Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem "Bizim işimiz ağıt yakmak değil"

        IŞIL CİNMEN

        icinmen@haberturk.com

        HABERTURK.COM

        İşte Türkiye'nin en komik ve sarkastik sitesinin kurucusu Hakan Bilginer.

        Dört yıldır "dürüst, tarafsız ve ahlaksız haber"leriyle Türkiye'yi güldürüyor.

        Tabii bazen de kızdırıyor.

        20 gündür sokaklardan fışkıran şahane mizah nereden çıktı bize ancak o anlatabilir.

        “Gülmekten ciddiyetle direnemiyoruz” dedirtecek kadar büyük bir yaratıcılık patlaması oldu. Ne oldu birden?

        Var olan sokağa çıktı ve görünür oldu. Bu insanlar yani gençler, hatta Gezi Jenerasyonu diyelim, zaten yıllardır sözlüklerde, Twitter'da, Facebook'ta çok yaratıcı, komik şeyler üretiyordu ya da en kötü üretilenlerden besleniyordu. Yani aslında internette var olan yaratıcılık ve mizah sokağa çıktı.

        Gezi eylemlerinin mizah tarzı çok Türkiye’ye ait değil aslında…

        Türkiye'ye ait ama sokakta çok fazla kendini göstermeyen, daha ziyade internette yaşayan bir mizah aslında oradaki. Bakma Türkiye köklü mizah kültürü olan bir ülke. Bizim nesil ve sonradan gelenler Simpsons, Seinfeld, South Park’a gülerek büyüdü. Ve sonuçta ortaya karışık, komik bir nesil çıktı. Bu direnişteki insanların ürettiği şahane mizah bile sokaktakilerin kim olduğu konusunda fikir veriyor. Yani bir çapulcu kolay yetişmiyor.

        DEMOKRASİYİ DÜŞE KALKA KAVRAYACAĞIZ

        Bu ara “Zaytung Son Dakika”lardan en çok neye güldünüz?

        “Necati Şaşmaz'ın basın açıklamasından sonra böyle bir olayın tekrar yaşanmaması için direnişçiler Topçu Kışlası inşaatına başladı.”

        Hahahahaha her karşılaştığımda tekrar gülüyorum buna…90’lılar bu Gezi'ye kaşe bastı. Yani Zaytung kitlesi… Bekler miydiniz onlardan böyle bir hamle?

        Genç olmanın en temel özelliklerinden biri kendisine dayatılana karşı durmak değil mi? Gençler bunu yaptı. Tepki göstermeyi yeni yeni öğrenen bir toplumuz. Tepki gösterebileceğimizi bile yeni yeni öğreniyoruz. Biraz zaman gerekiyor. Hükümet ne kadar zorlayıcı olursa bunu öğrenmemiz de o kadar kolaylaşacak. Demokrasiyi düşe kalka gerçekten kavrayacağız.

        Gezi Parkı olaylarında hayatını kaybedenlerle ilgili yaptığınız habere çok tepki geldi. Daha önce Reyhanlı’da yaralananlarla ilgili haberinize olduğu gibi… Neden bunu yapıyorsunuz?

        Çok da tepki gelmedi aslında. Yani bunu iki yıl önce yapsak çok daha ağır tepkiler alırdık ama şimdi insanlar Zaytung’un tarzına biraz daha alıştıkları için tepkiler çoğunlukla takdir eden cinstendi. Ha arada yine küfürler, “Allah belanızı versinler” olmadı mı? Oldu. Ama bu saygısızlık değil. Örneğin Reyhanlı’yla ilgili son dakika şuydu: “Reyhanlı patlamaları sonrası hastanelere sızmaya çalışan yaralı vatandaşlarımız, gerillaların ve sığınmacıların yardımıyla başarıyla püskürtüldü.”

        BİZİM İŞİMİZ AĞIT YAKMAK DEĞİL

        Ve saygısızlık olarak algılandı…

        Reyhanlı’yla ilgili son dakikaya tepki geleceği aklıma bile gelmemişti. Suriye’den gelenlerle Hataylıların arasındaki gerginlik, Hataylıların şikâyetleri biliniyordu. Güvenlik, sağlık gibi hizmetlerin Suriyelilere Hataylılardan öncelik verildiği ifade ediliyordu. Bu mesajı içeren bir son dakikaydı… Durumu bilen bir insanın alınacağı, anlamayacağı bir olay değildi.

        Ama Cüneyt Özdemir bile çok sert tepki gösterdi.

        Evet ve Erol Köse… Cüneyt Özdemir’e dönersek, acı bir olay olduğunda gazetecilerde bir ağıt yakma sendromu ortaya çıkıyor. Sanki meslekleri üzülmek… Bırak ağıdı başkası yaksın. Orada korkunç bir olay oluyorsa sen bize bilgi sağla, arkasındakileri araştır, anla ve anlat. Benim de işim ağıt yakmak değil.

        Sizin göreviniz ne peki?

        Zaytung günlük olayları kendi üslubunda veren bir mecra. Haberin verdiği mesaj ne? İnsanlar buna bakmayı öğrenmeli. O mesajı yakalayamayınca kızarsın tabii cenaze haberini Zaytung’da görünce. Direnişte ölenler, cenaze haberleri, Down sendromlu çocuk ya da Reyhanlı patlamaları haberi… Bunları gıcıklık ya da troll’lük olsun diye yapmıyoruz.

        ESPRİ YAPMAK AŞAĞILAMAK DEĞİLDİR

        Down sendromlu çocuk haberinden ben bile rahatsız olmuştum…

        Herkes üzerine espri yapılabilir, espri yapmak aşağılamak değildir. Siz belli bir zümreyi örneğin Down sendromluları, “üzerinde espri yapılamaz, ciddiyet dışı konuşulamaz” diye ayırırsanız, asıl ayırımı siz yapmış olursunuz. Korunmaya muhtaç özel kesim diye tabulaştırmak yanlış, bizim yaptığımız normalleştirmek.

        Sınır nerede?

        Tek ölçütümüz hukuki çizgidir. Bunun dışında “aman tepki gelecek,” “aman okuyucu ne der” korkusunu yaşarsak biteriz. Toplumsal tepkiyi göz önüne aldığın an sıradanlaşır, saçma bir şeye dönersin çünkü. Oto sansür en tehlikeli tuzak bizim konumumuzda. O yüzden bilinçli bir şekilde mümkün mertebe bu tuzağa düşmemek için çaba sarf ediyoruz. Tepki gelecekse gelsin, bunu her zaman göz ardı edeceğiz.

        Hukuka uygun ama size ters bir haberi alır mısınız?

        Irkçı, cinsiyetçi ya da siyasi olarak durduğumuz noktaya tam ters bir mesaj iletiyorsa o haberi almayız. Elbette mesajı olmak zorunda değil ama varsa, dünya görüşümüze ters düşmemesi gerek.

        CEBRAİL’LE İLGİLİ BİR SON DAKİKA YÜZÜNDEN…

        Hiç mahkemelik oldunuz mu?

        Evet Cebrail’le ilgili bir son dakika haberiydi. Takipsizlik verildi tabii…

        Haberlerinizi gerçek zannettikleri zaman çok gülüyor musunuz?

        Haberler gerçek sanılınca insanlar çok gülüyor ama bana normal geliyor çünkü Türkiye’de yaşıyoruz. Birçok tuhaf olay oluyor, haberler gerçekte yaşadıklarımızın bir tık yukarısı belki, çok absürt değil yani… Standart medya dilini kullanırsan yazdığın her şey ciddi bir haber gibi görünüyor.

        ACIMASIZLIK ZAYTUNG'A UYGUN BİR TAVIR

        Haberin öznesi doğrudan bir kişi olunca acımasızlık dozunu nasıl ayarlıyorsunuz?

        Acımasız olmak Zaytung’un durduğu noktaya uygun bir tavır. Kendine güvenen ve kompleksli olmayan insanlar haberin öznesi kendi de olsa buna gülebiliyor. Kimseye hakaret etmiyoruz sonuçta…Yeterince olgunsa muhatabı bile takdir edebiliyor.

        Mesela kim?

        Haluk Levent mesela ilk aklıma gelen örneklerden. Onun bu sürekli hapse girip çıkma durumuyla ilgili sık sık haber yapıyoruz. Bazılarını kendisi de paylaşıyor, bazen bu durumla ilgili kendi orijinal esprilerini de yapıyor. Onun dışında Ferhat Göçer’le ilgili bir haber yapmıştık. “Bir süredir sesi soluğu çıkmayan ünlü tenor Ferhat Göçer'in yeni yayınlanmaya başlanan fiber optik internet reklamında canhıraş bir şekilde bağırması, sevenlerini harekete geçirdi. Sanatçının sağlığından ciddi şekilde endişe duyan vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren İstanbul Gayrettepe'deki Türk Telekom Genel Müdürlük binası önünde toplanırlarken, fiber optik kablo döşenmesi esnasında Göçer’e bir zarar verilmiş olabileceği söylentisi yüreklere ateş düşürdü” diye. Göçer de, bunu kendi paylaştı mesela.

        Yılmaz Özdil’den uzun yazan kimseyi okumayan bir arkadaşım sizin haberlerinizi satır satır okuyor. Size Zaytung Medya Towers diyor.

        Bunu duymak güzel çünkü bir metnin üzerinde ne kadar çok çalıştığımıza inanamazsın.

        Kaç saat mesela?

        Uzun bir haberin üzerinde ortalama 6 saate yakın çalışıyoruz.

        Ne!

        Bunun 3-4 saati fikir ve başlık bulmakla geçiyor. Brainstorming’le yürüyor Zaytung. Kimse bir metni oturup tek başına yazmıyor. Bir fikir bulduğumuzda editörler olarak Skype’de buluşuyoruz. Kendimizce demeçler, cümleler yazmaya başlıyoruz. Sonra bir kişi bunu metinleştiriyor. Sonrasında diğerleri de küçük değişiklikler yapıyor. Ve böylece bir haberi yazmamız 6-7 saat sürebiliyor.

        Kaç kişi çalışıyorsunuz?

        Benimle birlikte tam zamanlı çalışan 5 editör var. Ofisimiz var ama ofise pek uğramıyoruz. Online buluşuyoruz Skype üzerinden… Freelance editörlerimiz de var. 100 bin’in üzerinde kayıtlı kullanıcımız var ve bunlardan da her gün yüzlerce haber geliyor. Son Dakika ve FotoHaber bölümleri ağırlıklı olarak kullanıcıların gönderdiği haberlerden oluşuyor zaten. Bizi bizden daha sıkı takip eden kullanıcılarımız var.

        Nereden para kazanıyorsunuz?

        Temelde reklam gelirleri ve dışarıya metin yazma televizyon programlarına metin yazıyoruz

        Kime!

        Sır o, söylemem.

        “BU OLMADI ZAYTUNG! YAKIŞMADI ZAYTUNG!”

        Kendi işlerinizi bıraktınız mı tamamen?

        Şu anda ben dâhil 4 kişi başka iş yapmamıza gerek kalmadan site üzerinde geçinecek gelir sağlıyor. Son 1,5 senedir Zaytung’a reklam alıyoruz. Elektronik mühendisiyim ama iki yıldır Zaytung dışında çalışmıyorum.

        En yüksek hit kaç alıyorsunuz, bomba haber olunca?

        En yüksek tekil giriş 300 bin oldu. “Bu olmadı Zaytung! Yakışmadı Zaytung!” diye haberlerimiz çıktığında pik yapıyoruz. Ortalama normal gün 70 bin hafta sonu 50 bine düşüyor.

        Zaytung ekibi Ekşisözlük çıkışlı mı?

        Zaytung ekibi Ekşisözlüğün içinden doğdu. Türkiye’deki neredeyse tüm sosyal medya Ekşisözlük’le bağlantılı. Ekşisözlük, Twitter ve Facebook’dan önce dünya üzerinde çıkmış ilk yaygın sosyal medya sayılabilir. Tükiye’den çıktı, düşünsene Amerika’dan çıksa şu an ne olurdu? Dil bariyerine takıldı. Bize özgü olduğu için ve bir yazı kültürü oluşturduğu için çok değerli buluyorum hala.

        Temmuz başında Zaytung 2. Almanak çıkıyor. Neler var içinde?

        Kitapta 2012’de öne çıkan haberler ya da bizim çok beğendiğimiz ama yeterince ilgi görmediğini düşündüğümüz haberler var. Kronolojik bir sırayla Türkiye’de ve dünyada yaşanan olaylar, trendler hakkında Zaytung’un özel yorum arşivi gibi yani… İnternet suya yazı yazmak gibi geliyor bana hala, basılmış sayfaları seviyorum.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ