Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Bahçeli İzmir'den Erdoğan'a yüklendi!

        Devlet Bahçeli, partisinin İzmir milletvekili adaylarının tanıtımı amacıyla Halkapınar Spor Salonu'nda düzenlenen toplantıda, YGS sınavındaki şifre iddialarıyla ilgili gösteri yapan öğrencileri eleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu öğrencilerin karşısına 5-10 bin kişi çıkaracağını söylediğini, kendisinin de bunun üzerine Başbakan Erdoğan'a ''10 bin milisinle Taksim'e gel, ben de bin Bozkurtumla oraya geleyim. İnanıyorum ki Kasımpaşa'ya kadar ardına bakmadan kaçacaksın'' dediğini hatırlatan Bahçeli, bu sözlerini tekrarladığını ifade etti.

        Bahçeli, şöyle konuştu. ''Buradan bir kez daha meydan okuyorum. Başbakana ve yanaşmalarına bir defa daha sesleniyorum: Madem gençlerin karşılarına çıkacak kadar 10 bin kişilik milis gücün ve kara gömleklilerin vardır, o zaman ben de seni Taksim'de bin Bozkurtlumla karşılamaya hazırım. Titreye titreye Kasımpaşa'ya arkana bakmadan kaçacağından eminim. Eğer cesaretin varsa, yüreğin yetiyorsa, önce İstanbul'u yaşanmaz hale getiren çetelerden, bölücülerden temizle. Madem milislerine bu kadar güveniyorsun, gençlerin karşılarına çıkaracak kadar besledin, o halde bu zamana kadar İstanbul'u yakıp yıkanlarla neden mücadele etmelerine rıza göstermedin? Türk gençliğinin hakkını savunmak için varız, ayaktayız ve Recep Tayyip Erdoğan'a asla fırsat verdirmeyiz. Kuru sıkı atmasına, palavralarla korku yaymasına biz aldırmayız.

        Bozkurtun sesini duyan bu zihniyet, birden bire asıl yüzünü de ele vermiş ve aziz dava arkadaşlarıma hayvan imasında bulunarak, alçakça ve rezilce bir ifade kullanmıştır. Başbakan Erdoğan şahsıma hitaben Bozkurtlarla dolaştığımı sormuş ve kendisininse eşrefi mahlukatla dolaştığını söyleyerek, bizi küçümseyici ve hakaret dolu ifadelerle saldırmıştır. Evet Recep Tayyip Erdoğan, ben bir Bozkurt olarak elbette Bozkurtlarla dolaşıyorum. Ama senin etrafında eşrefi mahluk olarak gördüklerin aslında esfeli safilindir. Sen onları iyi bilirsin. Emir aldıkların ve taşeronluğunu yaptıkların da esfeli safilindir. Müslümanları katleden, eşrefi mahlukata kıyan da yanında hizaya girdiklerindir. Başbakan Erdoğan sen asil Bozkurtlarımı yanındaki çakallarla mı karıştırıyorsun? Etrafında bulunan insan suretinde ahlaksızlarla aziz dava arkadaşlarımı bir tutmaya nasıl cüret edersin.

        İzmir'den diyorum ki: Bozkurt bilmeyen, hakaret eden ve dava arkadaşlarıma küfür eden Recep Tayyip Erdoğan'a en büyük dersi büyük Türk milleti verecektir. Başbakan Erdoğan varsın hıyanette el birliği etsin, varsın okyanus ötesinden güç ve destek alsın, varsın tüm menfaat grupları safında toplansın. Biz tüm oyunları bozarız. Her tehdidi aşarız. Her saldırıyı önleriz.''

        Kendilerinin ecdadın arkasında hürmetle yürüme yolunu seçtiklerini, bin yıllık kardeşliği yaşatmaya çalıştıklarını, milli değerleri sahiplendiklerini, milli birliği sahiplendiklerini ifade eden Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın bundan rahatsız olduğunu, bunu sorun olarak bellediğini ileri sürdü.

        Bahçeli kendisinin bir Bozkurt olarak şartlar ne olursa olsun Bozkurtlarla birlikte yürümeye devam edeceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kendisi de aile fotoğrafında arkasına okyanus ötesini alsın, önüne peşmergeyi koysun, sağına Kandil ve İmralı'yı yerleştirsin, soluna ise Ermeni ve Rumları oturtsun, biz ise milletimizin desteği, cenabı Allah'ın himmeti, Bozkurtun cesareti ve dava arkadaşlarımın fedakarlığıyla yolumuza devam edeceğiz. İnandıklarımızdan dönmeyeceğiz.''

        *Esfeli Safilin: Yüceler Yücesi anlamına gelen Alayi İlliyin deyiminin tam tersi. Yani "aşağıların aşağısı", "sefillerin sefili" anlamında kullanılıyor.

        "İZMİR, İNŞALLAH KİMİN GAVUR, KİMİN TÜRK OLDUĞUNU AÇIKÇA GÖSTERECEKTİR''

        Bahçeli, partisinin İzmir milletvekili adaylarının tanıtımı amacıyla Halkapınar Spor Salonu'nda düzenlenen toplantıda konuştu. Konuşmasına İzmir'in ilçelerini sayarak ve MHP'yi tek başına iktidar yapmak, cumhuriyeti korumak, yapay çatışmaları önlemek ve İzmir'in kurtuluşunu sahiplenmek için İzmirlinin ses vermesini istediklerini belirterek başlayan Bahçeli, ''Dün kutlu ecdadımız işgalcileri Ege'nin derinliklerine nasıl gönderdiyse, inanıyorum ki biz de AKP zihniyetini 12 Haziran'da sandıkta aynı şekilde gömeceğiz'' dedi.

        9 yıllık AK Parti iktidarında milletin ağır ekonomik ve sosyal sorunlarla karşı karşıya kaldığını, ''kriz, kargaşa, kaos, kavga, korku, kutuplaşma ve karanlıklardan oluşan 7 K'nın her yanı sardığını'', bu dönemde yalan ve riyakarlıkta sınır tanınmadığını, istismar edilmedik değerin bırakılmadığını ileri süren Bahçeli, 49 gün sonra yapılacak genel seçimin ülke tarihi bir dönüm noktası olduğunu söyledi.

        AK Parti'nin tek başına iktidar gücüyle yılları israf ettiğini, Türkiye'yi etnik kimliklere böldüğünü, bin yıllık kardeşliğin ağır hasar aldığını, bu iktidar döneminde masumlarla katillerin karıştığını, siyasetin kirletildiğini, ahlaki çözülme, kültürel kirlenmenin dayanılmaz noktaya ulaştığını iddia etti.

        Bahçeli, şöyle devam etti:

        ''AKP iktidarının dışarıda yarattığı sanal ve yapay kahramanlık, içteki sorunları örtemeyecek seviyeye gelmiştir. Dış politika da iflas etmiş, küresel güçlere elleri önünde baş eğmiş, taşeron olmuşlardır. 'Dikleşmeden dik durduk' diyerek, tavizin denklemini kurmuş, 'Sözü dinlenen ülke olduk' sözleriyle de kendini avutmuş, milleti kandırmıştır. Ülkemizin haysiyetinin, itibarının ve tarihi gücünün ayaklar altına alınmasına müsaade etmiştir. Önce efelenen, ardından hemen sinen bu iktidardan başkası olmamıştır. Yabancı dost ve işbirlikçilerine sevimli görünmeye çalışırken, diğer tarafta Kıbrıs Türklüğüne hakaret etmiş, Kerkük, Musul'u ve Telafer'i aklına bile getirmemiştir.

        Milli tezlerimiz, iddialarımız ve hedeflerimiz bir avuç Batı taşeronu tarafından zarara uğratılmıştır.

        Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin hükümetinin millet ve devlet hayatının bekası uğruna, küresel anlamda alkışlayacağımız bir duruşu olmamıştır. Okyanus ötesinin ve AB'nin politikalarını savunan bu hükümet etme anlayışının, artık duvara tosladığı açık ve ortadadır. Bu iktidarın artık Türkiye'nin hayrına yapacağı bir şey yoktur. AKP zaman kaybıdır, israftır, ziyandır, tükeniştir.

        AKP'nin küstahça kara çalmaya cüret ederek gavur sıfatını reva gördüğü İzmir, inşallah 12 Haziran'da kimin gavur, kimin Türk olduğunu açıkça gösterecektir. İzmir ses verecek, AKP'yi denize dökecektir. İzmir ses verecek, AKP'yi silecek, felç edecektir. Buna inanıyor ve bunu yapacak olan İzmirli kardeşlerimle iftihar ediyorum.''

        YSK'NIN BAĞIMSIZ ADAYLARLA İLGİLİ KARARI

        MHP Genel Başkanı Bahçeli, YSK'nın bağımsız adayların adaylıklarını reddetmesi ve sonrasında yaşanan olaylarda da Türkiye'nin bir dehşet ve şiddet sarmalına sokulduğunu, bankaların yakıldığını, belediye iş makineleriyle polisin üzerine saldırıldığını, terör maşalarının kinlerini kustuğunu, hukuki içeriği olan bir konunun, birden ülke güvenliğini ve vatandaşların emniyetini tehdit eden bir hüviyete büründüğünü söyledi.

        Gazete ve televizyonlarda, ''mayınlı demokrasiyi savunanların, siyasi bölücüleri desteklemenin, demokrasiye sahip çıkmak anlamına geldiğini'' iddia edildiğini savunan Bahçeli, şöyle devam etti:

        ''PKK taleplerine duyarsız kalmayan, AKP ile aynı kaptan yiyen CHP ise meclisi olağanüstü toplantıya çağırmıştır. Meclis Başkanı kararın gözden geçirilmesini istemiş, Cumhurbaşkanı herkesi yapıcı olmaya, sorunun aşılması için hukuki ve siyasi çaba vermeye davet etmiştir. Bunlar hepimizin gözü önünde cereyan eden beyanlardır. YSK'nın 17 Nisan'da seçilme yeterliliğine haiz olmadığını belirlediği siyasi bölücülerin, yapılan itirazlar neticesi 21 Nisan'da aday olmalarının önü açılmış ve kararlaştırılmıştır. Şimdi vatandaş olarak şu soruları sorma hakkımızdır. Türkiye'nin 3 günlük dönemde muhatap olduğu öfke ve zararın hesabını kimler, nasıl verecektir? Madem seçilmeye engel mahkumiyetlerin olduğu baştan bellidir ve memnu hakların iadesi gereklidir, o halde buna YSK tarafından neden gerekli ikazlar yapılmamıştır? 3 günlük süre zarfında kimler, hangi vasıtalarla YSK'yı etkilemeye, kararını değiştirmeye zorlamıştır? Cumhurbaşkanının YSK nezdindeki girişimlerini ve 'Belgeler tamamlandığında göre bir problem olmaması gerek' sözlerini nasıl anlamak ve ne şekilde yorumlamak gerekecektir? Dört bir koldan PKK'yı meclise sokmaya, hukuku sefil bir hale getirmeye kimin ne hakkı ve haddi vardır?''

        Bahçeli, bu gelişmenin bundan sonra şiddet yoluyla hangi kararların değişebileceğini, bunun nerede duracağının hesap etmenin mümkün olmadığını belirterek, yaşanan süreçte iktidarın teröre teslim olduğunu, şantajlara boyun eğdiğini ve ''PKK'nın meclise girmesi için inisiyatif aldığını'' ileri sürdü.

        Konuşmasında AK Parti iktidarını eleştiren Bahçeli, üstünlerin hukukunu ortadan kaldıracağını söyleyen hükümetin, kendi hukukunu tesis ettiğini, bunun bir bölünme hukuku olduğunu ileri sürdü. Bahçeli şöyle konuştu:

        ''Bu İmralı ve Kandil hukukudur. Yeni Türkiye'nin siyasal yapısında bir AKP vardır, bir de PKK'nın siyasi uzantıları yer almaktadır. Bu projenin içinde Türk yoktur, Türk milleti dağılmış haldedir. Bunun için bölücülerin mecliste olması gerekmektedir. Caniler herşeyi göze almışlar. Şerefsiz eller, Türk bayrağına musallat olmuşlar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün büstlerini harap etmişlerdir. Bayrağın hakarete uğraması, yerlerde çiğnenmesi ve yırtılıp atılması, PKK'yı meclise taşımaya çalışanlar için ne ifade etmektedir? Vatan, milli kimlik, millet, namus ve cumhuriyetten bunlar ne anlamaktadır? Bölücülerin başvuru belgelerini yakından takip eden Cumhurbaşkanı, milletimizin itibarıyla, milli değerlerimizle neden bu kadar ilgilenmemektedir? Büyük Ortaoğu Projesi Eşbaşkanı ise kendisinden beklenildiği gibi gelişmelere sessiz, tepkisiz ve seyirci kalmıştır. Ancak sıra Milliyetçi Hareket Partisi'ne ve Türk milliyetçilerine geldiğinde, Başbakan'ın hakaretleri, küfürleri ve kötü sözleri peş peşe sıralanmaktadır. Hıyanet mensupları ne yaparsa yapsın, ne derse desin sesini çıkarmayan Başbakan, Milliyetçi Hareket'e karşı her fırsatta düşmanlık yapmaktadır. Zehirli dilini sürekli çıkarmaktadır.''

        '2023'ÜN PATENTİ

        MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti'nin açıkladığı 2023 vizyonunun çalıntı olduğunu öne sürerek, ''Başbakan'ın hiç utanmadan '2023'ün patenti bize aittir' diyebilmesi, siyasi kalpazanlıkta olduğu kadar yüzsüzlükte de sınır tanımadığının hazin bir delilidir'' dedi.

        Bahçeli, partisinin İzmir milletvekili adaylarının tanıtımı amacıyla Halkapınar Spor Salonu'nda düzenlenen toplantıda konuştu.

        Konuşmasında AK Parti'nin ''İmralı canisi ile gizli görüşmeler yürüttüğünü'', seçim sonrası yeni anayasayla PKK'nın taleplerini karşılama pazarlığı yaptığını, öte yandaysa sahte milliyetçilik maskesi takındığını savunan Bahçeli, ''Etnik bölücülere seçim sonrası için umut vererek, yeni anayasa ile PKK'nın bölücü taleplerini karşılayacağını söyleyen Başbakan ile içi boş bir slogan haline getirdiği tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak söylemleriyle gerçek hüviyetini saklamaya çalışan aynı Başbakandır. Türk milleti kavramından alerji duyan, Türk milletini 36 etnik gruba bölme hastalığı tedavi kabul etmez boyutlara ulaşan Başbakanla, sahte söylemlerle milli hassasiyetleri okşamak için milliyetçilik maskesi takan aynı Başbakandır'' dedi.

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 12 Haziran seçimlerine gidilen süreçte ''çırak, kalfa, usta edebiyatıyla'' sahneye çıktığını, bununla ''siyaset meddahlığını daha da ileri noktaya taşıdığını'' iddia eden Bahçeli, ''Ustalık döneminin başlayacağını söyleyen Başbakan, sekiz buçuk yıllık yıkım dönemini unutturmak için şimdi bu yalana sarılmıştır. AKP'nin sekiz buçuk yıllık iktidar döneminde yaptıkları, bundan sonra yapacaklarının aynasıdır. Başbakan Erdoğan'ın hazırlandığı sahte ustalık devri, PKK açılımıyla etnik bölücülüğün taşeronluğunu yapmakta, yolsuzluk ve hırsızlıkta, Türkiye'yi daha çok soymakta ustalık dönemi olacaktır'' diye konuştu.

        Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın 12 Haziran'dan sonra işbaşında kalabilirse Türk milli kimliğini değiştireceğini, Türkiyelilik ve anayasal vatandaşlığın üst kimlik kabul edileceğini, Türk kimliğinin 36 alt kimlikten biri konumuna itileceğini, ikinci dilin resmi statü kazanacağını ve eğitim sistemine alınmasının önü açılacağını savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

        ''Kamu Yönetimi reformu çerçevesinde PKK'nın bölgesel özerklik taleplerine benzer bir muhtar yönetim modeline geçilmesinin, siyasi ve hukuki altyapısı hazırlanacaktır. Bundan sonra da PKK teröristlerine genel af, İmralı canisinin ev hapsi ve şartlar olgunlaşınca affedilmesi gündeme getirilecektir.

        Başbakan tehlikeli niyetlerini ise AKP seçim beyannamesinde ifade bulan özgürlükçü ve katılımcı anayasa gibi genel ifadelerin arkasına saklamıştır. Bu puslu ve ikircikli tavır, bu zihniyetin PKK taleplerini yeni anayasayla karşılamaya hazırlandığını, bu düşünceyi şimdilik gizli tutarak Türk milletini bir kere daha aldatmaya çalıştığını teyit etmiştir. Başbakan'ın 26 Haziran 2010 tarihinden bu yana İmralı canisiyle bu amaçla gizli pazarlıklar yaptığı, son beyanlarla inkar götürmeyecek şekilde açıklık kazanmıştır. Terörist başı ve Kandil çetelerinin son açıklamaları, bu kirli pazarlığı ve içeriğini bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştur. Bu gerçekler karşısında İmralı canisiyle gizli pazarlıkta suçüstü yakalanan Başbakan Erdoğan, kendi başlattığı 'şerefsizlik ve alçaklık' tartışmasında açığa düşmüş, kendi sözleriyle kimin şerefsiz, kimin alçak olduğu milli vicdanda tescil edilmiştir.''

        AK Parti'nin açıkladığı seçim beyannamesinin ismi ve 2023 vizyonunun çalıntı olduğunu da iddia eden Bahçeli, ''Cumhuriyetimizin 2023'de idrak edilecek 100. yıl dönümünü stratejik hedef olarak ilk defa ortaya Milliyetçi Hareket belirlemiştir. AKP'nin henüz siyaset sahnesinde olmadığı 1999 seçim beyannamemiz, 2023'de Türkiye'nin lider ülke olması vizyonu üzerine bina edilmiştir. Bu beyannameyi de Başbakan Erdoğan'ın çalıntı beyannamesinden 77 gün önce kamuoyuyla paylaşmıştık. Bu gerçekler ortada dururken, Başbakan'ın hiç utanmadan '2023'ün patenti bize aittir' diyebilmesi, siyasi kalpazanlıkta olduğu kadar yüzsüzlükte de sınır tanımadığının hazin bir delilidir. Sekiz buçuk yıllık iktidar döneminde yolsuzluk, hırsızlık, vurgun ve talan çamuruna batanların patent hırsızlığı yapmaları aslında yadırganmamalıdır.''

        Bahçeli, konuşmasında kendi seçim beyannamelerindeki vaatlerle ilgili bilgiler vererek, İzmir'den destek beklediklerini söyledi.

        Konuşma sonrası MHP'nin milletvekili adayları tanıtıldı, Bahçeli ve adaylar birlikte fotoğraf çektirdi.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ