Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 27 nisan e muhtırası, 2007 cumhurbaşkanlığı seçimleri, 27 nisan bildirisi, yaşar büyükanıt, abdullah gül

        HABERTURK.COM

        Türkiye 2007 yılının bahar aylarına tarihinin en yoğun siyasi gündemlerinden biriyle girmişti. Demokrasi tarihimizdeki neredeyse her cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde olduğu gibi 2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce de Ankara karışmış, '864 rakımlı tepe'ye kimin çıkacağı sorusu bütün ülkede merak konusu olmuştu.

        'SÖZDE DEĞİL ÖZDE LAİK...'

        Sürecin naif bir merak duygusuyla değil sert tartışmalarla geçeceği ise Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın yanına bütün kuvvet komutanlarını da alarak 12 Nisan 2007'de yaptığı 'basın bilgilendirme toplantısı'nda ortaya çıktı. Büyükanıt, tarihe 'sözde değil özde laik cumhurbaşkanı istiyoruz' sözleriyle geçen basın toplantısında tarihe geçen şu cümleleri söylemişti: "Cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil özde sahip olan bir kişinin cumhurbaşkanı seçilecek olmasını umut ediyoruz."

        367 VEKİL BİLMECESİ

        'Sözde değil özde laik' açıklaması bir anda tüm kamuoyunda büyük bir tartışma yaratırken ikinci bir tartışma dalgası eski yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun açıklamaları ile geldi. TBMM'de 11. cumhurbaşkanının seçileceği 27 Nisan öncesinde ortaya sürülen bu fikre göre "Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılabilmesi için Meclis'te 367 vekilin bulunması gerekir"di. Daha önce yapılmış seçimlerde uygulanmamış bu teze CHP sahip çıkarken, MHP Meclis'e geleceğini ancak ret oyu kullanacağını açıkladı. Tüm bu gelişmelerden sonra kilit konuma gelen Anavatan ve Doğru Yol Partisi ise daha sonra çokca tartışılan bir kararla, son anda Meclis'e girmeme kararı aldılar.

        27 NİSAN GECEYARISI BİLDİRİSİ

        27 Nisan günü yapılan ilk tur oylamada Abdullah Gül, 361 oy aldı. CHP ise ilk tur oylama sonunda Anayasa Mahkemesi'ne, 367 yeter sayısına ulaşılamadığı iddiasıyla başvurdu. Ancak asıl süpriz Genelkurmay Başkanlığı'nın gece yarısı yaptığı açıklama oldu. Askerin internet sitesinden yayınladığı bu bildiri, Türkiye demokrasi tarihine '27 Nisan e-muhtırası' olarak geçti.

        HÜKÜMET ADINA CEMİL ÇİÇEK CEVAP VERDİ

        Gece yarısı internet üzerinden gelen 'muhtıra'ya, Türkiye demokrasi tarihinde ilk kez sivil kanattan cevap geldi. Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, "Öncelikle söylemek isteriz ki, Başbakan’a bağlı bir kurum olan Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir konuda hükümete karşı bir ifade kullanması demokratik bir hukuk devletinde düşünülemez" demiş ve tartışmaya son noktayı koymuştu.

        "ASIL OLAN HÜKÜMETİN VERDİĞİ CESUR CEVAPTIR"

        27 Nisan e-muhtırasının 5. yılında siyasilerden gelen açıklamalarda hem o günlerin perde arkasını anlatıyor hem de Türkiye demokrasisinin aldığı yolu bizlere bir kez daha hatırlatıyor.

        Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 27 Nisan e-muhtırası'nın yıl dönümünde şunları söyledi: "Asıl olan 27 Nisan akşamı yayınlanan bu gereksiz, bu hukuka aykırı, demokrasiye müdahale niteliğindeki bildiri değil muhtıraya hükümetin verdiği cevaptır. Asıl olan 28 Nisan sabahı bu muhtıraya karşı hükümetin verdiği cesur ve kararlı cevaptır. O cevaptır ki, hükümetimizi güçlü, itibarlı ve izzetli kıldı ve 22 Temmuz'daki yüzde 47 oy oranının bu kadar yüksek olmasına da vesile oldu."

        Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2007 yılında Cumhurbaşkanı seçiminin Anayasa Mahkemesi'nce engellendiğini de hatırlattı. Arınç, "Anayasa mahkemesi bu kararı verdi, şimdi bu kararı verenlerin nasıl bir davranış içinde olduğunu, bir mahcubiyet taşıyıp taşımadıklarını ben biliyorum sizler de merak ediyorsanız bunu araştırabilirsiniz. Bize 27 Nisan'da Cumhurbaşkanı seçtirmeyenlerden iki parti tarihten silindi. Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi..."dedi.

        "28 NİSAN TARİHİNDEN İTİBAREN BASINI BİR TARAMAK LAZIM"

        Dönemin hükümet sözcüsü ve muhtıraya karşı cevap metnini okuyan TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise 27 Nisan'ın tarihe bir kabus olarak geçtiğini söyledi. Hükümet cevap verene kadar basın yayın organlarında demokrasiye bu müdaheleye destek olanlarında olduğunun altını çizen Çiçek sözlerini şöyle sürdürdü: "Adına ne dersek diyelim hoş bir açıklama değildi. Yapılan yanlış bir iş yoktu ki... Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyordu. 27 Nisan tarihe kabus olarak geçti. Belli kesimler iyi bir sınav vermedi. Hükümet tarafından açıklama yapılana kadar bu işin yanlış olduğunu kaç kişi söyledi? Bir tarama yapılarak bu kısaca ortaya çıkar. Ortalık aydınlanınca kahramanlar çoğalıyor. 28 nisan sabahından itibaren basını bir taramak lazım."

        Çiçek hükümetin yanıtının da çok önemli olduğunun altını çizdi: "O yanıtı vermeseydik bugün olanların hiçbirisi olmaz ve yanlış yolda ilerlerdik. 3. dünya ülkesi olma yolunda hızla yol alırdık."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ