kurumuna uygun değil. Bugüne kadar parlamentoda bulunan bütün dokunulmazlık dosyalarını yargıya gönderiyorlar ama milletvekillerine kendilerini komisyonda savunma hakkı tanımıyorlar. Ayrıca bakanların ve Cumhurbaşkanı’nın Başbakanlık dönemindeki dosyalarını dışarıda tutarak, eşitlik ilkesine aykırı davranıyorlar. Üstelik, bu düzenleme sadece sınırlı bir dönemi kapsıyor, yani bundan sonra milletvekili suç işlese yine dokunulmaz olacak. Yani bu öneri her açıdan Anayasa’ya aykırı... Öyle berbat bir gerekçe yazmışlar ki hukuk fakültesi öğrencisi daha iyi yazar.

        ‘BAKANLARIN NE AYRICALIĞI VAR?’

        -Sezgin Bey sizin hakkınızda da fezleke varmış; yoksa suçunuz var da kapatmaya mı çalışıyorsunuz?

        Yargılanmaktan elbette korkmuyoruz ama seçilmiş milletvekillerinin temsil görevine uygun bir yargılanma olması gerekiyor.

        -Neden siz de normal bir vatandaş gibi yargılanamayasınız?

        Pratik zorluklar var. Farklı şehirlerde konuşmalarımız yüzünden dava açılmış. Yüzlerce dosyası olan milletvekili arkadaşlarımız var. Bunlar milletvekilliği mi yapacak, yoksa il il dolaşıp duruşmaya mı gidecekler? Milletvekilleri suç makinesi gibi anlatılıyor. Öyle bir şey yok. Bizim partimizde bir tane bile adli suç yok. Tümü ifade ve düşünce özgürlüğüne ilişkin suçlardı. İfade ve düşünce özgürlüğüne ilişkin mutlak dokunulmazlık gelirse zaten böyle yargılamalar olmayacak. Bizde yok ama AK Parti’deki dokunulmazlık dosyalarında sahtecilik, rüşvet, ihaleye fesat karıştırmak gibi şeyler de var.

        -Eee bu durumda, AK Partili vekillerin dosyalarını da dahil ettikleri için hükümeti takdir etmeniz gerekmez mi?

        Bakanları ayrı tutuyorlar. Bu bakanlar içinde adli suçla yargılanacak olanlar var. Onun benden ne farkı var? Eşitlik varsa yargı önüne hep beraber çıkalım. Hiçbir sorunumuz yok.

        -Dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıkarak HDP’li vekilleri koruduğunuz eleştirisine ne diyorsunuz?

        Bu önerinin HDP’li milletvekilleri için getirildiğini söylüyorlar. Oysa dokunulmazlığının kaldırılması istenen CHP’li vekil sayısı, HDP’lilerden fazla. Cumhurbaşkanı’yla ilgili ağzımızı açtığımız anda hakkımızda dilekçe veriliyor. Gelen dilekçenin içeriğine bakılmadan fezlekeye dönüştürülüyor. Buna rağmen yargılanmaya hazırız. Türkiye’de adaleti ve özgürlüğü savunuyoruz. Ne bedel varsa öderiz.

        ‘CANLI BOMBACININ CENAZESİNE TAZİYE TOPLUM VİCDADINA UYMAYAN BİR TUTUM’

        -Dokunulmazlığın kaldırılması deyince aklımıza 90’larda yaka paça tutuklanan DEP’li vekiller de geliyor...

        Bunu söylediğimiz an “CHP dokunulmazlığın kaldırılmasını istemiyor” derler. 1994’teki olay son derece yanlış bir olaydı. 10 yıl sonra ne kadar yanlış olduğu anlaşıldı. Dokunulmazlıların kaldırılması Kürt meselesini çözmedi. Aksine ayrışmayı, kutuplaşmayı artırdı. Sorunun büyümesine neden oldu. Bu sorunların yeniden yaşanması duygusal kopuşu derinleştirir. Elbette bu, şiddetle bağlantılı olan insanların yargılanmayacağı anlamına gelmiyor.

        -Bir milletvekilinin, onlarca sıradan insanı öldüren bir teröristin evine taziyeye gitmesi cezasız mı kalsın?

        Elbette bu toplum vicdanına uymayan bir davranıştı. Ben de rahatsız oldum. Etik değildi. Ama ceza hukukunda karşılığı yok. Bu hükümet döneminde Terörle Mücadele Yasası yeniden düzenlendi. Terör örgütünün propagandasını yapmak suçunun vasfı değiştirildi. Şiddet içermedikçe propoganda suç olmaktan çıkarıldı. Çelişkili bir ortam içindeyiz. Dokunulmazlık tartışmasını bir dönem üzerinden değil ilkesel olarak yapmalıyız. Doğru dürüst bir metin yazılmalı. “Milletvekillerinin, görevlerinden kaynaklı olarak düşünce ve ifadeleri mutlak dokunulmazlık kapsamındadır. Bunun dışındaki her türlü eylemleri dokunulmazlık kapsamında değildir” şeklinde bir düzenleme yapılmalı.

        -Peki, ne olacak bu tartışmanın sonu? MHP ve AK Parti tam kadro destek verse CHP’den 12 kişiye ihtiyaç varmış. 12 kişi rahat çıkmaz mı?

        Böyle bir metnin Anayasa komisyonundan parlamentoya geleceğini düşünmüyorum. Gelirse gizli oylama olur. MHP de bu metnin doğru olmadığını iddia ediyor. HDP zaten köküne karşı. AKP içinde de desteklemeyenler var. Gizli oylamada herkes kendi vicdanına göre karar verecek. Grup kararı alınması mümkün değil. AK Parti’de de çok kıymetli hukukçular ve milletvekilleri var. Bizim önerimizin dikkate alınacağını düşünüyoruz. AK Parti kulisleri de bu metnin doğru olmadığını söylüyor.

        ‘OYUMUZU ARTIRAMAMIŞSAK KABAHAT BİZDEDİR’

        -1 Kasım seçimlerinde AK Parti ve CHP arasında 25 puanlık büyük bir fark vardı. CHP, iktidar umudu veren bir parti görünümünden uzaklaşıyor sanki... 1 Kasım’dan sonra kendinizi gözden geçirdiniz mi?

        CHP’nin programı doğruydu ama oyumuzu artıramamışsak, üstelik AKP’yi iktidar yapmışsak kabahat bizdedir. 1 Kasım’dan sonra örgütlerimizi yeniledik. Kurultayımızı ve kongrelerimizi yaptık. Yeni bir parti meclisi ortaya çıktı. Ama medyanın yüzde 80’ini AKP kontrol ediyor. Kendimizi anlatacak bir mecra bulmalıyız. Siyaset, iletişim aracı olmadan yapılamıyor.

        -Yarın erken seçim olsa CHP’nin sıçrama yapacağına dair inanç yok. Siz inanıyor musunuz?

        İnanıyorum. Bütün yurttaşlarda umutsuzluk var. İç çatışma, ölümler, ekonomideki durgunluk, turizmin batışı, üniversitelerin üzerindeki baskı, insanların sokağa çıkarkenki tedirginliği karşısında bugün seçim olsa AKP yeniden iktidar olamaz.

        ‘HERKES PARTİYE GİTTİĞİMİ SANIYOR OYSA SİNEMAYA GİDİYORUM!’

        -Sizi geçen hafta İstanbul Film Festivali’nde gördüm. Sinema merakınız var mı?

        Öteden beri takip ederim. Bu sene festivalde 12 filme gittim. İnsan hakları bakımından ‘Sorgu’ filmini çok beğendim. ‘Brooklyn’, ‘Hatırla’ ve “Seni Seviyorum Hedi” de esaslı filmlerdendi. Normalde de sıkı bir seyirciyim. CHP Beyoğlu İlçe Örgütü altında Pera ve Beyoğlu Sineması’nın salonları var. Festival filmlerini getirirler. Herkes partiye gittiğimi sanırken ben sinemaya gidiyorum! (Gülüyor...)

        -İleride film çekmek ister misiniz?

        Film çeker miyim bilmiyorum ama bir tiyatro eserine konu oldum. Tiyatro yazarı Ariel Dorfman, ‘Karanlığın Ötesinden Gelen Sesler’ adlı eserinde benim de başımdan geçen bir hikâyeyi tiyatro oyununda konu etmişti. 20’den fazla ülkede oynandı. Türkiye’de bu sene de sahnelendi.

        -Edebiyata ilginiz var mı?

        Evet, romanları takip etmeye çalışıyorum. En son Orhan Pamuk’un Kırmızı Saçlı Kadın’ını, Ahmet Ümit’in ‘Elveda’sını, Yavuz Ekinci’nin ‘Günün Birinde’ adlı romanını okudum.

        SEZGİN TANRIKULU HAKKINDA BİLMENİZ GEREKEN 10 ŞEY

        1- Diyarbakır Lice doğumlu. Babası Köy Enstitülü öğretmenmiş ama annesi okula hiç gitmemiş.

        2- İstanbul Üniversitesi’nde hukuk okumuş, insan hakları hukuku üzerine doktora yapmış.

        3- 25 yıl avukatlık ve Diyarbakır Baro Başkanlığı yapmış. 2010’da CHP’ye katılmış.

        4- 3 çocuğu var. Büyük oğlu Mitan Alican 26 yaşında. Kuzenleriyle kafe ve yemek işiyle uğraşıyor. Aynı zamanda mimarlık okuyor. Kızı Hazal 23 yaşında. Bilgi Üniversitesi’nde hukuk okudu ama avukat değil pastacı olmak istiyor. Küçük oğlu Baran 17 yaşında. Robert Koleji’nde okuyor.

        5- “Yemek yapmam ama güzel yemek yerim” diyor. İstanbul’da en sevdiği lokantalar Beyoğlu’ndaki Şahin Lokantası, Harbiye’de Hanımeli ve Paçacı Hasan...

        6- En sevdiği yemek annesinin yaptığı düzme; patlıcan ve köfte içeriyor.

        7- Sinemaya olduğu kadar müziğe de meraklı. Miles Davis, Ciwan Haco hayranı. “İstanbul Müzik Festivali’nde de seçeceğim konserlere gitmeye çalışacağım” diyor.

        8- Fenerbahçe ve Amedspor’u tutuyor.

        9- En sevdiği dizi House of Cards. “Dizideki sahtekârlıkları öğrenip Türkiye siyasetini anlamaya çalışıyorum” diyor.

        10- 45 yıldır aynı berbere tıraş oluyor. Takım elbiselerini özel olarak diktiriyor. Telefonunda 10 ayrı terzinin numarası kayıtlı!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ