Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargı 'Balyoz'da kumpas' davası ertelendi

        İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 'Balyoz'da kumpas' davası, ilk duruşmasının ardından 23 Kasım 2016 tarihine ertelendi. Mehmet Baransu'nun tutukluluk halinin devamına, Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur'un duruşmalara katılma zorunluluğu olmadan yargılanmasına karar verildi.

        Taraf Gazetesi çalışanları hakkında hazırlanan iddianameyle Mehmet Baransu'nun İstanbul 1. Ordu Karargahı'ndan temin edilen belgeleri Tuncay Opçin'in para vermesi üzerine alarak, Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur aracılığıyla Taraf Gazetesi'nde yayınlanmasını sağladığı iddiaları üzerine başlayan yargı sürecinin ardından ilk duruşma bugün yapıldı.

        13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, iddianamenin okunmasının ardından duruşmaya tutuklu olarak katılan Mehmet Baransu ile tutuksuz olarak katılan Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur'un savunmaları alındı.

        "EGEMEN HAREKAT PLANI'NI BEN TEMİN ETMEDİM"

        İlk olarak Yasemin Çongar yazılı savunmasını yaptı. Savunmasını okuyan Çongar, şu ifadeleri kullandı:

        "Ben Egemen Harekat Planı adlı belgeyi 2010 yılında temin etmedim. 2010 yılında Taraf Gazetesi, Tük Silahlı Kuvvetleri'ndeki bir grubun 2003 yılında bir darbe hazırlığı içinde olduğunu düşündüren belgelere dayalı haberler yaptı. O haberlerin esas aldığı belgeler, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yapılmaması gereken bir faaliyete, seçimle işbaşına gelmiş olan AK Parti hükümetinin devrilmesi için zemin oluşturarak yerine atanmış bir mutabakat hükümetinin kurulmasına dönük hazırlıklara işaret ediyordu."

        "O BELGELERE İNANDIM"

        Balyoz'da kumpas davasında ilk kez hakim karşısına çıkan sanık Ahmet Altan ise, savunmasında Egemen Harekat Planı adlı belgeyi hiç görmediklerini iddia ederek, "Mehmet Baransu, 'Bir darbe hazırlanmış, bilgi aldım' dedi. Ben de belgeleri varsa getir dedim. Baransu 4 adet CD getirdi. Bunlar bilgi işlemde kağıda döküldükten sonra okuduk. Bu seminer yapılırken bu senaryonun oynanması yasaklanmıştı. Çetin Doğan ve ekibi bu senaryoyu oynadılar. Balyoz konuşmaları dinlerseniz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın o dönem dediği gibi inanmakta zorlanırsınız. Balyoz'u konuşalım. O generallerin neler söylediklerini bir görün. Ben Mehmet Baransu'ya hiçbir zaman kaynağını sormadım. Benim için kaynağı değil, belgesi önemliydi. O belgeleri inandım bastım. Bir hazırlık yaptıklarına bugün de inanıyorum" ifadelerini kullandı.

        "BALYOZ DAVASINDAN MAĞDUR OLAN HERKESTEN ÖZÜR DİLERİM"

        Altan'ın ardından yazılı savunmasını hakim karşısında okuyan gazeteci Yıldıray Oğur, 19 Ocak 2010 günü Baransu'nun bavul değil, 3 adet DVD ve CD getirdiğini söyleyerek, "Bu ses kayıtlarının bir savaş oyunu olduğunu düşünmemiz mümkün değildi. Gerçek siyasi faktörlerin isimleri referans veriliyordu. Bunun devlet sırrı olduğu düşünülemezdi. Biz de planlara bakarak darbe planı olduğuna ikna olduk" dedi.

        Oğur, habere ortak olmaktan çok dayanışma için imza attıklarını öne sürerek, "Tuncay Opçin'le tanıştığımda Aktüel Dergisi'nde çalışan bir gazeteciydi. Örgüt üyesi olduğunu düşünmem mümkün değildi" dedi.

        O dönem Taraf Gazetesi'nin kimsenin yapamadığı haberleri yaptığını savunan Oğur, "6 yıldır Tuncay Opçin'le görüşmedim. Aynı davada yargılanmak benim için utançtır. Gezi'den sonra vakit varken ayrıldım gazeteden" diye konuştu.

        Yıldıray Oğur konuşmasının devamında, "2010 yılında bu örgütün propagandasını yapmak kapısı aralanırsa dışarıda çok az kişi kalır" diyerek, "Keşke sadece seminer kayıtlarından yapsaydık, mağduriyetler yaşanmasaydı. Mağdur olan herkesten gazetecilik dışında bir kastım olmadığını söyleyerek haklarını helal etmelerini istiyorum. Balyoz davasında mağdur olan herkesten özür dilerim. Umarım bu kumpası kuranların yargılandığı bir yargılanma olur. Kötü gazetecilik Ağır Ceza'da 52 yılla yargılanmaz. Üzerime atılı işlemediğim diğer suçlardan beraatimi isterim" şeklinde savunma yaptı.

        "BANA KUMPAS KURULDU"

        Mehmet Baransu ise, hakkındaki iddialarla ilgili savunmasının alınmadan iddianamenin hazırlanmasına tepki göstererek, "Biz o belgeleri yayınlamasaydık askeri vesayeti bitiremezdiniz. Eşimin hakkımdaki iddiaları yalan. Ben kimseden para almadım. Ben MİT TIR'larını durduran askeri yazdım. Kimse üzerine gitmedi. O zaman gidilseydi böyle olmazdı. Ben FETÖ üyesi isem neden aynı örgüt üyesi birini deşifre edeyim. Ben gazeteciyim. Bana kumpas kuruldu. Balyoz belgeleri bana CD içinde geldi. Yayınladık bunları. Sonra bavul geldi, hiç ellemeden savcıya verdim" dedi.

        Sanıkların savunmalarının alınmasının ardından 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen 'Balyoz'da kumpas davası', 23 Kasım 2016 tarihine ertelendi. Mehmet Baransu'nun tutukluluk halinin devamına, Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur'un duruşmalara katılma zorunluluğu olmadan yargılanmasına karar verildi.

        İDDİANAMEDEN

        Yargılananların beraatiyle sonuçlanan "Balyoz Planı" davası sanıklarına ''kumpas'' kurulduğu iddiasına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yürütülen soruşturma sonucunda, "Balyoz" soruşturmasına gerekçe gösterilen belgelerin yayımlandığı dönemin Taraf gazetesi sorumluları ile gazeteciler hakkında iddianame hazırlandı.

        İddianamede, Balyoz Planı davasında bir süre tutuklu yargılanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Koramiral Kadir Sağdıç, emekli Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu, Albay Nedim Ulusan ile emekli albaylar Ahmet Zeki Üçok ve Hakan Büyük müşteki, Genelkurmay Başkanlığı da müşteki kurum olarak yer aldı.

        Soruşturma konusu gizli belgelerin, çok iyi korunan 1. Ordu Karargahı kozmik odasından, örgütün TSK'da bulunan üyeleri tarafından, hakkında yakalama kararı bulunan sanık Tuncay Opçin'e verildiği belirtilen iddianamede, Tuncay Opçin ve Mehmet Baransu'nun gizli görüştükleri, Taraf gazetesine teslim edilen DVD ve CD'lerin Opçin tarafından Baransu'ya getirildiği kaydedildi.

        İddianamede, Opçin ve Baransu'nun, TSK'da bulunan örgüt üyesi marifetiyle 1.Ordu Karargahı'nda bulunan "çok gizli" ibareli, yüksek korunmaya tabi belgeleri ele geçirip örgütün amacı doğrultusunda kullanmaya çalıştıkları, bu amaçla Baransu'nun çalıştığı gazeteyi kullanarak faaliyetlerini yürüttüğü, devletin güvenliğine ilişkin "çok gizli" içerikli bilgilere vakıf olduğu ve hatta belgelerin orijinallerini imha ettiği anlatılarak, bu sanıkların belgeleri Ahmet Altan, Yasemin Çongar, ve Yıldıray Oğur aracılığıyla Taraf gazetesinde yayımlanmasını sağladıkları aktarıldı.

        Sanıkların Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) amacı doğrultusunda basında yapılandıkları dile getirilen iddianamede, Altan, Çongar ve Oğur'un, FETÖ/PDY üyesi olmamakla birlikte Opçin ve Baransu'nun teşvik ve yönlendirmeleriyle eylemlere katıldıkları, eylemlerin devlet kurumlarında yapılanan bu örgütün amacının gerçekleştirilmesine yönelik olduğu vurgulandı.

        İddianamede, Baransu ile Opçin'in, "silahlı örgüt kurmak, yönetmek, zincirleme şekilde devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme dışında kullanma, hile ile alma, çalma, zincirleme şekilde devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak" suçlarından 35 yıldan 75'er yıla kadar hapisle cezalandırılması, dönemin Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar ve köşe yazarı Yıldıray Oğur’un da "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme dışında kullanma, hile ile alma, çalma, zincirleme şekilde devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak" suçlarından 20 yıldan 52 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.

        DHA - AA - İHA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ