Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 'Tıksırma sözünü doğama verin'

        Nihal Bengisu KARACA / HT GAZETE

        BAŞBAKAN Erdoğan'ın 25 Ocak günü Kiev'de gazete' cilerle yaptığı görüşmede bir hayli elektrikli konular ele alındı. Son günlerin hararetli tartışma konuları üzerinden beklenmedik diyaloglar gelişti ve Başbakan 8 yıllık iktidarı boyunca belki de ilk kez bu kadar net bir özeleştiri yaptı.

        Son zamanlarda liberal/demokrat çevreler ile hükümet arasında yaşanan asıl gerilimin "Daha güçlü bir Türkiye mi, daha demokratik bir Türkiye mi?" çelişkisi olduğunu düşündüğüm ve bunu birkaç kez yazdığım için sordum ve olaylar gelişti.

        'ZARAR DA VERDİLER'

        Az önce "İleri demokrasi" dediniz. Son zamanlarda AK Parti ile liberal çevreler arasındaki ittifakın çatırdadığı konuşuluyor. Bu iddialar hakkında sizin düşünceniz nedir?

        - Ben çatırtı sesi filan duymuyorum. Ayrıca bizim, bahsettiğiniz çevrelerle oturup bir ittifak filan kurmuşluğumuz da yok.

        - Fakat öyle bir algı vardı. Çünkü bu çevrelerin entelektüelleri ve medyası kritik dönemlerde, sivil siyasetin güçlenmesi ve illegal yapıların deşifre edilmesinde hükümetin attığı adımları beslediler, hep destek oldular.

        AK Parti iktidarından önce o entelektüeller yok muydu? O zaman desteklerini nereye veriyorlardı? Bu dönemde AK Parti mafyatik yapıları, kirli oluşumları ortaya çıkardı. Bu kişiler bu işlere destek vermişlerse bu güzel bir şey. Ancak şunu da düşünmek lazım; bu arkadaşlar destek verdikleri kadar zarar da verdiler. Çünkü devlet yönetmek ince iştir. Bazı meselelere çok ince yaklaşmak gerekiyordu.

        Hem bu nasıl entelektüellik? Başbakan'a 'Utanmaz' diyecek kadar. Burada ağzıma alamayacağım derecede ağır şeyler söylemeye hakları var mıydı? Entelektüellikte bunlar yazar mı? 'Haziranda görürsün' diyor. Haziranda AK Parti tek başına yine iktidarda olursa sen neyi göreceksin peki? O zaman ne yapacaksın, bizi neyle tehdit ediyorsun?

        'TIKSIRMAYI DOĞAMA VERİN'

        - Heykel ve içki yönetmeliğikonusundaki ifadeleriniz, MHP tabanını çekme hesabı yaptığınız şeklinde yorumlandı. Ayrıca insanlar böyle güçlü bir partinin güçlü lideri olarak çoğunluğun değerlerini yansıtan ifadeler kullandığınızda bunun sayıca az kesim üzerinde baskı oluşturacağı endişesi taşıyor. Endişe "Hani herkes için demokrasi olacaktı?" endişesi...

        Demokrasinin içinde "millilik" yok mudur? Demokrasinin içinde millilik de vardır. Biz ne yapmışız içki konusunda? Belediye başkanlığı dönemimizde kamu kuruluşlarına alkol koymadık evet. İstedik ki, buralardan halkımız gelsin uygun fiyata çayını içsin, yemeğini yesin. Ama biz Boğaz'da içkili restoran mı kapattık? Anayasa'nın 58 ve 59. maddeleri çok açık. Gençliğin korunması. Devlet, gençlerini alkol düşkünlüğünden korumakla yükümlüdür. Bir devlet kalkıp halkını uyuşturucu müptelası yapamaz. Kanun, alkol ve uyuşturucunun önüne geçme yetkisi veriyor.

        İsmini veremeyeceğim bir köşe yazarının evindeyiz. İki duayen... "Şu Hıdiv Kasrı'nı ne güzel imar ettiniz. Ama neden benim şu Hıdiv Kasrı'nda Boğaz'a bakarak rakı içmemi engelliyorsunuz?" dedi. Diğeri dedi ki, "Bak eğer rakı içmek istiyorsanız Kumka-pı'ya gidersiniz". Bakın, bizim belediye başkanlığımız döneminde aileler o yerleri tıklım tıklım doldurdu; biz aldığımızda o yerler zarar ediyordu,kişi düşüncesinden dolayı hapse atıldı? Bir de öncesine bakın. Cezaevleri, fikir ve düşünce özgürlüğü suçundan yatanlarla doluydu. Bunun da ötesinde 12 Haziran seçimlerinden sonra, özellikle bütünü kuşatan, milletin; siyaset bilimcisinden, STK'sından ekonomistine kadar 'Benim Anayasam' dediği bir Anayasa yapılmalı. Çalışmalarımız başladı. Meclis'teki tabloya bakacağız, 367 olsa da konsensüs arayacağız, ilk hedefimiz bu."kâra da geçtiler bu şekilde. Dinimiz emrettiği için bu konulara girmiş değiliz, 58 ve 59. madde açık. Bize hemen damgayı vuruyorlar. Hem din güzel bir şey emrediyorsa bunu bir suç gibi görmek de yanlış. O kadar trafik kazası var alkolün neden olduğu, cezaevine girilmesi var; suç işleme olaylarında alkolün etkisi ortada.

        "Aksırıncaya tıksırıncaya" kadar demişim. Bunu o anın gerilimine bağlayabilirsiniz. Bunu benim doğama verebilirsiniz. Sonuçta benim de stresli ve sinirli anlarım oluyor.

        - "Başbakan bile olsa bazen hoşgörüyü hak eder" diyorsunuz?

        Hoşgöreceksiniz tabii yahu. Başbakan insan değil mi? Ben de insanım.

        Kiev gezisinde önemli kararlar

        BAŞBAKAN Erdoğan'ın Kiev gezisinde Türkiye-Ukrayna ekonomik işbirliğinin artırılması yönünde önemli kararlar alındı. Başbakan hem Türk heyetinde bulunan 375 işadamına hem de bir o kadar Ukraynal ı işadamına seslenme imkânı buldu. Ukrayna Devlet Başkanı'yla yüksek düzeyli işbirliği konseyi kurulması karara bağlandı. Vize muafiyeti ve geri kabul antlaşmalarıyla iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 5 yılda 20 milyar dolara ulaşması sağlanacak.

        'CHP'nin okları eğri büğrü'

        "SON dönemde Ergenekon örgütüyle alakalı, bu işe siyasilerin de bulaşması gibi bazı gayretler var. Anamuhalefetin çıkış yolları araması manidardır. Biri böyle bir açıklama yapıyor, genel başkan 'Haberim yok' diyor. Bu anamuhalefette kimin eli kimin cebinde belli değil. Böyle bir anamuhalefet olabilir mi? Ok eğri büğrü olursa hedefine gitmez, bunların oku hep eğri büğrü. Onun için bunların oku hedefine gitmez. Anayasa hukukçusu, bu nasıl Anayasa hukukçusu. Kendi kendilerine zararları oluyor. Bunlarınki alavere dalavere..."

        'İleri demokrasinin yolu, güçlü iktidardan geçer'

        "AÇIK konuşmakta yarar var. Merhum Menderes'in dönemi başarılı olmuştur. Ne zamanki koalisyon oldu, iniş başladı. Kim ne derse desin, iddialı bir şekilde söylüyorum. Türkiye ileri demokrasiye geçiş dönemini yakalamıştır. Bunun altında da tek partili iktidar yatıyor. Eğer tek partili iktidar dönemi olmasaydı, bu hukuki reformlar olmazdı. Gazetelerin attığı manşetlere bir bakın, 8 yıl önce bu manşetler atılabiliyor muydu? Bu dönemde kaç kişi düşüncesinden dolayı hapse atıldı? Bir de öncesine bakın. Cezaevleri, fikir ve düşünce özgürlüğü suçundan yatanlarla doluydu. Bunun da ötesinde 12 Haziran seçimlerinden sonra, özellikle bütünü kuşatan, milletin; siyaset bilimcisinden, STK'sından ekonomistine kadar 'Benim Anayasam' dediği bir Anayasa yapılmalı. Çalışmalarımız başladı. Meclis'teki tabloya bakacağız, 367 olsa da konsensüs arayacağız, ilk hedefimiz bu."

        'Ne yapsak taklit ediyorlar'

        "GAZETELERDE kamuoyu araştırmaları var. Zaman zaman abartılı olanlar oluyor. Bu seçimlerde milletvekili sayısı azalan iller ve milletvekili sayısı artan büyükşehirler belirleyici olacak. O illerdeki performans ciddi manada etkileyecek. Aynı kararlılıkla bu araştırmalarımızı devam ettirdiğimiz gibi partililerin eğitimine varana kadar ve arazide netice alıncaya kadar bu çalışmalarımızı ve ön hazırlıklarımızı sürdüreceğiz. Bu seçimde propaganda ve araç gereçleriyle alışılmışın dışına bir şekilde çıkacağız. 2023 versiyonu olacak bu. Kılıçdaroğlu bunu da almaya çalışırsa ona da önlemimizi aldık. Valla çalışmalarımızın patentini alacağız artık. Çünkü ne yapsak taklit ediyorlar. Ne yaparsak onu yapmaya çalışıyorlar. Sanki karda izimizi sürüyorlar."

        'Arena devlete ait'

        "GALATASARAY'a hâlâ tepkili misiniz, diye soruluyor. Bakın ben özellikle 'Organize iş' dedim, oradaki protestoyla ilgili ve bu ifademde ısrarlıyım. Türk Telekom Arena'daki protestoyu siz de gördünüz. Bu elbette bütün Galatasaray camiasını kapsamaz. Ama bizim oraya verdiğimiz destek ortada. Bazıları diyor ki: "Ali Sami Yen'den parasını alacaklar." Orası da devletin. Yani orası da milletin. Rahmetli Özhan Canaydın bana geldiğinde bir teklif getirdi, kabul ettik. Müteahhitler beceremeyince TOKİ devreye girdi. Sen geleceksin, hazırlayacaksın, önlerine koyacaksın ve gideceksin, sonra hakarete uğrayacaksın. Orası Gençlik Spor Genel Müdürlüğü'ne ait, devlete ait."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ