Arda Turan ile Aslıhan Doğan evlenecek mi?

ESİN ÖVET: Şaşırmadım yeniden bir araya geleceklerini daha önce de söylemiş ve yazmıştım. İyi olmuş. Zaten bu yeniden buluşmada ya evlenirler ya da dönüş olmayacak şekilde ayrılırlar. Arda’nın zor bir yaşantısı ve hayatı var. Ayak uydurmak zor. İlişkinin yürümesi için iki tarafın da taviz vermesi şart.

OBEN BUDAK: Genelleme yapacak olursak, ayrıldığınız sevgilinize geri dönüyorsanız, ikinci beraberlik o kadar uzun sürmüyor. İlişkilerine yeni bir tat katmak için çocuk yapıp sonra pişman olan çiftler gibi aynı. Akılları başına geldiyse evlensinler, ilişkilerini kurtarmak için değil.

İPEK DURKAL: Bilmiyorum, astrolog Dinçer Güner, “Şu ara eski sevgilileriniz geri dönebilir aman barışmayın nasılsa yine ayrılacaksınız” deyip duruyor...

REŞAT BALCIOĞLU: Arda ofsayta düştü... Arda ilişkileri gayet güzel giderken, hatta yüzükler takılacakken Aslıhan Hanım’dan pat diye ayrıldı. Üstelik oralarda başka bir kadın veya sorun yoktu. Şimdi ne oldu da barıştılar? Üstelik Aslıhan Hanım evlilik şartını öne sürmüş, bence artık ortada aşk falan yok. 2 hafta sonra yine konuşuruz ayrıldılar diye. Eğer gerçeten aşk olsa böyle şartlar, istekler konuşulmaz, tek kare fotoğrafla her şey biterdi.

KADİR KAYMAKÇI: Aslıhan Doğan’ın ‘barışma’ şartını Arda hayata geçirir mi bilemiyorum. Ama bu kadar ayrı kaldıktan sonra yeniden bir araya geldiklerine göre demek aralarında özel bir bağ var! Ben böyle ayrılıklardan sonra yeniden bir araya gelmelere çok sıcak bakmam doğrusu ama Arda ile Aslıhan için hayırlısı olsun, onlar muradına ererse biz de kerevetlerine çıkarız ne diyeyim.

BÜLENT İPEK: Arda, Aslıhan’ın evlilik şartını kabul ederek barışmış ama öte yandan zaman istemiş. Bu kısmı kafa karıştırıyor. Ayrılma nedenleri zaten Arda Turan’ın evliliğe yanaşmamasıydı. Bu yaz nikâh masasına oturmazlarsa bu ilişki daha da dikiş tutmaz.

‘Aleyna kendisine gaz verenleri yanından uzaklaştırmalı’

Geçtiğimiz günlerde 17 yaşına giren Aleyna Tilki, doğum günü kutlamasında gazetecilere “Seneye dünya starıyım” açıklamasını yaptı. Genç şarkıcının bu iddialı çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Tilki’nin kariyeri 18 yaşına girdikten sonra nasıl değişir?

ESİN ÖVET: Aleyna’nın yaşı küçük ama söylemleri acayip büyük. Zamanında abileri, ablaları da yaptı böyle açıklamalar. Bu sefer Aleyna’da tutar belki, belli mi olur. Çok iddialı açıklamalar yapıyor. İnşallah gerçekleştirir.

OBEN BUDAK: Çok sıkıldım Aleyna Tilki’den. Ortada bir tane şarkı var, o da benim kriterlerime göre oldukça kötü. Tek şarkıyla dünya starıymış gibi bir gündem yaratmak fazlasıyla Türk işi geliyor bana. Ortada elle tutulur bir şey yok ama sürekli Aleyna konuşuluyor.

İPEK DURKAL: Evet, tüm dünya nefesini tuttu, Türkiye’de eğlenceli bir magazin figürü olmaktan öteye gitmemiş Aleyna’nın 18 yaşına girmesini bekliyor.

REŞAT BALCIOĞLU: Başlamadan bitti. Erken öten horozu keserlermiş. Bak hele şu Aleyna’ya, Türkiye’de iki manşet oldu, görüntüleri TV’de yayınlandı diye havalara girmiş küçük hanım... Sen ne zaman popçu oldun da seneye dünya starı olacaksın? Bu kadar havaya girdiysen yazık olmuş, oysa gelecek vaat eden bir popçu adayıydın. Aleyna Hanım size bu gazı verenleri derhal yanınızdan uzaklaştırın, sizi bitirmeye oynuyorlar benden uyarması.

KADİR KAYMAKÇI: Aleyna’nın kariyeri 18’ine geldikten sonra değişmez. Birkaç gün dinlenip unutulan abur cubur şarkılar, incir çekirdeğini doldurmayan polemiklerle gündem olmaya çalışan bir başka ‘popçu’ olur. Çünkü iddia ettiği gibi ‘seneye dünya starı’ olmak için Lady Gaga ile aynı gün doğmak yetmiyor.

BÜLENT İPEK: Aleyna şu an memleketin en ünlü şarkıcısı zaten. O yüzden ‘Seneye dünya starıyım’ şeklindeki iddialı cümlesini yadırgamıyor, hatta destekliyorum. Zaten o hedefi koymazsa nasıl dünya starı olabilir? Dev bir sektör olan Amerikan şov dünyasındaki şarkıcıların önemli bir kısmı da Aleyna’nın yaşında şöhrete ulaştılar. Herkese şöhret olabilme kapısı açan Youtube diye bir mecra var artık. Dünyada şöhret olması iyi bir şarkı ve klibe bakar. Ne Tarkan gibi yıllarca ABD’de yaşaması, ne New York aksanlı İngilizce bilmesi şart değil.

‘Serenay’ın ‘Sınavı kaçırdım’ sözleri hiç inandırıcı değil’

Serenay Sarıkaya, YGS sınavını iş yoğunluğundan dolayı kaçırdığını açıkladı. Lise mezunu olan güzel oyuncu, seneye şansını tekar deneyeceğini söyledi. Sarıkaya’nın üniversite okumak konusundaki ısrarı için neler söyleyeceksiniz? Tüm Türkiye’nin tanıdığı, milyonluk anlaşmalara imza atan Sarıkaya’nın üniversite okuması elzem mi?

ESİN ÖVET: Okumalı tabii ki. Herkes okumalı. Eğitimini tamamlamalı. Ünlü oldu, şöhret oldu, bir sürü para kazanıyor diye eğitimi yarıda bırakmak olmamış. Kesinlikle önce eğitim diyenlerdenim.

OBEN BUDAK: Yani daha YGS sınavına bile giremiyorsa pek okumak istiyormuş gibi durmuyor aslında. Ben ciddiye almadım bu konuyu şahsen.

İPEK DURKAL: YGS’yi iş yoğunluğunu bahane ederek kaçırdıysa demek ki önceliği üniversite eğitimi değil. Pek tabii alacağı eğitim mesleğiyle ilgili değilse işine çok bir şey katmayacak ancak kendisine katacak. Neyse ki üniversitede yaş sınırı yok...

REŞAT BALCIOĞLU: Serenay Hanım’ın ‘Sınavı kaçırdım’ söylemine hiç inanmıyorum. Liseyi zar zor bitirmiş bir kız. Üniversiteye gitmek istese kariyerine değil beynine yatırım yapardı, o şöhretin peşinden koştu. Şimdi hem şöhrete hem paraya kavuştu, eğitimli oyuncu moduna gireyim diye uğraşıyor. Aslında üniversite okuması çok önemli, tabii ki eğitimli sanatçılara çok ihtiyacımız var.

KADİR KAYMAKÇI: Yapılacağı gün ve saat ‘fi’ tarihinden belli olan bir sınavı ‘yoğunluk’tan kaçırmak da ne bileyim en hafif tabiriyle biraz ‘acayip’ olmuş. Nedir yani, Serenay sınav için izin istemiş de yönetmen mi vermemiş? 2-3 saat sınava gitmeye vakit bulamayan Serenay, yarın üniversiteye girdiğinde vizelere, finallere nasıl yetişecek acaba? Eğer bu mesleği yapacaksa iyi bir oyuncu ya da ‘dolu’ bir insan olmak için illa üniversite okuması gerekmiyor Serenay’ın...

BÜLENT İPEK: YGS’yi kaçırmasa gideceği üniversitenin vize sınavlarını, finallerini kaçırırdı. Serenay, kariyeri açısından çok kritik bir işe başladı. “Üniversiteyi nasıl olsa okurum ama bu işi yürütemezse yerine yenisi gelmeyebilir” diye düşünmüştür ki bu da normal.

‘Kıvılcım’ın olay çıkarmak için can attığı belliydi’

İki ateş arasında kalan Kaan Tangöze nihayet suskunluğunu bozdu. Eski eşi Seçkin Piriler’in sözleri üzerine basın açıklaması yapan Tangöze, “Haksız açıklamalardan ve Kıvılcım üzerine yapılan baskıdan duyduğum rahatsızlığı belirtmek isterim. Tüm sorumluluk bana ait olup özel hayatlarımıza saygı gösterilmesini rica ederim” dedi. Tangöze’nin bu açıklaması iki kadın arasındaki kavgayı bitirir mi?

ESİN ÖVET: Korkunç bir hal almaya başladı bu durum. Seçkin en çok üzülen ve yara alan isim. Ama Kaan, Kıvılcım’a sahip çıktı. En azından iki çocuğunun annesi Seçkin’e de sahip çıksaydı. Ya da bunun bir ortasını bulsaydı.

OBEN BUDAK: Kaan ateş hattının ortasına oturup kalmış. Kıvılcım’ınki ne kadar büyük bir baskıysa artık bu konuyu direkt kendi üzerine çekti. Seçkin’in uzaklaşması gerekiyor bu ortamdan. Kıvılcım’ın basın önünde ne kadar mutlu olduğu, olay çıkarmak için can attığı belliydi.

İPEK DURKAL: Bu açıklamayı bize değil, biri çocuklarının annesi diğeri sevgilisi olan iki kadını karşısına alarak yapsa daha yerinde olmaz mıydı? Biz mi yazdık “Köpekler havlıyor” diye? Kıvılcım Ural ve Seçkin Piriler’i gördükçe Nazire Şenlendirici’yi özler oldum yeminle!

REŞAT BALCIOĞLU: Otur kızım sıfır. Adam haklı delikanlı gibi çıkıyor ve ne hata varsa sorumlusu benim diyor, var mı daha ötesi? Kaç erkek şimdiye kadar böyle davrandı? Hanımlarınki ego savaşından öte bir şey değil. Hanımlar oturun yerinize ve susun...

KADİR KAYMAKÇI: Umarım bitirir. Kaan Tangöze’nin adının müziği dışında, böyle pembe dizi tadındaki bir aşk üçgeni içinde geçmesi hiç hoş değil bence. Sanırım kendisi de illallah etti ki bu açıklamayı yaptı. Seçkin Piriler artık bıraksın bu bitmiş işin peşini. Kıvılcım Ural da sevdiği adam için sussun artık. Bu polemiklerin kimseye faydası yok.

BÜLENT İPEK: Eğer iki kadının savaşından söz edeceksek, Seçkin Piriler’in ikinci mağlubiyeti diyorum buna. İlk mağlubiyeti aldatmanın ortaya çıkmasından sonra evliliği sürdürme çabasına rağmen yaşamış, kocasını boşanmaktan vazgeçirememişti. Geçen hafta adeta bir kumar oynayıp ‘Kaan ile Kıvılcım’ın ilişkisi aslında bitti’ çıkışı yaptı. Öyle olmadığını bu kez Kaan gösterdi. Bugüne kadar ağzını açmamasına rağmen çıkıp ilişkisine sahip çıktı. Kılıçlar çekildi ve kınına geri girmeyecek belli ki. İki kadının savaşı sürer diyorum.

‘Tülin ve Mehmet’in evliliği çok yıpranmış durumda’

Magazin dünyasının örnek çiftlerinden Tülin Şahin ve Mehmet Özer boşanıyor. Özer’in çocuk istediği, Şahin’in ise ‘Vücudum bozulur’ diyerek çocuk yapmaktan kaçındığı iddia ediliyor. Sizce taraflardan birinin çocuk istememesi boşanma sebebi mi?

ESİN ÖVET: Tülin Şahin’in çocuk istemediğini çok iyi biliyorum. Hiçbir zaman istemedi, yeni değil. Uzun evliliklerde bir eksiklik oluyor çocuğun olmaması. Bu da artık bir sorun yaratmaya başlamış belli ki. Çünkü bu tarz haberler çıktığında Tülin Şahin hemen “Yok öyle bir şey” açıklamaları yapardı. Bu sefer yapmadı. Sadece gülmekle yetiniyor. Bu da düşündürücü.

OBEN BUDAK: Olabilir tabii. Çocuk istemek ne kadar önemliyse çocuk istememek de bir hak. Çocuk sevmeyen, istemeyen kadınları anlayamıyorum şahsen ama vardır bir bildikleri herhalde.

İPEK DURKAL: Tek sebep bu olabilir mi? İkilinin son yıllarda arası zaten limoniydi. Daha önce de ayrılığın eşiğinden döndüler. İkisini de çok severim. Umarım mutlu olurlar.

REŞAT BALCIOĞLU: Bence sorun çocuk falan değil, benim duyduğum, öğrendiğim evlilikleri çok yıpranmış. Tülin Hanım istese şimdiye kadar çocuk yapardı zaten. Bu evliliğin bitmesinin en büyük sebebi ihanet. Kim kime ihanet etmiş derseniz, yakında çıkar kokusu benden söylemesi...

KADİR KAYMAKÇI: Tülin Şahin-Mehmet Özer çifti hiç tartışmaz gibi geliyordu bana uzaktan! Öyle steril, bilimkurgu filmlerindeki bembeyaz uzay gemileri geliyordu aklıma onları görünce niyeyse...

BÜLENT İPEK: Eşlerden biri çocuk istiyor, diğeri istemiyorsa zaten bu hukuki olarak boşanma gerekçesi. Tülin’in çocuk istememe gerekçesi gerçekten konuşulduğu gibi vücudum bozulur endişesi mi yoksa evliliğin devamına yönelik endişe mi ondan emin değiliz. Yıllardır tanıyıp sevdiğim Tülin ve Mehmet’e hayırlısı neyse o olsun diyorum.