İbrahim Yıldız yazdı: Takımın enerjisi, taraftarın coşkusu
Trendyol Süper Lig'in 33. hafta maçında Galatasaray, sahasında Pendikspor'u 4-1 mağlup etti. Habertürk yazarı İbrahim Yıldız mücadeleyi değerlendirdi
Galatasaray, kazanma serisini Pendikspor karşısında da sürdürdü. Futbol adına güzel bir akşam yaşandı. Ligde tutunmaya çalışan Pendikspor’un pozitif oyunu maçın zevkli geçmesine neden oldu.
Aslında karşılaşmaya iyi başlayan konuk takım oldu. Galatasaray 35 dakika oyunda yoktu. Pendik daha düzenli ataklar geliştirdi. Şaşırtıcı biçimde kötü oynayan Sarı- Kırmızılı takımın dönüşümü golcü Icardi’nin uzaktan attığı şutun ağlarla buluşmasıyla geldi.
Golün ardından oyunu istediği gibi yönlendiren, tempoyu arttıran, fırsatlar bulan Galatasaray attığı 4 golden daha fazlasını yapabilirdi. Özellikle ikinci yarı harika bir maç izledik. Ofansif futbol izleyenlere zevk verirken, heyecanlı anlar da yaşandı.
Şunu kabul etmek gerekir ki, Galatasaray takım olarak müthiş bir birliktelik içerisinde. Taraftar tam anlamıyla 12. Adam. Saha içerisindeki enerji tribünlere yansıyor. Coşku seli taraftarı oyunun içerisine çekiyor. Bundan dolayı çok az takımın sahip olduğu büyük bir avantaja sahip Sarı-Kırmızılılar. Öteki karşılaşmalarda sık sık izlediğimiz oyunculara yönelik eleştiriler, ıslıklamalar, küçük düşürücü sözleri Galatasaray taraftarında görmüyoruz. Aksine, kötü oynayan oyuncuyu nasıl motive edeceklerini çok iyi biliyorlar. Oyuncunun sahada kalmasını sağlıyorlar.
Fenerbahçe ya da Beşiktaş taraftarı iyi oynamayan oyuncusunu ıslıklarla daha da kötü olmaya itiyor. İşte, Sarı-Kırmızılı taraftarın farkı da burada ortaya çıkıyor. Şampiyonluk hedefine doğru ilerlerken bir bütün olarak herkes görevini bilinçli olarak yapıyor. Sonuç da ortada. Galatasaray iç sahada yenilmiyor. Kazanma alışkanlığını sürdürüyor.
Galatasaray gibi yıldızlar topluluğundan oluşan bir takımı yönetmek gerçekten çok zordur. Fakat, Okan Buruk bu işi büyük bir beceriyle yaptı. Sezon başı bu yöndeki eleştiriler de boşa çıkmış oldu. Pendik karşısında sonradan oyuna girenlerin sonuca katkısı olumluydu. Hatta Zaha gibi bir oyuncu sahada kendisine yer bulamadı. Kısacası, oynamayı hak eden forma şansını bulabiliyor.
Bir başka ayrıntı ise, Galatasaray en yakın rakibi Fenerbahçe’nin yaşadığı sakatlıklar gibi bir sorunla boğuşmuyor. Neredeyse her maç tam takım sahadalar. Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın sakatlık “hastalığını” hala çözemeyişi düşünülmesi gereken bir konu.
Sarı-Kırmızılı takım iyi oyunculardan oluşan bir ekip. Her oyuncu görevini eksiksiz yapıyor. Fakat takımın motoru orta sahada. Öyle bir üçlü var ki, savunma ve ofans becerileri çok yüksek. Torreira, Kerem Demirbay ve Mertens, Pendik maçında yine farklarını ortaya koydular. Rakip ceza sahasına çok kez geldiler. Forvete yardım ettiler. Gol pozisyonlarında fazlasıyla öne çıktılar.
Karşılaşmanın en önemli ismi ise Barış’tı. Aldığı her topla, rakip savunmayı kelimenin tam anlamıyla dağıttı. Takımın ateşleyicisiydi. Tutmak zordu Barış’ı. Güçlü fiziği yanı sarı, ayağına hakimiyeti, sürekli kaleyi düşünmesi takımın itici gücü oldu. Icardi de önceki maçlara göre daha hareketliydi. Pendikspor’un açık futbol oynaması, Sarı-Kırmızılı takıma geniş alan bulma olanağı sağladı. Futbol adına güzel hareketler izledik.
Galatasaray, istediği gibi oynadı. 55 dakika büyük bir üstünlük sağladı. Oyun kontrolünü elinden bırakmadı. İyi oynayarak zorlanmadan kazandı.
