Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜSİAD Yüksek İstişare Toplantısı'nda konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli mesajlar Erdoğan: O banka zaten batmış

        HABERTURK.COM

        Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 3 yıl aradan sonra ilk kez TÜSİAD'ın bir toplantısına katıldı. TÜSİAD Yüksek İstişare Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, birlik ve beraberlik çağrısı yaparak, "Yeni bir Türkiye inşa olunurken TÜSİAD'ın da engin tecrübesinden istifade ederek Türkiye'nin kalkınmasına, daha fazla refaha katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum. TÜSİAD yenilenen vizyonuyla Türkiye'nin daha ileri demokratik standartları yakalamasına katkı sağlayacaktır" şeklinde konuştu. "Eski kırgınlıkları muhafaza etmenin hiçbir faydası olmaz" diyen Erdoğan,"Zaman yumrukları sıkma zamanı değil, tokalaşma zamanıdır" açıklamasında bulundu.

        Erdoğan’dan önce kürsüye çıkan TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer ise, “Sayın Cumhurbaşkanım, konuşmamın bu bölümünde size hitap etmek istiyorum. Bizi en çok kaygılandıran bir konuda doğrudan size hitap etmek istiyorum” diyerek“Son yıllarda belki de hepimizin katkısıyla oluşmuş bu ağır kutuplaşmanın bize zarar vereceğinden kaygı duyuyoruz. Halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olmanız nedeniyle de, kutuplaşmanın bertarafında çok önemli bir rol üstlenebileceğinizi düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TÜSİAD Yüksek İstişare Toplantısı'nda konuştu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından önemli satır başları;

        Yeni bir Türkiye inşa olunurken TÜSİAD'ın da engin tecrübesinden istifade ederek Türkiye'nin kalkınmasına, yenilenen vizyonuyla Türkiye'nin daha ileri demokratik standartları yakalamasına katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum.

        "ARTIK YAN GELİP YATAN CUMHURBAŞKANI YOK"

        Türkiye’de öyle bir döngü inşa edilmiş ki ne zaman kazanmaya başlanılan süreç başlasa, işler iyiye gitse darbe, müdahale olur, kriz ortaya çıkar. Başında bulunduğum hükümetlerde bu kısır döngüyü kırmaya çalıştık.

        Biz göreve gelirken herkes kazanacak dedik. 77 milyonun hep birlikte kazanması en önemli hedefimiz oldu. Bir bankamızın yönetim kurulu başkanı çıkıyor bir ifade kullanıyor. Son derece kötümser bir tablo çiziyor. Neymiş, elde edilen başarılara gölge düşmüş. Türkiye'nin itibarı zedelenmiş, hukuk sistemi sorgulanmaya başlamış. Bu bankayı inceleme yaptırdım. Mevduatları 8 kat aktifleri 6 kat büyümüş.

        Artık yan gelip yatan başbakan yok şimdi cumhurbaşkanıyım cumhurbaşkanı da yok. Artık nerede yanlış var bunu takip etmek zorundayız. Geri gidiyorsak kendimize çeki düzen vermeliyiz. Ülke hepimizin. Ben bunu görünce el insaf dedim.

        Gezi olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimleri karşısında dik durduğumuz için bazıları çıkıyor rahatsızlıklarını ifade ediyor. Ağaç, çevre, park dediler günlerce sokakları işgal ettiler. Başbakanlığım dönemimde 3 milyar ağaç ve fidan diktik. Şuada hazırlanan iddianamede telefon konuşmaları ne olduğunu ortaya koyuyor. Ağaç park için değil. Sanıkların ifadeleri de çok ilginç. 'Kız arkadaşıma hava atıyordum, alkollüydüm' diyor. Bunların benzeri Mısır’da, Ukrayna’da yaşandı. Mısır’da demokrasiyi katlettiler. İktidar olmuş cumhurbaşkanını yanındaki milli savunma olan zat darbe ile indirdi. Peki dünyada ses var mı? Kendileri ile bunları konuşuyorum. O yüzden rahatım. Bir günde 5 bini aşkın insanı öldürdüler. Ukrayna’da ülkeyi mahvettiler.

        Gezi olayları karşısında biz dik durmasaydık bugün farklı Türkiye’de yaşıyor olacaktık. Aynı şekilde 17-25 Aralık darbe operasyonları. Bazı çevrelerin bugün bile bu ihanet şebekesini görmezden gelmesine, kol kanat gelmesine şahit oluyoruz. 17-25 Aralık darbe operasyonları ile eski Türkiye’yi diriltmek kendilerine kazanç sağlamak istediler. Faiz lobileri ellerini ovuşturdular.

        "AĞIZLARINDAN SÖZ ÇIKMADI"

        Bizi kıyasıya eleştirenlerin ananas meselesinde ağızlarından bir söz çıkmadı. Her türlü hakareti yapanların, tespih meselesinde, rafineri meselesinde ağızlarını bıçak açmadı. Yargıda tehditler, şantajlar, en iğrenç hukuksuzlar ortaya çıkarken kimse çıkıp da bunları eleştirmedi. Kayıtlara geçiyor. Dönemin başbakanı diye tutanaklar tutuluyor. Bu tutanakları tutanlara karşı sessiz kalınsaydı ülke ne hale gelirdi. İhanet çetesine ses çıkarmadılar hatta gizliden gizliye bunları korumaya kalkanlar oldu. Sonra çıkıyorlar Türkiye’nin uluslararası itibari zedelendi diyorlar. Avrupa medyasına 3 yalan haber çıktı diye Türkiye’nin itibarı zedelenmez. Dün gazetelerde birinde ilginç bir haber çıktı. Şahsım ve sayın Başbakan birlikte Hacı Bayram Camii'nde Cuma namazı kıldık oradan çıkarken çekilmiş resmimiz. New York Times şunu haber yapıyor. IŞİD’in yatağı burası diyor.

        Böyle bir anlayış, böyle mantık, böyle dezenformasyona karşı biz hep birlikte tavır almamız gerekmez mi? Bu kervan yürümeye devam edecek. İçeriden ihanet şebeklerine destek verenlere rağmen bu kervan yürüyecek.

        Dün bir açıklama duyuyorum çok enteresan ve örnek, o da manidar. İşte 2000'li yıllarda malum 26 bankanın battığını söylüyor beyfendi, şimdi diyor bir bankanın batırılması için çalışılıyor. Bir bankanın batırılması için çalışılmıyor. O banka şu anda batmış zaten. Fakat bu, taşıma suyla ayakta durmaya çalışıyor. O, 26 batık bankanın olduğu dönemden biz farklı bir finans dünyasını devraldık. Şu anda bankalarımızın geldiği nokta çok açık net ortada. Şimdi bu batan böyle bir finans kuruluşunu, biz de o dönemde olan yanlışları tekrarlayarak aynen devam mı ettirelim?

        "İYİ BİLİYORUZ"

        Gezi olaylarının ve paralel yapının arkasındaki cepheyi lojistik destek sağlayanları da iyi biliyoruz. Türkiye’ye algı operasyonları düzenleyenlerin arkasında kim olduğunu biliyoruz .Hepsi mahcup oldular ve olmaya da devam edecekler. Enerjimizi kutuplaşmaya, gerilime değil yeni Türkiye’ye sarf edelim. Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı olarak ilk görevim budur.

        İnanıyorum ki Türkiye için beraber mücadele veriyoruz. 10 Ağustos akşamı ifade ettim. Eski kırgınlıkları muhafaza etmenin hiçbir faydası olmaz. Sadece hükümetin bu hassasiyeti taşıması yetmez. Bütün siyasi partiler ve STK'ların bu hassasiyeti taşımaları gerekir. Zaman yumrukları sıkma zamanı değil, tokalaşma zamanıdır.

        "DOĞRUDAN SİZE SESLENMEK İSTİYORUM"

        Toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önce TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer konuştu. Dinçer konuşmasında Erdoğan’a doğrudan hitap etti.

        “Sayın Cumhurbaşkanım konuşmamın bu bölümünde size hitap etmek istiyorum. Bizi en çok kaygılandıran bir konuda doğrudan size hitap etmek istiyorum” diyen Dinçer, konuşmasına söyle devam etti:

        “Son yıllarda belki de hepimizin katkısıyla oluşmuş bu ağır kutuplaşmanın bize zarar vereceğinden kaygı duyuyoruz. İçinde bulunduğumuz kutuplaşma ortamı, konuşmamda da paylaştığım tüm politika önerilerini, olumlu bekleyişleri, kalkınma politikalarını anlamsız kılacak, reform alanını sınırlayacak ve toplumda kardeşlik ve güven duygularını zedeleyecek bir aşamaya kesinlikle gelmemelidir” dedi.Dinçer, “Kutuplaşmanın bertarafı konusunda eğer somut bir ilerleme kaydedemezsek, korkarım ki üzerinde uzlaşmalar gerektiren reform alanlarında, örneğin; çözüm sürecinde, yeni anayasada yol alamayız diye düşünüyoruz” diye konuştu.

        “ÖNEMLİ BİR ROL ÜSTLENEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

        Haluk Dinçer, “Tam bu noktada Sayın cumhurbaşkanım, halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olmanız nedeniyle de, kutuplaşmanın bertarafında çok önemli bir rol üstlenebileceğinizi düşünüyoruz. Uzlaşmacı bir tutum ile sadece gelecek hedeflerine kilitlenerek, devletin kurumları, siyasi partileri, her türlü toplum kesimi arasında yeni bir toplumsal mutabakata öncelik edebileceğinize inanıyoruz. Söz konusu toplumsal mutabakat sağlandığında, Türkiye inanıyoruz ki rekabet gücü sıralamasında dünyada ki ilk 10 ülke arasına girebilecek en geç 2023’de AB üyesi olabilecek ve bölgesinde istikrar, demokrasi ve laikliğin teminatı olabilecektir” diye konuştu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ