Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Erdoğan: 'Arazide de masada da olacağız' diyorsak sebebi var

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi'ndeki 2016-2017 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

        5 ÜNİVERSİTEYE 'BÖLGESEL KALKINMA' TEŞVİKİ

        2006'da kurulan 40 üniversitemiz arasından seçilen 5 yükseköğretim kurumumuz bölgesel kalkınma için ihtiyaç duyulan alanlarda özel olarak teşvik edilecek ve desteklenecek. Burada 5 üniversitemizi ve desteklenecekleri alanları açıklıyorum. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi hayvancılık alanında, Düzce Üniversitesi sağlık ve çevre alanında, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi tarım ve jeotermal alanında, Bingöl Üniversitesi tarım havza bazlı kalkınma alanında, Uşak Üniversitesi tekstil, dericilik, seramik alanında Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması Projesi'nin pilot yükseköğretim kurumları olarak belirlenmiştir.

        "REKTÖR ATAMALARINDA USÜL DEĞİŞMELİ"

        Görünüşte demokratik olan rektörlük seçimleri üniversitelerde gruplaşmaları, hizipleşmeleri, kırgınlıkları artıran bir işleve bürünmüştür. Üniversite içinde zaten çok yıkıcı bir şekilde yaşanan bu süreç YÖK'ün ve cumhurbaşkanının takdiriyle daha da sıkıntılı bir boyut almaktadır. Bunun için rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır diye düşünüyorum.

        "MİSAKI MİLLİ'Yİ ANLARSAK..."

        Suriye ve Irak'ta olanları yaşarken, yeni nesil bir şeyi çok iyi bilmeli. Acaba Misak-ı Milli nedir? Bunu çok iyi bilmemiz lazım. Eğer Misak-ı Milli'yi kavrarsak, anlarsak Suriye'deki sorumluluğumuzun, Irak'taki sorumluluğumuzun ne olduğunu anlarız.

        "MUSUL'DA ARAZİYE YÖNELİK HAZIRLIĞIMIZ SÜRÜYOR"

        Eğer bugün 'Musul üzerinde bizim sorumluluğumuz var, onun için hem masada hem de arazide olacağız' diyorsak, bunun bir sebebi var. Bunu durup dururken söylemiyoruz, 'dostlar alışverişte görsün' diye de söylemiyoruz. Onbinlerce kilometre mesafeden çıkıp geleceksin, o senin için bir hak olacak, neymiş, Bağdat çağırıyormuş. Tamam da bu benim 350 kilometre sınırım, her an tehdit var. Benim burada tarihi sorumluluğum, mesuliyetim var ve biz burada olacağız. Hem arazide olacağız hem de masada olacağız. Bütün diplomatik görüşmeler, şunlar bunlar bir taraftan yürüyor, yapılıyor. Diğer taraftan da da araziye yönelik hazırlıklar da devam ediyor.

        "EL BAB'A DOĞRU YÜRÜYORUZ"

        14 yaşında bir çocuğun üzerine bombayı bağladılar, Gaziantep'te bir kına merasimine çocuğu gönderdiler ve çocuğu canlı bomba olarak patlattılar. 56 vatandaşımız, kardeşimiz şehit oldu. Bunların hepsi de akraba. 100'e yakın vatandaşımız da yaralandı. Hastaneye ziyarete gittiğimde 6 yaşında çocuk ayağının koptuğunun hala farkında değil. Dedik 'artık bitti bu iş, artık gireceğiz.' Hazırlıklarımız vardı, Özgür Suriye Ordusuyla beraber Cerablus'a topraklarımızdan soktuk, arkasından da kendi özel kuvvetlerimizi Cerablus'a soktuk ve DEAŞ'ı süratle Cerablus'tan attık. Arkasından Rai'ye girdik, oradan da DEAŞ'ı böylece kovmuş olduk. Yerine kendi vatandaşlarımızı oraya sokmadık, ya, Cerablus halkını Cerablus'a yerleştirdik. Rai halkını Rai'ye yerleştirdik. Şimdi de malum örgüt DEAŞ, Dabık ile ilgili çok değişik şeyler söylüyor. Tabii Dabık, bizim tarihimizde de farklı bir konumda, malum Mercidabık. Biz, 'Dabık'a ineceğiz' dedik ve indik. DEAŞ orada dayanmaya gayret etti, çok fazla dayanamadı ve orayı da terk edip gitti, şimdi El Bab'a doğru yürüyoruz, oraya da ineceğiz.

        "KARDEŞLERİMİZİ BİRİLERİNE YEDİRTMEK İSTEMİYORUZ"

        Bizim ne Suriye'nin ne Irak'ın topraklarında gözümüz yok. Bize 780 bin kilometrekarelik bu vatan topraklarımız evvelallah yeter. Yeter ki kimsenin bizim vatan topraklarımızda gözü olmasın. Irak'ta biz şu anda yürütülmekte olan bu mezhep çatışmalarına kesinlikle taraf olmak istemiyoruz ama oradaki Sünni Arap kardeşlerimizi, Türkmen kardeşlerimizi de birilerine yedirtmek istemiyoruz.

        "TABANINDA İBADET DİYORDUM AMA..."

        Her kim PKK'yı, 'Kürt kardeşlerimizin haklarını savunan bir örgüt' olarak görüyorsa onun aklından, izanından şüphe ederim. Her kim FETÖ'yü, 'Kendi halinde insanların oluşturduğu bir hizmet hareketi' olarak değerlendiriyorsa onun sadece izanından değil, niyetinden de şüphe ederim. İyi niyetliydim; 'Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet' diyordum ama 'Tabanındaki ibadet' de artık zedelenmeye başladı. Artık onu da söyleyemiyorum. Niye? Bu kadar gerçekler olduktan sonra o taban hesap soramıyorsa kusura bakmasınlar. Her kim DEAŞ'ı bölgenin kendi dinamiklerinin ürünü olarak ifade ediyorsa ya hiçbir şey bilmiyor ya da derdi başka.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ