James McAvoy, “Manşetlere inanmıyorum”
James McAvoy, 42. Toronto Film Festivali'nde gerçekleşen "Submergence"ın (Derin Sular) dünya prömiyeri sonrası sadece Kerem Akça'ya konuştu. Filmin Türkiye prömiyeri Adana Film Festivali'nde yapılacak
Gazete Habertürk'te Kerem Akça imzalı röportaj ünlü aktör James McAvoy ile merak edilenleri ortaya koyuyor.
Wim Wenders’in bu filmde size seçmesini nasıl karşıladınız? Şaşırdınız mı?
Onunla otelinde buluştuk. Yürüyüp bir kahve içelim dedim. Buluşmada hiçbir şey söylemedi. 45 dakika boyunca ben konuştum. Sessiz durdu, dinledi, soğukkanlılığını korudu. İsterseniz çok mutlu olurum, olmazsa da alınmam diyerek Berlin’den ayrıldım. Ertesi gün ondan menajerime bir telefon gelmesini beklemiyordum. Ama bu gerçekleşti. Benim için şaşkınlık verici bir olaydı!
Alicia Vikander çok çabuk yükselişe geçen bir değer. Onunla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Çok güçlü ve etkileyici bir oyuncu. Gerçekten alkışlanası bir yeteneği var. Neyi yapmak istediğine dair derinlikli bir vizyon sunabiliyor. Dürüst olabilmesi de şaşırtıcı. Bambaşka bir bakış açısı katıyor karakterine. Aynı zamanda fazlasıyla ilginç bir oyuncu. Profesyonellikle zekâyı harmanlıyor. Etrafındaki herkesi elektriğine ortak edebiliyor.
Vikander’in Michael Fassbender ile ilişkisi, sizin arkadaşlığınızı da düşünürsek bu filmdeki tutkulu sahnelere nasıl yansıdı?
Birbirimizi tanımıyorduk. Michael ile internet olmasa görüşmeyiz. Açık konuşayım. Setler dışında çok görmüyoruz birbirimizi. Takılmıyoruz. Seviyorum adamı ama. Samimi bir sahneyi güçlendiren yönetmendir, atmosferi o kurar. Eğer sevgilinizle iyi geçiniyorsanız, etkileşimi iyi kurabilirsiniz, o zaman rahat bir seks hayatınız olabilir. Ama biri gelip ‘Cinsel ilişkiye gir!’ derse her şey allak bullak olur. Yönetmene de bağlı tabii. Hikâyeyi anlatan odur. Genelde bu durum gerginlik yaratabilir.
Karakterin duygusal yolculuğu nasıl yorumlanabilir?
Yeniden doğmuş hissettim kendimi. Bir kez daha sömürüldüğüm ve kurban yerine konduğum bir karakterim olmuştu.
Medyayı takip ediyor musunuz?
100 kişiyle röportaj yapıyorsunuz. Kimsenin ciddi olmadığını düşündüğü şey manşet oluyor. Bu çok sinir bozucu! Ben de bir aktör olarak en ilginç olan şeyleri istiyorum. “Wanted” (2008) zamanı Angelina Jolie’yi Brad Pitt’ten çaldığım söylendi. Bu gerçekten çok gülünçtü! Bazı şeyleri kontrol etmek gerekiyor, ama genel anlamda manşetlere inanmıyorum.