Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem O zorla yaptırdığınız evlilik değil! Ticaret! Çocuktan gelin olmaz...
        1

        Okuyacaklarınız bazılarınıza sert gelebilir.
        Gelsin.
        Hiçbir söz, o çocukların yaşadıklarından sert değil.
        Hiçbir tabir, ölmüş bir kadının cesedinden soğuk değil.

        Bir geleneğin sarsılması zordur.
        Ancak artık bu ülkede erkek şiddeti ve zorla evlendirilme geleneğini kırmanın zamanı geçti.

        “Çocuk gelin” ya da “çocuk damat” diye bir kavram yoktur.
        Çocuk, çocuktur.
        Çocuktan kadın olmaz.
        Çocuktan gelin olmaz.
        Çocuktan anne olmaz.
        Kanun, “daha erken yaşta ergin olsa bile, onsekiz yaşını doldurmamış kişiye” çocuk der.

        ÖRF VE ADET KİSVESİ ALTINDA SEKS TİCARETİ

        Şunun adını koyalım ve açık açık söyleyelim.

        Bu toplumda anneler, babalar ve diğer aile büyükleri “örf ve adet” kisvesi altında çocuk ve seks ticareti yapıyor.

        Kendi çocuğunu, çocuğun rızası, isteği ve iradesi dışında bir erkeğe satıyor.
        Karşılığında da başlık parası alıyor.

        İkinci sayfaya geçebilirsiniz...

        2

        Geleneğin arkasına gizlenmiş bu korkunç düzenin yıkılması için “mücadele edelim" demek yetmez.
        Sürekli “yüreğimiz burkuluyor” demek de kar etmez.
        Üç dakikalığına burkulan yüreklerimiz bir işe yaramıyor.
        “12'sinde evlendi, 13'ünde anne oldu, 14’ünde ikinci çocuğunu erken doğumla kaybetti ve evinde ölü bulundu” cümlesindeki öznenin yanına bile yaklaşmıyor.

        Bu geleneğin sarsılması için hukuki ve toplumsal olarak aşağılanması, cezalandırılması, zihinlerde negatif kodlanması lazım.
        Zihniyet ve algı ancak bu şekilde değişir.
        Dev adımlar atarak...

        Mesela resmi nikah yapamayacak yaştaki çocukları, hukuki olmayan biçimde evlendirenler ve buna vesile olanların TCK 227’den yargılanması gerekir.

        TCK 227 fuhuş suçunu düzenler.
        Madde şöyle der:

        (1) Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran, bu maksatla tedarik eden veya barındıran ya da çocuğun fuhşuna aracılık eden kişi, dört yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenişine yönelik hazırlık hareketleri de tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.

        (5) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından (…) işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

        Avukat tanıdıklarımı aradım. “Aile, henüz evlenme iradesi bulunmayan yaştaki çocuğa, resmi olmayan nikah kıyıyor. Karşılığında başlık parası adı altında ücret alıyor. Bu fuhşa teşvik, çocuğun fuhşuna aracılık etmek sayılabilir mi?” diye sordum.

        Şu anki yasalara göre mümkün mü?

        “Evet” dediler. “Mevcut durumda savcının olayı bu yönde okuması pekala mümkün. Kanunen bir sıkıntı yok.”

        Üçüncü sayfaya geçebilirsiniz...

        3

        Yasal olmayan evlilikleri bir kenara koyalım.
        Daha vahimi, bu ülkede yürürlükte olan yasalar aileye 15-16 yaşında olan bir kız çocuğunun ailesinin rızasıyla ve mahkeme kararıyla evlendirilebileceği iznini veriyor.

        Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde 2013’te 18 yaş altı 26 kız çocuğu doğum yaptı.
        Sadece bir ilçede!
        2013 yılında Erzurum'da 300 çocuk doğum yaptı.
        Daha binlercesi var.

        15 yaşındaki kız, bir çocuktur.
        Memelerinin çıkmış olması ya da regl oluyor olması bunu değiştirmez!
        Yetişkin olmayan birinin evlendirilmesinin yasayla güvence altına alınmış olmasının çarpıklığı diğer hiçbir durumla kıyas kabul etmez.

        Çiçek Tahaoğlu’nun söyleyeceklerine kulak verin.
        O bianet’in kadın hakları editörü, bir gazeteci.
        Her ay çetele tutuyor.
        Erkekler bu ay kaç kadın öldürüldü’nün hesabını çıkarıyor.
        “Bir kadın daha ölü bulundu” yazmak zorunda kalmayacağı gün gelsin diye çalışıyor.
        Bugün konuşmamızın zorla evlendirilen çocuklar bölümünü okuyacaksınız.
        Salı günü kadın cinayetleriyle devam edecek.

        Dördüncü sayfaya geçebilirsiniz...

        4

        HER YIL 100 BİN ÇOCUK

        Bu yapılan suç mu?

        Evet. Türkiye, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf bir ülke. 1990 yılından beri bu böyle. Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 18 yaşın altındaki kişi, çocuktur. Anayasa’ya göre de uluslararası sözleşmeler iç hukukun üzerindedir. Erken yaşta evliliğe zorlamak, buna yol açmak Anayasal suç kapsamındadır.

        Zorla evlendirilen çocuk sayısı biliniyor mu? En azından ortalama olarak…

        Hayır, tam olarak değil. Çocuk evliliklerinde Türkiye dünyada ilk onun içinde. Polisin verilerine göre Türkiye’de her üç evlilikten biri çocuk evliliği. Evlendirilen kız çocukların üçte birden fazlası kuma. Her yıl üç yüz bin evlilik yapılıyor, bunun yüz bini çocuk evliliği.

        Evlilik yaşı kaça kadar düşüyor?

        Kız çocuklarda 12’ye kadar düşüyor.

        PEDOFİLİ DEĞİL!

        Çocuk gelin tabiri beni çok rahatsız ediyor. Bunu kullanmak doğru mu?


        Çocuk gelin tabiri bu sorunla çok özdeşleşti ancak bu konuda uzun bir tartışma var. Çocuk istismarı önerisi var fakat hukuk ve akademide kullanılabilir olsa da evlilikler için çok geniş bir ifade. “Erken yaşta evlilikler” ve “zorla evlilikler” en doğru tabirler.

        Pedofili/sübyancılık denmesi konusunda da bir öneri var, ona ne diyorsun?

        Asla. Bu bir hastalık adı; biz burada bir hastalıktan değil, toplumun her kesiminde görülen, gelenekler veya inanışlar bahane edilerek normalleştirilen yaygın bir sorundan bahsediyoruz. Pedofili terimi sorunun tıbbi ve kişisel bir mesele gibi algılanmasına yol açar. Üstelik meselenin toplumsal cinsiyet boyutunu tamamen gözden kaçırmamıza neden olur.

        Beşinci sayfaya geçebilirsiniz...

        5

        DİYANET DE ARTIK KONUŞMALI

        Nasıl çözülebilir bu sorun?

        Erken evlilikler konusunda 28 yıldır çalışan, kampanyalarıyla Türkiye’nin bu sorundan bu derece haberdar olmasını sağlayan en önemli merci Uçan Süpürge. Bu merci Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olana kadar çözüme yaklaşamayız.

        Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ‘Erken Evlilikleri Önleme Birimi’ var yanılmıyorsam…

        İki yıl önce kuruldu ve ilan edilmiş tek bir atılım dahi yok. Orada kimler çalışıyor, eğitimleri var mı, neler yapıyorlar bununla ilgili bir bilgi yok.

        Diyanet İşleri de ikna konusunda çok etkili olabilir, değil mi?

        Diyanet İşleri Başkanlığı ve taşra teşkilatları çalışmalar yapsa, bu tüm birimlerden daha etkili olabilir… Arada sırada yapıyorlar da aslında. Örneğin çocuk gelin konusu gündeme gelince imam nikahı tartışması açıldı ve herkesin bir açıklama beklediği Diyanet erken evliliklerin yanlış olduğunu söyledi ve yine Diyanet’in girişimiyle, Kader Erten’in öldürüldüğü hafta tüm Türkiye’de Cuma hutbelerinde çocuk gelin konusu ele alındı. Keşke Diyanet bu çalışmaları programına alsa, bir çocuğun ya da kadının ölüp tüm gazetelerin manşetlerine çıkmasını beklemeden, kendiliğinden, din eğitiminin bir parçası olarak yapsa.

        Evlilik yaşı kaç olmalı?

        Medeni Yasa’daki evlilik yaşı alt sınırının 18+ olarak düzenlenmeli ve 18 yaşından küçüklerin ebeveyn onayı ya da mahkeme kararıyla evlenmesinin önü açılmamalı. Uçan Süpürge iki yıl önce tüm Türkiye’den imza topladı. Toplanılan 54 bin imzayı akademisyenler, sanatçılar, öğrenciler, mahalle temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinden oluşan 80 kişilik bir heyetle TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e verildi. Ancak bir sonuç çıkmadı.

        (Salı günü kadın cinayetleriyle devam ediyoruz)

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ