İzmir'deki dava yarına ertelendi

İZMİR Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik gerçekleştirilen operasyonların ardından, aralarında 397 yıl hapis cezası istenen Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun da tutuksuz yargılandığı 130 sanıklı dava yarın görülmeye devam edecek.

Alkışlar ve sloganlar arasında duruşmaya gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, açıklamaları nedeniyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e teşekkür ederken, tutuksuz sanıklardan Kubilay filminin yönetmeni Faik Ahmet Akıncı, ekibiyle birlikte adliyeye gelerek davanın belgeselini çekmeye başladı.

2011 yılı Mayıs ve Kasım aylarında polisin gerçekleştirdiği operasyonların ardından tutuksuz olan CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun aralarında bulunduğu 2'si aranan, 2'si başka suçtan tutuklu olmak üzere toplam 22'si tutuklu 130 sanığın yargılanmasına, geçen Nisan ayı başında İzmir Özel Yetkili 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanmıştı. Mete Atilla Kırdar, Bahattin Yadoğlu'nun mağdur, Cevahir Cem Kiraz, Kazım Murat Aydın'ın şikayetçi olduğu davanın ilk celsesi 10 gün sürdü. İlk duruşmanın sonunda, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Erhan Bey ile Grand Plaza A.Ş. Eski Genel Müdürü Muharrem Derbentoğulları'nın tahliyesine karar verildi. Daha sonra, kültürel faaliyetlerin ihaleleriyle ilgili tutuklanan 2 organizatör de ara kararla tahliye edildi. Davadaki tutuklu sanık sayısı 18'e düştü.

TEPKİYE DEVAM

18'i tutuklu 130 sanığın yargılanacağı davanın ikinci duruşması, bugün sabah saatlerinde aynı mahkemede tekrar görülmeye başladı. Duruşma öncesi yaklaşık bin kişi, adliye dışında toplanırken, adliyenin çevresindeki binalara, Başkan Kocaoğlu'nun fotoğrafları ve üzerlerinde, 'Halkın umudu, halkın başkanı Aziz Kocaoğlu', 'İşimiz İzmir, gücümüz İzmir', 'İzmir'in umudunu ve geleceğini esaret altına alamazsınız' yazılı pankartlar asıldı. Adliyenin C4 Blok girişi polis tarafından bariyerlerle kapatılırken, geniş güvenlik önlemleri de alındı.

Aralarında CHP İzmir Milletvekilleri Mustafa Moroğlu, Musa Çam ve Alaattin Yüksel'in de bulunduğu çok sayıda partili de destek için adliyeye geldi. DİSK üyesi grup, "Tutuklu sendikacılar serbest bırakılsın" sloganlarıyla yürüyüş yaptı. Grup adına açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, ÖYM'lerin kanunsuz olduğunu, kendilerinin dinlenmediğini, adalet istediklerini, tutuklu arkadaşlarının serbest bırakılmasını istedi.

BELGESEL ÇEKİMİ YAPILDI

Bu arada, davanın tutuksuz sanıklardan Kubilay filminin yönetmeni Faik Ahmet Akıncı da, ekibiyle birlikte adliyeye gelerek davanın belgeselini çekmeye başladı. Akıncı, "Filmi tüm festivallare göndereceğim. Öyle iddialı bir film olacak ve ödülleri toplayacak" dedi. Akıncı filmin adının 'Hukukun olmadığı dava' olarak düşündüklerini de söyledi.

EŞİYLE ELELE GELDİ

Hakkında 397 yıl hapis cezası istenen Başkan Kocaoğlu ise saat 09.30 sıralarında eşi Türkegül Kocaoğlu ile birlikte elele adliyeye geldi. Kocaoğlu'nun gelişi sırasında izdiham yaşanırken, 'İzmir Aziz'dir Aziz kalacak', 'İzmir seninle gurur duyuyor' sloganları yükseldi. Başkan Kocaoğlu, "485 gündür tutuklu arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanı Gül'ün ÖYM'lerle ilgili değerlendirmesinde sanırım dosyayı inceledi veya inceletti. Bizim haklılığımızı gördü. Kendisine teşekkür ediyorum. Hangi partiden olursa olsun, kim olursa olsun bizi tanıyan insanlar adaletin tecelli etmesini istiyor. Umuyoruz her şey güzel olur. Bizim suçlu olduğumuza dair en ufak bir nazar dahi yok. Bizi de bu ayakta tutuyor" dedi. Duruşma saat 10.00 sıralarında kapının açılmasıyla başladı.

GÜLDÜREN DİYALOGLAR

İzmir'de, aralarında Başkan Kocaoğlu'nun da bulunduğu 130 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması, öğle arasının ardından saat 14.00'de tekrar başladı. Tanıkların beyanlarına karşılık savunma yapmak isteyen sanık avukatlarına, duruşmayı yöneten Kıdemli Üye Halit Uysal, "Performanslarınızı tahliye taleplerine saklayın" dedi. Bu diyalog, salonda gülüşmelere neden oldu. İfadelerine başvurulan tanıklardan, İBB hukuk müşaviri avukat İlker Delikan, "Katlı otopark ihalesinde her zaman ihalelerde sorunlar yaşanıyor. Biz de emniyetten yardım isteriz. Bu olağan bir şeydir. 15 sene önce ihale sırasında silahlı bir çatışma pozisyonu da oldu. Bu yüzden önlem alınmıştır. Her ihalede de güvenlikle ilgili önlemler alınıyordu. Encümenin toplanacağı günde genel sekreterle, üyeler toplantı yapar. Aralarında hata yapılmaması için görüşmeler yaparlar ve gündem belirlenir. Sonucunda gündemi belirler ve toplantı sırasında herhangi bir hata yapmazlar. Benim ihalelere örgütsel olarak karışmam veya müdahale etmem söz konusu değildir. Belediye de örgüt duyumum olmamıştır" dedi.

İhalelerde sendikacıların baskı yapıp yapmadığıyla ilgili soruyu cevaplandırması istenen tanıklardan Türkan Salgut ise, "Destek hizmetleri yazı işlerinde çalışıyorum. Erol Bey'in ihale evraklarını verdiğine şahit olmadım" dedi. Hüsniye Öztürk de, "Büyükşehir Belediyesi destek hizmetlerinde evrak kayıt görevlisi olarak çalışmaktayım. Altı kişi odamızda çalışıyoruz. Belgelerin kimseye verilip verilmemesiyle ilgili bir konuşma olmamıştır. Herhangi bir tartışma da olmamıştır. Aksi bir durum olsaydı haberim olurdu" dedi.

İZİN ALINMADI, USULE AYKIRI

Söz alan Vahidettin Akyol'un avukatı Mahmut Yılmaz, Resmi Gazetede bugün yayınlanarak yürürlüğe giren yasa kapsamında, devlete karşı işlenen suçlarda kamu görevlilerinin yargılanması için izin alınması gerektiğini, sanıklar için bu izinler olmaması nedeniyle yargılama yapmaya gerek olmadığını, usulün tamamlanması gerektiğini, davanın durdurulması veya düşürülmesi gerektiğini dile getirdi. Bu durumda Başkan Kocaoğlu'nun yargılanması için İçişleri Bakanlığı, diğer belediye personeli için de Başkan Kocaoğlu'nun izin vermesi gerektiğini dile getiren Yılmaz, Ergenekon davasından da örnekler verdi.

Tanıkların dinlenmesine devam edilirken, sendikacı Mahmut Çelik'in eşi Gülbeyaz Çelik, söz konusu, fesat karıştırıldığı iddia edilen ihale sırasında eşinin yanında hastanede bulunduğunu söyledi. Mete Uygur ise, "O gün ihalenin yapıldığı koridora beni almadılar. Sonra Cafer Başkan geldi. Biz de eylem için aşağı indik. Eylemimizi de kendimiz organize etmiştik. Taşeron şirketin işçileriydik. O tarihte sendikanın şirketimizle ve işçilerle bağlantısı yoktu " dedi.

GÜVENLİK AMİRİNE İLGİNÇ SORU

Ali Kaygusuz da, "Güvenlik amiriyim. Sendikayla bir ilgim yok. İhaleler sırasında kapıya iki güvenlik görevlisi yerleştirdik. Dördüncü kat lavaboların önünde 15-20 işçi vardı. Park bahçeler müdürlüğünde görevliydi onlar da. İhaleye girmek isteyen bir kişi şikayetçi olmuş. Ben de kendisine ihaleye girebilirsin sana kimse engel olmaz diyerek kendisine yardımcı olacağımı söyledim. Bu arada orada toplanan işçi arkadaşları aşağı indirdim. Sendika başkanı Konca da işçilerin aşağı indirilmesine yardımcı oldu. Cafer Konca bu işçilerin arasında değildi. Gördüğüm kişiler arasında sendikacı yoktu" dedi. Kaygusuz, kendisine sorulan "Büyükşehir de suç örgütü var mı" sorusuna. "Büyükşehir belediyesinde suç örgütüne rastlamadım. 25 yıldır çalışıyorum duymadım da " dedi.

Tanıklardan Genel İş Sendikası 3 No'lu Şube sekteri Can Bahadır. "Taşeron işçileri eylemi vardı. Biz de sendika olarak destek veriyorduk. Başka sendikalar ve memur sendikasından da destek vardı. İhale süreciyle ilili kitleye sakin olmalarını, ihalenin devam ettiğini söyledi" dedi..

GENÇ İSYAN ETTİ

Tanıklardan Aysel Özkan, "Destek Hizmetleri Daire Başkanıyım. İhtiyaçlar bütçeyle belirlenir. Teknik şartname düzenlenir. Yaklaşık maliyetin ardından ihale şartları gerçekleştirilir" dedi. Sanık avukatlarının Özkan'a çeşitli sorular sorması üzerine Genel Sekreter Pervin Şenel Genç, isyan ederek "Bizim için saniye önemli. Bu nasıl anlayışsızlıktır. Aynı şeyleri dinletiyorsunuz" diye çıkıştı. Hakim de Genç'e destek verip duruşmaya ara verdi.

DAVA YARINA ERTELENDİ

Başkan Kocaoğlu’nun yanı sıra onlarca belediye bürokratı da yüzlerce yıl hapis istemiyle yargılandığı davaya yarın devam edilecek. Davanın 18’i tutuklu 130 sanığı bulunuyor.

AJANSLAR