Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargıda kritik gün

        Yargı pazartesi mesaisine önemli davalar ile başladı. Diyarbakır'da KCK ana davasının 30. duruşması görüldü. İstabul'da ise iki ayrı adliyede iki ayrı önemli dava var. Çağlayan Adliyesi'nde gazeteciler Nedim şener ve Ahmet Şık'ın da aralarında bulunduğu 13 sanıklı Odatv davası görülürken, Beşiktaş Adliyesi'nde Hrant Dink davasının 22. duruşması yapıldı.

        DİYARBAKIR KCK DAVASI

        Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki 30'ncu duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, mazeret bildiren 12 tutuklu sanık dışındaki 92 tutuklu sanık getirildi.

        Söz alan sanık avukatları, dosyada ifadeleri yer alan tanıkların mahkeme huzurunda dinlenilmesini talep etti.

        Sanıklardan Zeynel Mat ile ilgili deliller okunurken, söz verilen Mat, Kürtçe'nin Zazaca lehçesinde konuşmak isteyince mikrofonu kapatıldı. Sanık avukatları, Mat'ın 2000-2004 yılları arasında Avrupa'da olduğunu ve o dönemde Türkiye'de faaliyetlerde bulunmasının mümkün olmadığını söylediler.

        Daha sonra sanık Mat ile ilgili 'X' ve 'Mercek' kod adlı gizli tanıkların ifadeleri okundu. Avukatların ''X'' kod adlı gizli tanığın beyanlarının dosyadan çıkarılması talebi, mahkeme tarafından reddedildi.

        Daha sonra Nizamettin Onar adlı sanıkla ilgili delil ve ses kayıtlarının okunmasına geçildi. Sanık avukatlarından Sedat Yurtdaş, milletvekili seçilen Kemal Aktaş ve Selma Irmak'ın durumuna değinmek istediğini ifade ederek, şöyle dedi:

        ''Sanıkların seçilmelerinin üzerinden 5,5 ay geçti. Mahkemeniz bunları tahliye etmeyerek, TBMM'nin iradesinin sakat kalmasına sebep olmaktadır. Bunlara görev ve yetkiyi anayasa, yasalar ve halk verdi. Bu dava Türk ve Kürt halkına giydirilmek istenen deli yeleğidir. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın konuşmalarından sonra milletvekili sanık arkadaşlarımızın hakkı iade edilmelidir. Kemal Aktaş milletvekili seçildikten sonra 4 kez hastaneye kelepçesiz getirilip, götürülmüş. Sonra ne olduysa kelepçe zorunlu hale getirildi. Seçilmişliğe ve Türkiye Büyük Millet Meclisi iradesine saygı gösterilmedi. Seçilmiş olanların yargılanmalarının durdurulması gerekir. Böylelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin eksik iradesi de tamamlanmış olur. Sanıkların, milletvekillerinin tahliye edilmesini talep ediyorum.''

        Sanık avukatlarından Mesut Beştaş ise, sanık Musa Farisoğlu'nun şu anda beyin ameliyatında olduğunu, daha ağır ve telafisi mümkün olmayan bir sonuca sebep olmamak için tahliyesini istedi.

        Avukat Eren Keskin de, müvekkili Alaattin Aktaş'ın 20 yıl hapis yattığını, cezaevinden çıktıktan sonra dağa çıkmayıp sivil siyaseti yapmak isterken tutuklandığını savunarak, yaklaşık 3 yıldır tutuklu olan Aktaş'ın tahliyesini talep etti.

        Mahkeme bu talepleri değerlendirmek için duruşmaya ara verdi.

        Verilen aranın ardından Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, tutuklu sanıkların biri Türkçe, biri Kürtçe yazılı 2 sayfa dilekçe verdiklerini, Kürtçe savunmalarının iade edildiğini, Türkçe savunmalarının dosyalarına bırakıldığını söyledi.

        Mahkeme heyeti tahliye taleplerinin reddine karar vererek, duruşmayı erteledi.

        ODATV DAVASI

        Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayında faaliyet gösteren özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalar sonrasında, gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın'ın da aralarında bulunduğu 12'si tutuklu 14 sanık hakkında açılan davanın bugünkü duruşması sona erdi.

        "AMACIMIZ OLGULARLA YAKIŞTIRMALARI AYIRMAK"

        Duruşmaya geçtiğimiz cuma günü atanan ve bugün ilk kez mahkemeye başkanlık yapan Mehmet Ekinci, duruşmanın başlangıcında önemli mesajlar verdi.

        Mahkeme Başkanı Ekinci, sanıklara ve izleyicilere hitaben, “Amacımız olgularla yakıştırmaları ayırıp adil bir karar vermektir. Bize ne kadar yardım ederseniz o kadar süratli ve adil bir yargılama olur. Duruşma salonunda alkış ve benzeri tepkiler istemiyorum" diye konuştu.

        Davanın iddianamesini ise iki TRT spikeri okuyor.

        YALÇIN KÜÇÜK: "DAVA MANKENİYİM"

        Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayındaki özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Prof. Dr. Yalçın Küçük, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Soner Yalçın, Şükrü Doğan Yurdakul, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Muhammet Sait Çakır, Coşkun Musluk, Müyesser Uğur ile tutuksuz sanık İklim Ayfer Kaleli katıldı. Diğer tutuksuz sanık Ahmet Mümtaz İdil ise sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya gelmedi.

        Kimlik tespiti için kürsüye çıkan sanık Yalçın Küçük'e mahkeme başkanı Mehmet Ekinci mesleğini sordu. Küçük, ''En son kimliğim dava mankeni idi. Önemli davalara beni alırlar. Çok mesleğim var. Diğer mesleğim savaşırım, gaziyim, Ercan Havalimanını ve Gazi Magosa'yı ben aldım. Gazi maaşım var. Ayrıca üniversitede hocalık yapıyorum. Girmediğim hapishane kalmadı'' dedi.

        "HEPİNİZİ ÇOK ÖZLEDİM"

        Duruşmanın başında sanıkların gayet neşeli oldukları gözlendi. 299 gündür tutuklu bulunan Ahmet Şık salona girdiğinde, "Hepinizi çok özledim" derken, Şık'la aynı gün tutuklanan Nedim Şener sakin bir tavırla, tek tek avukatlarla tokalaştı.

        "KAYSERİ USULÜ OLSUN"

        Küçük'ün kimlik beyanının ardından Ahmet Şık, Nedim Şener, Barış Terkoğlu ve Soner Yalçın da kürsüye geldi. Sanıklar, kimlik bilgilerine ilişkin soruları yanıtladı.

        Bu sırada, duruşma hakimi Yalçın'a "Geliriniz ne kadar?" diye sordu. Yalçın, "3 bin ile 13 bin arası" dedi. Hakim, "10 bin mi yazalım?" diye karşılık verdi. Yalçın da bunun üzerine, "Kayseri usulü olsun 5'te anlaşalım" dedi. Yalçın'ın bu sözleri de salonu güldürdü.

        KÜRKÇÜ İLE MAHKEME BAŞKANI ARASINDA TELEFON GERGİNLİĞİ

        Sanıklara destek olmak için Adliye'ye gelen BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ile hakim arasında telefon tartışması çıktı. Kürkçü, telefonla konuşmasını eleştiren hakime, "Tamam kapatıyorum, uzatmayın, işinize bakın. Biz Meclis'te de telefonla konuşuyoruz" dedi.

        Kürkçü salondan çıkarken, Hakim de mübaşiri dinleyicilerin arasına gönderek telefonlarıyla tweet atan gazeteciler hakkında takibat başlatılacağı konusunda uyardı.

        DURUŞMAYA YARIN DEVAM EDİLECEK

        Mahkeme Başkanı Ekinci, saat 16.00'da mola verileceğini, 18.00'de ise duruşmaya bugünlük son verileceğini söyledi. Duruşmaya yarın devam edilecek, Çarşamba günü ise görüş günü olduğu için normalde duruşma yapılması beklenmiyor. Ancak sanık avukatlarının, "Görüş olmasın, Çarşamba da duruşmalara devam edilsin" talebini mahkemeye sunması bekleniyor.

        HRANT DİNK DAVASI

        İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmada Dink ailesi avukatları mütalaaya karşı görüşlerini okumaya devam etti.

        TİB KAYITLARI BOŞ!

        Mahkeme savcısı Hikmet Usta, TİB kayıtlarının kendisi ve terörle mücadele şube ekipleri tarafından incelendiğini, 19 sanık hakkında herhangi bir kayda rastlanmadığını söyledi.

        Savcı ayrıca, Ogün Samast'ın olay günü cep telefonuyla değil ankesörlü telefonla konuştuğunu belirtti. Öte yandan mahkeme, Dink ailesinin avukatlarının TİB kayıtlarının silinmesine karşı tedbir kararı konulması talebini kabul etti.

        "CİNAYETİN TRABZON AYAĞI"

        Avukat Esra Salmanlı, cinayetin "Trabzon" ayağını anlattı. Yasin Hayal'in eniştesi Çoşkun İğci'nin rolüne değinen avukat Salmanlı, İğci'nin McDonalds bombalamasının ardından jandarma görevlileri tarafından istihbarat elemanı olarak görevlendirildiğini ifade etti. Sonraki süreçte İğci'nin jandarma komutanı Ali Öz'e ve Metin Yıldız'a cinayetten 6 ay önce 'bir gazetecinin öldürüleceği' bilgisini verdiğini fakat Öz ve Yıldız tarafından bunu kimseye söylememesi gerektiği konusunda uyarıldığını belirten Salmanlı, Temmuz ayında Dink'in öldürüleceği bilgisini alan jandarma görevlilerinin bir şey yapmadıkları halde Dink'in öldürülmesinin ardından 20 Ocak 2007 tarihinde ise görev sonuç raporu düzenlediklerini anlattı. Raporun, Coşkun İğci'nin verdiği bilgiler sanki cinayetten sonra verilmiş gibi hazırlandığına dikkat çeken Salmanlı, "İğci bu süreç içerisinde bildiklerini kimseye anlatmaması için tehdit ediliyor" dedi.

        "DİNK CİNAYETİ AYDINLANIRSA..."

        Avukatların görüşlerinin uzun sürmesi üzerine gelecek celse devam etmelerine karar veren mahkeme heyeti tutuklu sanık Erhan Tuncel'e söz verdi. Cinayetin aydınlatılması için ciddi taleplerde bulunduğunu söyleyen Tuncel, "Dink cinayeti aydınlanırsa 1980 darbesi de aydınlanır." dedi.

        Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan'ın uyuşturucudan tutuklanıp serbest bırakıldığını hatırlatan Tuncel, "Emin Aslan neden serbest kaldıktan sonra herhangi bir açıklama yapmadı?" diye konuştu. 'Evet ben azmettiriciyim' diyen Tuncel, "Ben yardım ve yataklık yaptım çünkü bu kişileri vazgeçirmek için yardım ettim." iddiasında bulundu.

        Görüşü sorulan duruşma savcısı, olay yeri yakınındaki baz istasyonlarından alınan TİB kayıtlarının bir örneğini dosyadan alarak incelettirdiğini ve davadaki 19 sanığın bir irtibatına rastlanamadığını belirtti. Ogün Samast'ın da olay gününde cep telefonu kullanmayıp ankesörlü telefon kullandığını hatırlatan savcı, Tuncel ve Hayal'in tutukluluk halinin devam etmesi yönünde görüş belirtti.

        Verilen aranın ardından ara kararlarını açıklayan mahkeme, Tuncel ve Hayal'in tutukluluğunun devamına karar verdi.

        Duruşma 10 Ocak 2012 tarihine ertelendi.

        HABERTURK.COM VE AJANSLAR

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ