Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Başbakan'dan başörtülü kadınlara uyarı!

        HABERTURK.COM

        Başörtüsü yasağının kaldırılması ile ilgili konuşan Başbakan Erdoğan, "Türkiye tarihi nitelikte normalleşme adımı attı. Buradan tüm başörtülü kardeşlerime sesleniyorum. Süreci provoke etmek isteyenler olabilir. Bu oyuna asla gelmeyin. Valilerimiz gerekli görüşmeleri yapıyor. Başörtülü kardeşlerim inancının gereğini yerine getirecek. Kılık kıyafet yönetmeliğindeki değişiklikle can yakan uygulama karanlık dönem sona eriyor. Kimseye imtiyaz vermiyoruz. Yıllardır esirgenen inanç hakkını bugün hak sahiplerine teslim ediyoruz." dedi.

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Grup Toplantısında konuştu.İşte Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından önemli satır başları;

        "DÜN DÜNDE KALDI"

        Dördüncü yasama yılının bu ilk toplantısında şunu ifade etmek istiyorum. Bugün yeni bir gündür, yeni bir başlangıçtır. Dün dünde kaldı.Geride bıraktığımız 11 yıl bizim için gurur tablosudur. Her alanda çok önemli hizmetler verdik. Artık çözüm umudu kaybolmuş nice meseleyi Türkiye'nin gündemine taşıyıp çözdük, çözüyoruz. Her zaman ileriye baktık. Her yeni günü yeni başlangıç olarak gördük.

        "BİRBİRİNE ÇELME TAKMAK OLAMAZ"

        Aşk ile çalışan yorulmaz. Davası olanın davası olana yorulmuyor musun deme lüksü olamaz. Biz ölünce yoruluruz. On yıllardır siyaset sahnesindeyiz. Bizi takip eden ama bizi anlamakta analiz etmekte bizi çözümlemekte zorlananlar var. Bizi öylesine hareket görüp dar kalıp içinde tanımlamak isteyen ve yanılanlar var. Sürekli yanıldığı halde parametrelerini değiştimeyenler var. Bizi biraraya getiren çıkar birlikteliği değildir. Biz tesadüfen biraraya gelmiş bir topluluk değiliz. Biz ortak hedefleri olan adete feleğin çemberinden geçerek aynı acıları yaşayarak bugünlere ulaşmış yani kader ortaklığı yapmış kadroyuz. Böyle kadro içinde birbirine çelme takmak birbirinin kuyusunu kazamak asla olamaz. Biz en başından beri biriz. Önce milletin sonra vicdanımızın sesine kulak vereceğiz. Bu kadronun içinde ben olamaz. Bu kadronun içinde biz olur. Bize bakacağız. Bugüne kadar kendi gündemimizi kendimiz belirledik. Bizi hizmetten alıkoyacak hiçbir girişime mahal vermeyeceğiz. Sevdamızı törpüleyecek her girişim karşısında uyanık olacağız. Biz öyle bir davanın mensuplarıyız ki bu davanın hamurunda adı bilenen ya da bilinmeyen nice gönül insanının alın teri vardır. Hesabını sadece Allah'a ve millite verecek olanlar bir şeyden korkmazlar.

        "MUHALEFET YEREL KALMAYI TERCİH ETTİ"

        Gönül isterdi ki bizim Türkiye için 76 milyonun tamamı için paylaştığımız aşkı muhalefette paylaşmış olsaydı. Siyaseti ve siyaset yapmak şeklini, çok değiştirdik. Ancak bu süreçte muhalefet kendini değiştirmeyi başaramadı. Muhalefet küçük meselelere takılıp kalmayı, yerel kalmayı, statüko kalesine sarılmayı tercih etti. 11 yıl boyunca söylemlerini, üsluplarını değiştirmeyi dahi gerek duymadılar. Muhalefet kendini yenileme, büyük Türkiye vizyonuna ayak uydurma gereğini hissetmedi. Bundan sonra muhalefet genel başkanlarının adını ağzıma almayacağım. Bunu arkadaşlarıma havale ediyorum. Ak Parti'ye hangi çamuru atmak istedilerse ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Muhalefet yaşadıklarından hatalarından ders çıkartmak yerine yanlışta ısrar eti.

        Muhalefetin en büyük sorunu vesayet sorundur. Muhalefet kendisini bağımlı hale getiren vesayetten kurtulamamıştır. Vesayetin gölgesinde siyaset yapılamaz. Korkuların egemen olduğu partilerde siyaset üretilemez. Çetelerin, terör örgütlerinin, sokak örgütlerinin vesayetinde onların emir ve talimatları ile siyaset yapılamaz.

        "ONLARIN SEVİYESİNE DÜŞMEYECEĞİZ"

        Seçimler öncesinde başta TBMM olmak üzere her ortamda gerilim siyasetine başvuran muhalefet karşısında sorumlu davranacağız. Tahriklere boyun eymeyeceğiz. Özellike muhalefete kendi dil ve üslubu ile cevap vermeyeceğiz. Onların seviyesine düşmeyeceğiz. Biz 76 milyonun hükümetiyiz. Hangi adımı attıysak Türkiye'nin normalleşmesi için yaptık. EllerindeN imtiyazları gidenler bugün de itiraz ediyorlar.

        Hukuk önünde devlet nazarında her vatandaş birdir eşittir aynı haklara sahiptir. Devlet vatandaşına yaşam tarzı dayatamaz. Devlet vatandaşına çocukluktan başlayarak format atamaz. Vatandaşına zulüm edemez. Gazi Mustafa Kemal'in ifadesi ile Misak-ı Milli sınırları içindeki herkes bu Cumhuriyetin ayrımsız ve imtiyazSIZ vatandaşı olarak kabul edilmiştir.

        23 Nisan 1920'de Ankara Ulus'taki fotoğraf bizim ruhumuzu en net anlatan fotoğraftır. O Meclis'te Türk, Roman, Kürt, Boşnak var. Orada Sünni var Alevi var. Cumhuriyet bu topraklar üzerindeki farklılıkları zenginlik olarak gören bir ruh üzerine bina edilmiştir. Bugün attığımız her adımı, reformu Cumhuriyete karşı gibi gösteren cahiller ve istismarcılar var.

        Türkiye'de yer isimlerinin değiştirilmesi 49 tarihli yasaya dayandırılmıştır. Tillo ismi bundan 23 yıl önce 1990 yılında Aydınlar olarak değiştirilmiştir. Bunun Cumhuriyetimizle nasıl alakası olabilir. Her sabah öğrencilere okutulan and kaldırıldığı halde 12 Eylül'de diriltilen uygulamadır. Başörtüsü yasağını Cumhuriyetle ilişkilendirmek nasıl cahilliktir.

        Kimse kusura bakmasın bu Cumhuriyet 28 Şubat'ta 27 Mayıs'ta kurulan Cumhuriyet değilidir.Yaptığımız her reform Türkiye'yi yeniden kuruluş felsefesine yaklaştırmıştır. Biz baskıları, yasakları tek tek ortadan kaldırıyoruz.

        "UZAYDAN GELMEDİLER"

        Cumhuriyet 76 milyonun cumhuriyetidir. İstanbul'daki kadar bu cumhuriyetin sahibiyse, Edirne'deki, Van'daki de o kadar bu cumhuriyetin sahibidir. Bu ülkede farklı olanlar uzaydan gelmediler. Ana dili farklı olanlar sonradan gelmediler. Aleviler, sunniler bu ülkeye sonradan gelmediler. Bakıyorsunuz birileri çıkıyor çölde yaşasınlar diyor.

        "SİZ KİMİ TOPRAĞIN KOVUYORSUNUZ"

        Siz kimi kimin toprağından kovuyorsunuz? Burası bizim vatanımız bir yere gitmiyoruz gitmeyeceğiz. Burada yaşıyoruz. Burada öleceğiz. Bu topraklar üzerinde bayrağımızın gölgesi altında bir ve beraber yaşayacağız. Kimse kimsenin yaşam tarzına karışamayak.

        30 Eylül'de demokratikleşme paketimizi biz birlik ve beraberliğimizin nişanesi olarak duyurduk. Siyasetin kendisini yasak ve baskılardan kurtarıyoruz. Demokratikleşme paketi 11 yılın aşamalarından sadece biri. 11 yıl boyunca defalarca reform yaptık. Pazartesi günü açıkladığımız paket ne ilktir ne de sondur. Bundan sonraki pakette de güncellemeler olacaktı.

        "SÜRPRİZ YOK"

        Paket içinde çözüm noktasında sürprizler olsa da ele alınan sorunlar konusunda sürpriz yoktur. Muhalefet barajı indirelim dedi. Var mı gerekçeleri? Üç seçenek sunuyoruz. Çalışın üzerinde hangisini uygun görüyorsanız çıkartalım. Siz uygun görmüyorsanız oturacağız nihai kararımızı kendimiz vereceğiz. Getireceğimiz böyle yasa tasarısını güçlü olarak yerine getirmek için kamuoyu araştırmalarımızı da yaparız.

        "BU NASIL SAMİMİYETSİZLİK"

        Bir taraftan partiler kapatılmasın diyeceksin önüne teklif gelince orayı terk edeceksin. Bu nasıl bir samimiyetsizliktir. Bakın gönül verdiğiniz partinin yöneticileri partilerinin kapatılmasını istiyorlar. Kapatılmayı engelleyen anayasa değişikliğine evet demediler. Bizim içimizden de üç dört arkadaş ihanet etti. Onlar da bırakıp gitti. Eğer gitmeydi 330'u yakalardık parti kapatma diye bir şey olmazdı. Zaman zaman maalesef bu tür yaklaşımlar olabiliyor. Bir parti kendi içinde nihai kararını verdikten sona ona mensuplarının uyması lazım. Kendine güveniyorsan bağımsız olursun.

        "BİR ŞEYİN İADESİNİ YAPARKEN BİR ŞEYİN İADESİNİ BEKLİYORUZ"

        Bazıları çıkıyor Ruhban Okulu meslesi halledilmeli diyor. Bizim için Ruhban Okulu meselesi anlık meseledir. Biz bir şeyin iadesini yaparken bir şeyin de iadesini bekliyoruz. Şuanda Atina'da iki tane camimiz var. Osmalı mirası. Bunu bize iade edin dedik. Atina'da Müslümanların ibadet edecek yeri yok. Bize kaç kez söz verdiler. Yunanistan'daki camiler, Batı Trakya'daki müftü seçimine evet desinler biz de ruhban okulunu eş zamanlı açarız.

        BAŞÖRTÜLÜ KARDEŞLERİME SESLENİYORUM

        Türkiye tarihi nitelikte normalleşme adımı attı. Buradan tüm başörtülü kardeşlerime sesleniyorum. Süreci provake etmek isteyenler olabilir. Bu oyuna asla gelinmesin. Valilerimiz gerekli görüşmeleri yapıyor. Başörtülü kardeşlerim inancının gereğini yerine getirecek. Ve bu hakkı kullanmaya başlayacaktır. Kılık kıyafet yönetmeliğindeki değişiklikle can yakan uygulama karanlık dönem sona eriyor. Kimseye imtiyaz vermiyoruz. Yıllardır esirgenen inanç hakkını bugün hak sahiplerine teslim ediyoruz. Kara gölgeyi kaldırıyor 76 milyonun ufkunu bugün daha da aydınlatıyoruz. Bu kısıtlamanın kalkması normalleşmedir, eşitliğin tesis edilmesidir.

        Artık ayrımcılığı ortadan kaldırıyoruz. Devlet vatandaşına bakarken üvey evlat öz evlat muamelesi yapıyordu. Devlet vatandaşına yaşam tarzı, kılık kıyafet, resmi ideoloji dayatıyordu. Biz buna son veriyor, 76 milyonun devlet nazarında bir ve beraber olması için tarihi bir adım atıyoruz. Elbette gurbette geçen yılların vatan sıla aile hasretinin telafisi mümkün olmayacak. İkna odalarında onurlarına dokunulan kızlarımızın yaraları elbette kapanmayacak. Mahkemelerde hapishanelerde tüketilen hayatlar elbette geri verilemeyecek, gözlerindeki damlalarla başlarındaki örtüyü çıkartmak zorunda kalan kız çocuklarının eğitim şevkleri elbette tamir edilemeyecek. Ancak inanıyorum ki bugün başlayan normalleşme, bugün başlayan yeni özgür süreç hepimiz için milletimiz için bir teselli, bir güvence olacak.

        ANDIMIZ UYGULAMASI

        Bu uygulama 1933 yılında başladı. Andımız olarak bilinen metnin yazarı tartışmalı yazar olan Dr. Reşit Galip'ti. Reşit Galip Türkçe Ezan zulmünün mimarlarındandı. Aynı Galip insan kafataslarını ölçen, insanları kafataslarına göre ölçen anlayışı destekleyen sözüm ola bilim insanıydı. And uygulamasının Cumhuriyetimizle ilgisi yoktu.

        CHP ve MHP bu uygulamanın tarihi gelişmini bilmedikleri için istismar kampanyası başlatıp milleti yanıltıyorlar. 1930'lardaki Hitler gibi diktatörler zamanında toplumu formatlamak için bu tür uygulamalar yapılıyorlardı. Bal bal demekle ağız tatlanmaz. Bal yersen ağız tatlanır. Her sabah Türküm demekle Türk olunmaz. Her sabah doğruyum çalışkanım demekle doğru ve çalışkan olunmaz.

        IMF'in kapısında nöbet tutacaksın sonra doğruyum, çalışkanım, dürüstüm, milliyetçiyim diyeceksin. Hortumları kim kesti biz kestik. Bu uygulama soğuk savaş dönemlerinde kalmış modası geçmiş uygulamaydı. Türkiye bu uygulamayı kaldırmakta geç bile kalmıştır. Türkiye'deki geri kalmış ülke mazarasını kaldırdık. Bu uygulamanın tarihini öğrensinler. Biz slogan atanlardan değil milliyetçiliğin gereğini yerine getirenlerden olacağız.

        "BU AYIN SONUNDA TARİHİ NİTELİKTEKİ YATIRIMI AÇIYORUZ"

        Bu ayın sonunda 29 Ekim'de hem İstanbul hem Türkiye için tarihi nitelikte yatırımı açıyoruz. Marmaray'ı açıyoruz. Denizin 62 metre derinliğinden geçen tüple birlikte sadece Anadolu'yu Avrupa'ya değil Pekin'i demir ağlarla Londra'ya bağlıyoruz.

        YEREL SEÇİMLER

        Temayül yoklamalarıyla adayları belileyeceğiz. Bayram sonrası kamuoyu araştırmalarını yapacağız. Bir kuyumcu titizliği ile uygun adayları belirleyeceğiz. Onlarla seçimlere gireceğiz.

        "DERİSİ DE BENİM BAĞIRSAKLARI DA BENİM"

        Biliyorsunuz bir Müslümanın inancının gereği olarak kurban kesmek, üzerine bir farizadır ve bunu yerine getirir. Fakat buna bile devlet ne yaptı? El attı. Dedi ki, bunun derisini bana vereceksin. Yada ben sana nereyi gösteriyorsam oraya vereceksin. Bu kurban benim. Bunun her şeyi benim. Derisi de benim, bağırsakları da benim. Niçin buna müdahale ediyorsun? Bu da suça dönüştü.

        Şimdi bu da ortadan kalktı. Kurbanı kesen hak sahibidir. Bunu istediği gibi tasarruf eder. Artık bu tür engellerle de milletim karşılaşmayacak.

        "O DESTEK SİZE GÜÇ MÜ KATACAK"

        Türkiye’den gidip orada Esed’le röportaj yapan bazı sözde medya, burada gelip kendi ülkesinin başbakanını, onun malum sözleriyle değerlendirmek istiyorlar. Siz burada ne yapıyorsanız, hakaretin daniskasını yapıyorsunuz. Oradan aldığınız destek size güç mü katacak?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ