Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Oylarını kime verecekler?

        Taa vaktiyle annenizin anneannesi göç etmiş olsa dahi o köyde hangi saatte, kimi, nerede bulacağınızı bilirsiniz. Biz de Safranbolu'nun en ünlü köyü Yörük'e vardığımızda biliyorduk milleti nerede bulacağımızı... Tabii ki Çakal Hasan'ın tarlasında... Konu komşu hepsi orada...

        Ama şimdi siz fotoğrafa bakıp diyeceksiniz ki, o köydekilerin hepsi kadın mı? Bir kere en güzel konuşanları kadın, bu bir... İlk kadın milletvekillerimizden biri Yörük'ten çıkmış, bu da iki. Ayrıca kadınlara sorarsanız üçüncü yanıtı da hemen alabilirsiniz; epeycesi "Biz beyleri mezara gönderdukkkk" diyor. Ama tabii o kadar değil, kahvede oturanları da bol miktarda.

        Şimdi buranın bu tatlı kadınları ve güzel evleri kadar önemli bir özelliği daha var: 1980'den bu yana kaç seçim yapıldıysa Safranbolu'dan çıkanla Türkiye'den çıkan sonuçlar aynı. Safranbolu insanı Türkiye genelinin kaygılarını, sevinçlerini, itirazlarını ya da sessizce kabul ettiklerini aynen üzerinde taşıyor. Üç partiyi seçerse üç partili koalisyon oluyor; tek bir partiyi seçerse tek partili iktidar...

        O yüzden biz büyük bir merakla gittik Yörük'e... O parti il merkezlerinin afişlerinden, sloganlarından, Ankara'nın gizli senaryolarından, İstanbul'un tozundan dumanından uzakta millet acaba neler konuşuyor diye... Ortaya lafı atıp kenara çekildik ve bakın neler dinledik:

        - Ben daha düşünmedim...

        - Ben de...

        - Benim için AKP olmasın da kim olursa olsun...

        - Niye öyle deyonn şimdiii?

        - Askere laf eden adamdan hayır mı gelir?

        - Aman asgerin içinde de uğursuzu çok beeee...

        - Atatürk'e de laf ediyor...

        - Atatürk'ü hepimiz severük canımmm... O bir tane...

        - Amannn, artık Atatürk'e laf etmeyen mü galdu, sen de ne bilmeyon gibi...

        - Ya ben anlamıyorum, burası yobaz köyü değildi...

        - Hiç değüldürrrr... (Bu bölüm hep bir ağızdan)

        - Biz nerede kapanacağğğmuzu bilirikkkk... Kapanacak yer va, kapanmuyacak yer vaaaa...

        - Ee o zaman niye buradan AKP çıktı geçen seçim ben anlamadım yaaaa...

        - Yok valla biz vermedik, bizimki Ecevit'eydi...

        - Doğru deyon, hem Ecevit bizi gezdirmişti...

        - Gız Ecevit mi bizi gezdirdi (hep birlikte gülüşmeler), DSP gezdirmişti...

        - Erbakancılar altın verdi deyolarrrr duydun muuuu?

        - Yok beeee, ben görmedim...

        - Benim aklımda bir Mesut Yılmaz kaldıydı, ama o da yok şimdi...

        - Neydi bir hoca vardı ya CHP'de (Yaşar Nuri Öztürk), ben ona vereceğim valla...

        - Bak ben sa'a diiiim niye AKP çıkıyor?.. Millet şubat krizinden sonra aklını oynattuydu ya... O zaman yeni bir parti diye ümitlenduyduk...

        - Ben bir şey diiiim mi; o vakit gendu bile şaşırmıştı AKP'nunnn... Biz nasıl aldık bu oyu deyyuuu...

        - Buradan benim oğlum göç edeyo mu başka yere... Ha işte... Ben o'a bakaruunn...

        - Valla bu gada terör va'ken... O da bizim için çok önemli... (Topluca 'çok önemliii" sesleri)

        - Ben yine de AKP'ye vereceğim... Eskisini sürdürmekte yarar vardır...

        - Zaten daha iyisi kimmiş bir desene ba'a...

        - Eşit verin anam oyunuzu biraz... Baykal'a da verin, MHP'ye de verin... Biri güçlü çıkınca başımıza aslan kesileyolaaaa...

        - ÖSS'yi kaldıracağız diyorlar, hiçbirine inanmıyorum. Kimi seçeceğimi hâlâ bilmiyorum.

        - Valla son anda karar vereceğiz herhalde...

        - Ben bu gece bi düşüneceğim gızzz...

        Bu fikir teatisi daha bitmez... Her kafadan ayrı bir ses... Her itiraza karşılık başka bir itiraz. Yani tam Türkiye! Henüz çoğu kararsız... Hemen hepsi memnuniyetsiz... Seçim havasından uzak... Hatta artık biraz bıkmış... Ve galiba hareketi özlemiş... Sanki yine renkli bir Meclis seçecekler gibi...

        TAHMİN: Şimdi gelelim parti afişlerinin, aday posterlerinin, lider mitinglerinin dünyasına... Karabük'ün merkezindeki esnaftan, yerel gazetecilerden, mitingcilerden dinlediğimiz ve okuduklarımız kadarıyla... Üzerine bir de kanaat önderleri Safranboluluları da ekleyince... Bizim tahminimiz 1CHP+1AKP+1MHP= Karabük!

        Köylü AKP'ye fazla kızgın

        297 kooperatifin temsilcilerinin toplantısına rastladık. Köylüler, 'İcradaki dosya sayısı katlandı, tüp 15'ten 38'e çıktı' diyor

        Kastamonu'da öyle bir toplantıya denk geldik ki, bu kadarını arasak bulamazdık. Tam 297 kooperatifin temsilcileri toplanmış "Ne olacak bu memleketin hali" diye tartışıyor. Böyle bir tesadüf bir seçim yazısı için düşeş gibi bir şey... Ama daha iyisi de var; o da köylüler... Nasıl can alıcı örnekler buluyorlar, nasıl güzel anlatıyorlar, bir okuyun da görün:

        - 2004'te Kastamonu'da iki icra müdürlüğü ve yaklaşık 30 bin dosya vardı. Şu anda dosya sayısı 60 bin, müdürlük de üç tane.

        - Öyle bir geçim derdine düştük ki, artık herkes kahvelerde kapıya sırtını dönerek oturuyor; artık Kastamonu'da çay ısmarlayan kalmadı.

        Sümerbank ve SEKA fabrikaları...

        - Biz bilinçli köylüyüz. Tepeden inme aday sevmeyiz. Genel seçimlerde başka partiye oy veririz, yerel seçimlerde başkasına... Çünkü biz partiye değil, adaylara bakarız.

        - Başbakan gelecekmiş, burada açılış yapacakmış. Ee ama onları zaten geçen sefer açmıştı. Ha tabii şimdi pastane, çayhane açacaksa o başka...

        Yalnız sanmayın ki hep Başbakan aleyhine konuşuyorlar... Kızanları daha çok olsa da sevenleri de hiç az değil Başbakan'ın:

        - Bizim yüzde 70'imiz lise altı. Ama, Başbakan da aynı bizim dilimizde konuşuyor. Çok iyi hatip.

        - Aslında AKP'li değildik, ama şimdi çocuklarım da verecek ben de... Çünkü cumhurbaşkanlığı seçiminde o partilerin salona girmemesine çok kızdık. Öyle bir şey yaptılar ki, AKP'nin hatalarını gölgede bıraktılar.

        Gördüğünüz gibi toplantıda herkesin özgürce dile getirdiği bir görüşü var, ama Kastamonu'da meselenin gelip dayandığı esas nokta iki tane:

        - Taşköprü'deki SEKA Kâğıt ve eski Sümerbank kapatıldı; Küre Etibank özelleştirildi, bir Şeker Fabrikası kaldı, o da sallantıda. Teşvik almadığı için hayvancılık da bitti. Yani biz bittik.

        - İstiklal Harbi'nde 1988 şehit verdik. Çanakkale Türküsü'nü biz yaktık. Şerife Bacı bu dağlarda kağnıda mermi taşırken sırtındaki bebesiyle donarak öldü. Milli Mücadele'de yitirdiklerimiz 90 binden fazla. PKK'ya verdiğimiz şehit sayısı ise 190! Aşırı milliyetçi değilizdir, ama şehidimize 'Kelle' diyeni de sevmeyiz.

        TAHMİN: Bir yanda "Taşköprü ve sarmısak fatihi" CHP'li vekil Mehmet Yıldırım, diğer yanda Taşköprü'nün 16 yıllık Belediye Başkanı AKP'li Hasan Altan... Bir yanda iktidar partisinin seçim imkânları, diğer yanda CHP ile DSP'nin tek yumruk olmasının yarattığı hava... Şimdi iş bunlarla kalsa size hemen "Tahminimiz 2 CHP+2 AKP" derdik.

        Ancak bir de MHP var. Seçmen baraj korkusunu atarsa, mutsuz DP teşkilatı da desteklerse bir MHP'li çıkar Kastamonu'dan... Peki MHP o bir vekili kimden götürür? Köylüye bakılırsa kesinlikle AKP'den...

        İkili yarışın laboratuvarı

        Çankırı'da AKP -MHP çekişiyor. AKP önde görünüyor ama 1957'de Menderes'e kızıp 6 vekilini birden CHP'den çıkarmış bir il burası

        Mumcu-Ağar anlaşmazlığının meyvelerinden birini gelip Çankırı'da toplayabilirsiniz. Vatandaşın aklına baraj sorunu düşmese DP'nin 1. sıradaki adayı Tuğrul Sidar mutlaka seçilirmiş.

        Aslında CHP'nin adayı da seçilirmiş, ama Çankırılının ezeli bir CHP alerjisi olduğu için durum ümitsiz. Çankırı'da şu anda en keyiflisi MHP. İki dönem belediye başkanlığı yapmış Ahmet Bukan'ı 1. sıraya koymak çok prim getirmiş.

        Hele bir de ilde daha tanınmış olan 3. sıradaki Şahin Eraslan 2'ye konsaymış MHP buradan kesin iki vekil çıkarırmış.

        AKP'nin bazı dezavantajları var

        1- Vatandaş 2002'de Meclis'e gönderdiği 3 AKP'liden de memnun değil.

        2- Şimdiki ilk iki sıradaki adayı hiç tanımıyorlar. 1'inci sıraya konmuş Nurettin Akman için "fazla Ankaralı", 2'nci sıradaki Suat Kınıklıoğlu için de "fazla yabancı" diyorlar.

        3- AKP'nin 3'üncü sıradaki adayı Tevfik Akbak ise geçen sefer seçtikleri vekil. Onu gayet iyi tanıyorlar ama "Bizle hiç ilgilenmedi" diye...

        4- Çankırı 6 ay önce 89'uncu şehidini vermiş, en çok şehidin olduğu iller arasında ilk 5'te yer alan bir şehir. O yüzden Başbakan'ın "kelle" ve "yan gelip yatma" sözleri hala kulaklarından çıkmıyor.

        5- Çiftçiler ise "Al ananı da git" lafına takılmışlar. "Biz de çiftçiyiz, o lafı hiç unutmuyoruz" diyorlar.

        6- AKP'nin Çankırı'daki en büyük hatası ise pazarcıları kırk yıllık yerinden atıp araziyi bir markete vermesi olmuş. 500 pazarcı ve onların çevresi çok tepkili.

        İyi de AKP'nin Çankırı'da hiç mi avantajı yok? Var; "Adaylar değil, Başbakan önemli" diyenler ile "Akman Erdoğan'a, Kınıklıoğlu da Gül'e yakın. Demek ki işlerimiz Ankara'da daha çabuk çözülür" diyenler... Onların da sayısı az değil...

        TAHMİN: Merkez'den Kurşunlu'ya kadar konuştuğumuz çeşitli yaş ve meslek grubundan pek çok seçmene göre Çankırı'da şu an itibarıyla 2 AKP, 1 MHP alır gibi görünüyor. Ama unutmayalım ki, karşımızda da 1957'de Menderes'e kızıp dönemin 6 vekilini birden CHP'den çıkarmış bir il var.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ