Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Alman vakfına suçlama

        YİĞİT BULUT/ GAZETE HABERTÜRK

        “Devletle İmralı arasında kesinlikle yazılı bir protokol yoktur” diyen Başbakan, Almanya’daki bir vakfın CHP’li ve BDP’li belediyeler ile kredi sözleşmesi yaparak resmen PKK’ya para gönderdiğini söyledi ancak isim vermedi. Erdoğan, “BDP Kürtlerin temsilcisi değil. Öyle olsaydı bölgede bizden daha fazla oy almaları lazımdı. Silah zoruyla oy devşiriyorlar. İnanın bunlar serbest kalsınlar. İstediklerini elde etsinler vatandaştan oy alamazlar! Yarıya düşerler” dedi.

        KCK operasyonları sürecek mi?

        Dikkat edilirse bu operasyonlar daha çok belediyeler, belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri üzerinden yapılıyor. Bu bölgeyi şöyle bir inceleyin. Buralarda belediyelerin ciddi yatırım yapmadığını göreceksiniz. Mesela Hakkâri’ye biz 17 trilyon para göndermişiz. Ama Hakkâri’de tüm kanalizasyon dışarı akıyor. Gidin Şırnak’a, Batman’a aynı durumu görürsünüz.

        Hakkâri Belediyesi’nin 17 trilyonu başka amaçlar için kullandığını mı söylemeye çalışıyorsunuz?

        Yargı süreci devam ettiği için böyle bir şey söyleyemem ama bu operasyonları yürüten yetkililerin bildiği bir şeyler var. Ee tabii bir de Diyarbakır ve diğer belediyelerde örgüt elemanlarının belediye kadrolarında yer aldığına dair istihbaratlar var. Geliyorlar eşbaşkan gibi buraları yönetiyorlar. Şirazesinden çıkmış yani olay.

        ALMAN HÜKÜMETİ BİLİYOR

        Operasyona sebep olan başka argümanlar var mı İçişleri Bakanlığı’nın elinde?

        Evet. Var. Ki beni çok rahatsız eden bir durumdur bu. Bu belediyelere bazı vakıflardan destek gidiyor. Özellikle Almanlar bu konuda iyi bir durumda değil. Almanya’daki o vakfın ismini vermeyeceğim. Bu tür vakıflar özellikle CHP’li ve BDP’li belediyeler ile kredi sözleşmeleri yapıyorlar. Bu kredi sözleşmelerini yapmakla kalmıyorlar hangi müteahhitlerle iş yapmaları gerektiği işareti veriyorlar. Kanalizasyon işi yapıyor. Ama şu firmaya vereceksiniz diyor. Baktığınızda yasaya uygun gibi görünüyor olay. Bu yolla resmen PKK’ya para gönderiyor o vakıflar.

        Rahatsız olduğunuz bu durumdan Alman hükümetinin haberi var mı?

        Duyurduk. Haberleri var ama nedense vurdumduymaz davranıyorlar.

        Hangi vakıflar bunlar?

        Gazetecisiniz. Araştırın bulun...

        ‘İmralı’yla yazılı protokol A’dan Z’ye yalan’

        (İRA-ETA-PKK) PKK hiçbirisine benzemiyor. Birbirlerine de benzemiyor. Her birinin özel şartları var. ETA konusunda Zapatero bana dedi ki; “Bu işi idare eden 800 kişidir” diyor. İRA daha farklı. Ben Tony ile de görüşüyorum. Ha, bu işi sıfırlamak gibi bir şey yok. Bu aynen kanseri hallettim dediğin anda başka yerden metastaz yapması gibi bir durum... 9 yıl içindeki görüşmelerden edindiğim tecrübe budur...

        (PKK MİT görüşmesi) Gerektiğinde görüşme olur. MİT niye var? Bu mücadeleler için var.

        (Ses kaydının ortaya çıkması) Şaşırmadım. Kişileri, kimlikleri ortaya koydu!

        (Hakan Fidan) Hakan Fidan güvendiğim bir kişi. Ve özellikle kendisini özel temsilci olarak gönderdiğimde de yalnız göndermedim. Müsteşar Emre Bey’di. Rahatsızlığı vardı Emre Bey’in. Orada Afet Hanım’la birlikteydi. Bir özel temsilci olarak benim de yakından bildiğim birisini göndermem gerekiyordu. Pek çok ülkelere gönderiyordum.

        (Yazılı protokol iddiası) Devletle İmralı arasında kesinlikle yazılı bir protokol yoktur. Bu kesinlikle A’dan Z’ye yalandır.

        (Kandil İmralı’yı dinlemiyor) Avukatlar üzerinden kuruluyor ilişkiler. İşte son zamanlarda bu görüşmeler olmuyor. Yapamadığı için iletişim kopmuş vaziyette son birkaç aydır.

        (Öcalan) Sadece kendi görüşebileceği yakınları görüşüyor. Bunlar aynı zamanda medyaya da servis yapıyor. Eğer medya bunları susturma hareketine girmiş olsa, bu görüşmeleri görmemiş olsa o zaman PKK kendi propagandasını bu kadar rahat yapamayacak. Şu anda çok rahat yapıyorlar. Çünkü medya buna izin veriyor.

        (PKK-BDP bağlantısı) PKK benim tabanımdır diyor Selahattin Demirtaş. Konuşması var. Bunu büyükelçilere, AB’den gelen kongre üyelerine söylemiş. 4 Eylül’de verdikleri yemekte söylüyor.

        (Kürt Bakan ve vekiller) Bazı medya mensupları bu sertlikle olmaz diyorlar. Ben Siirtli birisiyle evliyim. Bana böyle bir yakıştırma yapamazlar. Benim partimde 60’ı aşkın Kürt milletvekili var. Başbakan Yardımcım Bekir Bey Kürt. Zafer Bey Kürt. Maliye Bakanım Kürt! Bizde böyle sorun yok.. Benim dinim şunu emrediyor; “Ayırım yapamazsın!” diyor. Neye bakacaksın? Ehliyete bakacaksın. Hadisde, peygamberimiz, başı üzüm tanesi gibi olan zenci bile olsa, ona saygı duyacaksın diyor. Ehliyet liyakat meselesi bu.

        (Kan nasıl duracak) Nerede olursa olsun terörle mücadelenin bedelinde kan var... Yok dersek kendimizi aldatırız. Güvenlik güçleri de siviller de öldürülüyor. Ki bizde iş sivillere sıçradı... Mücadelenin bedeli var. Parlamento içidışı tüm partilerin, STK’ların ve halkımızın terörle mücadele konusunda bize ciddi manada destek vermesi lazım. CHP veya MHP’nin iktidarı yıpratmak için terör üzerinden, PKK üzerinden bize vurmaları bir şey kazandırmaz. Kaybettirir.

        (Muhalefetle görüşme) Sayın Kılıçdaroğlu’na da, Sayın Bahçeli’ye de kapım açık. Eğer varsa bir projeleri dinlemeye hazırız..

        (Hudut birlikleri) Hudut birliklerinin çoğu bekârlardan olacak ve evlilik varsa belli aralıklarla evlerine gidebilecek. Ama sabah akşam eve gitmek yok! Çünkü geçenlerde uzman çavuş ve başçavuşlarımızın başına gelenleri biliyorsunuz. Onların kışlada imkânları yoktu. Şehre gitmek zorundaydılar, karşılarındaki acımasız, nereye gelip gittiklerini takip ediyorlar... Evlerinde de taciz ediliyor güvenlik görevlileri... Polise de bölgede yoğun olarak lojman yapmak gerekiyor. Çünkü bunların kitaplarında merhamet diye bir şey yazmıyor...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ