Victoria’s Secret'in yeni koleksiyonu Sexy Illusions’ın yüzü; Josephine Skriver

Danimarkalı Victoria’s Secret kızı Josephine Skriver, markanın yeni koleksiyonu Sexy Illusions’ın yüzü oldu. Marka ile yolları 3 yıl önce kesişen ve podyumda yürürken kendini inanılmaz mutlu hissettiğini söyleyen Skriver, sürekli vücudunu yoran egzersizleri de hayatının vazgeçilmezi haline getirmiş. Victoria’s Secret kızı Skriver ile yeni macerasını konuştuk. HT Cumartesi'nden Ekin Türkantos'un röportajı...

Danimarkalı olduğunuzu biliyoruz. Kaç kardeşsiniz, nasıl bir ailede yetiştiniz?

Ailem hâlâ Danimarka’da, onlarla yakın bir ilişkim var. Danimarkalı olmaktan gurur duyuyorum. Orası çok güzel bir yer. Bir erkek kardeşim var. Danimarka’ya ait bir şeyi her gün yanımda taşımaya çalışıyorum, çünkü orası bugün olduğum kişi olmamı sağladı.

Peki her şey nasıl gelişti?

Victoria’s Secret ailesine katılmam ve bir melek olmam teklif edildiğinde çok şaşırdım ve biraz da korktum. Hayat çoğu zaman lunaparktaki hız treni gibi olabiliyor. Sürekli inişler ve çıkışlar yaşıyorsunuz. Fakat sonunda beni böyle özel bir şeyin parçası yaptığı için çok mutluyum. Victoria’s Secret Fashion Show’u izliyorsun ve zeki, kibar, güçlü, güzel kadınların bir markayı temsil ettiklerini görüyorsun. Sonrasında kendini çimdikliyorsun ve senin de o kadınlardan biri olduğunu hatırlıyorsun. Bu inanılmaz bir şey, hayallerin gerçeğe dönüşmesi.

‘VÜCUDUNUZA VE AKLINIZA MEYDAN OKUMALISINIZ’

Podyumda kendinden emin yürümek nasıl bir şey?

İnanılmaz bir his! Victoria’s Secret Fashion Show’un podyumun diğer tüm podyumlara kıyasla aşırı enerjik ve tempolu olmasına bayılıyorum. Orada kendi kişiliğinizi ortaya koyabiliyorsunuz. Bana göre bu defile tüm zamanların en iyi Rock & Roll şovu! O ışıklar, seyircilerin bağırışları, seslenmeleri, elinde olmadan adrenalinin tavan yaptığı bir ortam. Bu yüzden çok heyecanlanıyorum. Yürürken özel bir sırrım yok, sadece mutluluk patlaması yaşıyorum ve adımlarımı peşi sıra atıyorum.

Bir söyleşinizde spor salonunda sıkı bir egzersiz programından çıktığınızda kendinizi seksi hissettiğinizi söylemişsiniz. Bize beslenme, spor ve bakım sırlarından bahseder misiniz?

Çok fazla egzersiz yapıyorum. İhtiyacım olan besinlerin vücuduma girmesi için sebze ve protein tüketiyorum. Bana göre en önemli egzersiz ritüeli çok rahat etmemek. Hareketleri sık sık değiştirerek vücudunuza ve aklınıza meydan okumalısınız. Bir gün ağırlık kaldırıyorum, ertesi gün boks ve diğer gün yoga.

Giymek istenecek tasarımları herkesten önce görmek, giymek nasıl bir his? Modeller bu tasarımlarla bağ kurar mı?

Her sene, tasarlanan yeni koleksiyonlar sır gibi herkesten saklanıyor. İlk deneme ve provalara gidene kadar kimse neyle karşılaşacağını bilemiyor. Geçtiğimiz sene, Swarovski tasarımını giyme onurunu bana verdiler. Gerçek bir yıldız gibi hissettim, çünkü sahne ışıkları vurduğunda tüm kostüm parıldadı, inanılmazdı! Hatta defilede Bruno Mars ile birlikte biraz dans ettik, şovun en öne çıkan anıydı bu. Bütün look’lar muhteşem tabii ama senin için özel hazırlananlarla özel bir bağ kuruyorsun.

Ne olursa güne güzel başlarsınız ya da sıradan bir günde neler yapıyorsunuz?

Tam bir gündüz kuşuyum. Erken kalkarım ve güne enerjik başlarım. İlk yaptığım şey limonlu su içmek. Sonrasında kendimi spor salonuna atarım. Sonra eve dönüp kahvaltımı ederim. Genelde yumurta yanına sebzeler ya da meyve yiyorum. Maillerimi cevaplıyorum, arkadaşlarımla buluşuyorum veya bazı şovları yakalamaya çalışıyorum. Ah, tabii mutlu bir gün için kahvemi atlamıyorum.

Yeni koleksiyon yokmuş hissi yaratan tasarımlarıyla ön planda. İyi bir giysi hafif mi olmalı?

Rahatlık kesinlikle önemli. Bu koleksiyonda sutyeninizi düzeltmenizi gerektirecek bir şey, en önemlisi balen yok. Fakat yine de size mükemmel bir şekil ve kaldırma sağlıyor. Herkes feminen bir duruş ve rahat çabasız bir şıklık ister, bu koleksiyon bana istediğim her şeyi veriyor.

Hobileriniz, yapmaktan keyif aldığınız şeyler neler?

Gezmeyi inanılmaz seviyorum. İş için çok fazla seyahat ediyorum tabii ama boş günlerimde bile yeni maceralar için planlar yapmaya başlıyorum. Aklım her zaman gideceğim ve sokaklarında kaybolacağım bir sonraki yerde.

Bugüne kadar büyüklerinizden duyup benimsediğiniz n önemli tavsiyeyi soracağım. Bir de sizin genç kızlara verebileceğiniz öğüt ne olur?

Değişmeyeceğine inandığım, hayat mottom ve herkese tavsiye edebileceğim tek şey: Kendin ol. Özür dilemeye gerek duymadan kendin ol.

Feminen parçalarla erkeksi stil

Gardırobunuzun ve çantanızın olmazsa olmazları neler?

Feminen parçalarla erkeksi stili karıştırmaya bayılıyorum. Dantel detaylı sutyenleri, altından belli olacak şekilde üstlerle kombinliyorum. Altına jean ve en sevdiğim spor ayakkabılarımı giyiyorum. Erkek arkadaşımın dolabından kıyafetler çalıp kendiminkilerle karıştırmayı da seviyorum.

İlhamı erkek arkadaş kokusu

Marka, iç çamaşırı hatta dış giyim koleksiyonuyla birlikte bir de yeni koku hazırladı. Yeni kokunun adı belki de hepmizin en çok ihtiyacı olan şey: LOVE. Kokunun tasarımcısı Mark Knitowski, parfümün tasarlanırken erkek arkadaş tişörtünün kokusuna ait notaların çıkarıldığını söylüyor. Ve ortaya aromatik ardıç, şakayık ve kayısı çiçeğinin temiz ve aydınlı kokusu çıkmış. Ona göre Victoria Secret parfümleri markanın seksi, sofistike ve sonsuza dek genç olma duygusunu ve enerjisini yansıtıyor.

Her ruh hali için farklı kokular tasarladıklarını anlatıyor Knitowski “Eğlenceli, flörtöz, romantik veya tahrik edici” diyor. Parfüm seçerken dikkat edilmesi gerekenleri ise şöyle sıralıyor: “Mükemmel kokuyu bulmanın en iyi yolu sabah taze teninize parfüm denemek. Duyularınız da uyanık olduğundan seçmek kolay olur. Parfümü önce özel kâğıda sıkın, beğendiğinizi bileğinize sürün. Ovalamadan kokusunu almaya çalışın. Bir kere de en fazla 4 koku deneyin.” Koku tasarımcısı, güne daha iyi başlamak için sabahları parfümü havaya sıkıp bu koku bulutunun içinden geçmeyi öneriyor.