Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan: Putin YPG'ye sıcak bakmıyor

        Cuma günü diplomasi ve dostluğun ısıttığı Moskova’da hava, muhtemelen İstanbul’dan ılıktı. Ticaretten turizme, savunma sanayiinden Suriye’ye iki ülkenin uzlaştığı başlıklar artarken, Moskova zirvesi uçak krizinin son izlerini de sildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile 2.5 saatlik görüşmeyi ve diğer temasları değerlendirerek söze başladı...

        “Rusya Federasyonu ile Üst Düzey İşbirliği Konseyi toplantımızın 6’ncısını gerçekleştirdik. Ekonomik ilişkilerimizde 38 milyar dolara çıkmıştık. Malum olaydan sonra 17 milyar dolara kadar düştü. Şimdi kararlılıkla yeniden 100 milyar dolar hedefimize yönelik adımlar atmaya başlayacağız. Rusya’nın bazı ekonomik talepleri var, bizim de ağırlıklı olarak tarım ürünleri için taleplerimiz var. Çoğunda mutabakata vardık. Özellikle üzerinde durduğumuz konu turizm. Kısmen tereddüt ettikleri şey güvenlik konusu. Bizim için vatandaşımızın güvenliği ne kadar önemliyse, ülkemize gelecek turistlerin güvenliği de aynı derecede önemlidir. Bunun için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, devam edeceğiz.”

        ‘NATO ÜYELİĞİ BAĞIMSIZLIĞIMIZ OLMADIĞI ANLAMINA GELMEZ’

        “Savunma sanayiinde de çalışmalarımız var. ABD, Fransa, Çin ve Rusya bazı teklifler vermişlerdi. O zamanlar en yüksek teklif Rusya’dandı fakat çok daha aşağı çekti. Bir an önce sonuca vardırma gayretindeyiz. NATO konseptini gündeme getirerek itiraz edenler de var. Bu doğru bir yaklaşım değil. Yunanistan da Rusya’nın füzelerini kullanıyor. ‘Yunanistan onları envanterden çıkaracak’ diyenler de var. Çıkarır veya çıkarmaz. Herkes kendi savunma anlayışını oluşturabilir. NATO içinde bu imkânları sağlayamıyorsak başımızın çaresine bakmak durumundayız. Kaldı ki işin farklı boyutları da var. Suriye’de, NATO’da müttefiklerimiz olan ülkelerin silahlarını maalesef teröristlerin ellerinde gördük. Bunlar hafif silahlar da değil, ağır silahlar. Irak’ta da aynı şekilde... Tabii ki tedbirlerimizi alacağız. NATO üyesi olmamız bağımsızlığımızın olmaması anlamına gelmez. NATO üyesi olmakta birlikte, Rusya ile de pekâlâ belirli çalışmalarımız olabilir.”

        ‘TÜRKİYE, ABD, RUSYA BERABER ÇALIŞABİLİR’

        “Suriye’de, Cerablus, Rai, Dabık ve Bab’da insani yardımlarda işbirliğine girmemiz gerektiğini ifade ettik. Buna şüphesiz ABD ve koalisyon güçlerinin katılması isabetli olacaktır. Hatta Astana sürecinde bulunması hasebiyle İran’ın da farklı bir ülke olarak çalışmaların içinde olmasında fayda var. Bu kan ve ateş bir an önce dursun istiyoruz. Münbiç’te koalisyon güçlerinin desteğini yanımıza alabilirsek, Rusya da bu işe dahil olarak PYD ve YPG oradan pekâlâ çıkarılabilir. Münbiç’e Münbiç halkının yerleşmesi gerektiğini anlattık.

        Putin, Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduklarını dile getiriyor. Silahlı terör örgütlerine karşı olduğunu, özellikle de Türkiye’ye karşı böyle bir şeyi onaylamayacaklarını vurguladı. Rakka dahil DEAŞ’la mücadelede de beraber çalışabileceğimizi düşünüyoruz. Türkiye, ABD ve Rusya genelkurmay başkanlarının yaptığı çalışmalar bunun altyapısını oluşturabilir.”

        ‘PUTİN YPG’YE SICAK BAKMIYOR’

        - ABD’nin YPG tutumu ortada. Rus askerlerinin de YPG arması taşıdığını gördük. Putin ile görüşmede YPG konusunda bir ilerleme sağlandı mı?

        ‘Biz terör örgütlerinin yanında size karşı yer almayız’ diyorlar. Ayrıca Müslüman Çeçen askerlerden iki taburu Suriye’ye gönderdiklerini de anlattılar. ‘Suriye halkının Müslüman olmayanlara tavrı farklı olabilir. Onun için bu iki taburu gönderdik’ dediler. Biri Halep’te, diğeri Şam civarında. Nitekim Halep’teki tahliyede onlardan istifade ettiklerini aktardılar. ‘Bu taburlar daha ziyade oradaki Sünnilerin korunması amacıyla gönderildi’ dediler. Putin, YPG’ye sıcak bakmadığını söyledi. Suriye’de ayrı bir devlet kurulmasını kesinlikle tasvip etmediğini de söyledi. ‘Sizinle aynı düşüncedeyiz’ dedi.

        - Münbiç’teki manzara, koyduğunuz prensiplerle de çok örtüşmüyor gibi; ABD ve Rusya YPG’yi destekliyor görüntüsü var? Fiili durumu nasıl değerlendirirsiniz?

        Münbiç’te bizim aldığımız, rejim ve Rusya’nın müşterek aldığı bazı köyler var. Oranın halkı merkeze yavaş yavaş yerleşmeye başladı. Zaten YPG ve PYD’nin büyük kitle olarak girmesi mümkün değil. Öyle bir sayısı yok. Münbiç büyük yer. Oranın güvenliği sağlandığı anda Münbiç halkı yerleşir. Baştan beri istediğimiz YPG’nin Fırat’ın doğusuna gitmesiydi. Obama YPG ile ilgili sözünü tutmadı. Bu iş koalisyon güçleriyle yürütülürse Münbiç DEAŞ’tan ve YPG’den temizlenir.

        - Özellikle üzerinde durduğunuz YPG temsilciliğinin kapatılması konusunda Rusya ile ilerleme kaydedildi mi?

        Hayır, bir ilerleme oldu diyemem. Konuyu takip edeceğini söyledi.

        RUSYA’YA BEYAZ ET ÖNERİSİ

        - Ekonomik olarak karşılıklı talepler olduğunu söylediniz. Özellikle yaş sebze-meyve ihraç edenler merakta...

        Henüz arzuladığımız noktada değiliz. Bu nedenle özellikle yaş sebze-meyve konusu üzerinde önemle durduk. Yaptırımların bütünüyle kaldırılmasında ısrar ettik. Binali Bey ile Medvedev’in görüşmesinde dile getirilen tutar tabii düşük; 19 milyon dolarlık bir şey. Asıl hedefimiz, geçmişteki noktayı yakalamak. Özellikle domates ve salatalık, üzerinde ısrarla durduğumuz ürünler. Onlardan kırmızı et ithal etmemizi istiyorlar. ‘İhtiyacımız yok, ama ihtiyaç olursa sizi tercih edebiliriz’ dedik. ‘Biz size beyaz et verebiliriz. İhtiyacınızı karşılamada ciddi rol oynayabiliriz’ önerisinde bulunduk.

        - Ortak yatırım fonu konusunda gelişme oldu mu?

        Ortak yatırım fonuna biz de onlar da 500’er milyon dolar koyuyor; 1 milyar dolarlık yatırım fonu oluşturuyoruz. Milli parayla bunu devreye sokarak çalışmayı başlatacağız. Ruble ve TL ile çalışmak hem bu varlık fonunu güçlendirecek, hem de kur baskısından koruyacaktır. İthalat ve ihracatta firmaların milli para kullanmaya başlaması için merkez bankalarımıza talimat verdik.

        AKKUYU YIL SONUNA VARMADAN BAŞLAYACAK

        Erdoğan, enerji alanındaki temaslara ilişkin de şunları söyledi: “Türk Akımı’nda malum, tüm adımlar atıldı. Artık resmiyet kesbetti. Teknik kadrolarımız, Türk Akımı’nın nereden, nasıl geçeceği noktasındaki çalışmaları Enerji Bakanlığı’mızın riyasetinde yürütüyor. Akkuyu Nükleer Santralı’yla ilgili nihai kararlar da mayısta netleşecek. 259 elemanın eğitimi Moskova’da devam ediyor. Bu yılın sonuna varmadan Akkuyu ile ilgili çalışmalarımızı başlatmış olacağız.”

        ‘BURADAN ONLARA EKMEK ÇIKMAZ’

        -Bakanların konuşmalarının engellenmesi de dahil, Avrupa’nın Türkiye’ye karşı son dönemde tırmandırdığı kampanyanın perde arkasında ne var?

        Bahsettiğiniz o kampanya olayının başta Almanya ve Hollanda’daki seçimlerle ilgili olduğunu düşünüyorum. Bu tabii ki yanlış. Kendilerini beklenti içine sokuyorlar, ama buradan onlara ekmek çıkmaz. Yanlış oynuyorlar. Başka bir zihniyet aslında hortluyor. Türkiye’nin ayağa kalkışı, ekonomik güç depolaması bazılarını rahatsız ediyor. ‘Kredi derecelendirme kuruluşlarıyla vuruyoruz olmuyor, kredi açmayın diyoruz olmuyor’ diyenler var. Ne yaparlarsa yapsınlar, kapı bir yerden açılıyor. Bunlar şunu gösteriyor: Türkiye güvenli liman. Ama hâlâ anlayamayanlar var. Çok değerli bir hocamız şöyle derdi: ‘Para, civa gibidir, uygun bulduğu yere kaçar’... Fakat yerli sermayeden bile ne yazık ki o dalgaya kapılanlar oldu. Halbuki ilk yatırımı yapması gerekenler onlar. Yastığınızın altındaki parayı TL’ye çevirin diyorum. Yerli sermaye rahatsız oluyor. Yahu niye rahatsız oluyorsun? Asıl onların başlatması lazım. Bir başlatsalar iş kendiliğinden yola girecek.

        - Almanya Anayasa Mahkemesi’nin bir kararı var; yabancı ülkelerden gelen siyasetçilerin ülkede propaganda yapamayacağına dair. ‘Federal hükümetin izni gerekir’ deniyor...

        Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel en son (Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüşmesinde), ‘Cumhurbaşkanı buraya gelmek istiyorsa Hannover yakınında 16 bin kişilik salon var’ demiş. Şu an Almanya bu işin önünü açtı. Hollanda daha katı. Seçimden sonra, falan diyorlar. Seviyeyi ne hale getirdiklerini görüyorsunuz.

        ‘NEREDE MÜDAHALE OLMUŞ BİLELİM, MÜDAHALE EDELİM’

        - Muhalefetten Türkiye’de de kimi toplantıların engellendiği veya ertelendiğine dair eleştiriler yükseldi...

        Kimin nesi engellenmiş?

        - Mesela Meral Akşener’in bazı toplantılarından söz edildi...

        Onu engelleme diye nitelemek doğru olmaz. Kendi içlerindeki sıkıntının neticesi. O tür sıkıntıyı kalkıp da yönetime mal etmenin anlamı yoktur. Henüz o problemi bitirmiş değiller. Bunun MHP’nin üst yönetimiyle de alakası yok.

        - ‘Hayır’ diyenlere baskı yapıldığı, müdahale edildiği iddiaları var...

        Nerede olmuş bilelim, biz de onlara müdahale edelim.

        TRUMP’LA GÖRÜŞME

        - Yeni ABD yönetimiyle görüşme referandum sonrasına mı kaldı? Rakka’da gelişme var mı?

        ABD’de, seçimlere 60 gün kala o ülkelerden siyasetçilerle özel görüşme yapmama gibi bir teamülleri olduğunu aktardılar. Görüşmenin halkoylamasından sonraya kalacağı izlenimi edindik. Rakka konusunda genelkurmay başkanları irtibat halinde. Münbiç ve Rakka’nın müşterek ele alınması gerek.

        ‘EVET OYLARI TIRMANIŞTA, MEYDANLAR GÖSTERİYOR’

        - ‘Hayır Cephesi’ her geçen gün daha yüksek oranlar veriyor. Elinizdeki son rakamlar ne gösteriyor? MHP ile organizasyon konusunda karar var mı?

        Anketlerle alakalı, şu anda sonuçlar henüz çok sağlıklı olmamakla birlikte ‘Evet’ oylarının tırmanışta olduğunu söyleyebilirim. Meydanlar artış olduğunu gösteriyor. Konu anlaşıldıkça daha da artış olacak. Meydanların dilini çok önemserim. Meydanları görünce, tırmanışın devam ettiğini görüyorum. Meydanlarda daha çok kalacağız. Cumartesi İstanbul’un üç ilçesinin ardından pazar günü Kocaeli mitingim var. Başbakan ve bakan arkadaşların çalışmaları var. Devlet Bahçeli ilk etapta 9 ilde yapacak. ‘Evet’ oyu vereceklerine dair BBP de açıklama yaptı. Bütün mesele konuyu iyi anlamakta. Biz bu 18 maddeye neden geldik? Parlamenter sistem dertlere deva olsaydı bugünlere gelmezdik. Bütün darbeleri parlamenter sistemde yaşadık. Bu demek değildir ki başkanlık sisteminde buna benzer şeyler asla olmaz. Önemli olan hangi sistemde bu ihtimalin daha az olduğu. En gelişmiş ülkelere baktığımızda, ağırlıklı olarak başkanlık sistemiyle yönetildiklerini görüyoruz. Bu, ülkemizin geleneksel yapısına da uygun. Referandum yaklaştıkça ‘Evet’ de artacaktır. Çok fazla kararsız olduğu kanaatinde değilim. Meydanlarda görülen bu...

        Kaldı ki kimin ‘Hayır’ dediğine de bakmak lazım. Kim diyor? Kandil, ‘Hayır’ diyor; bölücü terör örgütünün başındakiler ‘Hayır’ diyor. Ona destek verenlerin kim olduğu belli. Kişi sevdikleriyle beraberdir. Kandil’dekileri seviyorsan onlarla berabersin. Düşünün, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yapıyoruz, adamlar onu dinamitlemek için gidiyorlar denizden... Bu köprüyü yaptık bitirdik. Osman Gazi, Avrasya, Marmaray öyle. 18 Mart’ın temelini atacağız... Bunlar bizim dünyada marka yatırımlarımız. Ekonomisi battı, bitti denilen bir ülkede cebimizden para harcamadan yaptırıyoruz bunu, bu kadar hızlı yürütüyoruz.

        - Muhalefet ‘Hayır’ kazanırsa bir şey değişmeyecek. ‘Evet’ çıkarsa kaos çıkar’ diyor. ‘Hayır’ çıkarsa ne olur?

        ‘Evet’ çıkacağına, Türkiye’nin kazanacağına inanıyorum. Aksi takdirde Türkiye kaybeder. Bu kadar basit. Kasaların fırlatıldığı, memurların işçilerin maaşlarını alamadığı dönemler tekrar yaşanmamalı. Artık zaman kaybı bitmeli. Saydım geçen gün, 50’den bu yana 40 - 50 tane hükümet kurulmuş. Böyle bir ülke olur mu? İngiltere’de, Fransa’da böyle bir şey yok.

        - Bazı çevreler çeşitli bahanelerle referandumun iptal edileceği gibi tezler ortaya attı. Bu söz konusu olabilir mi?

        Kim söylüyor bunu? O tür bir düşünce aklımızın ne yakınından geçmiştir, ne de uzağından! Ben ‘Evet Cephesi’ndeyim. ‘Evet’ diyenler olarak hepimiz, meydanlarda, televizyon ekranlarında halkımızla bütünleşmenin gayretindeyiz. Tamamen bu işe odaklanmış durumdayız.

        - Referandumun ardından seçim olacak mı? ‘Evet’ de, ‘Hayır’ da çıksa 2018’de seçim olur’ diyenler de var...

        Bunlar olmaz değil ama şu anda böyle bir şey yok. Milletvekili seçimi 2019 Kasım’ında. Cumhurbaşkanlığı seçimi de kasıma alındı. Amacımız ne? Seçimleri ilan edilen zamanlarda yapalım. 15 yıllık dönemde erken seçime gitmedik, bir tek o dönemde bir erken seçim yaptık. Erken seçim faturadır, niye millete bunu kestirelim. İstikrar ve güvenden kopmayacağız. Bunu kaybettiğimiz zaman ülke kaybeder.

        ‘YARGI GEREKENİ YAPACAKTIR’

        - 15 Temmuz’la ilgili yargı süreci acaba ağır mı işliyor? Marmaris’teki davada Cumhurbaşkanı’nı öldürmeye gelen FETÖ’cüler yakalandı. Ama hâlâ dava sürüncemede. Daha hızlı olunması gerekmez mi?

        İddianameler hazırlandı, yargı süreci bildiğiniz gibi devam ediyor. Yargı gerekeni yapacaktır. Ama öteden beri biz ne diyoruz? Gecikmiş adalet adalet değildir...

        ‘AY SONU VALİLERDEN İSTİHDAM RAKAMLARINI İSTEYECEĞİM’

        - İstihdam seferberliğini TOBB nezdinde başlatmıştınız. İlk etapta iyi yönetildi. Şu an son durumu nasıl? Geri adım atma eğilimleri var mı?

        Ben bunların takibini valilere verdim. Valilerden ay sonu itibarıyla rakamları isteyeceğim. ‘Neticeyi getirin bakalım’ diyeceğim.

        - İlan edecek misiniz?

        Tabii. Ciddi bir ekonomik savaş var. 1-6 Mart tarihleri arasında 413 bin 444 artı istihdam sağlanmış. 1.5 milyonu yakalayalım; hele hele şimdi bir de mevsimlik geliyor...

        Selçuk TEPELİ / GAZETE HABERTÜRK

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ